Cennette çiftlik talanına hayır
Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından Karaburun Küçükbahçe kuzey mevkiinde kurulması planlanan ‘2500 ton/yıl Kapasiteli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi’ ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci kapsamında 11 Kasım 2014 tarihinde Saat: 14.00’de Küçükbahçe Köyü Kıraathanesi’nde “Halkın Katılımı Toplantısı” yerel örgütler ve halkın yoğun protestosu nedeniyle gerçekleşmedi.
- Ege Postası
- 12.11.2014 - 11:23
Protestoya; Karaburun Belediye Başkanı, Karaburun Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar, Karaburun Kent Konseyi, Egeçep, Yarımadada bulunan STK’lar ve Köylüler destek verdi.
Yazılı ve görsel basının da izlediği protestoda; “Balık Çiftliği İstemiyoruz”, “Karaburun Yarımadası İçin Acil Koruma”, “Dur! Balık Çiftliğine Kapalı Alan”, “Küçük Balık Yoksa, Büyük Balık Da Yok”,” Denizlerde Talana Hayır”, “Balık Çiftlikleri, Trol ve Gırgır’a Karşı Denizlerimizi Koruyoruz”,“Halka , Akdeniz Foku’na ve Poyraz’a Karşı Çiftlik Kurulmaz” pankartları taşındı.
Karaburun Kent Konseyi Genel Sekreteri Çiğdem Akçura tarafından yapılan basın açıklamasında; “Bu “Halkın Katılımı Toplantısı”nı protesto ediyor ve katılmıyoruz. Çünkü bundan öncekiler gibi bunun da amacı sadece bürokratik bir işlemi tamamlamaktan ibaret. Çünkü Bakanlık, balık çiftliklerinin denizlerimiz, kıyılarımız ve insan yaşamı üstündeki yıkıcı etkileri üstüne gönderdiğimiz raporları dikkate almıyor. Çünkü bölge halkını, yerel dinamikleri umursamıyor, yok sayıyor.
'KARABURUN'DA İSYAN ARTIYOR' HABERİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...
98.000 m2 deniz alanını kapsaması planlanan bu proje de gerçekleşirse, balık çiftliklerinin yalnızca Küçükbahçe mevkiinde kapladıkları alan 520.000 m2’yi geçecek. Balık çiftlikleri, antibiyotik ve parazit ilaçları, balık dışkıları, yem artıkları, ölü balıklar ve kesilen kısımları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, 1. Derece doğal sit alanları içinde kalan kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları kirleterek, görsel kirlilik yaratarak eko/agro turizm proje ve uygulamalarını, sürdürülebilir kıyı balıkçılığını baltalıyor, halkın geçim kaynaklarını yok ediyor, insanların denizden yararlanmasını tehdit ediyor.
Balık çiftlikleri, Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Akdeniz Foklarının Karaburun denizlerindeki varlığına, barınma ve üreme olanağına karşı tehdit oluşturuyor. Denizlerimizde yoğun olarak bulunan Deniz Çayırları ve bunların içinde barınan türler, balık çiftliklerinin yarattığı aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görüyor. Türkiye’nin de imzacısı olduğu Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesine göre koruma altında olması gereken Deniz Çayırları, denizlerimizin oksijen stoklarını sağlıyor; yavru ve ergin deniz canlıları için korunma ve barınma ortamı olan Deniz Çayırlarının yok olması denizlerde yaşamın, kıyı balıkçılığının yok olması demektir.
İşte bu nedenlerle balık çiftliklerinin kurulmasına karşı çıkıyoruz. İşte bu nedenlerle Halkın Katılımı Toplantısını, sonucu önceden planlanmış bir oyun olarak değerlendiriyor, protesto ediyor ve katılmıyoruz.
Sonuç olarak:
Yarımada’da denizel ve kıyısal ekosistem ve biyoçeşitlilik ile eko/agro turizme dayalı kalkınma potansiyelini tehdit eden tüm balık çiftlikleri bir plan dahilinde kaldırılmalıdır;
Tek bir balık çiftliğinin daha kurulmasına, kapasite artış ve yer değiştirme taleplerine izin verilmemelidir;
Karaburun Yarımadası denizel ve karasal alanlarında süren/planlanan tahripkar yatırımlar durdurulmalıdır;
Karaburun Yarımadası, ivedilikle, kendi yerel değerleriyle kalkınacağı, istihdamın bu kalkınma temelinde sağlanacağı, bütünsel koruma şemsiyesi altına alınmalıdır”, denildi.
Yorum Yazın