MHP: Erdoğan İmralı süvarisi
Bahçeli: "AKP hükümeti bir avuç eşkiyaya başı önde siyasi namusunu devretmiştir."
- Ege Postası
- 27.02.2013 - 00:19
ANKARA (ANKA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, artık anayasa hazırlığı sürecine PKK ve Abdullah Öcalan’ın fiilen müdahil olduğunu ifade ederek, “Bize göre Başbakan ve İmralı canisi arasındaki paslaşmanın özeti şu şekildedir: Ver başkanlığı, al özerkliği, ver başkanlığı, al bağımsızlığı, ver başkanlığı, al anadilde eğitimi, ver başkanlığı, al Güneydoğu’yu” diye konuştu.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetinin PKK terör örgütü ve “canibaşı” dediği Abdullah Öcalan’la yürüttüğü sözde barış görüşmelerinin her gün farklı bir boyut aldığını ifade etti.
PKK terör örgütünün bundan 14 yıl önce, 5 Ağustos 1999’da silahlı mücadeleyi terk etmek kararı aldığını, bu kapsamda terörün sıfırlandığını ve Türk devletinin de bölücü terör örgütünün başını ezdiğini belirten Bahçeli, “Fakat AKP, küle dönmüş, başaramayacağını anladığından iskelet haline gelmiş terörist örgütü yeni baştan diriltmiş, canlandırmış ve üstelik bir de yanına alarak Türk milletine müştereken cephe açmıştır. Geçmişte şartlar gereğince barış, çözüm diyerek mevzi elde etme kurnazlığına başvuran kanlı örgüt 2002 yılında tam olarak toprağa gömülmek üzereyken; BOP rüzgarıyla, küresel kanlı planlar öyle gerektirdiği için iktidara taşınan Recep Tayyip Erdoğan imdada yetişmiştir.
Terörist başı İmralı’da çürümeye terk edilmişken, Başbakan ve partisi bölücülük aşısıyla ilk yardım müdahalesini yapmış ve bu katili yeniden ayağa kaldırmıştır” dedi.
Başbakan’ın “Abdullah Öcalan’ın kurtarıcısı” olduğunu söyleyen Bahçeli, “Zindandaki ışığı, özgürlüğünün garantisi, ümitsizliğinin tamircisi, her şey bitti derken eli kanlı canavara yeni baştan yaşama iksiri sunan İmralı süvarisi olarak PKK’nın vereceği bölücülük nişanına çoktan hak kazanmıştır. Gerekirse Papaz elbisesini bile giymekten gocunmayacağını söyleyen birisi için, PKK’nın kanlı çekilişinden hayatı boyunca ve hatta nesillerinden bile lekesi çıkmayacak ödül kazanmak yadırganmayacak, hor görülmeyecektir” dedi.
-“NE ZAMANDAN BERİ İNSANLIK SUÇU İŞLEYEN VAMPİRLER TUTSAK KABUL EDİLİR OLDU”-
Bahçeli, tutsakların bırakılması konusunda ise “Devletin elindeki tutsaklarla PKK’nın elindeki tutsaklara vurgu yapılarak tam bir utanmazlık ve küstahlık örneği sergilenmiştir. İmralı canisi, aldığı tavizlerle ahlaksızlıkta sınır tanımamış ve Türk devletiyle PKK’yı aynı kefeye koyma pespayeliğine hayasızca sapmıştır. Ne zamandan beridir, Mehmetçiklerimizi, polislerimizi ve masum insanlarımızı gözleri dönmüşçesine katleden teröristler, insanlık suçu işleyen vampirler tutsak kabul edilir olmuştu? Başbakan Erdoğan buna ne diyecekti? Yoksa kendisi, şehide kelle, katile sayın dediği gibi, militanlara da tutsak mı diyecekti? Türkiye eşit ve dengi bir ülkeyle savaşa girmiştir de, cephelerde esir almış veya esir mi vermişti? Cenevre Sözleşmesi’nde savaş tutsaklarına sağlanan haklar tersten yorumlanıp, eğilip bükülüp AKP tarafından PKK’lı katillere de uygulanacak mıdı? Türkiye’yi böyle bir rezaletin, böylesi bir acziyetin içine düşürmeye kimin ne hakkı vardır'” diye konuştu.
