Genç doktor, babasına can verdi
İzmirli 25 yaşındaki Dr. Fırat İleri, sağlıklı bildiği babası 55 yaşındaki Varol İleri'ye ishal şikayeti üzerine götürdüğü hastanede 'Hepatit B- siroz' tanısı konulup ardından karaciğerinde tümör saptanınca düşünmeden canlı donör olarak, ameliyat masasına yattı. Karaciğerinden alınan bir parçayla babasını 3 hastalıktan da kurtaran Dr. İleri, 1-7 Kasım Organ Bağışı ve Organ Nakli Haftası'nda, orğan bağışı çağrısında bulundu.
- Ege Postası
- 02.11.2014 - 12:25
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olup zorunlu hizmete giden, babasının rahatsızlığı da gündeme gelince hazırlandığı Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için istifa edip İzmir'e dönen Dr. Fırat İleri, devam zorunluluğu olmadığı için Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde de dışarıdan eğitimini sürdürüyor. Eylül ayında nakil öncesi girdiği TUS'ta EÜ Tıp Fakültesi'nde Adli Tıp Anabilim Dalı'nda ihtisas hakkı kazanan, uzmanlık için bürokratik işlemleri tamamlamaya çalışan Dr. İleri, 'Canlı dönor' olarak hasta olmasının yaşattığı deneyimi anlattı. 1-7 Kasım Organ Bağışı ve Organ nakli Haftası'na da dikkat çekip önemli mesajlar veren Dr. İleri şunları söyledi:
"Canlı verici açısından düşünüldüğünde bana sadece bir yara izi kalacak belki ama kazancı çok daha fazla. Ancak kadavra olarak verici olunması düşünüldüğünde bir risk yok. Korkulacak veya kaybedilecek hiçbir şey yok. Sadece birisine yardımcı oluyorsunuz, bir insan bu şansı neden çevirmek ister bilemiyorum, açıkçası. En azından herkesin bir an kendini böyle bir pozisyona koyup, kafasında düşünmesini isterim."
Karaciğer nakli için iki canını eşi ve oğlunu aynı anda ameliyata göndermek zorunda kalan anne Şehime İleri de hastalığın aşamalarını oğlunun doktor olması sayesinde biraz daha bilinçli hareket ederek, öğrenek işin içine girdiklerini söyledi. Şehime İleri şöyle dedi:
"Fakat ben kadavradan olsun diye içimden çok dua ettim. O bekleme süresinde kadavra çıkmadı. Hayatım boyunca unutamadığım sıkıntılı bir dönem yaşadım. Hem oğlum hem eşim ikisini ameliyata hazırlamak, diğer oğlumun psikolojisini düşünmek çok zordu. Kadavradan bağış olsaydı bir tek eşimle, hastalığıyla ilgilenecektim. Ama öbür odada bir oğlunuz, canınız var. Allah kimseye göstermesin. Ameliyata alındıklarında gözünüz şaşı gibi iki kişiye birden bakıyorsunuz. Eşiniz için çok sevinirken oğlunuz için de içiniz gidiyor, bir yandan. Allah kimseye vermesin. Başıma bir şey gelirse organlarımı bağışladığımı çocuklarıma söyledim."
Yorum Yazın