Marmara Üniversitesi’nin 130. kuruluş yıldönümüne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısındaki konuşmasında değindiği asabiyet kavramından bahsetti ve ardından CHP’li Birgül Ayman Güler’i kastederek sert eleştirilerde bulundu. “Birileri herhangi bir sözlüğe bakma ihtiyacı hissetmeden bu çok önemli kavramı (asabiyet) öfke olarak adlandırdılar. Adeta cahilliklerini ortaya koydular” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
IRKÇILIK FAŞİZMDİR:
“Asabiyet 14. yüzyılda İbn- i Haldun’un kullandığı yüzyıllar boyunca da konuşulan geliştirilen bir konudur. Kavramın özü de şeytanın ‘Beni ateşten yarattın. Onu çamurdan’ diyerek kökene vurgu yaparak isyan etmesine dayanıyor. Hiçbirimiz nerede dünyaya gözlerimizi açacağımızı, hangi anne babanın çocuğu olarak doğacağımızı, hangi ülkede hayata merhaba diyeceğimizi seçme imkanına sahip değiliz. Böyle bir kibir, böyle bir böbürlenme insanlık dışıdır, ırkçılıktır, faşizmdir.
BİZDE IRKÇILIK YOK:
Bu topraklar tarih boyunca hiçbir zaman bu kavramlara ev sahipliği yapmamıştır. Osmanlı’da böyle bir farklılığı göremezsiniz, Selçuklu’da göremezsiniz. Bir ırkın, bir kavmin diğerlerine üstünlük taslaması kabul edilmemiştir. 1940’larda Avrupa’da faşizm yükselirken Türkiye’de bazı denemeler olmuş ama asla başarıya ulaşamamıştır. Bizi biz yapan şehir köy hayatımızı çerçevelendiren hangi kaynağa bakarsanız bakın, ırk ayrımını göremeyeceksiniz. Bu toprakların hamurunu yoğuran hiçbir kaynakta ayrımcılık yoktur. Bir milletin diğerine bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak en başta bu topraklara saygısızlıktır, özüne ihanettir. Bakın parlamentoda bir milletvekili, sanıyorum kariyeri de var. Ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor. Birisi için millet birisi için ulus diyor. İçeriğinden haberi yok. Birisi öz Türkçe birisi Arapça.”
PANZEHİRİ IRKÇILIK DEĞİLDİR:
“Irkından, kavminden, asabiyetin-den dolayı her kim kime böbürlenirse o aşağıların aşağısıdır. Irkının kavminin üstün olduğunu düşünen varsa gitsin şehitliklere baksınlar. Yemen’den Çanakkale savaşları için buraya gelenleri görecekler. Orada, o toprağın altında hiç kimse ayrımcılık görmez. O şehitlikler nasıl tek bir millet olduğumuzu bize anlatan manifestolardır. Biz dost, can, hemşehri, toprak deriz. Ecdadımız hiçbir zaman ötekine ırkıyla kavmiyle hitap etmemiştir. Kendisini güçlü olarak görenin ırkını yüceltmesi ne kadar tehlikeli ise, kendisini mağdur olarak görenin ırkını yüceltmesi de o kadar tehlikelidir. Çünkü ırkçılığın panzehiri, antitezi ırkçılık olamaz. Irkını yücelten başka ırkları yok sayanlar karşısında kendi ırkını öne çıkarmaya çalışan da aynı derecede yanlış yapar.”
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ ÇOK SIKI TUTALIM"
Terörle mücadele sürecine de değinen Erdoğan, önemli mesajlar verdi: “Ne olur bu çözüm sürecini çok sıkı tutalım. Artık bu işi bitirmemiz lazım. 30 seneden bu iş için harcanan parayla yeni bir Türkiye var edilirdi. Çok ciddi rakamlar. Öyleyse bu işi bitirmemiz lazım. Eğer bugün Güneydoğu ve Doğu’da işsizlik çok daha fazlaysa bunun en önemli sebebi terördür. Geçen gün Gaziantep’teydim oraya terör giremedi. İnşallah bunu başaracağız. Bu dayanışmayı barış sesini bu sevgiyi binlerce yıl bu topraklarda hakim kılmak zorundayız. Bu, milli birlik ve kardeşlik projesi. Kardeşlik denildiğinde bazıları rahatsız oluyor. Kardeş anne baba karşısında aile içinde eşit olan iki kişidir. Bizim kültürümüzde bu var. Bizde Türkiye’de kardeşlik hukukunu güçlendirecek herkesin kendisini eşit birinci sınıf vatandaş görmesini mutlaka tesis edeceğiz. Onun için ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını çok önemsiyorum. Bunun dışında farklı bazı şeyleri ortaya koymak ayrışmaya neden olur.”