-“ANAYASA SÜRECİNE ÖCALAN FİİLEN MÜDAHİL OLDU”-
AK Parti Hükümeti’nin “İmralı canisinin gönlünü etmek” adına 4’ncü yargı paketini hazırladığını, KCK-PKK militanlarını serbest bırakmak için kanun tasarısını TBMM’ye gönderdiğini belirten Bahçeli, bunun karşılığında ise, PKK’nın elinde tutulan 16 kişinin bırakılmasının söz konusu olacağını kaydetti. Bahçeli, “Sayın Başbakan, devlet senin babanın çiftliği ya da ortak olduğun şirketlerinden birisi değildir. PKK militanlarına af çıkararak, İmralı canisinin dayatmalarına sessiz durarak devlet yönetilmez, böylesi bir mizaçla devlet itibarı korunamaz. Senin 10 yıl geçmesine rağmen öğrenemediğin devlet yönetmenin adabı ve bir ahlakı vardır. İşte bu ahlak, bu kalite, bu tıynet, bu düzey ve bu zeka Başbakan Erdoğan’da olmadığı için Türk devleti maalesef bir çeteyle aynı hizaya sokulmuş, aynı kalıba dökülmüştür” diye seslendi.
Artık anayasa hazırlığı sürecine PKK ve “İmralı canisi”nin fiilen müdahil olduğunu ifade eden Bahçeli şunları kaydetti:
“Bize göre Başbakan ve İmralı canisi arasındaki paslaşmanın özeti şu şekildedir; ver başkanlığı, al özerkliği, ver başkanlığı, al bağımsızlığı, ver başkanlığı, al anadilde eğitimi, ver başkanlığı, al Güneydoğu’yu. İşte Türkiye böylesi dar bir alana kıstırılmış, böylesi hasis ve kendisinden başkasını düşünmeyen menfaatçi, omurgasız, günahkar, ikiyüzlü ve fitne zihniyetler tarafından buhrana sürüklenmiştir. Başbakan Erdoğan’a göre, Türkiye’deki teröristler sınırdan ikinci bir ülkeye gittiği anda çöküş süreci fiilen başlayacaktır. Burada unutulan husus; terörist inlerinin ve kamplarının zaten çoğunlukla sınır dışında olduğu gerçeğidir. Başbakan her ne hikmetse bölücülükten hiç bahsetmemekte, bu konuya hiç değinme gereği duymamaktadır.
Silah bırakma görüşmelerinin yapılacağı ise neyin karşılığında, bölücü terörün hangi taleplerinin cevaplanma pahasına olacağı belirsizdir. Bu aşamaya kadar gelinirse, vatandaşlık tarifinin yeniden yapılması, Türk kimliğinin anayasadan çıkarılması, özerkliğin tesis edilmesi ve anadilde eğitim gibi isteklerin etaplar halinde hayata geçirilmesi AKP-BDP-PKK ve kredi açmakla meşgul CHP tarafından yerine getirilecektir. Başbakan’ın çözüm süreci dediği, bize göre çöküş ve çözülüş olan gidişatın Türkiye’yi götüreceği mecra, Türk milletini mahkûm edeceği çıkmaz sokak işte bu kadar tehlikeli, işte bu denli felaketlerle doludur.”
HAKAN ŞÜKÜR’E SAHİP ÇIKTI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın istese de milliyetçi olamayacağını ifade ederken, Başbakan’ın “Türk’üm” diyemediğini, Türk bayrağını ağzına dahi alamayarak tıpkı yabancılar gibi “Türkiye bayrağı”nda karar kıldığını söyledi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hocalı Katliamı’nın 21. yıl dönümünü anarken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’da yapılan seçimleri kazanan Sarkisyan’a tebrik mesajı göndermesine tepki gösterdi.
