Dolar 34,6549
%0.03
Euro 36,4524
%0.2
Altın 3.064,430
%0.37
Bist-100 9.674,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Nakçı ve Umutoğulları’ndan TV35 ekranlarında kritik açıklamalar

Nakçı ve Umutoğulları’ndan TV35 ekranlarında kritik açıklamalar

Sekizinci Gün’de gündem Covid 19 pandemisi, hükümet ve belediyelerin aldığı önlemler ve bu nedenle AK Parti ve CHP cephesinde başlayan tartışmalar oldu. Diğer taraftan ise, Bayraklı Belediyesi’nin 1. yılı ve Büyükşehir Belediyesine transfer olan Başkan Yardımcı Ulaş Aydın’ın gidişinin perde arkası da konuşuldu.

  • Ege Postası
  • 19.04.2020 - 16:25

EGEPOSTASI-TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, AK Parti’nin Türkiye geneli ve İzmir’de CHP’li belediye başkanlarının yapmaya çalıştığı yardımları engellemek ve eleştirmekten vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

İZMİRLİ BUNU KABUL ETMİYOR

Umutoğulları, özellikle İzmir’de büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer’e yapılan eleştirirlerin İzmirlileri CHP’ye daha fazla yakınlaştırdığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“AK Parti’li siyasetçilerin şu hastalıktan vazgeçmesi gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden geliştirilen siyaset doğru bir siyaset değil. Soyer için yerel seçim öncesi neler neler söylendi. Çıkan siyasi sonuç AK Parti açısından hüsrandı.

İZMİR’DE APILAN ELEŞTİRİ O KİŞİYİ KAHRAMANLAŞTIRIYOR

 Hükümetin bir il başkanı, milletvekili, ilçe başkanının yaptığı eleştiriyi İzmirli onların eleştirdiği kişiyi alıp kahramanlaştırıyor. Soyer ya da Kocaoğlu’nun çok yetenekli oluşundan değil. İzmirlinin AK Parti’ye karşı bir önyargısı, bakış açısı var. Bu uygulamadan kaynaklanıyor. AK Parti bu bakış açısını değiştirecek. Soyer’i sürekli eleştirerek, kendisine yakın medya kuruluşlarını kullanarak, burada iktidar ortağı olamıyor. İzmirli bunu kabul etmiyor. Siz eleştirdikçe İzmir ve İzmirli daha çok tutunuyor.

İŞTE O ZAMAN İZMİRLİ ANLAYACAKTIR

Bu şöyle bir tehlikeyi getiriyor, nasıl olsa Karşıyaka, Çeşme belediye başkanı AK Parti üzerinden yapılan eleştirileri zırh gibi kullanıyor, yapması gereken hizmetleri yapmıyor. Zaten vatandaş desteğini almış, iş yapmadan yürüyor. Birçok belediye başkanı var, belediye başkanlığı yapmayan, eleştirilerin gölgesinde vatandaşın desteğini almış CHP’li belediye başkanları var. AK Parti ne zaman bunu bir kenara bırakır, vazgeçer, CHP’li belediye başkanıyla İzmirliyi baş başa bırakırsa o zaman İzmir’de İzmirli çalışanı çalışmayanı görecek.”

TUNCELİLİ BAŞKAN YARDIMCISI ETİK DEĞİL

Mithat Umutoğulları, Bayraklı Belediyesi Başkan Yardımcılığı’ndan büyükşehir sosyal işler daire başkanlığına atanan Ulaş Aydın’ı ve yerine gelen Tuncelili öğretim üyesini de gündemine aldı.

Umutoğulları, Aydın’ın Soyer’in iyi tanıdığı ve ekibinde olan isimlerden biri olduğunu dile getirdi ancak Aydın’ın yerine Tuncelili öğretim üyesinin getirilmesinin etik olmadığını savundu. Mithat Umutoğulları, “Bayraklı Belediyesi’nde hemen yeni isim geldi. Tunceli Milletvekilinin yeğeni, gelini jet hızıyla başkan yardımcısı yaptılar. Kemal Beyden kaynaklı Tuncelilere yoğun hizmet alanı açıldığı eleştirilerinin yapıldığı bir yerde hakikaten Bayraklı Belediye Başkanı, kendisi Tuncelili, kendi hemşehrisini başkan yardımcısı yapması doğru bir şey değil. Öğretim üyesi, hakkediyor olabilir. Tabi Tuncelili olması bence etik değil. O nedenle ben çok yanlış buluyorum. Ulaş Aydın Bayraklı Belediyesi için kayıp. Cemre toplantılarını düzenleyen isimlerden bir tanesi kendisi. Soyer çok iyi tanıyor. Bizim için çok önemli bir kazanç oldu, ciddi katkıları olacağını düşünüyoruz dedi büyükşehir bürokratları. Başkanın Ulaş Aydın’ı nasıl verdiğine şaşırdık dediler” diye konuştu.

