Dolar 34,1623
%0.08
Euro 38,1653
%-0.21
Altın 2.918,510
%-0.51
Bist-100 9.777,00
%-0.53

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmirliyi özel gazla zehirliyorlar

İzmirliyi özel gazla zehirliyorlar

Soma’da yaşanan maden faciasını anmak üzere İzmir’de düzenlenen yürüyüşler sırasında yaşanan olayları değerlendirmek amacıyla İzmir Barosu tarafından düzenlenen basın toplantısında kent gündemine bomba gibi düşecek iddialar ortaya çıktı. İzmir Baro Başkanı Ercan Demir, olaylar sırasında polisin biber gazları ile halka saldırdığını belirterek, Baro olarak hukuki mücadele başlatacaklarını duyurdu.

  • Ege Postası
  • 16.05.2014 - 14:07
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Kurumlar adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı,  “Sesimizi kısmaya çalışıyorlar, ama biz inadına bağırmaya devam edeceğiz. Soma’da özel sektöre ait bir kömür madeni yüzlerce emekçiye mezar olmuş ve bu olay tüm toplumda infial yaratmıştır. Biz İzmir’de emek ve demokrasi bileşenleri olarak önceki gün Konak istikametine bir yürüyüş gerçekleştirdik ve kortejin yolu polis barikatı ile kesilerek yapılan tüm görüşmelere rağmen ağır bir şiddet kullanılarak kalabalık dağıtıldı. Dün yine kurumlarımızın aldığı iş bırakma eylemi kapsamında gerçekleşen yürüyüşte ağır bir polis şiddeti uygulanarak müdahale edilmiştir. Bu müdahale doğrudan hedef gözetilerek kurum temsilcilerimiz ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko’ya yönelmiş ve saldırılarda yaralanmış. İzmir’de bu iki gün içerisinde tamamı polis şiddetinden kaynaklanan olaylarda toplam 123 yurttaşımız gözaltına alınmış ve onlarca yurttaşımız yaralanmıştır. İzmir’de iki gün boyunca adeta sıkıyönetim yaşanmıştır. İzmir’de yaşanan bu şiddetin sorumlusu İzmir Valisi ve İzmir Emniyet Müdürü’dür. Yaşananlar güvenlik önleminin bir gereği değil, açıkça yurttaşların özgürlüğüne, haklarına yönelik fütursuz saldırıdır. İzmir’deki emek, ve demokrasi bileşenleri olarak ilimizdeki bu fütursuz şiddeti protesto ediyor, vali ve emniyet müdürünü bu saldırıdan vazgeçmeye davet ediyoruz” diyerek orantısız güç kullanımı kınadı.
 
SARI’DAN “KONAK PİER” TEPKİSİ
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Olaylar sırasında Konak Pier kapılarına zincir vurarak yaralıları dahi içeri almamıştır. Güvenlik görevlileri de yaralı arkadaşlarımızın üzerine saldırmıştır. Böyle önemli bir günde, İzmir savaş alanına dönmüş, İzmir Valisi İzmir’i terk ediyor. Soma’da, Zonguldak’ta Samsun’da son dönemlerde maden ocaklarından çıkan kömüre kan bulaşmıştır. AKP hükümeti bunun hesabını vermek zorundadır, ya da halk hesap soracaktır” dedi ve sözlerine şöyle son verdi: “AKP sokaklarda insanları istemiyor. Sabah işe gidin, akşam evinize dönüp sokağa çıkmayın anlayışındalar. Bu diktatörlüğe giden bir adımdır, bundan sonra bize düşen görev de sokağı bırakmamaktır. Eğer bu diktatörlüğe boyun eğeceksek, sendikacılık da yapmayalım… Biz alanları boş bırakmayacağız. Eğer bu ülkede diktatörlük bize saldırıyorsa, biz de genel greve gideceğiz.”
 
“İZMİRLİYİ ZEHİRLEMEK İÇİN ÖZEL BİBER GAZI…”
İzmir’de gerçekleşen yürüyüş sonrasında çıkan olaylarda s son kullanma tarihi geçmiş biber gazıyla müdahale edildiğini belirten İzmir Baro Başkanı Ercan Demir, “Biz artık biber gazı kapsüllerinden koleksiyon yapacağız. Günü geçmiş kapsül atıyorlar artık. Son kullanma tarihi geçmemiş gaz istiyoruz bundan sonra. En azından buna değer versinler. Son kullanma tarihi geçmiş biber gazı sağlığa zararlıymış. Son kullanma tarihi geçmemiş olanların sağlığımıza ne kadar yararlı olduğunu bilmiyoruz ama bunun zararlı olduğu kesin. Bunu İzmirliyi zehirlemek için özel olarak ayarlamışlar diye düşünüyoruz. Bununla ilgili şikayetlerimizi yapacağız, bu elimizde bir delil. Sunup gereğini yapın diyeceğiz. Bu bir delil olduğu için vekillerimize de verebiliriz. İzmir valisi ve emniyet müdürünü istifaya çağırmıyoruz çünkü bundan bezdik. Az çok demokrasi olan ülkede bunlardan istifa talep edersiniz ama bundan da caydık. Kapsülle alakalı hukuken gereği yapılsın diye başvuruyu yapacağız” dedi.
 
