Demokrasi ve Basın masaya yatırıldı
Herkes İçin Demokrasi Derneği'nin düzenlediği ‘Demokrasi ve Basın’ konulu panele konuşmacı olarak katılan, CHP’nin Basın ve Propaganda’dan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, basının Avrupa’daki gibi kriterlere sahip olması gerektiğini örneklerle anlattı, Türkiye’de bütün olumsuzlukların ilacının demokrasi ve özgürlük olduğuna dikkat çekti, “Bir göz ağlarken diğer göz gülmez.. Demokrasi hepimize lazım. Bugünkü iktidara daha da lazım” dedi. Konuşmasının bir bölümünde CHP’li kimliğiyle seslenen Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, “Herkes için demokrasi istiyorsak önce kendi içimizde demokrasiyi uygulamalıyız.Milletvekili ataması olmaz. Milletvekili özgür iradeyle seçilir” dedi.
- Ege Postası
- 12.01.2013 - 17:41
ESKİ RAKİPLER BİR ARAYA GELDİ
Panel birbirinden önemli isimleri bir araya getirdi.İl Kongresi’nde yarışan CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, eski İl Başkanı Tacettin Bayır ve eski PM Üyesi Levent Eyipişiren kongre sonrası ilk defa aynı anda bir organizasyonda yer aldı. Panele ayrıca Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ,Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, PM Üyesi Berrin Gürçay Dilekçi, YDK üyesi Sumru Karael, çok sayıda ilçe başkanı ve il yöneticileri katıldı.
TEKİN: AKP BASKIYLA AK PARTİ OLDU
Demokrasi ve Özgürlük kavramlarının her şeyin ilacı olduğunu ancak Türkiye’de denenmediğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “ Demokrasi ve özgürlük basınında ilacı..Bir yerde kural yoksa kuralsızlığında sınırı olmaz.Üstünde durmamız gereken AKP’nin en büyük başarılarından biri… Başbakanın AKP ile ilgili tavrı…Google’a girip arama yaptığınızda Başbakan dahil AKP’li yetkililerin tamamı 2007 öncesi AKP derken 2007 sonrası baskıyla basına AKP’yi AK Parti yaptırdığını görüyoruz. Bir siyasi parti kendi isminde rahatsızsa kurultayı toplayıp ismini değiştirecek. AKP’nin ismini biz koymadık. Başbakan ve arkadaşları koydu. Ancak ne olduysa 2007 sonrası baskı yaparak adım adım herkes AK Parti demek zorunda kaldı” dedi.
İNGİLTERE VE ALMANYA’DAN ÖRNEK VERDİ
Gazatecilere, aydınlara STK başkanlarına yönelik geçmişte faili meçhul cinayetler gerçekleştiğini günümüzde ise tutuklamalar olduğunun altını çizen Tekin, “ İngiltere’de gazeteci iktidara karşı yazmaya kalktığında ‘yazacağım ama başıma ne gelir’ kaygısında değil.Almanya’da Cumhurbaşkanı haberi çıktığı için istifa etmek zorunda kaldı. Gazetecinin Almanya’da güvencesi neydi anayasasıydı....Başbakanın meşhur balkon konuşması var. ‘74 milyonun güvencesi olacağım’, ‘Şam’ında Halep’inde güvencesi olacağım’ diye… Bugün ne yazık ki balkon çöktü. Demokraside tek güvence anayasadır, hukuktur. İlk kez bir iktidarın darbe ile karşı karşıya kaldığını unutmayın. MİT başkanına yönelik yapılan soruşturmayı hatırlayın. Başbakan bir gece yarısıyla operasyon yapmasaydı belki darbe olacaktı. Ülkede yurttaşın güvencesi hukuk olmalı” diye konuştu.
SİYASİ PARTİLER YASASI DEĞİŞMELİ
12 Eylül’le birlikte oluşan maddelerin tamamını değiştirmek için CHP olarak kanun teklifleri verdiklerini belirten Tekin, “ Siyasi partiler yasası değişirse sadece önseçim değişmeyecek bir çok şey değişecek. Bu toplum muhtarını seçiyorsa vekilini seçemeyecek m? Milletvekili tercihini millet ne yazık ki yapamıyor. Bu siyasi partiler yasasından kaynaklanıyor. İktidar anti demokratik uygulamalarda hiçbir zaman rahtsız olmadı. Geçmiş iktidarlarda da vardı bu” dedi.