Bahçeli, “Ermeni açılımı kapsamında, bu şahsiyetle birlikteliklerini futbol müsabakası izleyerek tescilleyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Hocalı’nın ve daha birçok acının tazeliği korunurken iyi dilek temennisinde bulunması hepimizi, özellikle de Azerbaycanlı kardeşlerimi incitmiştir. Sayın Gül’ün, sözde diplomatik nezaket ve iyi niyet gösterisi olarak tebrik mesajı gönderdiği kişi Hocalı’da katliam yapanlar arasındadır ve elinde Hocalı katliamının çıkmayacak lekesi bulunmaktadır. Hocalı’nın feryadı dinmemişken, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si hala işgal altındayken bu tebrik mesajını göndermek hangi akla hizmettir” dedi.
-“BAŞBUĞ’UN TANIKLARININ DİNLENMEMESİ HUKUK CİNAYETİ”
Konuşmasında Türk adaletinin siyasallaşmanın, siyasi telkin ve baskıların altına tam olarak girdiğini ifade eden Bahçeli, “AKP zihniyeti hepimiz için vazgeçilmez önemde olan hukuku çocuk oyuncağına çevirmiş, her tarafını kendi siyasi hedefleri uğruna budamıştır. Uydurma iddialar, sanal suç imalleri, iftiralardan beslenen davalar, haksızlığı ve usulsüzlüğü kökleştiren yargısal safahatlar, savunma hakkının gasp edilmesi, çakma delillerle iddianame hazırlıkları Türkiye’nin başına kabus gibi çöreklenmiştir” dedi.
Ergenekon Davası kapsamında tutuklu yargılanan Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tanık olarak gösterdiği isimlerin mahkemece reddedilmesinin de “yargının ne hale geldiğinin, hukuk kurallarının nasıl ihlal edildiğinin delilli, ispatlı örneği” olduğunu belirten Bahçeli, “Bu veriler ışığında diyebilirim ki, Sayın Başbuğ’un tanık olarak dinlenmesini talep ettiği isimlerin, İstanbul 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesi hukuk cinayetinden başka bir anlama gelmemektedir” diye konuştu.
-“HUKUK REFORMUNA DESTEK OLDUĞUNU SANAN ZAVALLILAR”
Bahçeli, Türkiye’nin en temel sorununun adaletin tıkanmasında ve çalışamaz hale gelmesinde yattığını ifade ederek, “Bu sorun aşılmadan; ‘yetmez ama evetçiler’, 12 Eylül referandumunda ‘evet’ diyerek hukuk reformuna destek olduğunu düşünen zavallılar ve Başbakan’ın kuru sıkı atmaları hiçbir sonuç doğurmayacaktır. AKP hukuktan elini çekmeli, adalete bulaştırdığı virüsü temizleyerek hukuk skandallarını mutlaka tamir etmelidir. Teröristleri tanık olarak hevesle dinleyenler, genelkurmay başkanlığı yapan değerli şahsiyetleri tanıklıktan alıkoyma girişimlerini asla izah edemeyecekler, alınlarına vurulan kara lekeden de ömürleri boyunca kurtulamayacaklardır” dedi.
-“BAŞBAKANIN DİLİ FAZLA UZADI”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Türk milletine, Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine karşı sergilediği “seviyesiz ve sadakatsiz üslubun”, son zamanlarda karşılaştıkları en çirkin, en katlanılamaz ve en kaba tavır olduğunu da ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın ısrarla Türk milliyetçiliğini ayakları altına aldığını söylemeye devam ettiğini belirten Bahçeli, “Ana muhalefet CHP’nin genel başkanı da, bu sözleri şurada söyle, burada söyle diyerek, adeta Başbakan’a mihmandarlık yapmakta, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasından zevk duyan bir ruh hali göstermektedir. Başbakan’a tüm kötü sözlerini aynen iade ediyor, iftiralarının selinde bir gün boğulmaktan kaçamayacağını iyi biliyor, milli değerlerimize tahammülsüz olan dilinin çok fazla uzadığını ikazla bildirmek istiyorum” dedi.
