Dolar 34,6558
%0.03
Euro 36,3563
%-0.06
Altın 2.930,470
%-0.04
Bist-100 9.636,00
%-0.25

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kılıçdaroğlu: Onlar pireyi deve diye satarken biz...

Kılıçdaroğlu: Onlar pireyi deve diye satarken biz...

TÜSİAD'ın 'Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma Toplantıları'nın ilk konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

  • Ege Postası
  • 15.10.2015 - 12:40
CHP Lideri, Başkan Ahmet Davutoğlu'na, Ankara'daki bombalı saldırılar sonrası üç bakanın yaptığı basın açıklamasını izleyip izlemediğini sorduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun "İzlemedim" yanıtından sonra "Ne olur izleyin" dediğini açıkladı. Konuşmasında kendi partisiyle ilgili de öz eleştiri yapan Kılıçdaroğlu “Belediyelerimiz çok güzel işler yapıyor ama bir özelliğimiz var onu söylemekten kendimi alamıyorum; onlar pireyi deve diye satarlarken biz deveyi pire diye bile satamıyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Biz de siyasi sorumluluk yok. Yetki var; ama sorumluluk yok. Herkes kendisini Cumhurbaşkanı gibi sorumsuz addediyor. Olmaz, olmaz..." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın Intercontinental Otel'deki "Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma Toplantıları" programının konuğu oldu.

Başaran Symes: Ankara’daki saldırı için hepimiz üzüldük. Kelimeler üzüntümüzü anlatmak için yetersiz kaldı. Vatandaşların can güvenliğinin sağlanması, bu durumun suçlularının ortaya çıkarılması hayati derecede önemli. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum, geride kalanlara sabırlar diliyorum.
Tüm Türkiye olarak biz bu şiddet ortamının sona ermesini istiyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zor günlerde, siyasi liderlerle açık diyaloga gerek olduğunu düşünüyoruz.  Siyasi liderlerle buluşma toplantısına 4 partinin liderini de davet etti.

SORUMLULUK SİYASİ PARTİLERDE
Bugün ilk toplantımızı CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu ile yapıyoruz. Bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından yeniden seçim ortamına girdik.
Seçimler sonrasında süratle hükümetin kurulması, ülkenin huzurunu sağlayacak reform programlarına odaklanmak durumundayız. Bu hükümeti kurma sorumluluğu siyasi partilerin. Bizim toplum olarak sorumluluğumuz oyumuzu kullanmak ve reform ihtiyaçlarını her zaman bıkmadan usanmadan dile getirmektir.

ORTAK SORUNLARA YANIT BULMAK ZORUNDAYIZ
Kemal Kılıçdaroğlu: Öncelikle bizi davet ettiğiniz için diğer siyasal parti liderlerini de davet ettiğiniz için teşekkür ederim.  Madem ki aynı havayı teneffüs ediyoruz, ortak sorunlara yanıt bulmak zorundayız. Biz ne düşünüyoruz, diğer siyasi partiler neler düşünüyor, onları ölçüp tartıp sandığa gitmek sizin göreviniz. Bir kişi hastalandığında doktora gider. Koalisyon öncesi 14 temel ilke açıkladık, eski alışkanlıkları geride bırakalım dedim. Bu beş temel sorunu yine gündeme getirdik.
Hukuk sistemi, hukuk düzeni. Hukuk güvenliğinin olmadığı bir yere yatırımcı gelmez. Aslında bu evrensel bir kural, herkesin bildiği bir kural. Herkesin bildiği kuraldan kim neden rahatsız olur

