CHP'den Meral Akşener'in sözlerine yanıt: Ne değişti?
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, bildiri kararı nedeniyle CHP'yi hedef alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e verdiği yanıtta, "4 yıl önce yine şehit vermiştik, yine ortak bildiri verilmişti. Meral Hanım imzalamamıştı. 'Terörü yaratan AKP ile aynı çizgide olmak istemiyoruz' demişti. Ne değişti?" dedi.
- Ege Postası
- 17.01.2024 - 14:21
- Güncelleme: 17.01.2024 - 15:28
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
CHP’li Başarır da şunları söyledi:
“Saray, Cumhurbaşkanı; ‘Emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz’ dedi. Ve yüzde 5 ek zam yaptı bir lütuf gibi. Bu utanç verici bir durumdur. Beyefendi zam koşullarını zorlamış, oysa sarayın 1 günlük harcaması 33 milyon lira. Ben, buradan sormak isterim: Fedakarlık yapmak isteyen emekliler mi, Beyefendi mi olmalı? Emeklilerin bir dakika bile dayanacak durumu, gücü, takati yok. Sayın Cumhurbaşkanı, her gün giderlerin artarken, 1 günde 33 milyon lira harcarken, dakikada yaptığın zammın kat kat fazlasını harcarken emekliyi düşünmüyor musun? Bu ülkeye geldiklerinde, 2002’de en düşük emekli maaşı, asgari ücretin 1 buçuk katıydı. Bugün neredeyse yarı oranında. Bundan utanmayan, sıkılmayan, erinmeyen bir iktidar var. Biz CHP Grubu olarak utanç duyuyoruz. En düşük emekli maaşı 10 bin lira. Haydi bakalım beyefendiler, bu parayla bir hafta geçinebilin. Sayın Başkan, ‘En düşük emekli maaşı yeni göreve başlayan devlet memuruyla eşit olmalı’ dedi. Hadi, onu geçtik. Asgari ücret kadar yapın.
"SENİN İTİBARIN SIFIR RECEP TAYYİP ERDOĞAN. ÇÜNKÜ EMEKLİNİ, İŞÇİNİ ENFLASYONUN ALTINDA EZDİRMİŞSİN”
Bu ülkeyi yönetenler utanmadan, sıkılmadan 2024 yılının ‘emeklilerin yılı’ olacağını ilan etti. Ama olsa olsa görüyoruz ki emeklilerimizin sefalet yılı olacak. Toplum nezdinde beş para değeri olmayan itibarınızdan ve itibarınız için yaptığınız harcamalardan feragat edin. Beyefendi, 2024 Yatırım Programı’na göre, maliyeti 685 milyon lira olan Marmaris, Okluk’taki sarayını sat. Ama satmadığın gibi 40 milyon daha ek ödenek koyuyorsun. Bitlis Ahlat’taki saray projene 180 milyon lira ayırıyorsun. Bakın, 1 milyar 219 milyon lira saraylar bütçesi var. İşte emeklinin hali ortada. Senin itibarını ölçeceksek Sayın Recep Tayyip Erdoğan; oturduğun saray, bindiğin arabalar, kullandığın uçaklar değil; bu emeklilerin aldığı maaş ve yaşam seviyesiyle ölçelim. Ama şu imzalara bakıyorum ki senin itibarın sıfır Recep Tayyip Erdoğan. Çünkü emeklini, işçini enflasyonun altında ezdirmişsin.
"12 MİLYAR LİRALIK CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİNİN 2 BUÇUK KATINI DEMİRÖREN’E HİBE ETMİŞİZ”
Demirören Grubu... 3 yıldır milletvekilleri, CHP bu olayın üzerine gidiyor. Sayıştay raporunu incelediğimiz zaman, Ziraat Bankası’nın Demirören Grubu’ndan 920 milyon lira alacağının olduğu gibi durduğunu görüyoruz. Bu günkü kurlar toplam borcu 27 milyar lira. Peki, az önce bahsettiğimiz büyük Cumhurbaşkanlığı bütçesinin toplam rakamı nedir? 12 milyar lira. Yani eleştirdiğimiz, yerden yere vurduğumuz bu bütçenin yaklaşık 2 buçuk katını Demirören’e hibe etmişiz. Pek, ben sormak isterim: Bu kanalları Demirören’e verip, yaklaşık 1 milyar dolar paramızı Ziraat Bankası olarak bu beyefendiye kaptırıp bugüne kadar hiçbir icra takibi dahil işlem yapmayan bu iktidar, bu kanalları kendi kanalı gibi kullanıyor. Yani çiftçinin, Ziraat Bankası’nın parasıyla Demirören, hâlâ bu parayı ödememekte direniyor. Bununla kalıyor mu, kalmıyor. Vakıfbank’a da bu beyefendinin yaklaşık olarak 340 milyon dolar borcu var. Ve çok üzülmüşler beyefendiye kur 13 lirayken bu parayı da Türk parasına çevirmişler. 10 milyar 300 bin TL borçları var. Kur çevrildiği için yaklaşık 7 milyar TL zararımız oluyor. Niye, Demirören’in kanalları beyefendiyi daha iyi anlatsın, övsün; bizlere hakaret etsin diye.
