Kumpas mağduru askerlerin 8 yıl sonra ortaya çıkan fotoğrafı
FETÖ’nün yargıda etkin olduğu yıllarda Hasdal Özel Tip Askeri Cezaevi’ne atılan Atatürkçü askerlerin çekildiği fotoğraf yıllar sonra ortaya çıktı.
- Ege Postası
- 19.12.2017 - 06:38
2009 yılında çekilen fotoğrafta, Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Ahmet Zeki Üçok gibi isimlerin yanı sıra kumpas davaları nedeniyle intihar eden Ali Tatar da bulunuyor. Twitter’da paylaştığı fotoğrafta bulunan Teğmen Çelebi, o fotoğrafın hikayesini Odatv’ye anlattı.
İşte o fotoğraf:
(Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Milli Takım formasıyla sol atta)
Çelebi, “18 Eylül 2008’de ilk muvazzaf teğmenler olarak tutuklandığımızda Hasdal Cezaevi subay koğuşuna tümen komutanı Tümgeneral Bülent Dağsalı denetlemek üzere gelmişti. ‘Komutanım bu saldırı Türk Silahlı Kuvvetlerinedir’ dediğimde ‘Hukuku bekleyeceğiz’ yanıtını almıştım” diyerek o günlerde koğuş arkadaşlarıyla birlikte yaşadıklarını aktardı.
“ATATÜRK FOTOĞRAFINI KALDIRIN DİYEN ASKER BOZUNTUSU”
Fotoğrafı anlatan Çelebi, “Fotoğraf 2009 senesinden. Koşullar şöyle: Kraldan çok kralcı, hücredeyken bize ‘Atatürk’e ait posteri kaldırın’ diyebilen bir asker bozuntusu Albay’ın yönettiği Hasdal Cezaevi. Fotodaki her kişiyle bir işkence anısı vardır eminim” diye konuştu. Çelebi devamında ise şu ifadeleri kullandı:
“30 dakika öğleden önce, 45 dakika öğleden sonra güneş görebiliyorduk. Sıcak su kısıtlı ve uslu(!) durursak ödül. Koğuşlar işgal ordusunun askeriymişiz gibi basılarak ve dağıtılarak aranıyor. Sabrımızı test edercesine 6 ay boyunca her gün nohut yediğimiz günlere cop sallayarak lakayt konuşarak eşlik eden gardiyanlar…
Kişi başı 1,5 metrekare alanımız var. Alan darlığından günü bölüşüyorduk. Gece ayakta olanlar yani gececiler ve gündüz ayakta olanlar gündüzcüler.
Koğuş dışında tek faaliyetimiz futbol maçlarımızdı. Fotoda maç öncesi kader arkadaşlarımızla beraberiz. Bu kareden bir kişi şu an aramızda yok. Aynı koğuşu paylaştığım Şehit Yarbay Ali Tatar yer yer sert geçen maçlarda pek oynamayı tercih etmez saha etrafında volta atardı. Ailesine olan düşkünlüğüne öyle imrenirdim ki koğuş kapıları açılmadan 10 dakika evvel kapıda bekler ilk telefon açan olmak isterdi. Şimdi milletimizin kahraman ve vefalı göğsünde yatıyor.
O ilk zamanlarda vebalıymışız gibi muamele gördük. Bizi bir kaşık suda olmasa da her gün yavaş yavaş boğmaya çalıştılar ama yapamadılar elbette. Çünkü bizim vicdanımız o karanlık suların ulaşamayacağı bir yükseklikte nefes alıp veriyordu.”
Yorum Yazın