İzmirli kadınlar şiddete karşı yürüdü
İzmirli kadınlar, Büyükşehir Belediyesi’nin, ‘25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü’ dolayısıyla düzenlediği etkinlikte buluşarak giderek artan kadın cinayetlerine, cinsel istismara ve Türkiye’nin kanayan yarası ‘çocuk gelinler’e dikkat çekti. İzmirli kadınlar şiddete karşı yürüdü:
- Ege Postası
- 25.11.2016 - 14:34
İzmirli kadınlar, kadına yönelik uygulanan her türlü şiddete ‘Hayır’ dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü” etkinlikleri Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden başladı. Kadınlar gökyüzüne "özgürlük" balonları uçurdu; dans gösterilerine eşlik etti, yürüyüş gerçekleştirip müzikal izledi.
Özellikle son dönemde artan kadın cinayetlerine ve ülkemizin kanayan yarası ‘çocuk gelinler’e dikkat çekmek, kadına yönelik şiddetin her türüne “dur” demek isteyen kadınların İzmir’den yükselen seslerini duyurmak için gerçekleştirdiği etkinliğe İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu ile birlikte destek verdi.
Hakkımızı arayacağız
Konuşmasında kadınlara seslenen ve şiddete, haksızlığa karşı direnme ve birlik olma çağrısında Başkan Kocaoğlu, "Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ten, bağımsız Türkiye'den, ülkenin bölünmez bütünlüğünden, kadın ve çocuk haklarından, hukuk devletinden, adaletten, paylaşımdan yani aydınlık Türkiye Cumhuriyeti'nden yana olanlar birleşip, aramıza provokatörleri sokmadan, bu ülkeye, Atatürk'ün ilkelerine sahip çıkan insanlarla beraber hakkımızı arayacağız. Yani direneceğiz; başka çaremiz yok! Cinsel istismara yönelik hazırlan an yasa tasarısına nasıl direndik, o rezil kanun teklifi bir daha gelmemek üzere nasıl gittiyse, yine yanlışta direneceğiz. Doğruyu bulacağız. Direnmeden, mücadele etmeden başarmak ne dünyada, ne Türkiye'de, ne de İzmir var! Direneceğiz, çalışacağız. Daha çok güçleneceğiz, daha çok kol kola gireceğiz. Ülkemizi, ulu önderimizin bize hedef gösterdiği çağdaş medeniyet düzeyinin üzerine çıkaracağız. Bizde bu güç, bu hamur, bu millet, devlet, bayrak sevgisi var. Yeter ki birlik olalım, yeter ki haksızlığa, hukuksuzluğa karşı direnelim" dedi.
Üretim yok
Şiddetin artmasında gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve aç gözlüğünün etken olduğuna dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyaya ne old? İnsanlara ne old? Eğer ekonomi uygunsuz insanların emrine geçerse, eğer para uygunsuz insanların eline geçerse, onun uzantısı siyasiler uygunsuz insanlar olursa, dünyanın başına bu gelir. Şöyle bir dünyaya bakalım. Kolay para kazanılıyor, paradan para kazanılıyor ve paylaşılmıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, aç gözlülük, bırakın toplumu, insanlığı, kendi çocuklarının geleceğini bile düşünmeyen yöneticiler, iş adamları... Dünyanın tablosu bu. Bu tabloda bir de din istismarı var. İslam dininin geleneklerini, göreneklerini, ahlaki değerlerini kimse konuşmuyor. Bir müddet mezhepleri konuştuk ama dinimizi artık konuşmuyoruz. Hocaları, tarikatları konuşuyoruz. Din diye hocaların yahut belli tarikat mensuplarının bir anlamda ekonomik menfaatleri için bize dayattıkları, sözüm ona İslamı, ekonomiyi, sözüm onu siyaseti konuşuyoruz. Herkes yarınından son derece umutsuz. Herkes bedbaht. Dolayısıyla kadına, çocuğa, erkek erkeğe, bürokraside üstün asta şiddeti var."
Lambanın gazı bitti
Sevginin, saygının olmadığı, giderek yozlaşan bir toplum haline dönüştüğümüzü vurgulayan Başkan Kocaoğlu, "Halbuki Ulu Önderimiz Cumhuriyeti kurup devrimleri hayata geçirdiğinde, bize hukukun üstünlüğünü, adaleti, özgürlüğü, halkçılığı, aydınlığı salık verdi, öğretti ve istedi bizden. Ama ne oldu' Biz de yozlaştık. Tek kelimeyle yozlaştık. Sevgi yok. Saygı yok. Anneye, eş e saygı, sevgi yok. Tamamen maddiyat olan bu sistem çöktü. Dünyada da çöktü. Çalışmadan, alın teri olmadan kazanmak devri çöktü. Yani lambanın gazı bitti. Balon ekonomi şu anda çökmüş durumda" diye konuştu.