“BAŞBAKANLIĞINI KULLAN VE BUNLARI AZLET"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Neden korkuyorlar. Hangi gerekçe ile yayın yasağı getiriyorla? Kendi yaptıklarını örtmek için m? Olayın sağlıklı tartışılmasını engellemek için m? Bunu asla doğru bulmuyoruz, asla. Sayın Davutoğlu çıkıp halkın önüne, hangi gerekçe ile yayın  yasağı getirdiğini açıklamalı. Söyledim; failler belli, ellerindeki listelerde yazılı. Failler belliyken neden önlem almadını? Hangi gerekçe ile önlem almadını? Bunu çıkıp halka anlatın. Sorumluları var bu işin. 12-11 saat önce 'bomba patlayacak diye' tweetler atılmış. Doğru. Neden olay meydana geldikten ve 99 vatandaşımız hayatını kaybettikten sonra soruyorsunu? Neden daha önce sormadını? Hangi gerekçe ile sormadını? Bombanın patlamasını mı bekliyordunu? İnsanların ölümünü mü bekliyordunu? Hala iki  bakanın istifa etmemesi yüreğimde derin bir yaradır. Hala istifa etmemeleri. Sayın Davutoğlu'na bir çağrı daha yapıyorum; Başbakanlığını kullan ve bunları azlet yeter artık, yeter. Bu 99 kişinin en azından ailelerine sayı duy. Bunların vebali var. Hangi gerekçe ile siz bu bakanları tutuyorsunuz orada. Sorumlular onlar, şimdi sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi ortalıkta geziyorlar. Anlamakta zorluk çekiyorum" ifadesini kullandı.


"TÜRKİYE'NİN 5 TEMEL SORUNU VAR"
 Kılıçdaroğlu, "Biz Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu düşünüyoruz. Bu 5 temel sorunu çözersek Türkiye'nin çok ciddi bir sıçramayı gerçekleştireceğine inanıyoruz. Size bu 5 temel sorunu ve bunları nasıl aşacağımız konusunda Cumhuriyet Halk Partisi'nin düşüncelerini aktaracağım. 1'incisi hukuk düzeni anayasa. 2'incisi dış politikamız. 3'ncüsü ekonomimiz kan kaybeden gelip bir yere sıkışan ekonomi tablosuyla karşı karışayız. 4'üncüsü eğitim sistemimiz ve 5'incisi de toplumsal barışımız, dinamitlenen toplumsal barışımız. Bu 5 sorunu çözersek Türkiye önemli aşamayı kat etmiş olacak. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim koalisyon öncesi 14 ilke açıkladık. 14 ilkeden yola çıkarak bu 5 temel sorunu yine gündeme getirdik. Bu sorunları Türkiye çözmek zorundadır" diye konuştu.


"İYİ HUKUKÇU YETİŞTİRMEMİZ LAZIM"
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu 2'ye ayıracaklarını belirten Kılıçdaroğlu "Hukuk düzenini sağlamak için yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacağız. İşe hukuk fakültelerinden başlamamız gerekiyor. İyi hukukçu yetiştirmemiz lazım. Bu hukuk ve öğrenim sistemiyle ciddi hukukçu yetişmez. 4 yıl değil en az 6 yıl olması lazım. Hukukçunun artık çok iyi yabancı dil bilmesi lazım. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu 2'ye ayıracağız. Hakimler Yüksek Kurulu, Savcılar Yüksek Kurulu olacak. Adalet Bakanı Müsteşarı ve Adalet Bakanı kesinlikle burada yer almayacak. Yani siyasi iktidarın gölgesi bağımsız yargının üstüne düşmeyecek" ifadelerini kullandı.


"HERKES KENDİSİNİ CUMHURBAŞKANI GİBİ SORUMSUZ ADLEDİYOR"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"En çok ihtiyaç duyduğumuz siyasi ahlak. Eğer siyaseti kirlilikten arındırmazsak, ahlaki ilkeleri yani etik değerleri güçlü kılmazsak emin olun bu ülkede hiçbir şey olmaz. Bizim amaçlarımızdan birisi ilk bir yıl içinde kesinlikle siyasi ahlak yasası çıkarmaktır. Siyasette etik kuralları ortaya koymaktır. Bu olmadığı taktirde Türkiye'de değişen bir şey olmaz. Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Norveç'te terör eyleminde Norveçliler öldü, Adalet Bakanı istifa etti. Kendilerini siyasi sorumlu olarak görüyorlar .Biz de siyasi sorumluluk yok. Yetki var; ama sorumluluk yok. Herkes kendisini Cumhurbaşkanı gibi sorumsuz addediyor. Olmaz, olmaz. Bütün uygar dünyayı kendimize güldürüyoruz. Sayın Davutoğlu ile görüşürken Suudi Kralı'nın bile bazı önlemler aldığını, bakanı görevi aldığını ifade ettim. Bakanlar istifa etmiyorsa siz görevden alın dedim. Yeni bir başlangıç yapmamız lazım. Demokraside bir olgunluk çıtasını yakalamamız lazım. Bunun olması lazım; ama yok."

"MEDYANIN GÜCÜ SINIRLANDIRILDI"
Medyanın özgürlük alanının genişletilmesi gerektiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Değerli arkadaşlar hukukun üstünlüğü içinde medya özgürlüğünün ayrı bir yeri vardır. Bütün demokrasilerde yasama, yargı yürütme bir de dördüncü güç olarak medya var. Biz de medyanın gücü sınırlandı. 1'incisi medya patronunun üzerine baskılar kuruldu, cezalar yağmur gibi yağdı. 2'nci aşama gazetecilerin görevlerine son verildi. 3'üncü aşama gazeteciler ölümle tehdit edildi. 4'üncü aşama doğrudan doğruya gazetelerin kendisi milletvekili gözetiminde ve eşliğinde basıldı. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz. Böyle bir şey olamaz. Her gittiğim toplantıda söylüyorum. Politikacıların alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı vardır" dedi.


"DIŞ POLİTİKA MİLLİ OLMAK ZORUNDADIR"
Kılıçdaroğlu konuşmasında ayrıca şunları da kaydetti:
"Dış politika ikinci sorun alanımız. Son 7-8 yılda ortaya çıkan tablodur. Eskiden bir sorun alanı değildi dış politika. Vardı sorunlarımız; ama temel sorunumuz değildi. Şimdi Türkiye'nin temel sorun alanı oldu. Sayın Davutoğlu koalisyon görüşmelerinde geldiğinde ve en son kendisini ziyaretimde de söyledim; Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım. Dış politika milli olmak zorundadır. İktidarı ile muhalefeti ile herkes ülkenin izlediği dış politikayı desteklemek zorundadır, kural budur. Ama siz dış politikayı mezhepçi bir anlayışa indirgerseniz, başka ülkelerin içişlerine karışırsanız, o ülkelere Türkiye'den TIR'larla silah gönderirseniz, binlerce çocuğun ve masum insanın ölümüne seyirci kalırsanız ve onun nedeni olursanız; biz bunu nasıl destekleyeceğiz, bu dış politikaya nasıl doğrudur diyeceğiz'"


BİZ DE ASKERİ DARBEYE KARŞIYIZ
Sayın Davutoğlu ile görüşürken bunları dile getirdim.
Hep dediler ki askeri darbelere karşıyız. Biz de karşıyız. Demokrasi varken neden bizi asker yönetsin. Kendilerine defalarca söyledim, darbe hukukunu kaldırmak lazım. Arkadaşlara talimat verdim, derhal hazırlayın kanun teklifini, sunalım.
Anayasanın 60 maddesi üzerinde 4 siyasi parti de anlaştı. Bu çok önemli bir adımdır. 
Lider sultası, 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği en ciddi şeylerden birisi. Lider sultasını kaldırmak lazım. Lider suntası yasama organını yürütme organının emrine veriyor. 
Lider suntasını kaldırmanın yolu ön seçimi getirmek gerekiyor. Olur olmaz her şeye koşulsuz bir yasama ortama Türkiye’de demokrasiye gölge düşürüyor.

BÜTÜN DÜNYA BİZE GÜLÜYOR
Bütün demokrasilerde medya özgürlüğü var. Biz de medya özgürlüğü sınırlandırıldı.
Birincisi medya patronlara baskın yaptılar. 
İkincisi şu gazetecileri beğenmedim deyip görevden aldılar. 
Bütün dünyayı kendimize güldürdük. Bazen yaptığımızın yankılarını yeteri kadar göremeyebiliriz. Halkın gözü kulağı sesi medya ise medyanın özgürlük alanını genişletmemiz gerekiyor.

ÜÇÜNCÜ SINIF DEMOKRASİYE LAYIK DEĞİLİZ
Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir ülkede can ve mal güvenliği vardır. 
Size açık ve net şu sözü veriyorum. Açık ve net. Birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getireceğiz. CHP iktidarında rahatlıkla CHP’yi eleştirme hakkını size vereceğim. 
Eleştiriden ders çıkarmamız lazım. Bu ülkenin insanı üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir

DIŞ POLİTİKA 180 DERECE DEĞİŞMELİ
Dış politika ikinci sorun alanımız. Eskiden bir sorun alanı değildi. Vardı sorunlarımız ama temel sorun değildi.
Türkiye’nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım. 
Siz dış politikayı mezhepçi bir anlayışa indirgerseniz, başka ülkelerin iş işlerine karışırsanız, tırlarla silahlar gönderirseniz, biz bunu nasıl sağlayacağız. Dış politikanın faturasını 78 milyon insan ödüyor. En somut örneği 2 milyonun üzerindeki insanın Türkiye’ye gelmesidir. 
2 milyon Suriyeli insan geldi diye başarı diyorlar. Bunun neresi başarı.

