İzmirli ailenin kahreden kaderi
İzmir'de, 10 yıllık tedavinin ardından 3’er yıl arayla doğan iki çocuklarını genetik hastalık yüzünden kaybeden Ayşe Çoban ve Süleyman Çoban çiftinin tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen 20 aylık kızları Selin’e, karaciğer kanseri nedeniyle, dayısı Süleyman İnce’nin karaciğerinin bir parçası nakledildi.
- Ege Postası
- 29.03.2014 - 12:10
Dayı Süleyman İnce’nin (37) uygun donör olduğu saptandı. Minik Selin ile dayı İnce, 18 Mart’ta Doç. Dr. Murat Kılıç ve Doç. Dr. Murat Zeytunlu başkanlığındaki Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Prof. Dr. Mehmet Alper, Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen, Opr. Dr. Rasim Farajov ve Dr. Onur Duygu’dan oluşan ekip tarafından ameliyata alındı. Başarılı geçen nakil operasyonunun ardından yoğun bakımdan çıkan dayı- yeğen Karaciğer Nakli Servisi’nde bir araya gelirken, Doç. Dr. Kılıç hem Selin’in hem de Süleyman İnce’nin sağlık durumlarının çok iyi olduğunu, dayıyı taburcu edeceklerini, sağlıklı karaciğer parçası nakledilen bebeğin ise bir süre daha hastanede kalacağını söyledi.
“SELİN’E 18 YIL SONRA KAVUŞTUK”
Kardeşinden alınan karaciğer parçasının nakledildiği minik kızına evliliklerinin 18’inci yılında kavuştuklarını, onu da kaybetmekten çok korktuğunu belirten anne Çoban, “İki kızımın kaybından sonra yeniden evlat sahibi olmak istedik. Ancak iki kızım da genetik hastalıktan vefat ettiği için risk büyüktü. O nedenle Selin’i tüp bebek yöntemiyle dünyaya getirdim. 8 aylık dünyaya geldi, çok sağlıklıydı. Sorunlar 14 aylıkken ortaya çıktı, bizi kahreden bir tanı konuldu. Akciğerinde de kitle varmış. Kemoterapi başladığında doktorumuz hiç umut vermiyordu. 5 kür kemoterapi sonunda akciğerdeki kitle kurumuş. Doktorumuz ondan sonra umut vermeye başladı. Ama biz umudumuzu hiç yitirmedik. Hele karaciğer naklinden sonra onun sağlıkla yaşayacağına dair umudum katlandı. Dayısı kızıma can verdi, ona da doktorlarımıza da minnettarım. Kızım eski neşesine kavuştu, çok sevinçliyim” diye konuştu.
“KAHVEHANEDEKİLERİ DİNLESEM, YEĞENİMİ KURTARAMAYACAKTIM”
Öte yandan Manisa’da bir fabrikada işçi olan dayı Süleyman İnce, karaciğer naklini yeğenin hastalığıyla duyduğunu ve bilmediği için çok korktuğunu söyledi. Korktuğu için de donör olmaya önce yanaşmadığını belirten dayı İnce şunları söyledi:
“Yeğenime karaciğer nakli yapılmasına karar verildi. Canlı verici gerekiyordu. Anne ve babası uymadığı için ben adaydım. Ama ne olduğunu bilmediğim için çok korkmuştum. Kahvehanede, mahallede konuştuğum insanlar hep cesaretimi kırdılar. Patronum, 'Keşke ben uygun olsam da organımı versem. Karaciğerinden parça verirsen ölmezsin' dedi. Hastanedeki doktorlarla da konuşunca ikna oldum, yeğenime hayat verdim. İyi ki kahvedekileri dinlememişim. Evliyim, yıllardan beri baba olmak için çabalıyorum, olmadı. Yeğenim zaten canımdı, şimdi canımdan bir parça oldu.” (DHA)
Yorum Yazın