Dervişoğlu'ndan Özel ve Tugay'a İEF tepkisi: İlçe kongresine dönüştürdüler!
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İEF'nin tarihinin değiştirilmesine tepki göstererek, "Tarihi 3 ay önce belirlenmiş bir organizasyonda kişilerin talebi üzerine değiştirilmesi kabul edilemez. Biz bu durumu ciddiyetsizlik olarak değerlendiriyoruz. Ben bütün programımı ona göre ayarladım. Ancak Özgür Özel’in özel programı nedeniyle değiştirildi. Özgür Bey, belediye başkanı ve CHP’li arkadaşlarıyla fuarın açılışını yaptığı sırada Vali 30 Ağustos resepsiyonundaydı. İzmir fuarını belediye panayırına dönüştürmek kimsenin haddi değildir. Fuarın açılış programları sanki siyasi partinin ilçe kongresiydi. Dayatmaları bağlı olarak tarihi değiştirilmiş fuar açılışına da katılmam mümkün değil. İzmir kimsenin oyuncağı değildir. Konuyla ilgili söylenecek çok şey var ama yabancı konuklarımız kentimizde bulunurken kullandığım dile özen gösteriyorum. Bu kenti yönetenlerin artık alması icap eden dersleri almaktan uzak durmamalı. İzmir kimsenin tapulu malı değildir" dedi.
- Ege Postası
- 31.08.2024 - 15:41
- Güncelleme: 31.08.2024 - 18:39
BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, genel başkan sıfatıyla İzmir'e ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi. İYİ Parti İzmir teşkilatı ile bir araya gelen Devrişoğlu ardından gündeme ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan ve İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar da katıldı.
ALİ ERBAŞ'I İSTİFAYA DAVET ETTİ: O KOLTUĞU TERK ET!
Sözlerine Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a Cuma hutbesinde 'Atatürk'e' yer vermemesi sebebiyle tepki göstererek başlayan Müsavat Dervişoğlu, "Gerçekleştirilen bazı törenlerde tarih şuurundan yoksun kesimler yarın neye sebep olacaklarını kestirilemeyen kelamlar kullanıyorlar. Türkiye olarak bilinen bir coğrafya burası. Burada elde edilen zaferler Türk milletinin zaferi. Görüyor ve müsaade ediyoruz ki 30 Ağustos zaferini kutlarken Cuma günü tevafuk eseri denk geldi ve Cuma hutbelerinde Atatürk’ün adı yine zikredilmedi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bu milletin gönlünden atamayacaklar. Fatiha’yı çok görseler bile bu aziz millet cenabı hakka ne zaman yakarırsa Atatürk’e Fatiha okuyacaktır. Atatürk’ün kurduğu bir kurum olduğunu defalarca belirtmemize rağmen, Diyanet İşleri Başkanı maalesef bu olumsuz tavrını sürdürmeye devam ediyor. Bu zat eğer Atatürk’e Fatiha’yı çok görüyorsa o koltuğu derhal terk etmelidir. Buradan Diyanet İşleri Başkanı’nı arkasında kim olursa olsun istifaya davet ediyorum. Ülkenin değerlerine sahip çıkma mecburiyetimiz vardır, mukaddes dinimiz de milli değerlerimiz de cumhuriyet de Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Bunları siyasete dönüştürmek isteyenlere karşı mücadelemiz sürecek" dedi.
"BÜYÜKŞEHİR SORUMLULUK ALMALI"
İzmir Körfezi'nde yaşanan çevre felaketi üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yüklenen Dervişoğlu, "Türkiye’nin çok önemli meseleleri var. Bunun yansımalarını İzmir’de de görüyoruz. İzmir de Türkiye’nin en sorunlu kentlerinden birine dönüştü. O problemlerin çözümüne dair ciddi önlemlerin olmadığına şahitlik ediyoruz. Ele alınması icap eden temel sorunların ıskalandığını ya da ertelendiğini buna bağlı olarak İzmir’de yaşayanların zor günler yaşadığını gözlemliyoruz. İzmir'de çok ciddi bir problem var. Körfez kokuyor. 25 yıldan beri bu kenti yönetenler bu olumsuzluktan kendilerine pay çıkarmak yerine hala suçlayacak birilerini arıyorlar. Bu kokunu sebebi belldir. İzmir'de kanalizasyondan arıtmaya giden kirli sular arıtma tesislerinde arıtılmak için gidiyor ancak neredeyse hiç arıtılmadan körfeze deşarj ediliyor. Böyle olunca da otomatik olarak o sulardaki oksijene zarar veren unsurlar Körfez'de balıklara bile yaşam alanı bırakmıyor. Bu sebeple Körfez'de kenti rahatsız eden kötü koku mahalellerimize yayılıyor. Bu problemin çözülmesi arıtma tesislerinin doğru bir biçimde çalıştırılmamasından geçiyor. Burada eksiklikler varsa o eksikliklerin ihmalinden geçiyor. Bu koku İzmir halkının kaderi değildir, olmamalıdır. Bundan başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere herkesin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Yalnzıca Büyükşehir'in çalışmalarıyla bu olumsuzluk ortadan kaldırılmıyorsa burada merkezi hükmet ile eşgüdüm içerisinde faaliyete ihtiyaç var. İzmir halkının şikayetini doğru bir biçimde dile getirmesi, İzmir'i yönetenlerin de bu sorunu çözmesi lazım" ifadelerine yer verdi.
