İzmir'in 'Kanal İstanbul'u rafa kalktı: Odalardan ortak mücadele vurgusu!
Danıştay 4. Dairesi, ‘İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan ve 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Çeşme Turizm Projesi’ni iptal etti. İzmir'de STK'lar konuya ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Ege Postası
- 11.12.2024 - 13:19
- Güncelleme: 11.12.2024 - 13:58
BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- Danıştay 4. Dairesi, ‘İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan ve 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Çeşme Turizm Projesi’ni iptal etti.
Çeşme Projesi’ne yönelik iptal talebi, 12 Şubat 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne karşı, meslek örgütleri, çevre dernekleri ve yurttaşlar tarafından açılan davalarla gündeme geldi. Danıştay 6. İdare Dairesi, projeye yönelik iptal talebini reddedildi. Ancak bu karar, TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu ve yurttaşlar tarafından Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz edilerek, reddedilen kararın iptaline yol açtı.
Türkiye Mimarlar ve Mühendisleri Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Merkezinde konu ile ilgili olarak basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanı, ÇEŞÇEP, Davacı Yurttaşlar, CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır, CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Sözcüsü Elvin Güler ve STK temsilcileri katıldı.
MANİDAR GELİŞMELER YAŞANDI!
Bileşenler adına basın metnini okuyan Av. Arif Ali Cangı açıklamasında, “Turizm adı altında talan ve yağmaya açılmak istenmiştir. Kararın iptali için, İzmir Barosu, Türk Mihendis ve Mimar Odaları Birliği, İzmir Tabip Odası ile EGEÇEP, izmir Yaşam Alanları, ÇEŞÇEP bileşenleri ve 141 İzmirli yurttaş üç ayrı dava açmıştı. Davanın Yargılama aşamalarında manidar gelişmeler yaşandı. Danıştay'da görülen davada, 27 Ekim 2022 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda; "...şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanı ve 2.292 hektar deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiği, Çeşme KTKGB sınırlarının kara bölümünde kalan alanın yüzde 65 inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya, kullanmaya, geliştirmeye kesinlikle açılmaması gereken "nitelikli alanlardan oluştuğu, 16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı, işlemin dayanağı olan gerekçe rapor ve kapsam belirleme raporunun gerçekleri yansıtmadığı ve alan belirleme kararında "kamu yararı" bulunmadığı..." belirleme ve değerlendirmeleri yapılmıştı İşlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu gösteren bilirkişi raporuna rağmen davayı gören Danıştay 6.Dairesi yürütmeyi durdurma talebimizi anlaşılmaz biçimde reddetmişti. Yaptığımız itiraz sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) kararıyla yürütmeyi durdurma kararı alabilmiştik. Buna karara rağmen, Danıştay 6.Dairesi davanın reddine karar vermişti. Kararın temyizi üzerine hukuka aykırı karar DİDDK tarafından bozulmuştu" dedi.
KAMU ZARARINA YOL AÇMAYIN
Cangı, “Yapılan son aşama yargılama sonunda görev bölüşümü sonucu Danıştay 4. Dairesi'ne düşen dosyamızda 31 10.2024 tarihli 2024/3349 Esas, 2024/6017 Karar sayılı karar ile dava konusu Cumhurbaşkanı işleminin iptaline karar verildi. Bu kararla, 13 Eylül 2019 tarihine kadar belirlenen Çeşme KTKGB sınırlarının daha fazla genişletilmesinin önüne geçilmiştir. Artık Çeşme Yarımadası sadece korunmalı, bölgenin doğal ve kültürel değerlerine zarar verecek yeni girişimlerde bulunulmamalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, Danıştay kararının arkasından dolanmayın, daha fazla kamu zararına yol açmayın” ifadelerine yer verdi.
MÜŞTEREK VARLIKLARIN KORUNMASI İÇİN...
