İZBAN'ın ana hizmet binası kaçak çıktı
İzmir Banliyö Taşımacılığı Sistemi Ticaret Anonim Şirketi’nin (İZBAN) 2022 yılı Sayıştay raporu açıklandı. Sayıştay, şirketin kuruluş sürecinde yurt dışından satın alınan tren setleri için çekilen kredilerin 2020 yılından itibaren anapara ve faiz ödemelerinin gerçekleştirilemediğini ve ertelenen krediler için ilave masraflar çıktığını vurguladı. Öte yandan ana hizmet binasının kaçak olduğu ortaya çıktı
- Ege Postası
- 22.11.2023 - 12:01
- Güncelleme: 22.11.2023 - 12:10
EGEPOSTASI- Sayıştay Başkanlığı, İzmir Banliyö Taşımacılığı Sistemi Ticaret Anonim Şirketi’nin (İZBAN) 2022 yılı raporunu açıkladı. Raporda birçok konuya dikkat çekildi. Sayıştay tarafından Çiğli’de bulunan ve şirket tarafından ana hizmet binası ve tamir atölyesi olarak kullanılan yapının yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin de olmadığı tespit edildi. Öte yandan Sayıştay, şirketin kredilerini geç ödediği faaliyet gelirlerinin yaklaşık 3,5 katı büyüklüğünde borç aldığını belirtti. Şirketin finansal dengesinin sağlanması için ana hissedarlar olan TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi nezdinde girişimlerde bulunulması yönünde Sayıştay öneride bulundu.
PROTOKOL ÖNERİSİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İnovasyon ve Teknoloji A.Ş. şirketleri arasında yaptığı anlaşamaya dikkat çekilen raporda İzmir’de özellikle yabancı turistlerin kartlarında kalan ücretlerin akıbetinin belli olmadığına yer verildi.
Sayıştay, kart bedeli ve para toplama eksikliklerine “İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ’nin şehirde ulaşım firmalarının bilet basımı, satışı, ücret toplanması ve ücret paylaşımı konusunda yetkilerine ve bu hizmetler karşılığı İZBAN’dan alması gereken komisyon oranlarına yer verilmekle birlikte kartlarda biriken ve kullanılmayan paralara, İzmirim Kart maliyeti ve satış bedeli arasındaki kârın kime ait olacağına, aktarma sonucu taşınan yolculara ait hasılat paylaşımın nasıl yapılacağına, yıllar itibariyle bahsedilen sebeplerle biriken paraların hangi kurum nezdinde tutulup ne şekilde değerlendirileceğine ve ilgililerine pay ayrılıp ayrılmadığına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir” ifadelerine yer verdi.
Sayıştay raporda, “Toplu ulaşımdan faydalanmak isteyenlerin İzmirim kart satın aldıkları ve İzmirim kart satış bedeli ile maliyet bedeli arasında oluşan kârın kime ait olduğunun bilinmediği görülmüştür. Kart satış kârının yanında yine aynı sebeplerle gelen yolcuların şehirde ne kadar biniş yapacaklarını tam olarak bilemedikleri için karta ortalama bedeller yükledikleri ve tamamını kullanmadan şehirden ayrıldıkları durumda kartta kalan ve yıllarca kullanılmayan tutarların hangi hesapta toplanacağı, ne şekilde nemalandırılacağı, bu bedellerin paylaşımı vb. hususlara yönelik düzenlemelerin yapılmadığı görülmektedir” ifadelerini kullanarak, kapsamlı ve her detayı düşünülerek hazırlanacak sözleşmenin taraflar arasında imzalanması gerektiği önerdi.
‘KREDİ’ İÇİN UYARDI
Sayıştay, şirketin kuruluş sürecinde yurt dışından satın alınan tren setleri için çekilen kredilerin 2020 yılından itibaren anapara ve faiz ödemelerinin gerçekleştirilemediğini ve ertelenen krediler için ilave masraflar çıktığını vurguladı.
Sayıştay tarafından, “Ödenmeyen ve ertelenen borçlar katlanarak büyüdüğü için önce 50.000.000 USD daha sonra 30.000.000 USD kredi çekilerek vadesi geçmiş borçların kapatıldığı ve şirketin sürekli artan borç yükü altına girdiği anlaşılmıştır. Şirketin 2022 yılı faaliyet gelirlerinin toplamının 280.183.218,13-TL olduğu göz önüne alındığında 50.000.000 USD’nin yani 31.12.2022 tarihindeki kur değeriyle 934.500.000- TL’nin Vakıfbank’tan borçlanılarak vadesi geçmiş borçların ödenmesi gelinen süreçte bu ödemelerin sürdürülebilir olmadığını göstermektedir. Şirketin mevcut faaliyetlerini sürdürmesi için ihtiyaç duyduğu personel, kira, ısınma, enerji, bakım onarım gibi faaliyet giderlerini hesaba katmadan yapılan kıyaslamada bile borçların ödenmesi için değil borçların vadesini erteleyebilmek adına toplam faaliyet gelirlerinin yaklaşık 3,5 katı büyüklüğünde tekrar borç almak durumunda olması durumun ciddiyetini göstermektedir. Bahsi geçen durumun Şirket açısından sürdürülebilir olmadığı dikkate alınarak, Şirketin finansal dengesinin sağlanması için ana hissedarlar olan TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi nezdinde girişimlerde bulunulması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.
KAÇAK HİZMET BİNASI DETAYI
Sayıştay, Çiğli’de bulunan ana hizmet binası ve tamir atölyesi olarak kullanılan yapıya dikkat çekti. Raporda, 105.960,03 metrekarelik arsanın hazineye ait olduğu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildiği, söz konusu arsanın şirkete devrine veya kiraya verilmesine ilişkin olarak alınmış herhangi bir karar bulunmadığı, mezkur arsa üzerinde yer alan ve Şirket tarafından ana hizmet binası ve tamir atölyesi olarak kullanılan yapının yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin de olmadığı tespit edilmiştir" ifadeleri yer aldı.
Şirketin merkez binasının bulunduğu arsanın Şirkete ait olmaması, bununla ilgili gerekli satış, tahsis ve devir işlemlerinin yapılmamış olması, arsa üzerinde bulunan yapının İmar Kanunu hükümlerine aykırı yapılmış ve kullanıyor olması, söz konusu yapının her an tahliye edilmesi ve yıkılması gibi riskleri beraberinde getirdiğini vurgulayan Sayıştay, " Ayrıca bu durum şirketin mali tablolarında ana taşınmaza ilişkin kayıt yapılmasına engel olmakta ve ciddi bir mali değeri olan tamir atölyesi ile hizmet binasının muhasebe kayıtlarına alınamamasına sebebiyet vermektedir. Şirket tarafından kullanılan taşınmazın muhasebe kayıtlarına alınabilmesi için gerek Milli Emlak gerekse Büyükşehir Belediyesi ile görüşülmek suretiyle taşınmazın kullanımının yapılacak sözleşme ile İZBAN’a devredilmesi, ayrıca taşınmazın kullanım izninin ve ruhsatının da gerekli birimlerce alınması için başvuruların yapılması gerekmektedir" açıklamasında bulundu.
Yorum Yazın