NAKÇI“AK PARTİ YAPARSA MÜKEMMEL OLUR, CHP YAPARSA ÇOK KÖTÜ…”

Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı da, salgın döneminde kimin hangi yardımı yaptığının önemi olmadığını, dayanışmanın şart olduğunu vurguladı. Nakçı, “Bakış açısı çok önemli. AK Parti yaparsa mükemmel olur, CHP yaparsa çok kötü olur gibi bir bakış açısıyla bakarsan yanlış buradan başlar. İspanya, İtalya olmamak için dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Bunun üzerinden siyaset yapmak siyasi anlamda kusura bakmayın ahlaksızlıktır. Vatandaş yoksulluk, yoksunluk içinde pençeleşirken vay o parti yardım yapmış, vay bu parti yardım yapmış demek ahlaksızlıktır en insaflı şekilde. Kullanacağım daha ağır kelimeler olabilir. Hep CHP’lilere yardım yapmışlar diyorlar ya da bin lirayı kendi yandaşlarına dağıtmış diyorlar. Bizim derdimiz İtalya, İspanya olmamak olmalı” dedi.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Umutoğulları;  “CHP’li belediyelerin yardım toplayamama genelgesinden sonra başladı bu tartışmalar. İzmir’de de sağduyulu bir durum vardı. Ne zaman ki Cumhurbaşkanı açıklama yaptı, bir anda bütün o büyülü ortam ortadan kayboldu yerini tartışmalara bıraktı. Bu tartışmaları doğru bulmuyorum. Biraz daha sağduyulu özellikle AK Parti cephesinden olmaları gerektiğini düşünüyorum. Cuma günü iki saat kala sokağa çıkma yasağı açıklanmamış olsaydı pazartesi günü metro, tramvaylarda gördüğümüz fotoğraf olur muydu, olmazdı. Bu hafta erken açıklandı. O yoğunluk olmayacak herhalde. Bence AK Partili siyasetçilerin kendilerini eleştirmesi gerekiyor. Büyükşehiri suçlayacak bir durum görmüyorum ben. Özellikle son birkaç gündür uygulanan maske yasağı var. Mesela dün bana bir kod numarası geldi. Eczaneye gittiğimde maskeyi bulamadım. Bütün bunları yaşarken büyükşehir belediyesi maskematik uygulaması başlattı. TV’de çalışan arkadaşlarımız maske alabiliyorlar. Büyükşehirin daha organize olduğunu ve yapılan eleştirilerin doğru olmadığını düşünüyorum.

NAKÇI, “MAĞDUR OLAN BİRÇOK İNSAN VAR”

Nakçı;  “Mağdur olan birçok insan var. Kentin çeperinde yaşayan, eczanenin olmadığı yer olduğunu düşünün. Elinde kodla telefonla maske arıyor. Güzel imkanlar varken bunu alkışlamak gerekiyor. Toplu ulaşıma binmek yasak. Sosyal mesafe nedeniyle az sayıda yolcu alınıyor. Yardım dağıtılırken. Mesela Sürekli maske adil dağıtılmıyor ve otobüslerde sosyal mesafeye uyulmuyor dedi. Kerem Ali Sürekli iyi adam, hoş adam da, büyükşehir belediyesine bu konularda atıfta bulunması bana tuhaf geldi. İnsanlar hala devletten maske bekliyor. 92 milyon maske nereye gitti, dağıtıldı deniyor. Herkes bana gelmedi diyor.”

