Eşinin boğazını kesen kocaya müebbet hapis

İZMİR'in Çiğli İlçesi'nde geçen yıl tartıştığı eşi 24 yaşındaki Gülnara Unayuk'u boğazını keserek öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan 29 yaşındaki M.U., cezai ehliyetinin tam olduğunu belirten raporun ardından, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Ege Postası
26.03.2013 - 13:17

İZMİR- Dava konusu olay geçen yıl nisan ayında 8820 Sokak 7 numaradaki evde meydana geldi. Psikolojik rahatsızlıkları bulunduğu ve madde bağımlısı olduğu ileri sürülen M.U., 2 çocuk annesi Azeri uyruklu eşi Gülnara Unayuk ile bilinmeyen bir nedenle tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine genç kadın evden çıkmaya çalışırken, M.U. yanında taşıdığı bıçakla, kapının önünde yakaladığı eşinin boğazını kesti.

M.U. otomobiline binip kaçarken, sesler üzerine dışarı çıkan komşuları, Gülnara Unayuk'u kanlar içerisinde yerde hareketsiz yatarken gördü. Durumun bildirilmesiyle gelen sağlık ekipleri, genç kadının öldüğünü belirledi. Olay yerinden kaçan M.U. Ankara'da yakalandı. Savcı, sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı.

Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde eşini öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan M.U., yargılamanın başında verdiği ifadesinde, eşi Gülnara Unayuk ile 2007 yılında İzmir'de evlendiklerini ve bir sürede Antalya'da yaşadıklarını belirtti. M.U., "Bir yıl önce İzmir'e taşındık. İkimizin de birbirine karşı kıskançlıkları vardı. Azerbeycan'da oturan annesi habersiz geldi. Çocuklarımı alıp götürecekleri hissine kapıldım. Bu yüzden aramızda tartışma çıktı. Ben uzun süredir de psikolojik tedavi görüyorum. Eşim, annesinin neden geldiğini sorduğum için rahatsız oldu. İlk eşime gideceğimi söyledim. Bana bağırıp çağırmaya başladı. Mutfağa gidip bıçağı aldı. Kendisini öldüreceğini söyledi. Ben de bıçağı almak için sarıldım ve kolundan tuttum. O da elini çekince bıçak boğazına saplandı. Hastaneye götürmek istedim. Çok kan akınca yere bıraktım. Benim eşimi öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Kendisini öldürmek için de bıçakla yaralamadım. Beni olaydan bir gün önce psikolojik tedavi görmem için hastaneye yatırmak istediler. Ben hastaneye yatmak istemedim" dedi.

YENİDEN RAPOR İSTENDİ

Sanık avukatı Çağlar Sun, M.U. hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nden 'Cezai ehliyeti vardır', İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu'ndan ise 'Cezai ehliyeti yoktur' raporları geldiğini belirterek, çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınmasını talep etti. Avukat Sun, "Müvekkilime daha önceden Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Balıklı Rum Hastanesi ile Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden verilen raporlarda cezai ehliyetinin olmadığı bellirtilmiştir. Belirten raporlar dava dosyasında da mevcuttur. Bu raporları İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu'nun verdiği rapor da desteklemekte. Aradaki çelişki giderilsin. Bunun için de yeni rapor alınsın" dedi. Mahkeme raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için sanığın, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verdi.

AİLEMLE BANA KOMPLO KURDUNUZ

Yapılan son duruşmada sanık M.U. hazır bulundurulurken, avukatı da katıldı. Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu'ndan gelen son raporu okudu. Raporda, sanığın cezai ehliyetinin olduğu belirtildi. Sanık M.U. son savunmasında "Siz ailemle bana komplo kurdunuz" dedi. Yargılama sonunda mahkeme, sanık M.U'yu önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı, ardından cezasını duruşmalardaki iyi hali nedeniyle müebbet hapse indirdi. Sanığın avukatı, kararı temyiz edeceklerini söyledi. (DHA)