İzmir Valisi Toprak’tan yatırım toplantısında ‘bürokrasi’ çıkışı
Kentin kanaat önderleriyle toplantı yapan İzmir Valisi Mustafa Toprak yatırımları geliştirmek için çağrı yaparken kurumlar arası iletişime vurgu yaptı. Toplantıda yatırımların hızlanması için işlemlerin hızlandırılması gerektiğini belirten Toprak, “Ben şunu görüyorum, benim de devreye girmemi gerektiren çok olaylar oluyor. O zamanlarda dahi bakıyorum ki talimat veriyoruz, mesafe almaya çalışıyoruz, üç gün sonra aynı noktaya geliyoruz." ifadelerini kullandı. İzmir Valisi Toprak’tan yatırım toplantısında
- Ege Postası
- 01.12.2015 - 19:01
Valilik Makam Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya, İzmir Valisi Mustafa Toprak, Vali Yrd. Cemil Özgür Öneği, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Engin Bişar, KOSGEB İzmir Güney Müdürü Recep Özçevik, KOSGEB İzmir Kuzey Müdürü Dr. Özgür Armaneri, İŞKUR Müdürü Kadri Kabak, SGK İl Müdürü Engin Bilgili, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, Tapu ve Kadastro 3. Bölge Müdürü Burhan Usta, Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Kaptan Kılıç, Nüfus İl Müdürü Mehmet Kaya, İZKA Genel Sekreteri Murat Yılmazçoban, Kültür ve Turizm İl Müdürü Abdülaziz Ediz, İl Defterdarı Tamer Utkucu, Vergi Dairesi Başkanı Rıfat Engin, Devlet Su İşleri 2. Bölge Müdürü Hayati Çelenk, Orman Bölge Müdürü Sahin Aybal, Ticaret Odası Başkanlığı Araştırma Girişimcilik ve Meslekleri geliştirme Müdürü Birol Efe, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, Büyükşehir Belediyesi ve YİKOB Temsilcisi şube müdürleri katıldı.
İZMİR’E YATIRIMCILARIMIZI ÇEKMEMİZ GEREKİYOR
Genel olarak yatırımcıların sorunları ve sorunların çözümü noktasında tüm kurumlar olarak ortak bir paydada ve kolaylaştırıcı bir yol izlenmesi gerektiğinin altını çizen Vali Toprak; “İZKA’mız aracılığıyla güzel bir toplantı ile bir aradayız. İzmir’e yatırımcılarımızı çekmemiz gerekiyor. Özellikle doğrudan yabancı yatırımların İzmir’e gelmesinin doğurduğu çok olumlu etkiler var. İstihdamından, sermaye akışından, teknoloji gelişiminden, buradaki yan sanayilerin gelişmesine kadar çok alanda katkıları var. Bu manada bizim de tüm bu yatırımları ülkemizdeki yerli diğer yatırımlar da olmak üzere iş ve işlemlerini, yani bürokratik işlemler adı altında ortaya çıkan işlemleri azaltarak çalışma talepleri hızla sonuçlandırmamız gerekiyor.” diye konuştu.
