Münevver Çakmak'ın dramı, yeşil kartlı böbrek hastaları için son olsun
İZMİR’de, 12 yaşındayken kangren nedeniyle bacakları kesilen, geçen 19 Mart’ta böbrek rahatsızlığı baş gösterince diyaliz makinesine bağlı olarak hayatını sürdürmesi gereken 60 yaşındaki Münevver Çakmak’ın dram, yürekleri dağladı. Yeşil kartlı olması nedeniyle sadece devlet hastanelerindeki diyaliz hizmetinden yararlanabilen, özel diyaliz merkezlerine gidemeyen Çakmak’ın, yaşam mücadelesine daha fazla dayamayıp ölmesi, hem ailesinin, hem de ona destek olanların tepkisine neden oldu.
- Ege Postası
- 23.04.2013 - 10:51
Yakınları tarafından Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Münevver Çakmak’ın muayenesinde, kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Yeşil kartlı Çakmak, teşhisin ardından bu hastanede 10 gün boyunca diyaliz tedavisi gördü. Daha sonra taburcu edilen Münevver Çakmak’a, hastanenin diyaliz ünitesinin dolu olduğu, başka bir devlet hastanesinde tedavisini sürdürmesi gerektiği bildirildi. Evinin yolunu tutan Çakmak’ın yaşadığı zorluk, yeşil kartlı böbrek hastalarının sadece devlet hastanelerinde diyalize bağlanması nedeniyle bir kat daha arttı
YARDIM ELİ DE YETMEDİ
Çakmak’ın yardım çığlığını duyan, Böbrek Hastalarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Nilgün Yıldırım, devreye girip yardım elini uzattı. Yıldırım’ın, Urla, Torbalı, Ege, Atatürk Eğitim ve Tepecik Hastanelerine yaptığı başvurular, ya kapasite doluluğu, ya da boş diyaliz makinesi bulunmadığı gibi gerekçelerle geri çevrildi.
BAKANLIĞA ŞİKAYET
Yıldırım’ın, Sağlık Bakanlığı hattına yaptığı şikayet sonrası Çakmak’ın, 11 Nisan’da, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde diyalize girmesi sağlandı. Kendisine ambulans da tahsis edilmeyen Çakmak, yakınlarının yardımı ve Karabağlar Belediyesi’nin verdiği bir araçla 3 seans diyalize girdikten sonra daha fazla dayanamayıp, geçen 17 Nisan’da acil olarak götürüldüğü Ege Üniversitesi Hastanesi’nde son nefesini verdi.
“ÇOK ÇİLE ÇEKTİ'
Münevver Çakmak’ın ölümü, eşi kadar ona yıllarca destek verenlerin de hem üzüntüsüne, hem de yaşadıklarına tepki göstermesine neden oldu. 27 yıllık hayat arkadaşını kaybeden Mehmet Çakmak, “Ne bir ambulans verdiler, ne de bir diyaliz makinası. Derdimizle ilgili cevaplar alamadık ve sonunda onu kaybettik. Maaşını da hemen kestiler. Artık ben de kendimi ölmüş sayıyorum. Çok çile çekti. Çok üzgünüm” diye konuştu.
Böbrek Hastalarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Nilgün Yıldırım ise, “Münevver teyze, genel sağlık sigortasına aktarılan 2022’li hastalardan biriydi. Ancak aktarma sırasında söylenenlerin hiçbiri yeşil kartlı hastalar için yerine getirilmedi. Onların tedavileri devlet hastaneleriyle sınırlandırıldı. Evine beş dakika uzaklıktaki özel diyaliz merkezi yerine, her seans için kilometrelerce uzaklıktaki devlet hastanesine gidip gelmek zorunda bırakıldı. Özellikle hastanelerin sınırlı ambulanslarını bu hastalar için tahsis etmemesi de zorlukları bir kat daha arttırdı. Her gün patates çuvalı gibi özel araçla hastaneye götürülüp getirilmek zorunda kaldı. Ya devlet hastanelerindeki kapasiteler arttırılacak ya da özel tıp merkezleri de, devlet tarafından ücretleri ödenip onlara açılacak. Zaten devletin her iki kuruma ödeyeceği fiyat da aynı. Bu tip mağduriyetlerin ancak bu şekilde önüne geçilebilir” dedi. Yıldırım, Türkiye’de yaklaşık 80 bin diyaliz hastası olduğunu, yeşil kartlı birçok hastanın bu sıkıntıyı çektiğini de sözlerine ekledi.
'BAŞKALARI ÖLMESİN'
Münevver Çakmak’a, yardım elini uzatanlardan Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Uğur Yelekli de, “Bu tür hastaların elinden tutmak görevimiz. Tabii ki Münevver teyzenin geri gelmesi mümkün değil. Ancak farkındalık yaratıp bu çektiklerinin sergilenmesi gerekir. Biz elimizden geleni yapmaya çalıştık, ancak sağlık sistemindeki aksaklıklar bu sonucu doğurdu. Başka Münevver teyzelerin ölmemesi için sistemdeki aksaklıkların acilen çözüme kavuşturulması lazım” diye konuştu.(DHA)
Yorum Yazın