SAYIN BAŞBAKAN'A SÖYLEDİM: 'SİZ GÖREVDEN ALIN'
Cumhuriyetin kurulmasından bu yana bu savaşı veriyoruz. Örnek olmaya çalıştık. Bütün arap halkları Türkiye’yi örnek alır, bizim yöneticilerimiz de Arap liderleri örnek alıyor.
Şu anda en büyük sıkıntıyı dış ülkelerde işadamları ödüyor. Fabrikaları yağmalandı. Mısır ile kavga ettik. Ne işimiz var bizim Mısır’la kavgada. Hangi bedelleri ödedik biz Türkiye’yi bu noktaya taşımak için. 
Bizim duyduğumuz kaygıları, belki iş dünyası, toplumun kanaat önderi olarak yurtdışındaki isimleri de tedirgin ediyor. 
Suriye’nin Rusya için ne kadar önemli olduğunu kavrayamayan bir dışişleri bakanı olabilir mi bir başbakan olabilir mi'
Suriye’yi bu hale getirdik, şimdi neden şikayet ediyoruz. Şimdi efendim olayı IŞİD çıkardı, PKK çıkardı diye neredeyse sevinç çığlıkları atacaklar. Elinizde liste var, bu iki kişinin fotoğrafları da var elinizde. Ankara Emniyet’ine 15 dakika uzakta canlı bomba patlatıyorlar. Sayın başbakana söyledim. İki bakan ayrılmıyorsa siz görevden alın dedim. Siz iki bakanın televizyonda yaptığı açıklamayı izlediniz mi dedim, ne olur izleyin dedim.
Elinizde liste var. Ben gidip failleri yakalamayacağım herhalde. Bakkal Mehmet de yakalamayacak. 
Canlı bomba biliyorsunuz, bir Ortadoğu geleneğidir, onu ülkemize taşıdık.
Lüksemburg’a gittiğmde, strazburg’a gittiğim de hepsine dedim. CHP iktidarında sizin açtığınız fazlara bakmayacağız, bizim elimiz ayağımız yok mu, ne gerekiyorsa hepsini yaparız onlar bizi almazlarsa onların suçu olsun.

MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAYACAĞIZ
Sıcak siyaset ekonomiye doğrudan müdahale etmez. Türkiye geldi ekonomide orta gelir, orta teknolojinin içinde kendini buldu. Bu şekilde bunu aşmak mümkün değildir. Orta gelir tuzağını aşmak istiyorsanız, yeni politikalar yapmak zorundasınız.
Bunu nasıl yaparız, size anlatayım. Önce şu Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacağız. İtibarsız bir Merkez Bankası'nın alacağı hiçbir karara dünya saygı duymaz.

Sıcak siyaset düzenleme ve denetleme kurumlarına müdahale etmez. Bunu yaptığımız zaman en azından yetkin kişilerin ekonomiye müdahale ettiği ve karar aldığı bir düzen getiririz. Oraya siz parti militanlarına gelip şu işi yap diyemezsin. BDDK’ysa, SPK’ysa dünya kadar insanımız var en nitelikli insanları oraya göreve almak zorundayız. Madem ki başarı istiyoruz, en yetkin kişileri göreve getirmeliyiz.

Vergi denetiminin siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz.

VERGİ DENETİMİ BİR SOPA OLARAK KULLANILAMAZ
Siyasi sizden üretim ister, sizin önünüzü açmak ister. Bir sopa olarak vergi denetiminin kullanılması demokrasimizin en büyük sorunlarından biridir. Beni ilgilendiren hangi görüşten olursa olsun, üretimdir.

Teşvik politikası değerli arkadaşlar, katma değeri yüksek ürünler için teşvik uygulamasını yeniden düzenlememiz lazım.