TALİMAT VERİYORUZ, MESAFE ALMAYA ÇALIŞIYORUZ
Toplantıda yatırımların hızlanması için işlemlerin hızlandırılması gerektiğini belirten Toprak, “Ben şunu görüyorum, benim de devreye girmemi gerektiren çok olaylar oluyor. O zamanlarda dahi bakıyorum ki talimat veriyoruz, mesafe almaya çalışıyoruz, üç gün sonra aynı noktaya geliyoruz. Dolayısıyla aslında bugün bu toplantıyı sizlerle yapmamızın sebebi, özellikle bu gibi iç ve dış yatırımların yapılması öncesinde gerekli olan evrakların, işlemlerin süreçlerinin, özelikle siz yatırımcı kuruluşların ya da belge vermesi gereken kuruluşların hep birlikte bu iradeyi, bu kolaylaştırıcı etkiyi herhangi bir tıkanmaya yol açmadan olumlu sonuca bağlamaktır. Ülkemizin kaynaklarını, çevresini, ortamını mutlaka da koruyacağız. Bu bizim uymamız gereken bir konu ama aynı zamanda insanlarımızı da refah içerisinde müreffeh ve gelecekten emin olacak şekilde yaşatmamız gerekiyor. Onun için el birliği ile işlerimizi ülkemize katkı sağlayacak şekilde yapıcı ve olumlu kılmamız gerekiyor.” İfadelerini kullandı
BİLGİLERİ ANKARA’YA GECİKTİRMEMEMİZ LAZIM
Yerelde iletişimin önemine dikkat çeken Toprak, “Bu manada şüphesiz ki yatırımcılarımızın ve iş dünyasının önemli bir temsilcisi Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanımız da burada, İş dünyası, meslek odaları ve ticaret erbabları ile tüm kurum ve kuruluşlarımızın ve kamu kurumlarımızın ortaklaşa birbirleri ile diyalogları ve iletişimleri sorunları çözüyor. Burada yerelde bizler, Ankara’da da Devletimizin diğer kurumları da baktığımızda sorunları çözüyor. Ankara’da çoğu olayda yine bizim işleri zamanında sonuçlandırmamızı, tıkandığı zaman bizim bir konuyu iyi bir şekilde tahlil ve analiz edip ona göre makul ve doğru bir şekilde çözülmesi için yukarıya bilgi akışını geciktirmeksizin aktarmamızı istiyor. Ama işin özünde bu işlerin ülkemizin hayrına, insanlığın hayrına ve mevzuata uygun olarak yarar ve güzellikler getirecek şekilde sonuçlanması için eksiksiz ve geciktirmeden aktarmamız gerekiyor. Burada zaman içerisinde Valilikte yatırım destek ofisileri vesaireler kuruldu. İlgili kurumlarımızın bünyesinde kuruldu ve şimdi özellikle Kalkınma Ajansımızın, yatırımcılar yurt dışından ve yurt içinden geldiklerinde, onların karşılaşabilecekleri bürokratik işlemlerin hızla sonuçlandırılması, asgari düzeye çekilmesi ya da ortadan kaldıracak şekilde sorumluluklarını yine getirecek şekilde bir görev ve yetki veriyor.” dedi
BU SORUMLULUK KALKINMA AJANSIMIZIN VAL OLMA SEBEBİ
Vali Toprak, “Bu sorumluluk, Kalkınma Ajansımızın var olma sebebi, sadece mali destek teklif çağrısına çıkıp orada projeler karşılığında para kullandırmak değil, önemli olan o alanda bir ivmeyi, hareketlenmeyi, kümelenmeleri oluşturacak bir birikimi tüm kurumlara, paydaşlara ve yurt dışından ya da içinden geleceklere yaşatabilmektir. Bu manada ben bu toplantının da hayırlı olacağına inanıyorum ve o vesile ile hepinize katılımınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Bakıyorsunuz zaman içerisinde bir yabancı sermaye gelmiş ve bu yabancı sermayenin kendini zaman içerisinde var ettiğini daha da geliştirdiğini görüyoruz. Ayrıca sadece kendini büyütmek ve geliştirmekle kalmıyor, bununla birlikte o bölge, o fabrika dışındaki tüm alanlarda da teknolojiyi ve altyapıyı geliştirdiğini ve katkı sağladığını görüyoruz. Çünkü yatırımcı geldiğinde nitelikli insan, iş gücü arar, sermaye gücünü artırmak ve güçlendirmek ister, altyapının uyumlu olmasını ister ve iyi bir pazarlama ve satış ağı ve noktalarına ulaşabileceği merkezlere yönelik çalışmak ister. İzmir’de de bu var, Bursa’da da var şurada da var burada da var. Ama en kestirmeden baktığımızda bir yatırım geldiğinde kendi yan sanayisini de kuruyor ve geliştiriyor. Yan sanayisi kurulduğunda ve geliştiğinde de artık o yatırım alanı ve benzer yatırımlar için yerli sanayi gelişiyor ve bir kümelenme hareketi ortaya çıkıyor.” Dedi.