İEF'Yİ İLÇE KONGRESİNE DÖNÜŞTÜRDÜLER!
İEF'de yaşanan açılış krizi üzerinden CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, "Belediye kendi işinden daha çok, yani İzmir'deki olumsuz gidişattan dolayı atması gereken adımlardan uzak durduğuna ve başka başka işlerle uğraştığına şahitlik ediyoruz. Bunlardan bir tanesi de İzmir fuarının öncesinde İzmir'e yakışmayan bir kriz gördük. Bu fuar sıradan değil. Buraya gelen birçok ülke tarafından önemseniyor ve 93’üncüsü yapılıyor. Bu fuarın programı da bize yaklaşık 3 ay önce gönderildi ve 31 Ağustos’ta açılış olacağı ifade edildi. Dün aldığımız bildirimle fuar açılışının 30 Ağustos’ta gerçekleşeceği ifade edildi ve siyasi konuşmaların d abu tarihte yapılmasına vurgu yapıldı. Böyle bir ciddiyetsizlik olamaz. Tarihi 3 ay önce belirlenmiş bir organizasyonda kişilerin talebi üzerine değiştirilmesi kabul edilemez. Biz bu durumu ciddiyetsizlik olarak değerlendiriyoruz. Ben bütün programımı ona göre ayarladım. Ancak Özgür Özel’in özel programı nedeniyle değiştirildi. Özgür Bey, belediye başkanı ve CHP’li arkadaşlarıyla fuarın açılışını yaptığı sırada Vali 30 Ağustos resepsiyonundaydı. Böyle bir şey olabilir mi? İzmir fuarını belediye panayırına dönüştürmek kimsenin haddi değildir. Fuarın açılış programları sanki siyasi partinin ilçe kongresiydi. İzmirli olarak bunu kabul etmemiz mümkün değil. Dayatmaları bağlı olarak tarihi değiştirilmiş fuar açılışına da katılmam mümkün değil. Fuara ve fuarın anlamına sekte getirmemek için çok fazla laf söylemek istemiyorum ancak herkes bundan bir pay çıkartmalı. İzmir kimsenin oyuncağı değildir. Konuyla ilgili söylenecek çok şey var ama yabancı konuklarımız kentimizde bulunurken kullandığım dile özel gösteriyorum. Bu kenti yönetenlerin artık alması icap eden dersleri almaktan uzak durmamalı. İzmir kimsenin tapulu malı değildir ve kimse İzmirli adına İzmir’e yakışmayan kararlar alamaz" dedi.
"SABOTAJ YOK"
İzmir'de meydana gelen orman yangınlarına dikkat çeken Dervişoğlu, "Bir yıl içerisinde İzmir’de 400’e yakın yangın gerçekleşti. Yangınlara ne kadar erken müdahale ediliyor olsa bile yangınların yarattığı tahribatı kısa zamanda ortadan kaldıramayız. Yapılan araştırmaya göre yangınlar ormanların dışında başlayıp ormanalar sirayet ediyor. Ve yine yapılan araştırmalara göre sabotaj yoktur ve tamamen duyarsızlıktan kaynaklanan yangınlardır. İzmir halkının çevre duyarlılığına sahip bir halk olduğuna inanıyorum. Körfezine, sokak hayvanlarına, çevresine ormanlarına sahip çıkacağına güveniyorum" diye konuştu.
TUTUKLANMASI DOĞRU DEĞİLDİ
Dilruba Kayserilioğlu'nun tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, "Söylediklerine katılmıyor olabilirim ama böyle bir şey yüzünden bir kadının tutuklanmasını uygun bulmuyorum. Böylesine önemli bir günde tartışmalar yaratacak sembolleştirmeleri yerinde görmek… Sanıyorum ki yapanlar cevaplar" dedi.
"ERKEN SEÇİM SPEKÜLASYONU"
Erken seçim tartışmalarının spekülasyona dayalı talepler olduğunu ileri süren İYİ Partili Dervişoğlu, "Erken seçimi talep edelim, 1,5 yıl içinde olur diyorsak şayet bu yeni tartışmaları gündeme taşıyacaktır. Erken seçim konuşmaları kent içinde spekülasyona dayalı talepler olduğunu düşünüyorum. Erken seçimi istiyorsanız hemen gerçekleştirilmesi istenen talebe dönüştürülmeli. Ama CHP Genel Başkanı ne zaman erken seçim konuşması yapsa bugün olmazsa yarın gibi konuşuyor ve bunun 1,5 yıl takviminde gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Muhalefet ne kadar erken seçim istese de TBMM’de nitelikli çoğunluğa ihtiyaç var. İktidarın da bu noktada muhalefet ile aynı noktada durmalı. Erken seçimi iktidarın kabul edeceği arzuya göre yapmanın ne kadar doğru olduğu muhalefet tarafından tartışılmalı. Erken seçim kararı çıkacaksa cumhurbaşkanının yeniden aday olmasının önünü açıyor. Dolayısıyla seçim konusu Türkiye gündemini uzun süre işgal edecek. Ve bu da gerçek tartışmaların konuşulmasını ortadan kaldıracak. Yani çiftçinin emeklinin ya da mutfakların yangın yeri tartışmaları konuşulmayacak" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın