Mahkemenin ‘Buca Metrosu kararı’ mecliste AK Parti ve CHP’yi karşı karşıya getirdi
İzmir büyükşehir Belediyesi’nin en büyük yatırımı olan ve İzmir 4. İdare Mahkemesi’ni dün ihalesine ilişkin “yürütmeyi durdurma” kararı verdiği Buca Metrosu projesi tartışmaları İzmir Büyükşehir Belediyesi Mart ayı ikinci meclis toplantısına damgasını vurdu. Cumhur İttifakı tarafından yapılan eleştiriler ihalenin oldu-bittiye getirilerek İzmirlinin 529 milyon lira zarara uğratıldığı yönünde olurken CHP tarafından verilen yanıtlarda ise idare mahkemesi kararının metronun yapımına etki edecek nitelikte olmadığı oldu.
- Ege Postası
- 16.03.2022 - 20:25
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Mart ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşimi, Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi.
Oturuma damgasını vuran konu 14 Şubat’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla büyük bir organizasyonla temel atma töreni yapılan ve dün İzmir 4. İdare Mahkemesi’nce iptal edilen Buca Metrosu yapım ihalesi oldu.
“İZMİR'İN 529 MİLYON PARASINI BİR BAKIMA ÇÖP EDİYORMUŞUZ”
Gündem dışı konuşmalarda söz alan bulunana AK Parti Meclis Üyesi Fikret Mısırlı, Buca Metrosu ihalesine ilişkin mahkemenin kararı üzerinden eleştirilerde bulundu ve "Dün İBB'nin Buca Metrosu ile ilgili 3 milyar 921 milyon TL'ye ihale ettiği firmaya 529 milyon TL daha pahallı bir ihaleyi biz malum bir firmaya verdik. Biz bunu basında da çok eleştirdik. İzmir halkının 529 milyon TL vermesini gerektirecek ne var diye sorduk. Avrupa Kalkınma Bankasını(AKB) tercihi gibi sunuldu bize bu ihale. Ancak bir arkadaşın raporu doğrultusunda Avrupa Kalkınma Bankası'nın verdiğini sizinde buna uyduğunuzu söylemiştiniz. Biz bu güne kadar 529 milyon TL'ye kazanan firmanın itirazlarını bilmiyorduk. Ancak bugün gördüğümüz kadarıyla mahkemenin reddettiği, asıl düşük fiyatlı yapmaya yönelik ret kararına yönelik, Avrupa Kalkınma Bankası tarafından finanse edilen satın alma protokolünü okudum. Bu 2009 yılında yayımlanmış en son 2014 yılında yayınlanmış. Ben mahkeme kararına bakıyorum sanki 2017 yılında böyle bir karar var gibi belirtilmiş. Avrupa Kalkınma Bankası'nın web sayfasında farklı bir kural yok. Banka 'Ben vermiş olduğum kredinin nasıl ve ne için kullanıldığını ve eşit ve adil dağıtılıp dağıtılmadığını kontrol ederim' diyor. Bunun dışındaki konuların krediyi kullanacak kurumun yapacaklarının tarafı değilim diyor. Bugüne kadar yapılan açıklamalar ikinci kazanan firmanın Avrupa Kalkınma Bankası'nın itirazı gibi geldi. Biz İzmir'in 529 milyon parasını bir bakıma çöp ediyormuşuz. Bizim kendi yerel mahkememizi bunun olmaması gerektiğini söylemesine rağmen, Türkiye içindeki ihale kanunlarını yok sayarak neden istinafa görüyoruz bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Sayın Tunç Soyer'in 529 milyon TL'nin Türk adaletinin arkasına giderek ben bunu iptal ettireceğim demesini anlamıyorum. Biz İzmir'in 529 milyon TL'sini bir Avrupa bankası dayatıyor gibi gösteriyoruz onu anlamıyorum. Eğer bu bankanın böyle bir durumu varsa da buradan kredi almayalım ve İzmir'in 529 milyon TL'sini heba etmeyelim" diye konuştu.
