Kılıçdaroğlu'ndan 4 kritik karar
Cumhuriyet yazarı Utku Çakırözer, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü.
- Ege Postası
- 26.10.2013 - 09:31
ANKARA- Cumhuriyet'ten Utku Çakırözer'in haberine göre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki hafta 4 kritik karar verecek. Bu kararlar arifesinde CHP lideri Kılıçdaroğlu ile sohbet etme fırsatı bulduk.
Birincisi “Sarıgül” meselesi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye gelişi. Takvim belirlendi. Sarıgül gelecek hafta yapılacak PM toplantısına partiye dönüş dilekçesini gönderecek. PM oylamasında sorun yaşanmazsa kasım ayı içinde adaylığı resmen açıklanacak. Bu hafta CHP Genel Merkezi ve İstanbul il yönetimi ile Sarıgül arasında sıcak temas bekleniyor.
‘Çözüm Engin Alan’ı da kapsamalı’
İkinci kritik karar “Anayasa paketi ve tutuklu vekiller” meselesi olacak. CHP’yi ziyaret eden AKP heyeti 60 maddelik paketin birlikte çıkarılmasını önerdi. CHP’nin yanıtı ne olaca? Kılıçdaroğlu, “Aslında arkadaşlarımız o yanıtı verdi kendilerine. Tutuklu vekiller ayıbının bir şekilde sona ermesi gerekiyor.
AKP de zaten bunu reddetmemiş görüşmede. Bence anayasa değişikliğinin özgürlükçü ve demokratik anlayışla ele alınıp sürdürülmesini istiyorsak tutuklu vekil ayıbından ülkemizi kurtarmak lazım” diyerek AKP-CHP görüşmelerinin bundan sonraki ana ekseninin “tutuklu vekiller” sorunu olacağının güçlü işaretini veriyor. Anlaşılıyor ki bu hafta CHP hem AKP ile hem de diğer partilerle diyaloğu yoğunlaştıracak.
Tutuklu vekiller konusunda 4 parti uzlaşamazsa CHP ne yapaca? AKP ile ikili ya da yanlarına BDP’yi de alarak üçlü bir çözüme hazır mı'
Diğer partilerin tutumunu görmeden Kılıçdaroğlu, bu konuda elini göstermiyor. Ancak çok önemli bir vurgusu var:
“Bulunacak formül ne olursa olsun sadece CHP’li vekilleri değil, cezaevindeki MHP ve BDP’li milletvekillerini de kapsamalı. Yargıtay’ın Balyoz kararı sonrasında hükümlü konumuna düşmüş olan MHP’li Engin Alan’ı mutlaka içine alan bir çözüm bulunmalı.”
‘Eşlerin kıyafetine bakmayız’
Kılıçdaroğlu’nun üçüncü önemli kararı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili... Partisinin başına geçtiği 2010’dan bu yana 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resmi törenlerine katılıyor ancak akşam Çankaya Köşkü’nde verilen resepsiyonlara katılmıyordu. Partinin önceki lideri Deniz Baykal da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dönemi resepsiyonları konusunda benzer tavır içindeydi. CHP’nin halef selef iki liderinin de benzer tavır içinde olması Gül’ün eşinin “türbanlı” olmasına bağlanıyordu. Gül gelecek salı Çankaya Köşkü’nde görev süresinin son 29 Ekim resepsiyonuna ev sahipliği yapacak.
‘Negatif algıyı kaldırmalıyız’
Sorumuz üzerine bu konuda yapılan spekülasyonlara son verme niyetinde olduğunu hissettiren Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
“İstanbul’da, Ankara’da ve Eskişehir’de çeşitli kutlama programları var. Ankara’da yapılacak mitinge katılacağım. Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyona da gidebilirim, henüz karar vermedim. Aslında bu kez gidip bazı asılsız iddiaları da kapatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi ‘şu sebeple, bu sebeple gitti, gitmedi’ şeklinde tartışmalar var. Oysaki biz insanların eşlerinin kılık kıyafetine bakmıyoruz. Öyle ‘Eşi türbanlıymış’ diye gitmeme gibi bir tavrımız yok. Nitekim Meclis Başkanı’nın resepsiyonuna gidiyorum. Eşinin başı örtülü. 30 Ağustos’ta hipodromda Cumhurbaşkanı’nın eşinin (Hayrünnisa Gül) elini sıktım. Şeref locasında birlikte oturduk. Ama oraya (Çankaya Köşkü’ndeki 29 Ekim resepsiyonu) gitmememizin bir negatif algısı var galiba. Belki bunu ortadan kaldırmamız lazım.”
Kasım sonunda Washington yolcusu
CHP’nin gündemindeki bir diğer önemli konu Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti. Kurmaylarından gelen “muhatap bulamıyoruz” şeklindeki açıklamalar yanlış anlamaya neden olmuş ve ziyaretin yerel seçimler sonrasına kaldığı sanıldı. Ancak ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ile yediği akşam yemeği sonrasında ziyaret yeniden CHP’nin gündeminde. Kılıçdaroğlu da isteksiz değil:
“Büyükelçi yaptığı açıklamada bu konudaki arzularını belirtmiş. Bizim de sürmekte olan bir hazırlığımız var. Programımız bile belli. Kasım sonunda gidecek gibi hazırlık yapıyoruz. Kongre, Senato, düşünce kuruluşları, medya temsilcileri bekliyor. Ama Türkiye’nin gündemi o günlerde gitmemize olanak verir mi, onu bilemiyorum. Sıkıntı biraz oradan kaynaklanıyor.”
Yorum Yazın