Karşıyaka’da “5 Ağustos” söyleşisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karşıyaka İlçe Örgütü Eğitim Komisyonu ve Balbay’a Özgürlük Platformu işbirliğiyle düzenlenen “5 Ağustos 2013” başlıklı toplantıda, Ergenekon Davası süreci ve karar sonrası durum konuşuldu. CHP Karşıyaka İlçe binasındaki toplantıda, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu ve Avukat Murat Ergün konuşmacıydı.

Ege Postası
13.08.2013 - 13:22

İZMİR- Milletvekili Mustafa Moroğlu, mahkemenin kendilerine müebbet hapis cezası verileceğini beklediklerini belirterek, “İnsanın sorumluluklarını yerine getirmesi açısından ziyaretlerin ve dava duruşmalarını izlemenin önemi büyük. Duruşma öncesinde İzmir’de Gezi tutuklularını ziyaret etmiştik. Silivri’deki tutukluların yaşları daha ilerideydi belki ama biz gençler kadar umutlu ve moralliydiler. İdeolojik olarak aynı noktada durmayan farklı insanların ortak noktası, bu düzenin değişeceğine olan umutlarıydı” dedi.

“Türkiye’nin sınırları Silivri Cezaevi kadar iyi korunmuyor!”

Gezi parkında yaptıkları gibi TOMAlarla kıskaca alıp Silivri Cezaevi’ne gelmek için yürüyen herkesi gaz ve su baskısı altına aldığını anlatan Moroğlu, şunları söyledi: “Silivri Cezaevinin 10 metre önünde askerlerin sıra sıra yerleştirildiğine tanık olduk. Emin olun ki, Türkiye’nin sınırları bu kadar iyi korunmuyor. Davada benim aklımda kalan kare, Tuncay Özkan ve kızının işaretleriyle birbirlerine verdikleri moraldi. (Alnın açık, başın dik olacak) dediler birbirlerine. Ceza kararlarının açıklandığı günün tercihinin, bayramı zehir etmek amacı taşıdığı ortadaydı. Öyle hesap-kitaplar yapıldı ki, muhalif Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 12 Eylül’den şu farkı var. Eskiden düzmece tanıklar vardı şimdi gizli tanıklar var. 12 Eylül darbeci generalleri kendilerine karşı çıkanları yargılıyordu; AKP diktatörlüğü kendilerinden olmayan herkesi yargılayarak, korku salmaya devam ediyor.”

“Hakim, kanun defterini kapatıp Not defterinden ceza veremez”

Avukat Murat Ergün ise, Silivri’de maddi gerçeğe ulaşma ve suçluların cezalandırılması gibi bir amacın olmadığını dünyanın gördüğünü belirterek, “Balyoz’da, Askeri Casusluk davalarında da durum buydu. Amaç belli bir sonuca varmak ve bunun için her yol mubah. Yargı, bu çarkın en önemli dişlisi. Yargı eliyle yapma gerekçeleri, kendilerini mağdur ve mazlum gösterme çabalarının sonucu. MİT Soruşturması’nda özel kanun çıkardılar. Demek ki özel yetkili yargılamalar kötüydü. Duruşmalarda yaşananlar, ayrı bir araştırma konusu. Örneğin, 40 senelik hakim böyle bir şeyi yapamaz; kanun defterini kapatıp kendi not defterinden ceza veremez. Bu yeni bir devlet projesi. Bu tek başına AKP’nin yapacağı iş değil. Tasfiye sürecine girilmiş, bunun için basında, yargıda, mecliste görevlendirilmiş kolları var” dedi.

Yurtiçinde ve yurtdışında “hukuki olmayan yargılama”nın hesabının “hukuki yollardan” sorulacağını vurgulayan Ergün, şöyle devam etti: “Gün gelecek TBMM’de Silivri Komisyonu kurulacak, kim ne demiş ne dememiş bunlara bakılacak. Bugünün ceza verenleri için yarın hukuki cezalar da gündeme gelecek.”