“SOYER’İN MECLİS BAŞKANI OLARAK SALONDA BULUNMAMASI MANİDAR”
Mısırlı’nın ardından konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in oturuma katılmamasını eleştirerek konuşmasına başladı ve “Bu meselesinin sadece AKB ayağı yok. Bu mesele çok önemli bir mesele haline geldi. İzmir için çok kıymetli olan bir Buca Metrosu ihalesi işin içinden çıkılmaz bir noktaya nasıl taşıdığınızı gösterir bir hal aldı. Özellikle son dönemlerde Tunç Soyer’in bu tarz hadiselerin hemen arkasından yaptığımız meclis toplantılarında meclis başkanı olarak salonda bulunmamasını manidar karşılıyorum. Yine bu tarz konularda kısa aralıklarla yaptığı açıklamalarda yaptığı çelişkilere bakarsak sayın başkanın aklının karışık olduğunu söyleyebilirim. Bir açıklaması diğeriyle örtüşmüyor. Ya kendisine gerekli bilgileri aktarmıyorlar ya da kendisi bu konulardan çok uzak” dedi.
“GENEL BAŞKANINIZ ADINA ÜZÜLÜYORUM”
Mahkeme kararının ardından Soyer tarafından yapılan açıklamalar üzerinden projenin ihale süreci ve alınan kararları eleştiri yağmuruna tutan Hızal, “Bu proje, ihale aşamasının sonuçlanmasında sakat doğru. 529 milyon bedel fazlalığıyla bu ihaleyi birinci firmadan alıp neden ikinci firmaya veriyorsunuz diye sorduk. Net izahını yapamadınız. Siz bu işi yaptınız ve üzerinde de kılıf uydurdunuz. Geldiğimiz noktada, İzmir 4. İdare Mahkemesi bu işlemin hukuksuz olduğunu belirterek işlemi iptal etti. İptalin sonrasında Sayın Başkan, ‘Engelleniyoruz’ dedi. Kim engelliyor? Mahkeme mi? Sayın Başkan o açıklamayı yaptığında muhtemelen kurumuna gelmiş olan mahkeme kararını bir yönetici sorumluluğuyla eline alıp okumadı. Ama çıktı ‘Engelleniyoruz’ diyerek en kolay yöntemi seçti. Popülizm yaptı. PR ve mazeret belediyeciliğinin net örneğini gösterdi Herhâlde birileri uyardı da bugün çıkıp ‘Engellenmiyoruz, bizim kararımız engellendi. Metro yapılacak’ dedi. Siz engelleniyoruz deyip 24 saat geçmeden ‘Engellenmiyoruz’ demesi çok manidar. Hemen arkasından çok daha acı bir açıklama yaparak ilgili şirketlerden evrakları isteyip inceleyeceklerini söyledi. Bu evraklar incelenmedi mi? 529 milyon fazladan maliyet verdiğiniz şirketin evraklarını incelemeden mi verdiniz o kararı? İncelenmediği görülüyor. İBB zaten iflasa sürükleniyor. Bu metro, 4 yıl içine tamamlanmadığı taktirde kredi ödemelerinin İBB’nin öz kaynaklarıyla yapılması neredeyse imkansız. O zaman kilit vuracaksınız. İBB’nin yapmak istediği tek metro Buca Metrosu değil. Narlıdere Metrosu da var. 2023’te tamamlanacak diyorsunuz. Ama tamamlanamayacak. Çünkü ödemeleri yapamıyorsunuz. O zaman ne yapıyorsunuz? İhaleyi 529 milyon fazla bedelle verelim oradan gelecek avansla borçları ödeyelim. Yok öyle bir şey. Sizin verdiğiniz kararla Narlıdere Metrosu da yapılamıyor Buca Metrosu da bitirilemiyor. Açılan bir mahkeme varken, kararın bu şekilde sonuçlanacağını bilmenize rağmen milyonlarca liralık şaşalı bir temel atma törenini yaptınız. Genel Başkanınızı da çağırdınız. Onun adına çok üzülüyorum. Onu çağırdığınız her temek atma töreni gibi bu da hüsrana uğradı. Orada yaptığı konuşmada Ankara’ya savaş açarcasına konuşmasıyla Tunç Soyer’in derdinin Buca Metrosu değil başak bir şey olduğunu bütün İzmirlilere gösterdiniz. 529 milyonşa İzmir’in birçok sorunu çözülebilir. Siz bu ihaleyi oldu bitti yaparak 529 milyon bedelle başak firmaya veriyorsunuz Yok öyle bir şey. Bu İzmirlinin parası. Bunun hesabı yarın İzmirliler tarafından sorulacaktır” diye konuştu.