TÜRKİYE’NİN YÖNETİM ŞEKLİNİ YERELDEN MERKEZE DOĞRU TEKRAR DİZAYN EDİLMESİ GEREKİYOR

Umutoğulları;  “Her gün işe gidip gelen insanlar var. Her yerde maske takacaksın deniyor. Takacaksın da vatandaş maskeyi nereden bulaca? Sıkıntı olduğu görülüyor. Bunun yanında İzmir’de çok şanslıyız. Hemen hemen tüm belediyeler maske üretiyor. İzmir’de belediye başkanları tüm partilerden başkanların gerçekten ciddi bir çabası var. Bunu takdir edelim. Temel sorun bence şu, AB ülkelerinde yerelden merkeze doğru ülkeler yönetiliyor. Yerelden yapılacak üretimin ne kadar doğru olduğunu daha iyi görüyoruz. Kimse Karşıyaka Belediye Başkanından daha iyi Karşıyakalıların sorununu bilemez. Kesinlikle Türkiye’nin yönetim şeklini yerelden merkeze doğru tekrar dizayn edilmesi gerekiyor. Mahir Polat’ın bir açıklaması var, diyor ki, aylardır maske işini çözemediniz, ne zaman ki büyükşehir çözdü, ona yüklenmeye eleştirmeye başladınız diyor. 80 milyon insan var ülkede. Yüzde 30’u eve kapandı diyelim. 60 milyon insana bir maske verseniz 60 milyon maske yapar. Bunu ulaştırmak teknik olarak mümkün değil. Maskeler ulaşmayınca eczaneler dedi.  Hükümet bunu yapmak yerine yerel yönetimlere daha geniş yetkiler, olağanüstü yetki verse çalıştırsa muhtarlar, stk’lar üzerinden çözülür. Kemalpaşa merkez ile köy arası 100 km. maskeyi nasıl götüreceksiniz devlet olarak. Eczanesi olmayan yerlere nasıl ulaşılacak'”

NAKÇI; “AK PARTİ YAPARSA MÜKEMMEL OLUR, CHP YAPARSA ÇOK KÖTÜ”

Nakçı; Bakış açısı çok önemli. AK Parti yaparsa mükemmel olur, CHP yaparsa çok kötü olur gibi bir bakış açısıyla bakarsan yanlış buradan başlar. O zaman İzmir’in 25 ilçesi CHP’de. Hükümet yardım etmesin CHP’li belediyeler yardım etmesin. Ne olaca? Bizden ve bizden olmayanlar diye bakarsan yanlış bakarsın. Tunç Soyer güzel iş yapıyorsun, maske dağıtıyorsun ama bir yerine on istasyonda dağıt de. Kabul. Bulguru bir kilo değil de iki kilo koysan daha güzel oldu desen güzel. Adam diyor ki benim paramı dağıtıyor. İyi de kardeşim adam para almıyor, koli alıyor. Kızılay’a kurbanını vermiyor musun, herkesin zekatı fitresi yok m? Gidersin Bergama Belediyesi’ne bağış yaparsın o zaman, AK Partili. Kınık, Kiraz’a ver. Yapılan düzgün bir işi suçlamak için değil daha iyi olması için eleştir.

NAKÇI; “BİZİM DERDİMİZ İTALYA, İSPANYA OLMAMAK OLMALI”

Ona bakarsan başka adamda diyor ki kolinin üzerinde neden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adı var. Biz daha pik noktasını görmedik. İki hafta içinde ölüm sayısı artabilir, ondan sonra düşüşe geçebilir diyor. İspanya, İtalya olmamak için dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Bunun üzerinden siyaset yapmak siyasi anlamda kusura bakmayın ahlaksızlıktır. Vatandaş yoksulluk, yoksunluk içinde pençeleşirken vay o parti yardım yapmış, vay bu parti yardım yapmış demek ahlaksızlıktır en insaflı şekilde. Kullanacağım daha ağır kelimeler olabilir. Hep CHP’lilere yardım yapmışlar diyorlar ya da bin lirayı kendi yandaşlarına dağıtmış diyorlar. Bizim derdimiz İtalya, İspanya olmamak olmalı.

UMUTOĞULLARI; “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ÜZERİNDEN GELİŞTİRİLEN SİYASET DOĞRU BİR SİYASET DEĞİL.”

İki gün milleti eve kapattınız, millet üç saatte aylarca verdiğin emeği boşa götürdü. Ona bakmıyorsun da İZBAN’daki kalabalığa bakıyorsun. Cuma günü marketlere saldırdı, pazartesi de İZBAN’a daldılar. Önce yasaları çıkarmadan önce bu vagonların her birine ayrı bir görevli vereceğiz şunu yaparken şunu yapacağız demelisiniz. Bunları yapmayacağız ondan sonra aksaklıklar üzerinden siyasi polemikler. Bunların hiçbiri doğru değil. Büyükşehir belediye başkanı maske dağıtıyor. Vay makine bozuk. Ya arkadaş adam bir sorunu çözüyor, yaptığı işe tu kaka demek yerine, açarsın telefonu, dağıtıyorsun ama şöyle şikayetler geliyor dersin. AK Parti’nin şu hastalıktan vazgeçmesi gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden geliştirilen siyaset doğru bir siyaset değil. Soyer için yerel seçim öncesi neler neler söylendi. Çıkan siyasi sonuç AK Parti açısından hüsrandı. Hükümetin bir il başkanı, milletvekili, ilçe başkanının yaptığı eleştiriyi İzmirli onların eleştirdiği kişiyi alıp kahramanlaştırıyor.

