Dövüş sporu yapmasına nasıl izin verdiniz'
Mısır'daki şampiyonada müsabaka esnasında fenalaşarak hayatını kaybeden tekvandocumuz Seyithan Akbalık'ın ölüm haberi herkesi şoke etti. Genç sporcunun ölüm haberinin ardından geriye cevaplanması gereken birçok soru kaldı.
- Ege Postası
- 18.02.2014 - 10:26
Türk sporcu minderde can verdi
Hürriyet olarak şampiyon tekvandocunun milli takım ve kulüp antrenörlerine Seyithan'ın durumunu ve kalbinde ritim bozukluğu olan bir sporcunun dövüşüp dövüşemeyeceğini sorduk.
Metin Şahin (Tekvando Federasyon Başkanı)
Çok değerli başarılı bir sporcumuzu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu çocuğumuz 10 yıldır aktif spor yaparak Avrupa şampiyonu oldu. Tüm bu süreç de milli takım bünyesinde gerek antrenmanlarda gerekse maçlarda en küçük bir sağlık sorunu yaşadığını görmedik. Üzüntümüz çok büyük
"ŞAMPİYON TEKVANDOCUDAN KARA HABER" HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
CENAZESİ TÜRKİYE'YE GETİRİLDİ
Ali Şahin(Milli Takım Teknik Direktörü): Seyithan milli takımda en son Mayıs 2013 de yarıştı. Sonra kulüp değiştirip, Ulaştırma spor kulübüne transfer olmuştu. Olimpiyat elemelerine puan getirecek olan Afrika Kupası’nda Ulaştırma sporun imkanları ile yarıştı. O şampiyonada ben görevli değildim. Bu çocuğumuzun kalp ritim bozukluğundan dolayı hiçbir sıkıntısını ve daralmasını görmedik. Hiçbir şekilde de hissedilmedi. Gerek antrenmanları gerekse maçları gayet sıhhatli bir şekilde bitiriyordu. Biz çocuğun bu sıkıntısını öğrendiğimizde ailesi ile görüştüğümüzde, kendileri bize aile hekiminin kontrolünde olduğunu, ilaçları düzenli kullanırsa spor yapmasında bir sıkıntı olmayacağını, 3-6 aylık rutin kontrollerden geçtiğini bize bildirdi. Seyithan tekvando sporunu tamamen doktorunun onayı ile yapıyordu. Milli Takım antrenmanlarında bir kez en olsun en küçük bir rahatsızlık olsaydı, kesinlikle spor yapmasına izin vermezdik. Bir kez görüldü hiçbir darbe almadan hayatını kaybetti. Tekvando ailesi olarak çok başarılı, değerli sporcumuz Seyithan Akbalık’ı kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Halil Karabulut (Ulaştırma Spor Kulübü Başkanı)
Seyithan bizim 2.5 aylık sporcumuzdu. Antrenmanlarını yaşadığı İzmir’de antrenörü ile yapıyordu. Ve kulübümüz adına yarışıyordu. Çok yakından takip edemiyordum. Çocuğun geçmişi ile bir bilgimiz yoktu. Bilseydik spor yapmasına izin vermez Mısır’daki şampiyonaya da götürmezdik. Dünya federasyonundan lisanslı bir sporcumuzdu. Lisansız olsaydı dövüşemezdi. Geçmişi başarılıydı. İki ay önce Türkiye Büyükler ikincisi oldu. Biz Seyithan’ı başarılarından dolayı kulübümüze aldık. Kalbinde en küçük bir sıkıntı bilseydim almazdık. Maçta her hangi bir darbe de almadı. Ölüm haberine çok üzüldük.
Sultan Seyhan (Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Sağlık İşleri Daire Başkanı):
Tekvando sporcu sağlığı yönünden çok düzenli çalışan federasyonlarımızdan biridir. Çocukta kalp sıkıntısı olduğunun detaylarını bilmiyoruz. Çocukta böyle bir sıkıntı var ise çok efor harcanan bir sporla değil de örneğin bir satranç yapması daha uygun olur. Burada sporcumuz olimpiyat elemelerine katılmak için kendi rızası ile federasyona başvurarak izin alıp gitmiş.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu sporcumuz için geçmişte dopingli diyenlerde oldu. Ben şahsen tekvando da milli takım düzeyine kadar çıkmış bir sporcuda dopingi olacağını zannetmiyorum. Darbe almadığı söyleniyor ancak beyin kanaması da olabilir. Doğrusu ancak bir otopsi raporunda belli olabilirdi. Çocukta bir kalp öyküsü var mı, yok m? Bu çok önemli. Babası, çocuğun kalp ritminde bir bozukluk olduğunu söylüyor. Burada çok önemli bir detay var. Aile hekimi bir sporcu hastasının kalbinde bir sıkıntı görmüş ise hastasını bir kardioloğa gözükmesini ister. Kardioloğ da o sporcunun yaptığı spora göre devam edip edemeyeceğinin raporunu yazar. Burada bu sporcumuzun spora devam edip etmeyeceği bir aile hekiminin vereceği bir karar değildir. Bu kararı ancak bir kardioloğun raporu ile vermesi gerekir. Kalp, ihtisas isteyen bir konudur.
Genç tekvandocu toprağa verildi
Başka çok önemli bir konu daha var. Bu çocuk yaptığı sporda Avrupa şampiyonluğu kürsüsüne çıkmış çok başarılı bir sporcu. Bazı aileler başarılı sporculara verilen ödüllerin yüksekliği nedeniyle çocuklarını spora daha çok teşvik ediyorlar. Bu çocuğumuzun kalbinde sıkıntı sürüyor ise spor yapmasını kendisi mi, yoksa ailesi mi arzuluyordu. Genel anlamda kalbinde ya da başka bir organın da efordan sonra meydana gelebilecek ciddi vakalarda o sporu sporcu mu yapmak istiyor, yoksa aileler yüksek meblağlı ödüller karşısında çocuklarını mı spora teşvik ediyo? İşte bunların irdelenmesi gerekir.
Diğer önemli bir konu daha var. Lisans almalarda doktorlarımız sporcu adaylarına ‘ailenizde şu şu hastalıklar var mı'’ diye soru sorup, ailenin sağlık öyküsünü öğrenmeye çalışıyorlar. İşte burada sporcuların bazı hastalıkları saklamadan doğrusunu söylemeleri gerekir. Burada devletin görevi sporcularına sağlıklı ortamlarda spor yapma imkanı sağlamaktır. Bunun için sağlık merkezleri ve sağlıklı tesisler kurar. Sporcunun görevi de kendini korumaktır.
Yorum Yazın