“MAHKEME HİÇBİR BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPMADI”
Hızal’ın ardından konuşan CHP’li Meclis üyesi Murat Aydın, eleştirilere yanıt verirken mahkeme kararının gerekçelerini de açıkladı ve şunları söyledi; “Mahkeme ve yargıyla ilgili konuşulmasına sevindim. Biz bu mecliste 3 yıldır Kiraz’la, Karabağlarla, Gaziemir’le iliği ‘Neden dava açıyorsunuz’ sözleriyle karşılaştık. Hukuk konusunda aynı çizgiye gelmemiz sevindirici. Fikret Bey ‘Mahkemeye karşı gelmeyin’ dedi. Mahkemeyi dolanmak değil bu. Mahkeme kararına karşı, insanlar haksızlığa uğradıklarını düşündüklerinde temyize giderler. Biz hukuk devletiyiz. Biz kimseyi neden mahkemeye gidiyor diye kınamayız. Biz mahkeme kararlarını yanlış bulduğumuzda eleştiririz. Yanlış bulduğumuzda yine hukuk yoluna gideriz. Ama bütün mahkeme kararlarına saygı duyarız. Bu mahkeme kararı da 30 gün içinde yerine getirilmesi gereken hükümlerin yer aldığı bir karardır ve 15 gün içinde temyiz yolu açıktır. Bu hikayenin ne olduğunu özetleyelim. Mahkeme neleri kabul etti? Bu ihale işleminin 4734 sayılı İç Hukuk kurallarımız dışında AKB’nın kurallarına göre yapılmasını uygun buldu. İdare Mahkemesi de İBB’nin yaptığı bu işlemin AKB’na göre yapılmasını uygun buluyor. Mahkeme, ayrıca davacının en düşük teklifi vermesine ilişkin ve bu teklifin aşırı düşük teklif incelemesine tabii tutulmasını da doğru buluyor. Teklifin dengesiz derece düşük olduğunun düşünülmesinin ve işlem yapılmasını da doğru buluyor mahkeme. Mahkeme aşırı düşük teklifin incelenmesini de doğru buluyor. 100 kalemin 55’inde aşırı düşük teklif belirlenmiş. Mahkeme bunun 318 milyon lira olduğunu söylüyor. 549 milyon lira değil. Bir ihaleyi birine verirken 2 şeye bakarsınız. Yeterlilik. 8 firma da yeterlilik testinden geçmiş. 2. adımda da verilen teklifle bu proje tamamlanabilir mi? Mevzuat en düşük olan ihaleyi veren demiz. En düşük olup işi yapabilecek olana ver der. Peki iptal kararının gerekçesi neler? Yöntemle ilgili bir şey söylenmiş. Tekliflerin derece alınıp belirlenen şekillerde alt incelemelere tabi tutulacak teklif belirlenir ve düşük teklifte bulunan firmaya bu fiyatlarla işi nasıl yapılacağı sorulur. Bunların hepsi yapılmış. Firma İBB’ye bunun izahını yapmış. İBB bunu bir kenara bırakarak bir karar alabilirdi ama yapmamış Bütün süreci uluslararası bağımsız denetçi firmasına inceletmiş. Bu Türkiye’de bir ilktir. O bağımsız denetçi de bu açıklamayı yetersiz bulmuş. Karar yine idarededir. Ama dayanakları bunardır. Mahkeme diyor ki; ‘Bundan sonra da ihalenin ciddi şekilde dengesiz olduğunu teklif sahibine bildirmedin’ diyor. Bunu da AKB’nın kılavuzuna bağlıyor. Büyükşehir bunu denetçi raporuyla bildirmiş ama mahkeme yetersiz buluyor. Zaten İBB bunu mahkemeye sunacak. İkinci neden ne? Mahkeme ihale dosyasındaki her belgeye incelendi şerhi konulmadığını söylüyor. Tüm ihale belgelerine incelendi şerhi konulmaz. Zaten dosya incelenmiştir. Elbette yargı süreci tamamlanacak. Ben Özgür Hızal’ın bir hukukçu olarak yargı sürecinin bitmediğini ve meselenin devam ettiğini söylemesini beklerdim. Karar temyiz aşamasındadır. Bu kadar büyük bir ihaleyle ilgili işlemi bu mahkeme hiçbir bilirkişi incelemesi yapmadan tamamladı. Mahkeme bunu kasıtlı yaptı demiyorum. Ama bu bildiğimiz bir usul değil. Bu, her gün yaptığımız ayaküstü işlerden değildir. Özel bir iştir ve özel bir inceleme gerektirir. Bu karara saygı duymakla birlikte bu hususu eleştirmek de bizim görevimizdir.”
