Anasayfa
İzmir
Evinde tedavisi sürdürülen annesinin GATA'ya kaldırılmasını istedi

Evinde tedavisi sürdürülen annesinin GATA'ya kaldırılmasını istedi

İZMİR'de, anjiyo, sonra kalp ameliyatı yapıldıktan sonra komaya giren 63 yaşındaki Güllü Ün, 2 ayı yoğun bakım olmak üzere yaklaşık 5 ay hastanede kaldı. Ameliyat olduğu özel hastaneden, devletin verdiği ödeneğin bittiği öne sürülen Güllü Ün'ün yarı koma halinde evine gönderildiği iddia edildi. Güllü Ün'ün oğlu Bayram Ün, "Risk yok' diyerek annemi ameliyat ettiler, sonra da bu hale geldi. Annem beyin ameliyatı sırasında oksijensiz kalmış. Bir tek GATA'da bunun tadavisi varmış. Tek isteğim annemin tedavisinin yapılması" dedi.

Ege Postası
22.01.2013 - 14:07

İZMİR- Karşıyaka İlçesi'nde oturan Güllü Ün, geçen eylül ayında rahatsızlanınca çocukları tarafından Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yakınlarının tansiyon rahatsızlığı olduğunu düşündükleri Ün'ün, kalp krizi geçirdiği ortaya çıktı. Güllü Ün, anjiyo olması gerektiği belirtilerek özel bir hastaneye sevkedildi. Özel hastanedeki kontrollerin ardından anjiyo yapılan Ün, 2 damarı açılamayınca kalp ameliyatına alındı. Ameliyat ardından Güllü Ün, yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Tedaviye rağmen Güllü Ün, kendisine gelemeyince komaya girdi. 2 ay solunum cihazına bağlı yoğun bakım ünitesinde kalan Ün, daha sonra servise alındı.

Güllü Ün, yaklaşık 5 ay süren tedavi ardından sağlık durumunda düzelme olmamasına rağmen devletin artık ödeme yapmadığı iddiasıyla ambulansla taburcu edildi. Yarı koma halindeki annesinin bakımı için evinde tıbbi cihaz konulan Bayram Ün, gelişmelere tepki gösterdi. Kendilerine ameliyatın riskli olmadığının söylendiğini belirten Bayram Ün, şöyle konuştu:

"Ameliyat ardından annem kendisine gelmedi. Annem 63 yaşında. Ancak ablasının kimliği üzerine çıkartıldığı için 73 gözüküyor. Doktorlar annemin tedavisi boyunca hep önce ciğerlerinde sorun olduğunu söyledi. Sonra damarlarında sorun olduğu, en son da tansiyon rahatsızlığından dolayı böyle olduğu söylendi. Ancak, başka doktorların kontrollerinde, annemin ameliyat sırasında beynine oksijen gitmediği için bitkisel hayata girdiği belirtildi. Devletin artık sıkıştırdığını söyleyip annemi hastaneden çıkardılar. Şimdi evde. Oksijen tüpünden, nemlendiriciye kadar bir süre tıbbi cihaz var. Nasıl çalıştığını bile bize tam olarak göstermediler. Ne yapacağımı şaşırdım."

Annesinin boğazının solunum için delindiğini, ayrıca midesine de şırıngayla besleyebilmek için delik açıldığını söyleyen Bayram Ün, "Asgari ücretle çalışıyorum ama ben annem için para falan istemiyorum. Beyine oksijen gitmemesi ardından ortaya çıkan rahatsızlıkların bir tek GATA'da tedavisi varmış. Sağlık Bakanlığı'nın annemi oraya sevk ederek tedavi ettirmesini istiyorum."

"HASTA YAKINLARININ BİZE YAPTIKLARI NANKÖRLÜK"

Hastane Müdürü Dr. Adviye Onay ise, Bayram Ün'ün iddialarına tepki gösterdi. Güllü Ün'ün başarılı geçen ameliyat ardından yoğun bakım ünitesine alındığını, bir gün sonra solunumunun durduğunu söyleyen Onay, 12 Eylül'de üçlü kroner damar yetmezliğinden ameliyata alındığını bildirdi. Onay, şöyle dedi:

"Yoğun bakım ünitesinde olduğu sırada, yani 1 gün sonra sonulumu durdu. Duran kalbi müdahaleyle yeniden canlandırıldı. Yeniden canlandırmaların ardından hasta 1 gün süreyle uyutulur. Hasta uyandırıldığında beyin fonksiyonlarında sıkıntı olduğu belirlendi. Gırtlak açılarak solunumu sağlandı. 1 ay sonra hastanın duran kalbi yeniden çalıştırıldı. Tedaviler sonrasında kasım ayı başında normal servise aldık. Aynı ay solunumun düzene girmesi üzerine taburcu edecektik. Ama oğlu evde bakım imkanları olmadığını söyledi. Hastanın bizim himayemizde kalmasına izin vedik. Ama artık hastane enfeksiyonlarından etkilenmemesi için taburcu etmemiz lazımdı ve bunun için de Sağlık Müdürlüğü'ne başvurduk. Gerekli işlemleri başlattık. Çocukları yine taburcu edilmesine karşı çıktı. Bunun üzerine talimat verdim, arkadaşlarımız SGK'dan hastanın evde bakımı için gerekli tıbbi aletlerle malzemeleri alıp götürdü. 2 hemşire arkadaşımız, eve gidip hastayı yıkadıktan sonra aletlerle ilgili bilgi verdi. Hasta için elimizden geleni yaptık. Ailenin bu iddialarını nankörlük olarak değerlendiriyorum." (DHA)