MEVZUATLARDA SÜREKLİ DEĞİŞİKLİK YATIRIMCILARI ZORLUYOR
Vali Toprak, “Bu toplantıya da aslında esas mantıksal altyapı oluşturan konu, şirket kuruluşları, çalışma izni, oturma izni, çevresel etki değerlendirme raporu, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı, yapı ruhsatı ve benzeri birçok işlemin yatırımcıyı bunaltmayacak şekilde hızla sonuçlandırılması.. Yer seçimi, tesis kurma izni, çevre izinleri, gayri sıhhi müessese ruhsatı izni, sektörel izninler ki bunların her biri detay ve 15-20 daha da alt branştaki izni gerektiriyor. Yatırım süreçlerindeki yoğun bürokrasi, yabancılara ilişkin ruhsat, belge ve izinlerin alınması, diğer izin ve ruhsatların alınması, nitelikli personel bulunması, yabancı dil düzeyi ve benzeri mevzuatlarda sürekli değişikliklerin olması yatırımcıları zorlayan hususlardır. Yani biz uygulayıcılar olarak dahi mevzuatları zaman zaman takip etmekte zorlanıyoruz. Peki bundan etkilenenler nasıl takip edece? Hakikaten ciddi katkı sağlamamız, yönlendirici ve çözüm odaklı çalışmamız, yol göstermemiz gerekiyor. Dolayısıyla biraz daha yapıcı, anlatıcı, ikaz edici uyarıcı, kolaylaştırıcı bir davranışı sadece kendimiz değil tüm elemanlarımızla birlikte benimsememiz gerekiyor.Örneğin Haberleşme, her türlü altyapının yapılması ve geliştirilmesi ile enerji temini gibi konularda hızla çözümü bulmamız özellikle yatırımcılarımız için hayati önemde ivedilik arz etmektedir.” Dedi.
ÜLKEMİZİN GELMİŞ OLDUĞU KAPASİTE
Vali Toprak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yer seçimi yapılıyor, yatırım yapılacak, ama bakıyorsunuz ki enerjiyi orada temin etmede, hattı getirmede, bağlantılarını gerçekleştirmede, ilgili noktalarda eksikliği tamamlamada ciddi sorunlar yaşanıyor. Ve biraz daha insanlarımızın bilinç seviyesi yükseldikçe atık yönetimi eksikliği ve çevresel birtakım duyarlılıklar, kanunların ön gördüğü ölçüler, ülkemizin gelmiş olduğu kapasite, yatırım ihtiyacı ve bunların her birini üst üste koyduğunuzda orada tıkanıklıklar yaşanabiliyor.
Bu toplantının bir amacı da, tüm bu resimde bürokratik işlem sayısının çok fazla gözükmesi, ama o çok sayıyı pratik çözümler bularak, zamanı çok iyi kullanarak asgariye indirecek şekilde bir rol paylaşımı. Onun için ilimizde Kurulu bulunan bir Kalkınma Ajansımız var, Kalkınma Ajansı’nın Yatırım Destek Ofisi var. Yatırım Destek Ofisi koordinatörlüğünde, İzmir’e yatırıma gelen özellikle yabancı sermaye yatırımcılarının iş ve işlemlerini kolaylaştırıcı veya karşılaşabilecekleri sorunları çözebilecek bir davranışı kolayca sergileyebiliriz, bir çözüm bulabiliriz, Yatırım Destek Ofisimizin böyle bir görevi var. Ama gönül ister ki hakikaten diyelim ki gümrüğe bir gemi yanaştığında onun her türlü iş ve işlemini yapan bir gümrük müşaviri firma gibi, yatırım destek ofisimizde kanunen böyle bir yapıda bulunabilsin, ama bizim şu anki mevcut mevzuatımızda bu mümkün değil.
Yani hazine arazisi ve işlemleri ayrıdır, kadastronun işlemi ayrıdır, vergi hukuku ayrıdır, gümrük işlemi ayrıdır, YİKOB ayrıdır.
Ama özellikle şunu ifade etmeye çalışıyoruz; böyle bir sistem olmasa da zaman içerisinde hükümetlerin, bakanlıkların, idare edenlerin yatırım destek ofisi, tek hizmet ofisi ve benzeri adlar altında yapmaya çalıştıkları tüm kurumlar nezdindeki tıkanan meseleleri bir noktadan çözüm odaklı çözmektir. Ben özellikle Kalkınma Ajansımızın bu konuda bir kolaylaştırıcı etki sağlayacak kapasitede ve donanımda olduğunu ve bu konuda da özellikle iletişim halinde olunursa Kalkınma Ajansımız aracılığıyla kurumlar nezdinde işlerin takibi noktasında iş takipçisi değil o meselelerin çözüme kavuşulacağı kanısındayım. Kamu adına evet ama özel bir çalışma alanı var Kalkınma Ajansının. Ama neticede o da devletin bir yapılanmasıdır. Onu da özellikle ifade etmek istiyoruz. O manada kolaylaştırıcı etki içerisine girelim.