"YILLAR GEÇMESİNE RAĞMEN BİR KURUŞ ÖDEMEYEN BU ADAMIN ŞİRKETLERİNE EL KOYMUYORSUNUZ. ALMANYA KADAR OLAMIYORSUNUZ”
Ziraat Bankası, Vakıfbank’ın yönetim kuruluna ve genel müdürlerine, AKP Grubu’na, saraya sesleniyorum: Yüzde 3 faiz alıyorsunuz. Yıllar geçmesine rağmen bir kuruş ödemeyen bu adamın şirketlerine el koymuyorsunuz. Almanya kadar olamıyorsunuz. Almanya’daki şirketi, devlete olan borçlarını ödemediği için Alman şirketleri iflasını istiyor; biz isteyemiyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin, çiftçinin, emeklinin, işçinin parası Demirören Grubu’nda. Bir kez daha Sayıştay raporlarında ortaya çıktığı için, bu sene gündeme geldiği için bir kez daha söylüyorum, halkıma şikayet ediyorum: Ziraat Bankası’nı, Vakıfbank’ı bu hale getirenleri; onun parasını kanallara, Yıldırım Demirören’e peşkeş çekenleri takip etmeyenleri şikayet ediyorum.
"YAŞASIN CUMHURİYET. YAŞASIN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK. VE KAHROLSUN CUMHURİYETE, ATA’MIZA DİL UZATANLAR”
Son olarak adliyede şeriat sloganları atıldı. Bir camide, Ata’sına dua okuduğu için imama hakaret eden bir meczup tutuklandı. Hakkında tahliye kararı verildikten sonra bir grup meczup, hadsiz, vatan düşmanı, Ata’sına düşman, cumhuriyete düşman grup adliyenin içerisinde ‘yaşasın şeriat’ sloganları attı. Ve bir tek işlem yapılmadı. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin adliyelerinde yapıldı. Ben hakim ve savcılara sesleniyorum: Neden ‘cumhuriyet’ savcısısınız? 85 milyonun hakkını, Cumhuriyet’e olan borcunu ödemeniz için. Adliyede bu sloganları atıp elini kolunu sallayarak oradan çıkanları, onlara izin verenleri grup olarak kınıyoruz. Ve gereğini yapın, bunlar en ağır şekilde cezalandırılsın. Biz ‘Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Ve kahrolsun Cumhuriyet’e, Ata’mıza dil uzatanlar’ diyoruz.
"29 EKİM 1923’TE BİZİM HİÇBİR ENDİŞEMİZ VE ÜZÜNTÜMÜZ YOKTU. AMA ONUN SON 22 YILI BİR REZALET”
Başarır, “Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye'nin rejimiyle ilgili tereddütler 29 Ekim 1923’te 'Yaşasın Cumhuriyet' nidaları eşliğinde bitmiş bir tartışmadır’ dedi. Bu sözlerin de tarikatlara yönelik olduğu iddia edildi. Nasıl değerlendirirsiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Tabii ki 29 Ekim 1923’te, Cumhuriyet kurulduğunda bu ülkenin başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk vardı. Hiçbirimizin Cumhuriyet’ten ve cumhuriyetin değerlerinden şüphesi yoktu. Ama son çeyrek yüzyılda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanı var. Devlet imkanlarını, devletin kadrolarını tarikatlara sunan, vakıflar adı altında belediye ve devlet imkanlarını parasını bunlara sunan, holding gibi çalışan tarikatlar var. İşte bu yüzden endişeliyiz. Biz, 22-23 yıllık faaliyetleri yüzünden endişeliyiz. Biz; Menzil, İsmailağa, FETÖ gibi tarikatlara devlet teslim edildiği için endişeliyiz. Yoksa 29 Ekim 1923’te bizim hiçbir endişemiz ve üzüntümüz yoktu. Ama onun son 22 yılı bir rezalet.”
