CHP'li Susam, 'O bedel Anayasaya ve vicdana aykırı'
CHP’li Susam, hükümetin elektrikte kayıp ve kaçak bedelini kanuni hale getiren tasarıyı eleştirdi, “Anayasa’ya, mantığa, vicdana ve insafa aykırı” dedi.
- Ege Postası
- 20.02.2015 - 12:14
Tüketici mahkemelerinin elektrik faturalarına yansıtılan kayıp ve kaçak bedelinin vatandaştan haksız olarak tahsil edildiği ve iade edilmesi gerektiği yönündeki kararlarına yapılan itirazlardan sonra Yargıtay 3. Dairesi’nin Mayıs 2014’te verdiği kararda mahkemenin kararını onamış, dava açan vatandaşların bugüne kadar ödediği kayıp ve kaçak bedelini geri almasının yolunu açmıştı. Bunun üzerine hükümetin tarafından hazırlanan, kayıp ve kaçak elektrik bedelinin yasal hale getiren kanun tasarısı TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı.
Komisyonda Yargıtay kararını hatırlatan, “Hükümet yargı kararlarının etrafından dolaşmak, kaçak elektrik kullanımını yasal hale getirmek ve kayıp-kaçak bedelini vatandaşın ödemeye devam etmesini sağlamak için bu kanunu hazırlamıştır. Tasarı bu şekilde geçecek olursa kayıp-kaçak bedeli ile ilgili dava açılamayacak, mevcut davalar düşecek, vatandaşa iade edilen kayıp kaçak bedelleri ise geri alınacak. Böyle bir tasarı Anayasa’ya, mantığa, vicdana ve insafa aykırıdır, derhal komisyon ve Meclis gündeminden geri çekilmelidir” dedi.
Şirket avukatı gibi
Tasarının vatandaştan tahsil eden haksız ücretlerin devamını sağlayacağını söyleyen Susam, “Anayasa’nın 138. Maddesinde ‘Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır’ derken bu kanunla mahkeme kararlarını yok sayacak bir düzenleme yapılmak istenmektedir. Tasarının hazırlanış mantığında ne kamunun ne de vatandaşın çıkarları düşünülmemiş, bunun yerine dağıtım şirketlerinin karlılıklarının sürdürmesinin hedeflenmiştir. Tasarı gerekçesinde 2013 yılında dağıtım şirketlerinin toplam kayıp-kaçak maliyetinin 5,85 milyar lira olduğu, buna karşın gelirlerin 3,5 milyar lira olduğu belirtilmiştir. 2006 ile 2014 yıllar arasında sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli hariç; sadece kayıp-kaçak bedeli olarak tüketiciden yaklaşık 33 milyar lira tahsil edildiği ifade edilmiştir. Bu alacakların yasal faizleri ve yargılama masraflarıyla birlikte tahsil edilmesi durumunda şirketlerin bu yükü kaldıramayacağı ve batacağı öne sürülmüştür. Enerji Bakanlığı kayıp ve kaçak bedelinin azaltılması, kaçak kullanımın sona erdirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak yerine sanki şirket avukatları elinden çıkmış gibi duran bir tasarıyı Meclis’e getirmiştir. Böyle bir anlayış kabul edilemez” diye konuştu.
Kaçak kullanan değil, namuslu vatandaş cezalandırılıyor
Kayıp ve kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını hatırlatan Susam, “Ortada haksız bir kullanım bulunduğuna göre, haksızlığı yapan kişinin tespit edilerek cezalandırılması esas olmalıdır. Oysa bunun yerine ceza, borcuna sadık, namuslu vatandaşlara kesilmektedir. Dağıtım şirketlerinin kayıp ve kaçak bedelini ortadan kaldırmak için çalışmaya sevk edilmesi gerekirken, yapılan uygulama tam tersini getirmektedir. Nasılsa kayıp ve kaçak enerjinin bedeli bir şekilde tahsil eden dağıtımcı şirket teknik alt yapısını yenilemeye ya da kaçak kullananlara karşı önlem almak için gerekli girişimlere girme ihtiyacı duymamaktadır” dedi.
Ödenmeyen telefon faturaları da diğer abonelerden tahsil edilir mi'
Ortada bir mantık hatası bulunduğunu ifade eden Susam, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ödenmeyen elektrik faturası, diğer abonelere yansıtılıyor. Aynı mantıkla örneğin cep telefonu şirketleri telefonu faturalarını ödemeyenlerin tutarlarını diğer abonelerine yansıtabilir m? Bir tüccar ödenmeyen çekini diğer çeklerine paylaştırabilir m? Böyle anlayış kabul edilebilir mi'
Akkuyu’da mızrak çuvala sığmıyor
Tasarıyla Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer enerji santrali ile petrol boru hatlarının Güvenlik Bölgeleri ve Kıyı Kanunu kapsamı dışına çıkartılıyor. Akkuyu zaten baştan bu yana uluslar arası anlaşma olarak tanımlanmaya ve hukuk mevzuatımızın dışında tutulmaya çalışılmaktadır. Fakat mızrak çuvala sığmıyor. Yapılan iş öylesine hatalı ki sürekli çeşitli kanunlara çarpıp kalıyorsunuz. Şimdi de bu kanunlara takıldınız. Akkuyu’yu güvenlik bölgesinden çıkartmada, Genel Kurmay’ın olurunu almadan kaçınmaktaki amacınız nedir'“
Yorum Yazın