Makine halısı üretmek sorun değil ki arkadaşlar. Son 10 yıla bakın, ihracata bakın, ileri teknolojiye yönelik ürünlerin ihracatında ciddi gerileme görürsünüz. Kan kaybeden bir ekonomi.

HER OSB'YE MESLEK LİSESİ KURULACAK
Bir düzenleme daha yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini biliyorsunuz sosyal güvenlik kurumu topluyor. Vergiyi de gelir idaresi sağlıyor. Bunları tek bir çatı altında toplayacağız. Gittiğimiz her yerde sanayiciler bir şeyden şikayet ederler. Ara eleman bulamıyoruz. Her organize sanayi bölgesine meslek liseleri yapacağız. Hangi tür elemana gerek duyuyorsa orada öğrenecek. Okulu bitiriyor, iş arıyor. Soruyor iş adamı, her işi yaparım diyor. Her işi yapıyorsan hiçbir şey yapamıyorsun demek ki. Hangi elemana ihtiyaç duyuyorsa ona göre eğitim verilecek.

KOBİ'lere vergi ve sigorta borcu olmayan her KOBİ’ye ödediği vergi kadar bir yıl süreyle faizsiz kredi vereceğiz. Bu uygulamayı getirdiğimizde işini yapacak. İstihdam yaratacak. Sopa ile ceza ile kayıtdışı ile mücadele olmaz. Kayıt dışını ya daraltacak ya da vazgeçecek. Yaptığımız zaman göreceksiniz, bir sıçrama yaratacak.

SANAYİCİNİN ENGELLERİNİ KALDIRMAK ZORUNDAYIZ
Tabi bütün bunları yaparken mali disiplini koruyacağız. Şeffaf bir politika izleyeceğiz. Kesin hesap kanununu getireceğiz. Parlamentoda hiç tartışılmaz bu. Biz kesin hesap kanunu getireceğiz. Kesin hesap kanunun başkanı da ana muhalefetten olacak. Bu olmadan zaten temiz siyaset olmaz. Biz siyasette köşeyi dönme gibi bir düşüncemiz yok. Bu açıdan en büyük güvencemiz bu ülkenin sanayiciler. Çok açık net sosyal demokrat bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Sanayici bir ülkenin kamu görevlisidir. Kendisi için çalışmaz artık sanayici ülkesi için çalışır, bizim yapmamız gereken sanayicinin engellerini kaldırmak zorundayız.

İRAN ÜNİVERSİTELERİ, TÜRKİYE'Yİ GEÇTİ
13 yılda 12 kez değiştirdiler. İnsaf. Çocuklarını denek olarak kullanan başka bir ülke yoktur. PISA sonuçlarını siz de biliyorsunuz. Sayın Davutoğlu koalisyon görüşmeleri sonrasında yaptığı açıklamada eğitimde görüş ayrıklarımız var demişti. Ben medeni bir sistemi savunuyorum siz orta çağı savunuyorsunuz. Üniversiteler bilgi üretim merkezleri olacak. Bilgi üretecek üniversiteler. Üzülerek söylüyorum yine içim kan ağlıyor. Cumhuriyet Teknik’te okudum geçen gün. İran üniversitelerinde bilimsel makale sayısı Türkiye’yi geçti.

“ONLAR PİREYİ DEVE DİYE SATARKEN…”
Kesinlikle zorunlu eğitim süresini uzatacağız. Tam gün eğitimi getireceğiz. Bakın şu talimatı verdim Bütün belediyelerimize: Mutlaka çok sayıda her mahallede kreş açın. Kadın çocuğunu kreşe getirmeli ve sosyal hayata dahil olabilmeli.Bakın çok güzel işler yapıyor bizim belediyelerimiz ama bir özelliğimiz var onu söylemekten kendimi alamıyorum; onlar pireyi deve diye satarlarken biz deveyi pire diye bile satamıyoruz.

ÖĞRETMENİ TOPLUMUN LİDERİ YAPACAĞIZ
Çağdaş ülkelerdeki üniversiteler hangi koşullarda eğitim veriyorsa, onu getireceğiz. Öğretmeni toplumun lideri yapacağız. Bütün harcamalardan kısacağız, eğitime önem vereceğiz. Siyasetin bir de gelecek ufkunun olması lazım. Siyasetin bir vizyonu olması lazım. Türkiye’yi daha farklı bir noktaya taşımak zorundayız. Okul aile birlikleri, kesinlikle yeni bir yasa getireceğiz, anneler okul aile birliklerinin kesin üyesi olacaklar. Okul aile birliklerine yasal kimlik vereceğiz, anne okul yönetiminde söz sahibi olsun.