Mesela bir yıl önce bir okul yapacağız ama okulun olduğu arsada bir ilintili müşterek parsel çıktı. Aslında bu gibi şeylerin güven içerisinde ve takılmadan çözülmesi gerekiyor. Benim talimat verdiğim bir konuyu bir yılda çözemedik. Yani bu ibretlik bir vaka. Her bir tıkanan konuyu benim söylemem gerekiyor ve mutlaka her bir yeri benim aramam gerekiyorsa bu olmaz. Ben de aynı sistemin, çarkın bir parçasıyım, birlikte çalışıyoruz, yönetiyoruz ama öyle konular ortaya çıkıyor ki sorunu sona erdirmekte ve ortadan kaldırmakta zorlanıyoruz. Şüphesiz ki, İşimizi doğru yapmak noktasındayız. Ama doğru yaparken neyin neden tıkandığını bizatihi bizlerin takip etmesi gerekiyor. Tüm bu çok başlılıkta bence biz irademizi ortaya koyarak kolaylaştırıcı olursak, çözücü olursak işleri çözebiliriz.
İŞİN ESASI ZAMANINDA SONUÇLANDIRMAKTIR
Toprak, Bu manada bu bürokratik yapıyı, kurumsal yetkileri tek bir merkeze toplayamıyoruz. O zaman farklı farklı noktalarda toplanmış yetkilerin bürokratik anlayışını, çok başlılığını sorun çıkarmadan bir an önce çözüm noktasında biz oranın yöneticisi olarak meselenin altına vücudumuzu koymalıyız. İstediğimiz budur. Açıkçası bunun dışında da başka bir şey söylemiyoruz.. Çünkü bir yönetim tarzı var, mesuliyet var ve bunu da aşmamız mümkün değil. O zaman kendimizi aşacağız. Alttaki memurumuza işimizi bıraktığımızda emin olunuz kendi iradesi, kabiliyeti, vakıfiyeti neyse ona göre mesele yürüyor. Buradaki yabancı yatırımcının konumu özelliği, döviz kazandıracakmış, yatırım yapacakmış, işsizlik oranını aşağı çekecekmiş, sanayi gelişecekmiş, teknoloji gelişecekmiş hiç umurunda olmaz. Onun yetkisi, görevi, kapasitesi o unvanı ile sınırlıdır. Biz o unvanla sınırlı olan bir kişiye tüm işlerin kapasitesini vermeye çalıştığımızda taşıyamaz. Dolayısıyla onu biz taşımalıyız, biz yönetmeliyiz ve takip etmeliyiz. İşin esası takiptir. Zamanında sonuçlandırmaktır. Başka bir şey konuşmaya gerek yok.” Dedi.
SORUMLUSU OLDUĞUMUZ KURUMLARI DA YÖNETMELİYİZ
Vali Toprak, Bazen mesela bize ve size mutlaka geliyorlar ve diyorlar ki; şurada şöyle bir tıkanma var. Ve bakıyorum bunun bir sorun olmaması gerekiyor diyorum. Sonra diyor ki efendim o evrak orada kalmış, burada kalmış, onu ben hemen hallediyorum diyor ve bir saat içerisinde halloluyor. Yani benim söylememle bir saat içerisinde halloluyorsa o zaman masamızın üzerindeki ya da en ücradaki memurun masasının üstünde hangi evrak var ise bizim onu kontrol etme, denetleme, hesabını sorma anlayışına sahip olmamız gerekiyor. Bazıları da bana çok ayrıntıya bakıyorsun diyor. Ayrıntıya bakıyoruz da bu memlekette detay bazı konuları bilmeden işimizi yaparsak bizi de yönetirler. İdare etmek değil, yönetmek lazım. Sorumlusu olduğumuz kurumları da yönetmeliyiz. Onun için en aşağıdaki elemanın önünde hangi evrak var, ne zaman geldi ve neden bugüne kadar sonuçlandırılmadı diye sorgulama anlayışına girersek emin olun çok başlı da olsa bu işler hızlı yürür.” dedi.
Yorum Yazın