
İzmirli sanatçıdan hükümete sert eleştri
Türk Halk Müziği’nin önemli isimlerden Yolcu Bilginç, hükümetin sanat ve eğitim politikalarını sert bir dille eleştirdi.
- Ege Postası
- 17.10.2014 - 11:03
‘Hükümet Sanattan ve Sanatçıdan Korkuyor’
Sözlerini, hükümeti sanattan ve gerçek sanatçılardan korkmakla suçlayarak devam ettiren Yolcu Bilginç, "Yakın coğrafyamızda büyük vahşetler var, katliamlar yaşanıyor. Şiddete, savaşa maruz bırakılmış çocuklar, kadınlar var. Ülkemiz hemen yanı başımızda yaşanan savaşlardan dolayı ciddi bir tehlike altındadır. Cumhuriyetimiz de, laiklik de, çocuklarımızın geleceği de, sınırlarımız da, tehlike altındadır. AKP hükümeti hal böyleyken geleceğimize, özümüze sahip çıkarak, bölgemizden, Anadolu’dan barışın ezgilerinin tüm dünyaya yankılanmasına destek vereceğine, ön ayak olacağına sanatçıyı ve sanatı yok sayıyor. Üç beş dönek ve yalaka şarkıcıyla sahnede şarkı söylemekle sanat politikası olmaz’ görüşlerini dile getirdi.
‘Bu Yanlıştan Dönülmeli Özümüze Sahip Çıkılmalı’
AKP Hükümetine sanat politikalarını gözden geçirmesi için de çağrıda da bulunan usta sanatçı Bilginç konuşmasını şöyle sürdürdü;
'Buradan Başbakana, Kültür Bakanına, Milli Eğitim Bakanına sesleniyorum. Eğer gerçekten samimiyseniz sanat politikalarınızı tekrar masaya yatırın. Sanatın, Türk Halk Müziğinin ve Halk Şiirlerimizin önündeki tüm engelleri kaldırın. Basit bir örnek veriyorum; Konservatuar’dan Halk Müziği mezunu her arkadaşımızı bir köye tayin edip, o köylerde kendi türkülerimizi ve çalgılarımızı öğretmelerine imkan verilirse, proje geliştirilse ve kadrolar açılırsa ülkemizde kardeşliğe, hoşgörüye, bilgiye ve aydınlanmaya dair çok büyük değişimlerin yaşanacağı kesindir. Çünkü o türküler ki, içlerinde din-vicdan-sevgi-dostluk-aşk-çevre-doğa dahil tüm konuların işlendiği bir kültür dersidir. Kız çocuklarımızın ve kadınlarımızın kafalarının bezlerle örtülmesi mi daha önemli, yoksa o kafaların içlerinin kültür, sanat, türkü ile doldurulması m? Bu konu çok ihmal edilmiş, edilmekte ve ilgiye muhtaç vaziyette önümüzde durmaktadır. Bu nedenle ilk-orta-lise gibi yeni nesillerimizi yetiştiren okullarımızın içine, eğitim müfredatlarına türküleri, sazımızı, bağlamamızı, Karacaoğlan, Yunus, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif ve Pir Sultan Abdal gibi şiir ustası ozanlarımızı mutlaka sokmalıyız. Bu kadar usta ozanın, şairin yaşadığı ülkemizde, o kadar rezil şarkı sözleri piyasada hakim olmakta ki, içler acısı. Yine acı bir örnek ortadadır. Dünyanın en zengin arkeolojik sahası olan Anadolu’da, arkeoloji mezunu gençlerimiz işsiz, ne yazık ki hal böyleyken tüm kazılar 60-70 yıldır yabancılar tarafından yapılmakta. Olacak şey değil. Elimizin altındaki değerleri göremeyen veya görmezden gelen zihniyet terk edilmelidir artık. Bu canım kültürü kendi ellerimizle yok etmek için yarışmaktayız. İşte tam da burada insan “Nerede O Köy Enstitüleri'” demekten kendini alamıyor. Ülkemizin gelecek nesil vatandaşlarını yetiştirmekle görevli Milli Eğitim Bakanlığı bıraksın zorunlu din dersleri için kendini parçalamayı, halk türkülerimizi ve halk şiirimizi zorunlu ders olarak ilan etsin. Halkın, emeğin, güzelliğin, sevdanın, sevginin, özgürlüğün, hoşgörünün, dayanışmanın şiirleriyle, türküleriyle yetişecek olan yeni nesil, tüm kavgalara, tüm ayrışmalara, bölünmelere dur diyecek, savaşları, cehaleti karanlığa gömecektir.'
Yorum Yazın