UZUNKAYA’YA ŞOK ÇIKIŞ: KAMERA KAYITLARINI YAYINLASIN
Eylemler sırasında İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’yla yapılan görüşmelerle ilgili olarak da açıklamada bulunan Demir, “Yolun neden barikatlarla kapatıldığını sorduğumuzda kendisinden “Biz böyle uygun gördük” cevabını aldık. Bunun bir izahı yok. Polisin kurduğu barikat devam ederse tabi ki insanlar tepki gösterecekler. Emniyet müdürü ‘Bu tepkiye karşı en ağır şiddeti göreceksiniz’ dedi, açıkça bunu söyledi. Şiddetin alasını göreceksiniz dedi. Ayrıca biz bunu böyle uygun gördük demek merkezi bir karar olduğu anlamına geliyor. Burada mesele bir güvenlik problemi falan değil. Asıl mesele Soma’da yaşanan faciaya karşı hükümetin toplumda gelişen her türlü eylemi bastırmaya karşı verdiği bir karar var. İzmir halkına şiddet uygulamaktan keyif alan bir emniyet müdürüyle karşı karşıyayız. İzmirliler olarak ne kadar memnun olsak azdır. Bu şiddetin sorumlusu İzmir Emniyet Müdürü’dür. Kendiler çektikleri kamera kayıtlarını yayınlasınlar” dedi ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko’ya hedef gözetilerek su sıkıldığını öne süren Demir, “Ölümler de olabilirdi, DİSK Genel Başkanı hala hastanede. 112 ambulansları gelmedi, Eşrefpaşa Hastanesi’nden ambulans geldi. İzmir’de 2 gündür ağır bir şiddet yaşandı. Kafelere dahi su sıkıldı. Akşama kadar 41, akşam da 47 kişi dövülerek gözaltına alındı.  Dün akşam Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde Hollywood filmlerindeki işgal manzaraları yaşandı. Gezi’de eli sopalılarla bunu yaşadık, şimdi de yaşıyoruz, İzmir böyle bir Valilik anlayışına, Emniyet Müdürü anlayışına, yönetim anlayışına layık değildir, olmadığını da göstereceğiz” şeklinde konuştu.
 
“KONAK MEYDANI’NA ÇADIRI KURARIZ”
Türkiye’de dünyada eşine  az rastlanır bir acı yaşandığına dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, “Soma’da yaşamını yitiren 300 civarında emekçi için emek ve demokrasi örgütleri yas tutmak için, yaşananların kaza değil iş cinayeti olduğunu, bir katliam yaşandığını dile getirmek için bir protesto ve anma eylemi düzenlemek istedi. Türkiye’de tüm emek ve demokrasi örgütleri de aynı şekilde ayağa kalktı, ülkenin dört bir yanında gösteriler düzenlendi. Devletin bunları bastırmak için bizzat yürütmenin başı tarafından gelen talimatla bir devlet  terörü yaşattılar. Bunlar biz sizi bastırırız anlayışıdır. İzmir barış ve demokrasi kentidir. Ve bu kentte hep barışçıl eylemler yapılmıştır. Bu vali ve emniyet müdürü İzmir’e geldiğinden beri İzmir’de baskı zulüm ve şiddet artmıştır. DİSK Genel Başkanı Kani Beko’ya dün hedef gözetilerek tazyikli su ve gaz sıkıldı. Benzer şeyler Berikin Elvan’ı anma yürüyüşünde bizim de başımıza gelmişti. O olaydan sonra Vali’ye ulaşamadık ve halen daha aramasını bekliyorum ve bir özür dilemesini istiyorum. Polis öldürme amaçlı saldırıyor. Soma’da yaşanan katliamın benzerini burada yaratmaya çalışıyorlar ve onların yasını tutmaya çalışan insanlara karşı bir şiddet uygulanıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde diktatörler sonsuza kadar yaşamamıştır. Türkiye’nin bir an önce normalleşmesi ve demokrasiye dönmesi lazım. İzmir Valisi ve İl Emniyet  Müdürü bu kente yakışmıyorlar. Bu şiddet devam ederse emek ve demokrasi platformları ile  birlikte İzmir milletvekilleri olarak daha ciddi girişimlerde bulunacağız. Konak Meydanı’na gider çadırı kurarız. Bu ülkede olağan kurumlar çalışmıyor. Milletvekili arkadaşlarımız henüz on beş gün önce Soma cinayetini meclis gündemine taşıdı. Parlamento çalışıyor olsa o katliam yaşanmazdı. Bizleri başka yollar denemek zorunda bırakmasınlar” dedi. Yüksel, ayrıca AK Parti milletvekilleri tarafından son güncelerde tartışma yaratan açıklamalara da şu sözlerle yanıt verdi: “Bu iğrenç ve lanet bir açıklamadır. Asıl acıyı sömüren ve katliamın sorumlusu olan AKP milletvekilleridir.”
 
