Dolar 34,1508
%0.16
Euro 38,0059
%-0.23
Altın 2.881,450
%0.22
Bist-100 9.922,00
%0.22

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Çakmur sahalara geri dönüyor

Çakmur sahalara geri dönüyor

CHP İzmir siyasetinin önemli isimlerinden Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yüksel Çakmur ‘önseçim’ için sahaya iniyor. Mart ayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘parti içi demokrasi’ vurgusu yapan bir mektup yazan Çakmur, Cumartesi günü Karşıyaka’da partililere, önseçim için “korkmayın, başınızı dik tutun, sesinizi çıkartın, talep edin ve direnin” mesajı verecek.

  • Ege Postası
  • 09.05.2013 - 14:18
SERCAN AVCI/HABER SERVİSİ- Mart ayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘parti içi demokrasi’ vurgusu yapan bir mektup yazan, CHP İzmir siyasetinin önemli isimlerinden Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yüksel Çakmur sahaya iniyor.

MART AYINDA MEKTUP YAZMIŞTI
Kılıçdaroğlu’nun son İzmir ziyaretinde Swiss Otel’de ilçe başkanlarıyla yaptığı toplantıda sarf ettiği ‘Hastalıklı bir üye yapımız var’ sözlerine karşılık, CHP Genel Başkanı’na ‘Demokrasinin temel unsuru olan seçme ve seçilme özgürlüğü birkaç hatalı tutum, birkaç kişisel kusur ve kötüye kullanma yüzünden askıya alınamaz’ vurgusu yaptığı bir mektup yazan Çakmur, son günlerde CHP Genel Başkan Yardımcıları Adnan Keskin ve Gökhan Günaydın’ın İzmir’e yaptığı ziyaretlerde adaylıklar için ‘eğilim yoklaması ve anket’ vurgusu yaptığı ortamda partinin üyeleriyle ‘ön seçim’ için bir araya geleceği toplantıların startını veriyor.

“SESİNİZİ ÇIKARTIN” DİYECEK
Son CHP kurultayında kürsüde yaptığı konuşmayla salondaki partililerden büyük alkış alan Çakmur, ön seçim isteyen ilçe örgütlerinin başında gelen Karşıyaka’da üyelere önseçim için ‘korkmayın, başınızı dik tutun, sesinizi çıkartın, talep edin ve direnin’ mesajı verecek. Karşıyaka üyesi olan CHP İl Başkanı Ali Engin de geçtiğimiz hafta Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in de hazır bulunduğu dayanışma gecesinde “sandık önünüze gelecek belediye başkanlarını siz belirleyeceksiniz bunun da sözünü veriyorum” demişti.

NAYLON ÜYE VAR DİYE DEMOKRASİDEN VAZGEÇİLMEZ
Tabandan gelen çağrı üzerine toplantılar yapmaya karar verdiğini söyleyen Çakmur, “ Demokrasi büyük bir değer…Demokrasi mücadelesi yolunda çok canlar gitti Dünya’da…Ülkemizde iktidar toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışıyor. Partilerde kendi içindeki muhalefeti sindirmeye çalışıyor. Kaybolan demokrasi oluyor. Partinin içinde demokrasiye özlem var. Kendi kendilerini tayin edenler daha sonra belediye başkanlarını tayin ediyor. İnsanların doğuştan seçme ve seçilme hakları vardır. CHP örgütü biat etmez, boyun eğmez mücadelecidir. Bu kadar tecrübeli bir örgüt demokrasi değerinden vazgeçmez. Benzeri önseçim ve anketle bu iş olmaz. Genel Başkan’a gidip yalvar yakarla olmaz.Tabanda demokrasi isteği var. Bunu duyuyorum. Üyeler önseçim istiyor. Yargıç teminatında seçim istiyor. Naylon üye var diye demokrasiden vazgeçilmez.Kimse zaman yok demesin.Eğilim yoklaması diye bir şey olmaz. Toplantımızın özünde demokrasiye özlem olacak. Kardeşlik eşitlik özgürlük olacak.Üyelere ‘korkmayın, sesinizi yükseltin, başınızı dik tutun’ diyeceğim” dedi.

MEKTUBA CEVAP ALAMADI
Çakmur, Mart ayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdiği mektuba herhangi bir cevap alamadığını ifade etti.