"BİZ, MERAL AKŞENER’İ ASLA KARIN AĞRISI OLARAK GÖRMEDİK, GÖRMEYİZ DE. UMARIM BU HALK DA KENDİLERİNİ KARIN AĞRISI OLARAK GÖRMEZ”
Başarır, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bugünkü grup toplantısında söylediği “Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere Meclis’e sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bir bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi? İstediğiniz kadar zırlayın hür ve müstakil olarak gidip bu ülkede üçüncü yolu açıp, bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız” sözlerini de şöyle değerlendirdi:
“Biz, Meral Akşener’i asla karın ağrısı olarak görmedik, görmeyiz de. Umarım bu halk da kendilerini karın ağrısı olarak görmez. Dün yapılan görüşmeler, devlet ciddiyetine uygun görüşmelerdi. Bir önce yaşadığımız vahim olayda, 12 şehit vermiştik. İki Bakanın gelip Meclis’e bilgilendirme yapmasını, tüm ülkenin kafasındaki soruları gidermesini talep etmiştik. O gün gelmemişlerdi. Sıfır terörle aldığı ülkeyi, terör yuvası haline getiren AKP ile onun getirdiği bildiriye imza atmayacağımızı söylemiştik. Numan Bey, iki Bakan geldi. Numan Bey, Meclis Başkanlık Tezkeresi olarak Meclis Başkanı’nın tek imzasıyla Meclis’in oyuna sundu ve CHP gereğini yaptı. Burası çadır devleti değil. 12 şehit vereceğiz, hemen acısı bitmeden 9 şehit daha vereceğiz, ondan sonra bir kağıt parçasını AKP Grubu getirecek, imzalayın, olay bitti. Hayır, bir hukuk devletinde, üç erk varsa bu ülkede yasama-yürütme-yargı, bakanlar gelir Meclis’e bunun hesabını verir. Meclis getirir bir tezkereyi terörle mücadele konusunda, partiler de gereğini yapar. CHP yine terörü lanetleyen kendi bildirisini yayınladı mı, yayınladı. Meral Hanım bence böyle güzel bir sistemin Meclis Başkanlığının önemine baksın, AKP bildirilerinin peşinde değil; Meclis iradesinin, Meclis Başkanlık Divanı’nın vermiş olduğu bildiriye baksın. Ben değerli Hanımefendiye sormak isterim: Yaklaşık 4 yıl önce yaşanan bir terör hadisesinde de şehit vermiştik. Yine ortak bir bildiri yayınlanmıştı. Meral Hanım onu imzalamamıştı. ‘Terörü yaratan AKP ile aynı hizada olmak istemiyoruz’ demişti. AKP’nin şehit tabutlarından siyaset yapmasını, o tabutlardan elini çekmesi gerektiğini söylemişti. Ne değişti?”
"BİR YATAKLARIMIZ, YORGANLARIMIZ KALDI. ONU DA BEYEFENDİ’YE VERMEMİZ LAZIM”
Başarır, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonla mücadele konusunda vatandaşlarımızdan destek bekliyoruz” ifadelerini ise şöyle değerlendirdi:
“Çok haklı. Memleketim Mersin ve Çukurova’da yorganlarımız, yataklarımız ve onun pamukları kaldı. Birkaç parça eşyamız kaldı, onu da Beyefendi’ye vermemiz lazım. Bu fedakarlığı da 85 milyon yapacağız. O ve çevresi tok olsun, onun sırtı pek olsun, o istediği gibi uçakları, arabalarıyla bu ülkede yaşasın, Demirören gibi gruplar bankaları hortumlasın; biz fedakarlık yapalım. Bu cümleleri konuşurken Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzüne bakmak isterdim. İnsan bir parça utanır. Biz ondan bir fedakarlık bekliyoruz. Uçaklarını, arabalarını, saraylarını bir zahmet sat. Giderlerini azalt. Bu emeklileri mağdur etme. (ANKA)
Yorum Yazın