-TÜRKİYE BAYRAĞI…-
Başbakan’ın “Milli bankamız Merkez Bankası’dır” sözlerini de eleştiren Bahçeli, “Merkez Bankası döviz rezervi artışını milliyetçilik olarak yorumlayabilmek için bir insanın ya cahil ya da BOP’a eşbaşkan olması yeterli olacaktır” diye konuştu. Bahçeli şöyle devam etti:
“Sayın Başbakan sen istesen de milliyetçi olamazsın, sızlansa da milliyetçiliğin kapısından geçemezsin. Çünkü senin ne birikimin, ne içinden çıktığın fikri muhitin, ne şahsi özelliklerin, ne de sicilin buna elvermez, buna imkan tanımaz. Sen, başkalarına hayranlıkla şekillenen alışkanlıklarını Türk milliyetçiliğinde bulamazsın, etnikçi ve ırkçı özelliklerini bizim aramızda nafile yere çabalasan da göremezsin. Bunun için Türk’üm diyemiyorsun, bunun için Türk milletine aidiyeti kabullenemiyorsun ve Türk bayrağını dahi ağzına alamayarak tıpkı yabancılar gibi Türkiye bayrağında karar kılıyorsun. Unutma ki, kendi değerlerine hürmet duymayanlar, kimseden saygı ve sevgi beklememelidir.”
-“BİZİM KİMSENİN ETNİK KÖKENİYLE İLGİLİ BİR MERAKIMIZ YOKTUR”
Başbakan’ın milliyetçiliği ayaklar altına almasının bir PKK tavsiyesi olduğunu ifade eden Bahçeli, “Türklüğü etnik bir seviyeye çekmesi yeni dostu İmralı canisinin temennisidir” dedi. Bahçeli, “Ben bir Arnavut’um. Aslında bu açıdan bakarsanız Türk değilim” diyen AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’e ise sahip çıktı.
Bahçeli şunları dedi:
“Şimdilerde AKP içinden Türk olmadıklarını birden bire hatırlayan, Türk olmaktan kurtulduklarını densizliğin çamuruna saplanarak ifade edenlere çok sık rastlanmıştır. Başbakan Erdoğan, Türk olmadığını itiraf eden futbol yorumcusu milletvekili arkadaşını savunmak için merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u örnek vermiş ve aynen şunları söylemiştir: ‘Ben Arnavut'um diyor. Mehmet Akif de bir Arnavut. Mehmet Akif bir Arnavut olarak İstiklal Marşımızın şairi. O, Mehmet Akif'i, o Türklükten çıkarıyor mu'’ Öncelikle şu hususun Başbakan tarafından bilinmesi lazımdır ki; elleri öpülesi merhum şairimiz birilerini temize çıkarmak ve aklamak adına kullanılmayacak kadar yüce ve gönlümüzün müstesna ismidir. O, kökeni ne olursa olsun Türk olmuş, Türk’e mal olmuş ve Türk milletine istiklalinin manzum dizelerini yazmıştır. Bizim için, gaflete kapılarak açıklamalarıyla hataya düşse de, göğsünde ayyıldızı taşımış, Türk milletini sevince boğmuş ve Türkiye’nin başarısı için ter dökmüş söz konusu milletvekili ne olursa olsun Türk milletinin evladı, bir mensubudur. Arnavutluk devletinin naaşını istediği, fakat Türk milletine mal olduğundan dolayı bu talebin karşılanması imkansız olan merhum Şemsettin Sami Bey Arnavut kökenli olsa da Türk’tür ve Türk milliyetçiliğine eşsiz hizmetler yapmıştır. Bizim kimsenin etnik kökeniyle ilgili bir merakımız yoktur.”
AK Parti Milletvekillerine de seslenen Bahçeli, “AKP içinde Türklüğünden gurur duyan değerli milletvekili arkadaşlarım da Mustafa Sabri Efendi’nin ardından, Damat Ferit’in çizgisinden gitmeye ne zamana kadar devam edeceklerdi? Bu partiye yıllardır oy vermiş değerli kardeşlerim daha ne kadar bu zillete tahammül gösterecekler ve Türklüğü çiğneyen BOP’çuya daha ne zamana kadar sessiz duracaklardı? Varsın Recep Tayyip Erdoğan ve yanındaki zevat Türklükten ayrılsın; Allah’a şükürler olsun ki biz her daim Türk olacağız, Türk kalacağız, Türkçe duyacağız, Türkçe bakacağız, Türkçe sesleneceğiz ve Türk milletini yaşatmak için her zorluğa göğüs gereceğiz” diye konuştu.
Yorum Yazın