O MEKTUP
“Tüm Türkiye’de ön seçim yapılacak diye bir şey yok… Bazı yerlerde belediye başkanları ön seçim ihtimaline karşı eş, dost, akraba, hemşerisini üye yapıyor. Hastalıklı bir üye yapımız var. Örgütün bu durumuyla ön seçim yapmam…’’ Gazetelerde okuduğum demeciniz eğer doğruysa, eğer bu sözleri söylediyseniz ben de düşüncelerimi size aktarmak istiyorum.
Tüm siyasi partilerde ama özellikle Sosyal Demokrat Partilerde eleştiri ve özeleştiri elbetteki en değerli unsurdur. Ancak bir Genel Başkan olarak sizin özeleştiriniz kanımca maksadını aşmakta, güvendiğimiz yegane unsurumuz olan örgütümüzü güvensiz, hastalıklı, inandırıcı olmayan, köksüz bir yapı durumuna itmektedir.
Demokrasinin temel unsuru olan seçme ve seçilme özgürlüğü birkaç hatalı tutumu, birkaç kişisel kusur ve kötüye kullanma yüzünden askıya alınabilir, ertelenebilir ya da tümüyle ortadan kaldırılabilir bir yapı olamaz. 12 Mart bunu yaptı. 12 Eylül bunu yaptı. Bütün otoriter rejimler bunu yaptı. Demokrasiyi askıya aldı. Hak ve Özgürlükleri askıya aldı. Otoriter bir rejim getirdi. Otoriteryanizme dayalı tek adam düzeni getirdi. Ve bunların acısını çektik, çekiyoruz. Hile yapan varsa, naylon üye kaydeden varsa ve siz bunun faillerini biliyorsanız (ki demecinizden bildiğiniz anlaşılıyor) o zaman sorunun çözümü bu yapı hastalıklı deyip demokrasiyi kaldırıp olağanüstü hal rejimi ilan etmek değil, kusurlular hakkında parti içi disiplin mekanizmasını çalıştırmak ve sorunu çözmektir.
Sözü geçen bu bir takım belediye başkanları veya diğer kamu yöneticileri acaba geçmiş tarihte bulundukları mevkiye merkez yoklaması veya genel başkan iradesiyle mi getirilmişlerdi? Yoksa parti içi demokrasi ve önseçimle mi gelmişlerdi? Hastalıklı olan yapı demokrasi midi? Oligarşi midir'

Şimdi derseniz ki, ben bütün örgütü kastetmiyorum, CHP tabanını kastetmiyorum, hile yapan birkaç kişiyedir sözüm; o halde demokrasiyi lağvetmeye ne gerek var'
Hiç merak etmeyin, bu birkaç hilecinin cevabını demokrasi içinde katılımcı örgüt layıkıyla verecektir.
Güvenmezseniz iktidar olamazsınız. Örgütüne güvenmeyen bir parti eliti halkın güvenini kazanamaz. Çünkü halk kendisine de güvenilmeyeceğini bilir.
Unutmayın, hesap vermeyenler hesap soramazlar.
Parti içi demokrasi olmazsa, mevki sahipleri mevkilerini koruma mücadelesi verir. Parti içi demokrasi olursa, mevki sahipleri halk adına mücadele verir.
Milletvekilliği, il genel meclis üyeliği, belediye meclis üyeliği, belediye başkanlığı gibi makamlar, gelindiği için birilerine minnet duyma yerleri değil, mücadele yerleridir. Hesap sorma ve hesap verme yerleridir.
Ama örgüt için de bir şey söylemek gerekiyor. Bunca anti demokratik uygulamaya karşın sinmemeleri, pasifleşmemeleri gerekiyor. Talep etmeliler. Demokrasiyi, seçme ve seçilme özgürlüğünü ( en temelden başlıyorum, çünkü bu temel özgürlüğü yitirmiş durumdalar) talep etmeliler. Bunun için mücadele etmeliler. Eğer örgüt isterse önünde hiçbir güç duramaz.
Türkiye siyasetinde genel başkan sultasını, parti içi oligarşiyi yıkan, yeni bir demokrasi geleneği yaratan gerçek sosyal demokratik parti olabilmemizi çok dilerim. Tarihimizde bunu yakaladığımız anlarda hep büyük başarılar elde ettik. İktidar olduk.
Eğer iktidara gelmek istiyorsak, örgütümüze ihtiyacımız var. Bu ancak örgütü partide iktidar sahibi kılarsanız olabilir. Örgüt gücüne sahip olarak, bu güce inanarak saygı duyarak biz sosyal demokratlar toplumsal alanda demokrasi mücadelesini verdiğimiz zaman, işte o zaman halk kendisine zorbalık yapanı da indirme gücüne sahip olduğunu görecek.
Türkiye’yi karanlıktan çıkaracak, despotluğa, totaliter düzene son verecek en önemli güç
CHP’nin örgütüdür. Bu örgüte güvenilmelidir, inanılmalıdır. Seçme ve seçilme hakkını örgüte vererek, yargı güvencesinde tüm kayıtlı üyelerin katılımıyla ön seçim örgüt gücü ve kararlılığıyla yapılarak, demokrasi sağlam temellere oturtulmalı, kardeşlik, özgürlük, eşitlik sağlanmalı ülke aydınlığa kavuşturulmalıdır.
Şimdi önümüzde bir fırsat var. Bunu iyi değerlendirmek lazım… Yoksa, sadece parti açısından değil, tüm Türkiye açısından benim hiç de parlak görmediğim bir geleceğe doğru hızla ilerliyoruz.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.