“MAHKEMENİN KARARINI HUKUKA AYKIRI DİYE ELEŞTİRİYORSUNUZ”
MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ise ihale sürecinden itibaren projeye ilişkin süreçlerin oldu-bittiye getirildiğinin altını çizdi ve “İhale neden AKB’nın mevzuatına göre çıkıldı? Siz neden tabii olduğunuz 4734 sayılı ihale kanunun tercih etmediniz? İşinize gelmediğinden mi yoksa? Sebep ne olursa olsun davaya konu olan ihale süreci aştan sakat hale gelmiştir. İhaleye teklif veren tüm isteklilerin teklifinin incelenmesi, verilen teklifin anormal ölçüde düşük teklif olup olmadığının yapılması ve ihalenin karara bağlanmasına yönelik tüm iş ve işlemler Türkiye’deki Kamu İhale Kanunu hükümleri uyarınca yürütülmemiştir. Sorunun asıl kaynağı budur. Üzerinde ısrarla durulması gereken bir konu da yangından mal kaçırırcasına sözleşme yapılıp temel atılmasıdır. Aceleniz neydi? Neden halkın milyonlarca lirasını harcayıp şaşalı temel atma töreni yaptınız ve yasal sürecin sona ermesini beklemediniz? Siz bu hukuk tanımaz halinizle bir de mahkemenin kararını hukuka aykırı diye eleştiriyorsunuz. Beğenin ya da beğenmeyin mahkemenin kararına uymak zorundasınız. ‘Bilmediğimiz bir konu yok istinafta düzelir’ dediniz. Üst mahkeme de kararı onaylarsa ne olacak? Yasal süreci beklemeden işlem yaptığınız için suçlu duruma düşeceksiniz. Ayrıca firma bugüne kadar yaptığı bütün harcamaları belediyeden tahsisi edecek. Yani 325 milyon lira kadar bir meblağ. Siz kanunun hiçe saydıkça hata üstüne hata yapıyorsunuz. Biz sizi yanlışlarınızdan doğruya yönlendirecek bilgi ve birikime sahibiz. Bu işin zamanında bitmeyeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur. 529 milyon lira hala izah edilemedi ve bu paralar İzmirlinin parasıdır” dedi.
“UYGULAMANIN ÖNÜNÜ KESECEK İDARE MAHKEMESİ KARARI DEĞİLDİR”
Son olarak konuşan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, mahkeme kararının projenin iptali anlamına gelmediğini ve çalışmalara etki etmeyeceğini belirtti ve şunları söyledi; “Murat Bey kararı son derece iyi bir şekilde analiz etti. İhalenin usulüne uygun yapıldığı konusunda mahkemenin de tespiti olduğu söylendi. Sorun nerede ortaya çıktı? İdari işlemin mahkeme tarafından neden iptal edildiği konusunda. Sadece şekli eksiklikler sebebiyle mahkeme ihalede açıklanan sonucu iptal etti. Mahkeme kararı açıklar. 30 gün içinde İBB eksiklikleri yerine getirdiği takdirde Buca Metrosuyla ilgili hem mahkeme kararı yerine gelmiş olur hem de metro işlerini hızlı bir şekilde başlamış olur. İdarenin temyiz hakkı vardır. Bu da süreci etkilemez. Burada İBB Bakanımız Tunç Soyer’in de hakkını teslim etmek gerekiyor. Buca Metrosu İzmir’in en büyük yatırımlarından biri. Elektrik, doğalgaz fiyatlarının ve malzeme fiyatlarının arttığı böyle bir dönemde böyle bir yatırımı hayata geçirmiştir. Bu küçücük şekli bir unsurdur. İzmirli bunu kolayca aşacaktır. Uygulamanın önünü kesecek İdare Mahkemesi kararı değildir. Aslında daha önemli bir husus var. Biz çoğu zaman engellendiğimizden bahsediyoruz. Ben 17 maddelik bir liste açıklamıştım. Hala o listenin AK Parti hükümeti tarafından yerine getirilmediğini söylüyorum. Eğer samimiyet varsa ve İzmir’in önünü açmak istiyorsak bu konuda gerekenleri yapalım. Bizim bir kredi talebimiz 3 yıl sonra onaylanıyorsa burada engelleme olup olmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Buca Metrosu İzmir’e yapılacak.”
Yorum Yazın