Karaburun'da kritik gün: Balık çiftliklerine boykot
Doğa ve yaşam için RES'lere karşı direnen Karaburun halkı bölgede kurulacak yeni balık çiftliklerine karşı da mücadele kararı aldı. Badembükü Körfezi'nde SİT alanlarını kapsayan yeni balık çiftlikleriyle ilgili bugün ÇED toplantısını boykot kararı alan Karaburunlular, yapılacak yatırımlar ile doğanın kirletilmesine karşı duracaklarını ilan etti. Karaburun'da kritik gün
- Ege Postası
- 19.11.2015 - 12:09
ÇED TOPLANTISINI BOYKOT EDECEKLER
Bölge sakinleri ve ilçe halkı adına gelişmelerle ilgili yazılı açıklama yapan Karaburun Kent Konseyi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın deniz alanlarının tamamının balık çiftliklerine kiralandığını aktardı ve şunları dile getirdi: "Söz konusu 600 bin metrekareyi aşkın kiralanmış alan, Gerence Körfezinden Badembükü'ne kadar, Küçükbahçe-Salman-Parlak sahilini kapsıyor. Karaburun Yarımadası’nın tüm kıyıları 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan "Su Ürünleri Yetiştiriciliği için Potansiyel Alanları Protokolü" ile balık çiftliklerinin kuşatmasına açılmıştı. Kuşatma, Ildırı, Gerence Körfezi ve Küçükbahçe Köyünün güneyi ile başladı. 1'inci derece doğal ve arkeolojik sit alanlarını da kapsayan bu doğa harikası kıyılarda bugüne kadar birçok tesisin kurulması için izinler verildi.
SİT ALANINA BALIK ÇİFTLİĞİ!
Bu bölgeler balık çiftlikleriyle dolduktan ve kirletildikten sonra kuşatma, yer değişikliği ve kapasite artışıyla Küçükbahçe Köyü açıklarına, Salman ve Parlak köyleri denizlerine yayıldı. Yarımadanın oksijen açısından zengin, sağlık turizmi ve halk sağlığı açışından sürdürülebilir bir girdi olarak düşünülmesi gereken temiz havasının kaynağı olan deniz çayırları, balık çiftliklerinin bu geniş alanda yarattığı gölgeleme etkisi ve yenmeden dibe çöküp eriyen yemler ile balık dışkılarının yarattığı kirlenme sonucu, yok olma tehlikesinde.
HALK "HAYIR" DEDİ
Toplam etki değerlendirilmesi yapılmadan, bu kadar geniş bir alanda balık çiftlikleri kurulması, yerelin geleneksel balıkçılık yöntemi olan kıyı balıkçılığını ve çökertme dalyan balıkçılığını olumuz etkiliyor.
Diğer yandan, yerelin potansiyel gelir kaynağı olarak düşünülmesi gereken kırsal turizmin gelişmesi engellenmiş oluyor. Bu yatırım yağması böyle devam ederse, Yarımada’nın doğal varlıklarının korunarak, temiz tarım ve ekolojik turizm-doğa turizmi odaklı kalkınma perspektifinin hayata geçmesi bir yana, Yarımada’da nergisi, enginarı, mandalinası, keçisi, balıkları ve diğer deniz ürünleri ile insan yaşamı da yok olacaktır. Ekonomik çıkarlarımızı ve sağlıklı yaşama hakkımızı savunmak temel insan hakkımızdır. Karaburun Yarımadası'nı, deniz çayırları, Akdeniz foku, kefal balığı ve bol oksijen içeren havası ve turizm potansiyeli ile yok etme tehdidi olan balık çiftliklerine hayır diyoruz."
Yorum Yazın