SAİT’E SERT YANIT: ANALARIN BABALARIN FERYATLARINI GÖRSÜN
Soma’da yaşamını yitiren emekçilerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileyen TÜRK-İŞ Ege Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç yaşanan kazanın sebebinin hükümetin taşeronlaştırma ve özelleştirme politikaları olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Yıllardır söylüyoruz, özelleştirme emek sömürüsü ve iş cinayeti diyoruz. Bu tarz  işletmelerin devletin elinde olması lazım. Yıllardır meydana gelen özelleştirme ile bu duruma geldik. Bu kurumlar devletin elinde olsaydı, burada daha yeterli iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsaydı bu olay yaşanmayacaktı. Özel sektör kar hırsı ile çalışıyor ve 3 kuruş daha az verip işçilik ücreti ve maliyeti düşürmek için iş sağlığı ve iş güvenliğini yok sayıyor.” Karakoç, AK Partili Milletvekili Rıfat Sait’in tartışma yaratan “Ölü seviciler” sözlerine ise sert şekilde yanıt vererek, “Oraya gidip anaların babaların feryatlarını görsünler. Ondan sonra bu kelimeyi kullansın. Biz bunun acısını yaşıyoruz. O feryatları görmüş olsa bunları söylemezdi. Biz bu taşeron işçiliği ile mücadele edeceğiz. Genel grev ise, genel grev. Toplumun sıkıntıları var. Biz bunları halkımızla paylaşmak istiyoruz. Biz yakıp yıkmaya gitmiyoruz. Bize dokunulmadığı müddetçe hiç  bir zaman şiddet olayı yoktur. Polis bize müdahale ettiğinde kendileri şiddet yaratıyor. Yazık günah… Bu müdahale olmasın, polis karışmasın, bir şey olmaz. Bize müdahale etmesinler. Ederlerse hoş şeyler ortaya çıkmıyor ve istenmeyen olaylar meydana geliyor. Emniyetin bu tavırlarından vazgeçmesini istiyoruz. Biz demokratik tepkimizi ortaya koyuyoruz ve hakkımızı arıyoruz” dedi.
 


“HALKA DURMAKSIZIN SALDIRDILAR”
Soma’da yaşanan faciayı “Bu bir cinayet” sözleri ile yorumlayan KESK Dönem Sözcüsü Rukiye Çakır ise, “Orada her beş dakikada bir cenaze çıkıyordu. Soma’daki madende gerçekten esnek ve kuralsız çalıştırma vardı. Bu taşeronlaştırma ve özelleştirmenin sonucudur. Devletin uyguladığı politikaların sonucudur. Bu sistem kamu çalışanlarına da uygulanmak isteniyor. Dün ve önceki gün İzmir’de yapılmak istenen tek şey basın açıklamasıydı. Biz üretimden gelen gücümüzü kullanarak, iş bıraktık. Emniyet yetkilileri ile yapılan görüşmenin karşılığında halka durmaksızın saldırdılar. Dün de aynı saldırılar devam etti. Vali Bey ile makamında görüşmeye gittik ancak geleceğimizi duyduğunda Vali Bey oradan ayrılmış. Dün yaşananlar sadece bize yansıtılan olaylar ancak, çok sayıda da darp olayı yaşandı ve polis halka şiddet uyguladı. Bu sıkıntıların son bulması için gereğinin yapılmasını istiyoruz. Bir emek örgütleri olarak bir aradayız ve olmaya da devam edeceğiz. Bu saldırılardan vazgeçmedikleri takdirde kamuoyu nezdinde farklı cevaplar alacaklar” dedi ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ile İzmir Valiliği’ne çağrıda bulundu.  
 
“İKTİDAR KENDİSİNE OY VERMEYENLERE SAVAŞ AÇTI”
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Melih Yalçın Soma’da meydana gelen kaza ve sonrasında ülke genelinde yaşanan olayların olağandışı bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “AKP iktidarı tarafından abluka altına alındık. Devletin tüm kuvvetleri halkı ezme ve sindirme yönünde seferber olmuşlardır. Gün be gün çıtayı yükselterek saldırılarını şiddetlendiriyorlar. Polisin uygulandığı şiddetinin açıklaması da, budur. Soma’da meydana gelen kazada ortaya çıkan 300 ölü sayısı bile bir hükümet için istifa sebebidir. Başbakan bunu kader olarak yorumluyor. Ancak kendi açısından haklı, Türkiye’de şu anda 19’uncu yüzyıl koşulları geçerli. Siz bu ölümlere alışın diyor, bunlar bizim iktidarımızın örneğidir diyor. Bunlara alışmasanız sizlere polisle saldıracağız diyor. İzmir’deki saldırının da nedeni budur. AKP iktidarı kendisine oy vermeyen halkın diğer yarısına savaş açmıştır. İzmir’de demokrasiye inanmış tüm güçlerin bunu görmesi ve diktatöre karşı dik durması gerekiyor” diye konuştu.
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.