Eğitim milli olmak zorundadır. Ama evrensel değerlerle uyumlu olmalıdır. Ama bizim eğitim sistemimiz ne milli ne de evrensel değerlerle uyumlu.

İmam hatiplere takmışlar. Orada okuyan bizim çocuklarımız değil mi. Onların da modern dünyayı anlamasını isteriz.

TÜRKİYE 30 YILDIR BU SORUNU AŞAMADI
Beşinci sorun alanımız toplumsal barıış. Türkiye 30 yıldır bir sorunu aşamadı. Adına terör deyin ne derseniz deyin. Bu sorunun anahtarının özgürlük ve demokraside yattığını söyleyen genel başkanım. Bu sorunun çözümünde temel 4 ilke vardır. 
Biz geçen yasama yıllarında ana muhalefet partisiydik, ama bu sorunu diğer ülkeler nasıl çözmüşler diye diğer ülkelere heyet gönderdik. Ama bunu yapması gereken o dönemin iktidarıydı. Eğitim sorunu için Finlandiya’dan eğitim reformunu yapan bakanı davet ettik. Eğitim sisteminde reform yaptık, milli gelir 40 bin dolara çıktı dedi.

SORUNU ÇÖZEBİLECEK PARTİ BİZİZ
Ben size şu sözü verebilirim. Bu sorunu çözecek olan parti biziz. Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu ülkeyi kuran Cumhuriyet halk partisidir. Bizim üç tehlikeli fay hattımız üzerine hükümeti kurdular. Etnik kimlik savaşarak siyasi kimlik kurarsanız, ayrışma yaparsınız. Toplumu komşusunu sorgular hale getirdiler. Siyasetin gerginlik alanı olmaması lazım.

DEMİRTAŞ'I DIŞLAYAMAZSINIZ DEDİM
Son gittiğimde Davutoğlu’na dedim, Demirtaş’ı dışlayamazsınız, HDP’yi dışlayamazsınız. 6 milyon oy almış. Koalisyon görüşmelerinde birbiriyle bir araya gelmeyen iki parti HDP ve MHP’nin ortak talebi vardır. Koalisyon kurulacaksa CHP olsun. Bu güveni vermiş olmakla ilgili.

Konuştuğum bir iş adamı kazanıyorum ama mutlu değilim diyor. Kazanıyorsa mutlu bir şekilde harcaması lazım.

SİZİN OYUNUZA İHTİYACIM VAR
Sizden bir isteğim var, eski algılarınızı bir kenara bırakın. Sizin oyunuza ihtiyacımız var, çalıştığınız bütün kişileri alın sadece sizin değil, sizin oyunuza ihtiyacımız var. Siyasetçi bir hata yaptığında rahatlıkla çıkıp eleştirmek istiyorsanız sizin oyunuza talibim. Vermezseniz ne olacak, bana bir şey olmaz. Ben zaten maaşımı alıyorum, arkadaşlarım da alıyor. Onu da zaten siz ödüyorsunuz, sizin vergilerinizle alıyorum. Olan topluma olur.

Ben eleştiriye tahammül edemiyorsam, siyasette ne işim var. Biri beni eleştiriyorsa ben onu okurum.

Beş sorun alanı birbiriyle alakası alanlardır. Beş temel sorun alanını çözmek zorundayız. Kadrolarımız yetkin. Bizim yayımladığımız seçim bildirgesini diğer partiler kopya ediyorsa, en iyi çalışmanın, sorunları en iyi çözen partinin bizim olduğumuzu gösterir.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ
Bağımsız Merkez Bankası sorusu, vergi idaresi sorusu

Merkez bankasının bağımsızlığı önemli. Bizim burada bahsettiğimiz sıcak siyasetin buna karışmamasıdır. Bizim yaptığımız yanlış zorla faizi yükselteceksin ya da indireceksin diyoruz. Bu saygınlığı azaltır. MB araç kullanmakta bağımsızdır.

