Erdoğan: Suriye'ye uçaklarla belli mezhebin mensupları getiriliyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yakın zamanda aldığı önemli bir bilgiyi kamuoyu ile paylaştı. Suriye'nin mezhep savaşına doğru gittiğini belirten Erdoğan, "Birçok ülkeden belli bir mezhebin mensupları uçaklarla Suriye'ye taşınıyor...
- Ege Postası
- 04.10.2013 - 02:15
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve AHaber kanallarının ortak yayınına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, programa katılan gazetecilerin sorularını cevapladı.
REYHANLI KESİNLİKLE REJİMİN İŞİ
Reyhanlı saldırısının rejimin işi olduğunu söyleyen Erdoğan, Suriye'nin mezhep savaşına doğru gittiğini belirterek, "Birçok ülkeden belli bir mezhebin mensupları uçaklarla Suriye'ye taşınıyor. Savaşçı olarak. Reyhanlı tamamen rejimin ta kendisidir. Ölenlerin kimler olduğu bellidir kimin kime karşı yaptığı ortadadır." dedi. Erdoğan, Kenya'daki terörist saldırıya ilişkin ise "Kenya olayını görünce bunu lanetliyorum telin ediyorum." ifadelerini kullandı.
KÜRTÇE ANONS SPESİFİK BİR KONU
Türk Hava Yolları'nın uçaklarında Kürtçe anons olma ihtimali de sorulan Erdoğan, buna ABD'yi örnek göstererek cevap verdi: "Onlar çok spesifik. Trabzon'da da Lazca yapsalar falan. Lazca konuşan kardeşlerimizin olduğu yere giden kardeşlerimiz var. Bunlar spesifik konular. Dünyayı diller konusunda ciddi inceledik. Amerika'da İngilizceden başka bir şeyi duyuyor musunu? Halbuki oralarda olmayan ırk yok. Ne ararsan var. Dünyayı iyi okumamız lazım. Lokalize edersek yazık olur."
ANDIMIZ TOPLUMU RAHATSIZ EDİYORSA DİRENMENİN ANLAMI YOK
Erdoğan'a kamuoyunda sıkça dile getirilen bir başka iddia da "Diyorlar ki bu Türk ve Türk milleti kavramını anayasa başta olmak üzere her yerden kaldıracak. Kaldıracak mısınız'" şeklinde soruldu. Erdoğan, "Arapça'da şedde var ya. Bu şeddeli bir yalan. Biz bunu defaatle söyledik. Ben konuşmalarımda ortak payda olarak gelin bir de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şemsiyesi altında hepsini toplayalım dedim. Millet kavramını ırki olarak alırsak bilimsel olarak yanlışa düşeriz. Millet kavramında sadece ırk kavim yoktur, birçok etnik unsurlar toplanır. Türk milleti deyince içinde hepsi var. Böyle bakıyor ve anlıyoruz biz. Andın içinde gerçekten birçok kesimi rahatsız eden ifadeler var. Artık tek tipçilikten kurtulmamız gerekiyor. Bu tek tipçilikten kurtulmanın bir adımıdır. Toplumu rahatsız ediyorsa bunda direnmenin bir anlamı yok." dedi.
Harflerle ilgili düzenlemeye ilişkin ise şöyle konuştu: "Niye Q klavye olsun. F klavyeye geçelim F klavye ile bunu yapalım. Ama bakıyorsunuz ithal ettiğiniz bütün bilgisayarda klavyeler Q. Bu kültür emperyalizmi. Biz kendi değerlerimizle işe başlayalım. Basit değişikliklerle çözülebiliyor. Bundan sonraki siparişler bunun üzerine yapalım. Biz klavyelere özgürlük diyelim F klavyeyi koyalım dedik. Bunda da ister istemez kürt kardeşlerimizin bunu kullanması rahat hale geliyor. Harf inkılabı içerisinde öyle basit işlere takılınmış ki harflerin nasıl yazılacağına dair komiklikler var. Ülkemizin bundan kurtulması lazım dedik."
KİMSEYE AYRIMCILIĞA TAHAMMÜL EDEMEYİZ
Başbakan Erdoğan'a, "Herkesin başbakanı olmak, muhalefeti muhalefete bırakmak olmaz mı'" diye soruldu. Erdoğan, "Herkesin başbakanıyım bundan şüpheniz olmasın. Olmasam Hakkari'deki vatandaşımı düşünmem böyle gelmiş böyle gider derim. Bingöl'e varıncaya kadar okul, hastane, havaalanı yapıyorsak bireyin hakkı diyorsak oradaki vatandaşın sağlık eğitim hizmetlerini alabilmesi için yolculuk hizmetlerini kolaya ulaştırmak için adım attık atıyoruz. Tehditlere rağmen devam ediyoruz." diye konuştu.