BDP’DEN CHP'YE TATÜRK'LÜ MESAJ!
CHP’DEKİ ZİHNİYET MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞTİR
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz" sözlerini BDP Genel Başkanı Gültan Kışanak’ın hatırlatması üzerinde salonda "yuh" sesleri yükseldi. CHP’nin milletvekilinin dediğinin ırkçı bir söylem olduğunu belirten Kışanak, "Bu zihniyet meşrutiyetini yitirmiştir. CHP yarım ağız eleştirdi. Bu ırkçılığı kabul etmemeliler, açıkça çıkıp kabul etmiyoruz diye tutum almalıdırlar. Bu tutumu almalarını bekliyoruz. Sözde ırkçılık yapmayanlar da eşit hakları konuştuğumuzda dut yemiş bülbüle dönüyorlar. Ana dilde eğitime karşı çıkıyorlar. Ayrımcılıktan vazgeçtiyseniz Kürt halkı vardır, eşit haklarla birlikte yaşayabiliriz demelisiniz. Bunu demediğiniz sürece sizlerle konuşuruz, tartışırız. Bu zihniyeti değiştirmek için mücadele ederiz. Ancak bu gizli ırkçı zihniyetinizi de meşru ve kabul etmeyiz. Kimse Kürt halkının mücadelesi üzerinde vesayet kuramaz. AKP’de de özgürlükçü düşünenler net olmalı. Cesur olmalılar" dedi.
Suriye’deki Kürtlere adeta ambargo uygulandığını ileri süren Kışanak, "Sınır kapıları kapatıldı kapılarda ticaret durdu. Ordaki Kürtlere adeta ambargo uygulanıyor. Bu ambargo kaldırılmalıdır" dedi.
ATATÜRK, KÜRT ŞEYHLERİNE "ELLERİNİZDEN ÖPERİZ" DİYE MEKTUP YAZIYORDU
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise, Atatürk’ün Kürtlerle olan ilişkilerine değindi. Geçmişte neler yaşandığının çok iyi bilinmesi gerektiğini belirten Tan, şunları söyledi:
"Bu kısa dönemde biliyorum ki en fazla merak ettiğiniz şey neler oluyor neler olacak. Acaba yüzlerce yıldır bir karanlık içinde gittiğimiz bu tünelin sonunda bir ışık görülecek mi görülmeyecek m? Yarının nasıl olacağını tahmin edebilmek için tasarlayabilmek için tartışabilmek için bugün neler yaşandığını çok iyi bilmek lazım. Bugün neler yaşandığını bilip konuşurken de dün neler olduğunu yine çok iyi bilmek lazım. Neler yaşandığını, geçmişte neler olduğunu, bugünkü siyasi tablonun nasıl olduğunu en iyi bilen sizlersiniz. On binlerce evladımız mezarda. Binlerce evladımız dağlarda. Yüz binlerce kardeşimiz ise memleketinin dışında Avrupa’da. Çözüme nasıl ulaşacağız. Gidenler gitti. Olanlar oldu. Bugün neyi çözebiliyorsak dört elle sarılarak tut ve bırakma. Biz bugün barışa, birlikte yaşamaya, kardeşliğe evet diyoruz. Yeni bir Ortadoğu kuruluyor, bunun harcı Kürtler olsun. Irak, Suriye, İran ve Türkiye’deki Kürtler bu barışa evet diyoruz. Ama kandırmaya, hileye hayır diyoruz. Ankara, Tahran, Şam veya Bağdat’taki kirli tezgahlara hayır diyoruz. Dünyadaki gelişmiş demokrasiler ve hukuk neyse onu istiyoruz. Alavere dalavere Kürt Memet nöbete devri bitmiştir. Yeni kurulacak Ortadoğu’da Kürtler eşit bir kardeşliğe evet demiştir. Bugün bir CHP milletvekili çıkıyor, ’Türk ulusu ile Kürt milleti bir ve eşit tutulamaz’ diyor. Bunu Erzurum Kongresi’ni yaparken böyle söylemiyordunuz. Mustafa Kemal’in Kürt büyüklerine o dönemde yazdığı bütün mektupların sonu ’her iki ellerinizden hürmetle öperim’ diye bitiyordu. Bitlisli Şeyh Muhammed Diyadin’e yazdığı mektupta da öyle diyordu, diğer şeyhlerimize yazdığı mektupta da öyle diyordu. Dün hürmetle öptüğünüz o elleri bugün eğer hürmetle sıkmazsanız, siz bilirsiniz. Yeni Bir ortadoğu kuruluyor. Yeni bir dünya şekilleniyor. Her türlü kardeşliğe, insanlığa dostluğa, barışa, eşitliğe varız. Ama eski sazları çalmaya devam ederseniz o sazlar başınızda kırılır."
Yorum Yazın