CHP'li Yiğit: Ülke olarak darbelerden çok çektik
CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, Uluslararası İşgücü Kanun Tasarısı görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda maddeler üzerinde söz alarak gündeme dair yaptığı konuşmada “Hepimizin ortak paydası, demokrasidir” dedi.
- Ege Postası
- 28.07.2016 - 15:11
Yiğit, söz konusu tasarının 13, 20 ve 28 inci maddelerinde yaptığı konuşmada 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili “Herkesin şapkasını önüne koyarak özeleştiri yapması gerektiğine” vurgu yaptı.
CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısıyla ilgili CHP grubu adına yaptığı konuşmalarda 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak “ne mutlu ki hepimizin ortak paydasının demokrasi olduğu bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
Yiğit, yaşanılan süreçle ilgili herkesin özeleştiri yapması ve yürütülen süreçle ilgili hassas davranılması konusunda da hükümete çağrıda bulundu.
Tasarının 13, 20 ve 28 inci maddelerinde konuşan Ali Yiğit, düzenlemeyle ilgili değerlendirmelerinin yanı sıra gündeme dair şunları söyledi:
“Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Çünkü ülkemizin geleceğiyle ilgili her vicdan sahibi yurtsever insanın yüreğinde çok derin kaygılar, korkular ve endişeler yatmaktadır. Gerçekten ülkemiz, tarihinin en ağır, en vahim tehditlerinden birisini atlatmıştır. Hiç şüphesiz geçmişte de büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Ama bu sorunlar, bu sıkıntılar, bugün içerde ve dışarda yaşamakta olduğumuz derin kırılma karşısında hiçbir anlam taşımamaktadır. Bunda, 14 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin olduğu kadar, özellikle 1980 darbesinden sonra izlenen politikaların da büyük etkisi vardır.
Şimdi özeleştiri zamanıdır
Biz parti olarak yıllarca buna dikkat çekmeye çalıştık. Ama ne yazık ki, hep görmezden gelindi. Uydurma senaryolarla kurum ve kuruluşlar tasfiye edildi. Demokrasiye ve cumhuriyete bağlı başta ordu ve yargı mensupları olmak üzere tabloyu gören birçok yurtsever görevden alındı, cezaevlerine atıldı. Ve son noktada 15 – 16 Temmuz darbe girişimiyle karşı karşıya kalındı. Şimdi ne mutlu ki, bu tehlike bertaraf edildi ve herkes özeleştiriden bahsetmeye başladı. Başta AKP olmak üzere bütün partiler şapkasını önüne koyup, biz nerde hata yaptık diye düşünmelidir. Bunu polemik yapmak için söylemiyorum. Bir daha böyle bir olay yaşanmaması için söylüyorum. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz. Başka bir Türkiye, başka bir Anadolu, başka bir vatan yok. Batarsak da birlikte batacağız, çıkarsak da birlikte çıkacağız.
Ülke olarak darbelerden çok çektik
Onun için, ortak akla, sağduyuya, uzlaşıya bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Çünkü ülke olarak darbelerden çok çektik. Her darbe ülkemizi, demokrasimizi en az 20 yıl geriye götürdü. Toplumu böldü, ayrıştırdı, birlikte yaşama iradesini ortadan kaldırdı. Artık, bu toplumun yeni bir darbeye tahammülü kalmadı. İşte bunun içindir ki, yeter “Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” dedi. Meydanlara indi. Demokrasinin hepimizin ortak paydası olduğu bir kez daha tarihe not düşüldü. Bizler de milletin temsilcileri olarak, onların gösterdiği bu iradenin gereğini yerine getirmek zorundayız. Onun için, bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp, hiçbir komplekse kapılmadan kendi hesaplaşmamızı yapacağız. Bu bizi eksiltmez, küçültmez. Tam tersine daha da olgunlaştırır, büyütür.
Süreç hassas bir şekilde yürütülmelidir
Bunun için öncelikle bir zihniyet değişimine ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyim. Çünkü her şey düşünceden başlar. Söz ve davranış, düşünceyle şekillenir. Bu nedenle hepimizin önceliği demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yaşatmak, hatta daha da geliştirmek olmalıdır. Bize düşen öncelikle özgürlük, eşitlik ve adaletin önündeki engelleri kaldırmaktır. Ancak şu anda tam tersi uygulamalar içinde olduğumuzu görüyorum. Yaratılan ortam, bütün insanlarda tedirginlik uyandırmaktadır. Bu konuda ülkemizin birçok yerinde haksızlıklar yapıldığına dair duyumlar alıyoruz. Oysa bu sürecin çok hassas bir şekilde yürütülmesi, devletin zirvesinde ve parlamentoda oluşturulan hoşgörü ve anlayışın uygulamalara da yansıması gerekir. Bu konuda hükümeti daha duyarlı olmaya davet ediyorum.”
Yorum Yazın