Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Büyükşehir davasında şok iddialar: Polis görev gaspı yaptı

Büyükşehir davasında şok iddialar: Polis görev gaspı yaptı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve üst düzey belediye bürokratları, şirket yöneticilerinin yargılandığı 129 sanıklı Büyükşehir Davası’nın bugünkü duruşmasında, sanık avukatı verdiği ek savunmada çarpıcı iddialarda bulundu. Tarihi Büyükşehir Davası'nda

  • Ege Postası
  • 15.07.2016 - 17:02

EGEPOSTASI – Tutuklu sanığın bulunmadığı, tarihi Büyükşehir Davası’nda bugün flaş gelişme yaşandı. Vahyettin Akyol ve Haydar Ballı’nın avukatı Mahmut Yılmaz, davaya ilişkin soruşturmanın, CMK'nın 160'ıncı maddesine aykırı şekilde,  iki polisin araştırmasıyla başladığını, oysa polisin kendiliğinden soruşturma yapma yetkisinin bulunmadığını belirterek, müvekkillerinin derhal beraatini istedi.

Tarihi Büyükşehir davası bir kez daha ertelendi

Sanıklar Vahyettin Akyol ve Haydar Ballı’nın avukatı Mahmut Yılmaz 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu ek savunmada, ‘Derhal beraat’ taleplerinin, dosyadaki delillerin tamamının yasadışı, hukuk dışı olması ve bu nedenle geçersiz olmasından kaynaklandığını belirtti.

Münhasıran soruşturma yapma yetkisinin savcıda olduğunu belirten Avukat Yılmaz, örneğin vali, kaymakam veya belediye başkanının soruşturma yapamayacağı gibi, kolluğa da bu yetkinin verilmediğini belirtti. Savunmada, "Dolayısıyla kolluğun kendiliğinden soruşturma yapma yetkisi bulunmamaktadır. Suç ihbarını alan kolluk, olay yerine gitmek ve delillerin kaybolmaması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Ancak suça ilişkin araştırma veya soruşturma işlemi yapabilmesi için cumhuriyet savcısının kolluğa yazılı emir vermesi gerekir. Polis, savcının emirleri doğrultusunda, kanundaki usullere uygun olarak delilleri toplamak, muhafaza altına almak ve bir rapor ile savcıya sunmakla yükümlüdür. Polis yaptığı işleri anlatan bir rapor hazırlayabilir. Ancak suça ilişkin yorum veya değerlendirmeleri içeren bir yazı yazamaz. Suçun vasfını belirleyemez. Ne var ki davamızda kolluk kendiliğinden soruşturma da yapmıştır, suçun vasfını da belirlemiştir. Hatta denebilir ki savcı kolluğu yönlendirmemiş, bilakis kolluk savcıyı ve hatta hakimi yönlendirmiştir” denildi. Savunmada ayrıca şu görüşlere yer verildi:

DOSYALARI DAHİ…

“İddianamede soruşturmanın C.C.K’nin, 8.4.2010  tarihinde özel yetkili savcılığa başvurmasıyla başladığı belirtilmektedir. Ancak bu doğru değildir. Bu başlangıç savcıların 160. Madde’yi dolanmak için uydurdukları bir giriştir. Gerçekte soruşturma KOM Şube Müdürlüğü’nün nitelikli dolandırıcılık kısım amirliğinde görevli C.Z. ve Ö.G. isimli iki polis memurunun düzenlediği 2.3.2010 tarihli raporla başlamıştır. Kolluk, soruşturma dosyalarının dahi birleştirilmesini sağlamıştır.

İncelendiğinde, soruşturmayı savcının değil de kolluğun yürüttüğü, suçu vasıflandırdığı, kimin dinleneceğine, kimin takip edileceğine kolluğun karar verdiği görülmektedir.

İki polis rapor düzenleyerek KOM şube müdürlüğüne veriyor. Müdür bu rapora istinaden savcıdan, belirlenen kişilerin, belirlenen numaralarının dinlenmesi için karar alınmasını istiyor, savcı mahkemeden karar istiyor. Mahkeme kararını vererek, savcıya veriyor, savcı da bir yazı ekinde emniyete teslim ediyor. Emniyet de dinlemeyi yapacak personele veriyor, böylece görev yürütülüyor. Böyle olması gerektiğini düşündüğümüz için böyle olduğunu sanıyorduk. Ancak yakından bakıldığında böyle olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü, 17 mahkemenin verdiği 30 adet iletişimin tespiti kararının tamamı, hedef kişiler dışında birebir aynıdır. Hatta imla hataları bile aynı. Şimdi 10 ayrı hakim, noktasına ve virgülüne kadar aynı kararı veremeyeceğine göre, geriye bir ihtimal kalıyor, o da kararlar bir merkezde hazırlanmıştır.

Raporda, herhagi bir şikayetten veya ihbardan veya bir suçüstü halinden bahsedilmemektedir. Bu iki polis, yaptıkları istihbari çalışmalar sonucu belediyenin hizmet alımlarına yönelik ihalelerinde yolsuzluk yapıldığını iddia etmişlerdir. Raporda herhangi bir delil yer almadığından, muhtemelen birilerinin uyarısı ile aynı polisler başka bir rapor düzenlemişlerdir. Bu rapora Ticaret İl Müdürlüğü’nden ve KİK web sayfasından aldıkları belgeleri eklemişlerdir. Bunların tek başına delil olma özelliği yoktur. Dolayısıyla suçun işlendiğine dair kuvvetli şüpheyi göstermemektedir. Savcılar ve hakimler, daha hiçbir şey yapılmadan, delil araştırılmamışken, soruşturma numarası verilmesi ile birlikte iletişimin tespiti kararı vermişlerdir. Raporu hazırlayan polislere şunun sorulması gerekirdi: Siz kimsiniz ve bu istihbari çalışma yetkisini  nereden aldını? Ancak ne hakim ne de savcı bu soruyu sormadığı gibi talep üzerine derhal suçlanan şahısların telefonlarının dinlenmesine karar verilmiştir. Kolluk kendiliğinden soruşturma yaparak 160. Maddeyi ihlal ettiği gibi, suç vasfını da belirterek, ayrı bir maddeyi ihlal etmiştir. Belge hukuk dışı delildir. Kolluk görev gaspı yaparak soruşturmayı başlattığı iin raporlardan başlamak üzere ardıl olarak elde edilen tüm deliller hukuka aykırı olarak elde edilen delillerdir. “

Avukat, sanıkların beraatine ve mahkemenin görevsizlik kararı verilmesini isterken, şimdi gözler 25 Ekim’e ertelenen duruşmaya çevrildi.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.