Ayrımcılığa asla fırsat vermeyeceklerini belirten Erdoğan, ayrımcılık yapanlara karşı yeni düzenlemede 1 ila 3 yıl arasında cezai müeyyide uygulanacağını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu: "Din dil ırk ne olursa olsun bu adımı onun için atıyoruz, bireyi güvence altına almak için. Bizim laik devlet anlayışımızda, partimizin tanımına 82 anayasasındaki gerekçeyi oraya koyduk. Devlet tüm inanç gruplarına eşit mesafededir, tüm inanç grupları devletin koruması altındadır. Bunu uygulamadılar yıllarca, çocuklarımız bunun mağduru oldular. Biz bunu yapamayız. Kimseye ayrımcılığa tahammül edemeyiz." değerlendirmesi yaptı.
TSK VE EMNİYET KENDİ GİYİM DÜZENLEMELERİNİ YAPABİLİR
Erdoğan'a yine demokratikleşme paketinde yer alan kamuda başörtüsüne ilişkin düzenlemelerin nasıl olacağına, muaf kalan TSK ve emniyet gibi kurumların ileride nasıl olabileceğine dair bir soru yöneltildi. Başbakan Erdoğan, "Burada TSK çalışanlarına arkadan emniyet teşkilatımızın mensuplarına ve hakim savcı onların yine istisnai olarak bunlar yasayla belirlenmiş şeyler değil. Kendi mevzuatları dairesin belirlenmiş şeyler. İstedikleri zaman bu düzenlemeyi yapabilirler. Bizim yapacağımız çalışmanın dışında tuttuk. Kamu dairesindeki adımları atalım buraları çözelim her şeyde belli aşamaları kırmadan dökmeden sürdürmek gerekir. Bu konuyla ilgili bazı kurumlarımızın kendi tasarruflarına bırakarak bu adımları kendileri atarlar. Fakat şu anda zaten çok çok önemli bir adımdır. Bir gazete başlık atıyor hatta hemen çarşaf diye koyuyor. Siyah pardösü giymiş bir öğretmen hanımın fotoğrafı; işte Atatürk Türkiye'si ne hale geldi falan..." diye kaydetti.
BAŞÖRTÜDE AŞIRIYA KAÇANLAR SUİSTİMAL EDER
Bunun üzerine Erdoğan'a "Okullarda kara çarşaf olabilir mi" diye ek bir soru daha yöneltildi. Erdoğan da şöyle ekledi: "Bu yaptığımız düzenleme tamamıyla öğretmenlere memurlara yönelik bir düzenleme. Memurlara yönelik bu düzenlemenin bütün içeriğini hepsini eğitim bakanlığı diğer kurumların da kendileri ait şeyi var ama orada takdir edersiniz ki TSK'da olduğu gibi emniyette olduğu gibi bir resmi üniforma çizemezsiniz. Oradaki şartlara göre belirleyecektir. Aşırılıklara kaçanlar bu olumlu gelişmeleri suistimal etmeleri olur. Burada tabi bir şeye daha vurgu yapmakta fayda var. Biz insanların bu noktada hem yaşam tarzlarına müdahale etmeyeceğiz diyoruz ama bir yandan da başkalarının yaşam tarzına müdahale edilmesine fırsat vermemek hepsini koruma altına almak lazım. Ülkenin barış içinde yaşaması çok daha güzel olacaktır. Hindistan'ı düşünüyorum Sihleri düşünüyorum bir Sih başbakan kendi kıyafeti içerisinde uluslararası toplantılarda yer alıyor. Orayı yönetiyor o haliyle. Bizdeki mantıkla bakınca devletin başında böyle birisini kabullenemezsiniz. Bunu hep beraber çözmemiz lazım. Hindistan'da herkes onlar gibi giyinmiyor. Hindistan'da hakim olan kitle Sihler değildir. Sihlerin nüfusu çok çok az. Düşünün devasa bir kitle içerisinde 25 milyon Sih ama ağırlıklı olarak hakimiyet onlarda. Benim söylemek istediğim orada insanların birbirine olan saygısıdır. Biz bireyin hukukunu koruyacaksak her yerde bunu aramalıyız. Mısır'da şu andaki gelişmeye evet diyemem ki. Her yeri laik olsa buna evet diyemem. Darbe yönetimi var, darbe yönetimi bana laikliği mi dayatacak. Onların her yeri laiklik olsa ne olur. Seçim zamanı geliyor ülkenin büyük kesimini sadığa getirmiyorlardı. Bir seçim 2-3 ay sürer mi. Bunların olduğu yer de ne laiklik girer ne eşitlik."
YEREL SEÇİMLERDE BAŞÖRTÜLÜ ADAY OLACAK
Erdoğan'a ayrıca yerel seçimlerde başörtülü bir adayları olup olmayacağı soruldu. Erdoğan da "Yerel seçimlerde başörtülü adayımız olacak. Sayısını veremem şu anda. Müracaatların içerisinde değerlendireceğiz. Bazı partiler açıklamaya başladılar. Biz aceleci değiliz. Temayül yoklamalarımız kamuoyu yoklamalarımız var. Bundan sonra bir kez daha ucu açık ve kapalı olarak kamuoyu araştırması yapacağız. Sonra adayları açıklayacağız." diye cevapladı.
Yorum Yazın