Vergi iadesi bağımsız olacak. Bunun için de yasa çıkarmanız gerekiyor. Verginin toplanması ayrı bir olaydır. Adı üstünde gelir idaresidir. Yasanın hazırlanması sırasında iş dünyasının da doğal olarak görüşünü alacağız. Vergi denetiminin de kendi kuralları içinde yapılması lazım. Vergi toplanmasında bize yakın olanlara dokunmayın bize uzak olanların üzerine gidin anlayışından ayrılmamız gerekiyor. Bizim yapacağımız bürokrasi. Vergi toplayan idarenin siyasetin emrine girmemiş olması lazım. Siyaset derken sıcak siyasetin.

Vergi denetimi ve kuralların baskı olarak kullanılmaması lazım.

İş adamının saygınlığını korumak zorundasınız.

Ekonomide kritik tartışma: "Türkiye sayılara elbise mi giydiriyor" 
Asgari ücretle ilgili soru soruldu:
Hiç kimsenin endişesi olmasın. Sizin üzerinize bu konuda ekstra bir yük gelmeyecek. Önünüzdeki engelleri kaldıracağız. Yeter ki üretin. Yeter ki yatırım yapın. 
Kamudaki israf bu bir kültür arkadaşlar. Bir anımı anlatmak istiyorum. Bir müdürümüz odasına gittik saygıyla gidiyoruz o odalara çünkü bizde emeği çoktur. Masada bir kamış, ucunda da kurşun kalem. Bizim zamanımızda böyleydi.
Gelecek olan önerilerden asla korkmamak lazım. Kişisel gruplar, düşüncelerini açıklarlarsa sorunları daha iyi çözebiliriz. 
Özel sektörün yatırım yapması için özel teşvikler getiriyoruz doğuda. Merkez Türkiye projemiz var. Anadolu’yu güçlendirecek olan bir proje. Anadolu’nun içi ciddi anlamada boşaldı. 
Büyüttüğümüz olay şu anda Ortadoğu’da bizim başımıza gelmiş durumdayız. Suriye’yi yeniden inşa etmesi lazım.  Onlar Suriyeli mültecilerin Türkiye’de oturmasını istiyorlar. Merkel bu nedenle gelecek. Bunu asla doğru bulmuyorum. Suriyelilerin kendi evlerine gönderilmesi lazım. Nasıl engellenir diye sordular. Eğer insanlar uygar bir ülkede yapıyorlarsa, ölümü göze alıp geliyorlar. Şimdi Türkiye’ye gelecek sayın Merkel. Bunlar Türkiye’de kalsın, Avrupa’ya gelmesin diye çaba harcanıyor.
AB
Ayrıcalıklı üyeliği kabul etmiyoruz. Tam üyelik istiyoruz. Bununla ilgili Ankara Anlaşması var zaten. Türkiye olarak tam üyelik için tam üyelik isteyebilirsiniz ama sizi almayacağız derseniz, bunu kabul etmeyiz. Bir fasıl dışında Türkiye’de gereği yapılmadı. Ne gerekiyorsa yapacağız.
EĞİTİM
Markalaşmış okulların Türkiye genelinde yaygınlaşması, ailenin okula duyduğu güven açısından önemli. Devlet okullarında da niteliğin artırılması lazım. Fakir aile çocukları için hak ettiği eğitimi alamıyorlar bazıları devlet okullarında. Bu öğrenciler için özel okullarda kontenjan açılabilir. Ben eğitimci değilim, pedagoglarla çalışıyoruz.

CİNSİYET AYRILIĞI
Avrupa’da siyasi partiler arasında cinsiyet kotası en yüksek CHP’de. 

