CHP’li Polat’tan ‘orantısız şiddete’ tepki: Gördüğüm görüntüler canımı daha çok yaktı
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, dün İzmir’de Boğaziçi direnişinde yaşananları değerlendirdi. Kendisi de alanda olan ve şiddete maruz kalan Polat, polisin ortada hiçbir sebep yokken gençlere saldırdığını söyledi. Ülkede, hakkını arayan herkes üzerinde baskı ve sindirme politikaları uygulanmaya çalışıldığını öne süren Polat, “Benim dayak yemem çok önemli değil. Evet canımız acımıştır ama orada gördüğüm görüntüler canımızı daha çok acıttı” dedi.
- Ege Postası
- 04.02.2021 - 19:37
EGEPOSTASI- Atanarak gelen “kayyım” rektör Prof. Dr. Melih Bulu'ya karşı seslerini duyurmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin direnişi ülke gündeminin en önemli konularından biri oldu.
Öğrencilere polis tarafından uygulanan orantısız şiddet ve gençleri “hedef” gösteren bazı söylemler, eylemleri ülke çapında bir harekete dönüştürdü.
Dün Boğaziçi öğrencilerine destek vermek için İzmir Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde basın açıklaması düzenlemek isteyen öğrencilere polis ve çevik kuvvet tarafından uygulanan orantısız şiddet ise direnişi İzmir’in de birincil gündemlerinden biri yaptı.
Olayın yaşandığı saatlerde ofisine giden CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat da dün yaşanan şiddet olaylarında maruz gören isimlerden biri oldu.
TV35 Ana Haber Bülteni’nde olay yerinde yaşananlar hakkında açıklamalarda bulunan Polat, kendisine uygulanan şiddetin değil, ülkenin geleceği olan gençlere yönelik baskı ve sindirme politikalarının can acıttığını söyledi.
“ORADAKİ BÜTÜN EYLEM BARIŞÇILDI”
CHP'li Polat yaşananlara ilişkin şunları söyledi;
“Ben iş yerime giderken Emek ve Demokrasi Güçleri ile beraber öğrencilerin açıklama yapacaklarını öğrendim. 10 civarı polis aracı görünce öğrencileri yalnız bırakmak istemedim. Hiçbir şey yoktu, her şey yolundaydı. Daha basın açılaması başlamamıştı. Bir anda öğrencilere doğru inanılmaz bir şiddetle hamle yapıldığını gördüm. Öğrencilerle bizim aramızda bir havuz yapıp öğrencileri o havuza yönelttiler. Daha sonra öğrencileri yetere yatırıp tekmelerle kafalarına basarak ters kelepçe yaptılar. O anda arada kaldım. O esnada polisler vurmaya başladı ve ben de milletvekili olduğumu söyledim. Benim dayak yemem çok önemli değil. Evet canımız acımıştır ama orada gördüğüm görüntüler daha çok canımızı acıttı. Sanki düşmana saldırır gibi saldırdılar. Çocukları yerlere yatırdılar, sürükleyerek gözaltına aldılar. Ben bir gence şiddet uygulanmasını engellemeye çalışırken kafamdan aşağıya bir gazı boca etti. O andan itibaren gözlerim görmedi. İnanılmaz bir şiddetti. Kıbrıs Şehitlerinde yaşayan herkes buna şahittir. Tüm caddeyi gaz fişeğiyle deyim yerindeyse taradılar. İnsanlar balkonlarından bağırdı. 'Yeter artık' diye. Ortada hiçbir şey yokken polisin yapmış olduğu ve kendiliğinden çıkan bir olay. Oradaki bütün eylem barışçıldı. Orada eylem alanıydı. Polisin şiddet konusundaki ifadesi, ‘Şiddet uyguladılar ve polise saldırdılar. Gözaltına alacağız bunları’ dediler ‘Tamam alın ama şiddetle almayın’ dedim. Pırıl pırıl çocuklarımıza şiddet uygulandı. Benim canımı yakan bu.
Bu, şehir bazında Boğaziçi’nde olanların yansıması. İnsanlar uzun yıllardır baskı rejimi altında yaşıyorlar. En ufak bir hak aramada bunlar yapılıyor. Acı veren şey şu; Seçimle başa geldiğini söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın, onun atadığı İçişleri Bakanı’nın ve onun suflörü Sayın Devlet Bahçeli ülkenin geleceği olan bu çocukları ‘terörist’ olarak nitelendiriyorlar. Dün alanda bir polis komiseri çocuğun kafasına vururken ‘Yapma. Onlar bizim çocuklarımız’ dediğimde ‘Onlar bizim çocuğumuz değil Onlar … çocukları’ dedi. Bu, ülkenin geldiği manzara açısından çok tehlikeli bir manzara. Polisin kendi yurttaşını bu şekilde düşman görmesi çok acı verici bir durum.”
Yorum Yazın