Direnme hakkımızı kullanmalıyız
Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı yasal çerçeveler içinde herkesin protesto hakkını kullanması gerektiğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu şunları söyledi:
"Bize 'konuşmayın', 'evinizden çıkmayın', 'siz bizim dediğimizi yapacaksınız', 'bizim çizdiğimiz sınırların dışına çıkmayacaksınız' diyorlar. Bunu sadece kadınlara değil tüm topluma dikte ediyorlar. Tüm topluma dayatıyorlar. O zaman bir tek çözüm yolumuz kalıyor. Direnmek... Direnmek... Haksızlığa, adaletsizliğe karşı direnmek. 'Onun şusu var', 'Bunun busu var', 'Acaba o öy le mi', ' Acaba bu öyle mi'' diye herkese bir kulp takarak bizleri direnme hakkımızdan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama burası İzmir.! Burası demokrasinin beşiği. Burada İzmir'i İzmir yapan kadınlarımız var. Eğer İzmir bugün varsa, İzmir'in yaşam biçimi varsa, İzmirlilik kimliği varsa bunu kadınlarımıza borçluyuz. Kadınlarımızın duruşuna, sosyal olaylara, yaşama, ekonomiye, üretime katılmasına, özgürlüğüne borçluyuz. O zaman demokratik hakkımızı kullanarak, yasal çerçevede ka larak direnme, protesto etme hakkımızı sürdürmek durumundayız. Eğer biz sokağa çıkamazsak, eğer biz direnmezsek, hakkımızı alamazsak bizi çok daha karanlık günler bekliyor."
Cenneti bu dünyada istiyoruz
İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın da yaptığı konuşmada, kadına karşı uygulanan şiddetinin her türlüsüne karşı olduklarını bir kez daha hatırlatarak şunları söyledi: “25 Kasım Uluslararası Kadına yönelik Şiddete Hayır Günü etkinlikleri kapsamında yetkililer hafta boyunca cenneti ayağımızın altına serecekler ama dünyamızı cehenneme çevirmeye devam edecekler. Biz sizden cenneti bu dünyada istiyoruz; eşitlik istiyoruz; şiddetsiz sömürüsüz bir dünya istiyoruz. Laiklik biz kadınların hak ve özgürlükleri için çok önemli. Laikliğin kıymetini bi lip ona sahip çıkacağız ve ödün vermeyeceğiz. Kadınlarımız tecavüzü aklama yasasında birlik oldular. Bu yasa tasarı geri çekildi. Birlik olursak kadınların hayatına bedenlerine el sürmekten çekineceklerdir."
İsyan duvarına yazdılar
Konuşmaların ardından kadınlar hep birlikte İsmet İnönü Kültür Merkezi’ne kadar yürüdü. İsmet İnönü Kültür Merkezi önünde oluşturulan "isyan duvarı"na kadınlar içlerinden geldiği gibi şiddeti protesto satırları yazdı. Daha sonra Kadınlar burada ‘Cahide Sonku’ müzikalini seyretti. Gökhan Eraslan'ın yazdığıKemal Başar'ın yönetmenliğinde sanat ve özel yaşamı ile bir döneme damga vurmuş efsane sinema ve tiyatro oyuncusu, aynı zamanda film yönetmeni olan Cahide Sonku'nun dramatik yaşam öyküsünü anlatan müzikal büyük beğeni topladı.
BERGAMALI KADINLAR ŞİDDETİ LANETLEDİ
İzmir'in Bergama ilçesinde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında biraraya gelen kadınlar, ellerindeki mor renkli balonları gökyüzüne bıraktı.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü nedeniyle Bergama Kültür Merkezi'nde toplanan Bergamalı kadınlara, CHP'li Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç'in eşi Meltem Gönenç, Bergama Belediyesi Meclis Üyesi Serpil Güler, Atatürkçü Düşünce Derneği Bergama İlçe Başkanı Nurcan Şengül, Bergama Kadınlar Birliği Başkanı Mahire Bıçakçı, Eğitim-İş Sendikası Temsilcisi Ulvi Akaren, Karaveliler ile Yerlitahtacı köyü kadınları ve vatandaşlar eşlik etti. 'Kadına yönelik şiddete hayır', 'Çocuk gelinlere hayır', 'Şiddete seyirci kalma', 'Aile içi şiddete hayır' yazılı pankartla gruba katılan kadınlar, "Kadına şiddete hayır" sloganları attı.
Bergama Belediyesi Meclis Üyesi Serpil Güler, Türkiye'de kadına yönelik şiddet olaylarının son yıllarda giderek arttığını belirterek, "Türkiye'de kadınlar açıkça cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Eğitim olanaklarından yoksun bırakılıyor, erken yaşta evlendiriliyor, aile içi cinsel ve fiziki şiddete maruz kalıyor. Çalışan kadınlar ucuz emek olarak adeta köle gibi çalıştırılırken, yüksek maaşlı işlerde çalışmaları engelleniyor, hem kamuda hem özel sektörde yönetici pozisyonlara geçme hakları gasp ediliyor" dedi.
Türk Ceza Kanunu'nda cinsel istismar suçu ile ilgili düzenlemenin geri çekilmesine de değinen Güler, "Türk Ceza Kanunu'nda cinsel istismar suçu ile ilgili çocuk gelinleri arttıracak, her türlü istismarı körükleyecek olan düzenlemede AKP bugün geri atmışsa bu adımı geri attıran bu ülkenin kadınlarıdır. Eğer bir ülke, nüfusunun yarısına aktif ayrımcılık yapıyor, haklarını gasp ediyor, onların sosyal yaşama katılmalarını engelliyor, onların üretici güçlerini ve yaratıcılığını baskı altında tutuyorsa gelişemez. Şunu bilmeliyiz ki daha özgür, daha adil bir Türkiye hayalini gerçekleştirmenin yolu, önce ve mutlaka kadınların haklarını teslim etmekten geçiyor. Buradan tekrar ediyorum. Korkmuyoruz, yılmıyoruz. Kadınlara karşı yapılan ayrımcılığa hep birlikte hayır diyoruz" diye konuştu.
Açıklamanın ardından kadınlar hep beraber Bergama Kültür Merkezi köprüsüne gelerek, şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden kadınlar için ellerindeki mor renkli balonları gökyüzüne bıraktı
Yorum Yazın