TARIM REFORMU
Tarım reformu konusunda bir kitapçığımız var. Tarım konusunda zor durumdayız. Çiftçi zor durumda. Çiftçiyi rahatlamamız lazım. Girdiler çok pahalı. Biz ancak mazotun fiyatını düşürebileceğimizi söyledik.
Koalisyon sorusu, CHP’nin iktidar olmaması soruları:

KILIÇDAROĞLU:
2 Kasım’da koalisyon çıkarsa ne olacak' 
O benim sorunum değil, cumhurbaşkanının sorunu. Benim özgür iradem var o ipotek altında. Bu sorunu aşabilir mi onu bilmiyorum. Türkiye’nin uzlaşma sorununu aşması lazım. Her siyasi partinin tek başına iktidar olma gibi bir hedefi var bizim de var. Biz türkiye’nin hükümetsiz kalmasını istemeyiz. Son Davutoğlu ile yaptığım görüşmede, siyaset kurumu çözüm üretemiyor. Bu çok önemli bir algıdır.
Ak parti CHP koalisyon sorusu var, dilemeyiz tabi. Aramızda bir koasliyon görüşmesi olmadığı için aramızda, bir koalisyon kurulur mu kurulmaz mı bilmiyorum ama bize sorulan her soruyu büyük bir samimiyetle aktardık. Kendisi ilk geldiğinde koalisyon kurmak için geldiniz hoşgeldiniz ama koalisyon için 14 ilke var. Güven konusunda endişelerimiz var dedik. İki örnek de verdik. O zaman ben başbakan değildim dedi. Koalisyon da gerçekleşmedi. Gerçeklemediğini biliyorduk.

CHP İKTİDAR SORUSU:
Şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar. Eleştiriye saygım var ama sağlıklı bir tahlil yapmamız da lazım. Bir taraf diyor ki ne olursa olsun ben gideceğim oyumu vereceğim diyor aç da kalsam vereceğim diyor. Din eksenli bir siyasetin etkisinde kalmış. Bir başkası da diyor ki evet kardeşim dediklerin doğru ama benim etniğim bu ben gidip oyumu buraya vereceğim. Din ve etnik üzerinden siyaset yasak aslında. 
Çocuğum işsiz ben de biliyorum çocuğun işsiz ben de iş bulacağım diyorum ama oyunu gidip oraya vereceğim diyor.
Etnik kimliğimden ötürü ötekileştirildim. Gel kardeşim ben bunun da mücadelesini vereceğim. Biz olağan siyaseti kuramadık.
Biz siyaseti en tehlikeli 3 fay hattı üzerine kurduk. Etnik kimlik, din üzerine kurduk. Ben şimdi buraya geldim, burada belirli bir etnik düzey var. Şimdi burada halkın dilinden konuşsam bak nasıl konuşuyor dersiniz, bir eve gittiğimde farklı konuşuyorum, onun dilinden konuşuyorum.
İyi bir PR şirketi bulmalısınız dediniz, evet haklısınız, örneği kendim verdim zaten, bu konuda eksiğimiz var.
Yüzde 25 oy alıyorsunuz, yüzde 75’i sizi anlayamıyor dediniz. Türkiye’de çöken nedir, merkez sağ siyaseti çöktü Türkiye’de. Çökerten kim'
Faturasını toplum ödüyor. Toplumu geriye götürüyorlar.
Maalesef türkiye’nin büyük bir kısmı geçim derdinde.
Maalesef siyasette gol atılmaz. /son dakika golü olur mu diye sordular

CANLI BOMBA 
Canlı bombanın engellenmesi mümkün müydü dediniz, evet mümkündü. Deliller belli. Hiçbir önlem almıyorsunuz. Sayın başbakana sorduğumuzda biz sıhhiyede önlem aldık dedi. 
Engellenmesi mümkündü gayet ne söylüyorum.
Doğal tekel alanları bize göre özelleştirilemez. Doğal tekel alanları dışında özel bir tavır takınmadık. Özelleştirmeler doğru yapılmadı, yandaşlara verildi. Özelleştirme konusunda özel bir karşıtlığımız söz konusu değil. Telekom özelleştirildi mesela rekabet ortamı yaratacaktı yarattı mı yaratmadı. Bir yandaşa verdiler.
Bütçe geldi mesela sayıştayın mali raporu gelmedi. Mali rapor gelmeden biz bütçeyi kabul ettiler. Ben beklerdim ki özel sektör kıyamet koparsın. Biz vergi verdik, nasıl bütçeyi raporu görmeden onaylarsınız. Ben TOBB’un da şikayet etmesini istedim. Bari biz afiş yapalım. Afiş asacak billboard bulamadık. Vergimi veriyorum o zaman hesap ver dedik.
Halkın gönlünü alacağız, önce ben entellektüellerin gönlünü alacağım. Çünkü onlar toplumu yönlendirir. Önce sizleri kazanacağız.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.