Ortak mücadele vurgusu yapan Cangı, "Kararın, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası'nın dava ehliyetlerinin olmadığı bölümüne katılmamız mümkün değildir. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunma, bu kavramlara işlerlik kazandırma yasal yükümlülüğü olan İzmir Barosu ile toplum sağlığının korunması alanında kamusal görevi olan İzmir Tabip Odası, böylesi hukuka aykırı değerlendirmelerle ortak mücadelemizden kopartılamazlar. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da kentimizin ve bölgemizin ortak yaşam alanlarının, müşterek varlıklarının korunmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
DAVALARA KATILMAMIZI İSTEMİYORLAR!
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ise konuşmasında temyiz yolunun açık olduğuna dikkat çekerek, "Çeşme Yarımadası’nı kapsayan proje ortadan kalktı ancak temyiz yolu açık. Ancak sonucun değişmeyeceğini söyleyebiliriz. Karar çok doğru ancak içerik ehliyet yokluğu belirtildi. Ancak İzmir Tabip Odası da İzmir Barosu da dava ehliyeti olduğunu bildirmişti. Bu tür davalarda İzmir Barosu’nun ve tabip odasının bulunmasını istemeyen bir anlayış var. Eskiden hukuka aykırı bir karar çıktığında gerekçe ve nedenlerini tartışırdık şimdi ise doğru bir karar çıktığında ise arkasından neler geleceğini tartışıyoruz. Bizce dava ehliyetimizin olmadığına dair karar doğru değil" dedi.
ÇEŞME'NİN KURTULUŞ GÜNÜ!
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Ceyhun Özyurt ise açıklamasında, "Sağlığın tanımı içinde çevre sağlığı denilen bir tanım da var. Çevre sağlığı olmadığında orada yaşayanları n sağlığının ne kadar etkileneceğini düşünemezsiniz. Sağlıklı olmamız için çevremizin de sağlıklı olması gerekir. Bu iptal edilen uygulama gerçekleşseydi Çeşme’nin suyunun ne hale geleceğini düşünmek bile istemiyoruz. Biz bu davada dışarda kalmış değiliz, bundan sonra da mücadelenin yanında olacağız. Biz davaya müdahil olabilirken ben bizi hem baroyu dava dışında bıraktılar. Bunu da takip etme imkânımız varsa takip edeceğiz. Son zamanlarda bu mahkeme dışı bırakma kararları çok kolay alınıyor ancak biz de desteğimizi bırakacak değiliz. Çünkü insan sağlığı için çevre sağlığı şarttır. Çeşme yeni bir kurtuluş günü kazandı, umarım yeni kurtuluş günü kazanmayız" diye konuştu.
REZİLDANS ÇÖPLÜĞÜ!
Çeşme Yarımada Çevre Derneği Ahmet Gürler ise, "Bu sonuç çok güzel ancak Çeşme şu anda Türkiye’nin en çok rant getiren yeri. Ve aslında bu proje arka planda devam etmektedir. Çeşme çok hızlı bir şekilde rezidans demiyorum ‘rezildans’ çöplüğüne döndü. Otel hissesi altında inşa edilerek kibrit kutusu kadar daireler milyarlarca Euroya satılıyor. Bu işten ne kadar rant kazanmak isteyen varsa Çeşme’ye gelmektedir" dedi.
NE BASMANE ÇUKURU'NDAN NE ELEKTRİK FABRİKASINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir ise, "Bu davanın değerli bir aşamasındayız. Takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kentin tüm ranta ve talana açılan yerlerinden vazgeçmiyoruz. Ne Kültürpark’tan ne Basmane Çukuru’ndan ne Elektrik Fabrikası’ndan vazgeçmeyeceğiz. İster merkezi ister yerel hühkümetin her türlü girişimine karşı duracağız. Bozuk saat bile günde 2 defa doğruyu gösterdiği gibi bu defa doğruyu gösterdi. Hukuk lehimizde karar verdi. Herkesin emeğine sağlık" ifadelerine yer verdi.
Yorum Yazın