“DEMOKRASİ BUGÜNKÜ HÜKÜMETE DAHA DA LAZIM”
Türkiye’nin sadece tutuklu gazeteci sayısında olumsuz bir tabloya sahip olmadığını belirten Tekin şunları söyledi; “Olumsuzlukların tamamında Türkiye birinci... İş kazalarında birinciyiz. Yolsuzlukta Avrupa’da birinciyiz…Yoksullukta da böyle…İçimizi acıtması gerekende sadece 2012 yılında 2 bin 700 insan hayatını kaybetti. İntihar ederek. Türkiye ile ilgili bu olumsuzlukları gazetelerimiz yazamasa da dünya medyasında bu tabloları görüyoruz. Bunları değiştirmenin yorumu demokrasi ve özgürlüğü denemektir. Bunu getirecek tek irade CHP’dir.Türkiye’nin 62 yıldır denemediği demokrasi ve özgürlüğü vaat ediyoruz. Basının özgür olmadığı yerde demokrasi olmaz. Denetim mekanizmaları olmaz. CHP saat 8’den sonra reytinglerde birinci. Aslında sorgulanması gereken hükmedenlerdir. Elbette eleştirilmeli CHP’de ancak iktidarı değil de sadece ana muhalefeti konuşma basınımızda adet haline geldi. Umarım bundan vazgeçerler.Bir göz ağlarken diğer göz gülmez.. Demokrasi hepimize lazım. Bugünkü iktidara daha da lazım”
BAŞBAKAN’A ÇAĞRI YAPTI: İMZA DA SÖZ DE NAMUSTUR
Tutuklu milletvekillerinin tahliyesi ile ilgili sürecin durdurulmasına dikkat çeken Tekin, “Başbakan çıkıp ‘ben tutuklu vekillerle ilgili taahhütte bulunmadım’ dedi. Bizde imza namustur. Söz de namustur. Senin talebin üzerine CHP ve AKP arasında protokol yapıldı. Temsilcilerin imzası var. Siz bu imzalara sahip çıkın. Başbakan ‘hiçbir güç millet üstünde değildir’ diyor. O zaman milletin seçtiği milletvekilleri tutsak olarak orada tutamazsınız. Bunu buradan ifade ediyorum” dedi.
ABAKAY: İKTİDARIN ETEKLERİNE YAPIŞAN GAZETECİLERİ LANETLİYORUM
Konuşmasına ‘İzmir’e geldiğimde kurtarılmış bölgeye gelmiş gibi hissediyorum kendimi’ diyerek başlayan Çağdaş Gazeteciler Başkanı Ahmet Abakay,iktidar medya ilişkilerinin her dönem olduğunu ancak ilişkilerin son 10 yılda ses duvarını aştığını ifade etti ve, “ İktidarın medyaya egemen olması kendi yanında tutmaya çalışması yeni bir şey değil. Çok önceleri düşünce suçu ortaya çıktı.Bunun ilk örnek ismi Galileo’dur. Pis Sultan Abdal bir düşünce suçlusu. Çünkü o sazıyla iktidarın hoşuna gitmeyen şeyler söylüyor. Ancak etrafında insanlar toplanıyor ve cezalandırılıyor.Nazım Hikmet, Uğur Mumcu Hırant Dink düşünce suçlusu insanlardır.Türkiye’de öldürülen gazeteci sayısı 90 civarında…Hepsi döneminin iktidarına muhalif ve onlara karşı düşünceler üreten insanlar. Bir başka özellikleri de katilleri derinliklerde…Bugün gazeteciler artık cezaevlerinde. Oysa toplumlar aydınların gazetecilerin düşünceleri yazılarıyla bilgilenirler” dedi. Abakay sadece iktidarı eleştirmeyeceğini belirtip, “ en fazla eleştiriyi yanaşma gazetecilere, iktidarın eteklerine yapışarak gazetecilik yapanlara yapıyorum onları, lanetliyorum” dedi.
BASININ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TEK ÇARE HALKTIR
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, gazetecilerin ücretleriyle, haklarıyla alt sırala yuvarlanmış emekçiler olduğunu dile getirdikten sonra Türkiye’de gazetecilerin durumu hakkında rakamsal veriler vererek, “Türkiye’de 70 gazeteci tutuklu. Aralarında tutuklu vekiller var. Tutuklu Kürt gazeteciler var. Verdiğimiz mücadele toplum tarafından yeni yeni algılanıyor. İlk başta neden tutuklandılar diye toplum uzun süre düşündü. Basın ve özgürlük anlamında 148. sıradayız. Bunun hesabını bu iktidar Dünya ölçeğinde vermeyecektir.Cezaevinde tutuklu olan gazeteciler bakımından ise Dünya şampiyonuyuz. Birinci sıradayız. 100 gazeteciden 50’si yargılanıyor. İktidar hoşuna gitmeyen yazarları patronları aracılığıyla işten atmaktadır.Basının özgürlüğü için tek çarenin halktır. Halksız demokrasi olmaz. Halksız demokrasi unsuz kurabiyeye benzer” dedi.
“DELEGELER ÖZGÜR İRADESİNİ SANDIĞA YANSITMALI”
Sertel, konuşmasının ikinci bölümünde CHP’li kimliğiyle konuştu, parti içindeki demokrasiye dikkat çekerek, şunları söyledi; “Herkes için demokrasi istiyorsak önce kendi içimizde demokrasiyi uygulamalıyız.Milletvekili ataması olmaz. Milletvekili özgür iradeyle seçilir. Belediye başkanları atanarak gelmez. Önce kendi partilisinin sınavından geçmelidir.Delegeler özgür iradesini sandığa yansıtmalı. Kim derse ki ‘örgüt bu işte şaşı bakar’ ben o zaman derim ki; seçilen en alt tabakadan en üst tabakaya kadar örgütün eseridir. Örgütü güven gerisini merak etme’”
SOYLU: DEMOKRASİ OLMAZSA BASIN DA DOĞRU YÜRÜMEZ
Herkes İçin Demokrasi Derneği Genel Başkanı Birol Soylu, panelin açılışında yaptığı konuşmada basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladıktan sonra, basının demokrasi için önemine değindi ve“ Basın demokrasi adına başka amaçlarla kullanılırsa halka karşı en büyük silahtır. Basın maalesef bugün iktidarın borazanını çalmaktadır. Bu bizi üzüyor. Bir ülkede demokrasi olmadıkça basında doğru yürümez. Basın devletin baskısı karşısında bağımsız olamaz. CHP başa gelince hepsi solcumu olacak. Basının önce ekonomik özgürlüğünü kazanması gerek.Basını objektif olmaya davet ediyorum.Basın içinde adalet istiyorum” dedi.
“CESARETİN OLMADIĞI YERDE ESARET KAÇINILMAZDIR”
Konuşmasını demokrasi ekseninde sürdüren Soylu, “ Demokrasiyi ağzına yakışmayacak güçler demokrasi adına katliamlar yapıyorlar. Zindanlara girdik bunu demokrasi adına yaptılar. Bugün cezaevleri dolu demokrasi adına. Amerikan emperyalizmi kan akıtıyor demokrasi adına.Bizim anladığımız demokrasi halkın demokrasisidir. Birlikte herkesin kardeşçe yaşamasını sağlayacak demokrasidir. Herkes için demokrasi diyoruz.Herkes için adalet diyoruz. Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonları yaşadık. Silivri sürecini izliyoruz. Burnumuzun dibinde ufak bir bahaneyle sosyal demokrat veya kendisinden olmayanları nasıl cezaevine sokarım anlayışı var. Suç birazda bizde. Tepkisiz bir toplum dirençsiz bir toplum. Cesaretin olmadığı yerde esaret kaçınılmazdır. Korkmayacağız. Bir olacağız.Sol hareketler kendi için çatışmaktan mevcut faşist yönetime karşı bir şey yapamıyor. Bizim birbirimizle sorunumuz olamaz. Biz birbirimiz yemeye devam edersek başaramayız. Önümüzde üç önemli seçim süreci var. Var olmak ya da olmamak mücadelesi” diye konuştu.
Yorum Yazın