İZMİRLİYİ BAŞ BAŞA BIRAKIRSA O ZAMAN İZMİR’DE İZMİRLİ ÇALIŞANI ÇALIŞMAYANI GÖRECEK

 Soyer ya da Kocaoğlu’nun çok yetenekli oluşundan değil. İzmirlinin AK Parti’ye karşı bir önyargısı, bakış açısı var. Bu uygulamadan kaynaklanıyor. AK Parti bu bakış açısını değiştirecek. Soyer’i sürekli eleştirerek, kendisine yakın medya kuruluşlarını kullanarak, burada iktidar ortağı olamıyor. İzmirli bunu kabul etmiyor. Siz eleştirdikçe İzmir ve İzmirli daha çok tutunuyor. Bu şöyle bir tehlikeyi getiriyor, nasıl olsa Karşıyaka, Çeşme belediye başkanı AK Parti üzerinden yapılan eleştirileri zırh gibi kullanıyor, yapması gereken hizmetleri yapmıyor. Zaten vatandaş desteğini almış, iş yapmadan yürüyor. Birçok belediye başkanı var, belediye başkanlığı yapmayan, eleştirilerin gölgesinde vatandaşın desteğini almış CHP’li belediye başkanları var. AK Parti ne zaman bunu bir kenara bırakır, vazgeçer, CHP’li belediye başkanıyla İzmirliyi baş başa bırakırsa o zaman İzmir’de İzmirli çalışanı çalışmayanı görecek. Günlerdir AK Parti eleştiriyor, CHP eleştiriyor. İnsanların aklında kalan siyasilerin kullandığı sloganlar vatandaşın aklında. Vatandaş taraftar gibi oldu. takımın iyi de oynasa kötü de oynasa taraftar gibi takımını koruyorsun, yanlışlarını görmüyorsun.

10 VATANDAŞIN 8’İ ETRAFINI ÇEVİRİP AK PARTİ SİZİN HAKKINDA ŞUNU SÖYLÜYOR, BİZ SİZİN YANINIZDAYIZ DİYOR.

 Ama tribünde kimse olmadığında o takımın antrenörünü de eleştirirsin. Siyaset de böyle bir şey. Belediye başkanıyla vatandaşı baş başa bırakırsan o zaman vatandaş belediyenin yapmadığı hizmetleri görecek. Sen belediye başkanı ve vatandaş arasındaki ilişkiyi taraftarlık ilişkisine dönüştürüyorsun. Tunç Soyer ile bir yere gittim, 10 vatandaşın 8’i etrafını çevirip AK parti sizin hakkında şunu söylüyor, biz sizin yanınızdayız diyor.

 

 

Nakçı;  “Bence su faturası da alınmasın, devlet de vergi almasın. Belediyenin kestiği su abonesi yok. Ama elektrik firmaları takır takır kesiyor. Bunu da eski AK Partili Ömür Şanlı açıklıyor, ben değil.”

DİKİLİ’DE OSMAN ÖZGÜ EN SU FATURASI ALMAYACAĞIM DEDİĞİ İÇİN YARGILANDI.

Umutoğulları;  Dikili’de Osman Özgü en su faturası almayacağım dediği için yargılandı. Soyer su parası almıyorum dese kamuyu zarara uğratmaktan hakkında dava açılır. TEDAŞ’a de bakayım, diğer telefon şirketlerine ya da dört ay boyunca elektrik, su parası almayacaksınız deyin. Çıkarın yasayı. Hükümetin uyarıları var. Cumhurbaşkanı tek tek uyarıyor şirketleri. Vatandaşa yardımcı olun diye. Ama bu milyon dolar kazanan büyük şirketler şu salgında bile durmuyor, gözleri dönmüş. Hükümet esnafa kredi veriyor. Altı ay sonra ödemek şartıyla. En azından altı aylık periyot için sana nefes aldırıyor. Biz bize yetiyorsak belediyeyi başkasını eleştirme. İzmir büyükşehir Belediyesi suyu almasın evet, TEDAŞ da elektrik parası almasın, ama devlet bunun yasasını çıkarmalı.

Programda Bayraklı Belediyesinin 1. yılını değirdirildi. Bayraklı Belediyesinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Sosyal hizmetler daire başkanı olan Ulaş Aydın hakkında yapılan yorumlar ikiliyi karşı karşıya getirdi.

Aydın ile ilgili ilk söz alan Adem Nakçı,” Kaç kişi tanıyordu Ulaş Aydın’ı İzmir’d? Bayraklı’da büyük becerisi vardı da İzmir büyükşehire mi geld? Sadece sosyal medyasında Tunç Başkan şunu yaptı” dedi Nakçı sözlerine söyle devam etti; “ Tunç Başkan bunu yaptı mesajları vardı. Bayraklı Belediyesi için kayıp değil. O göreve daha fazla çalışacak birinin gelmesi için fırsattır. Ulaş Aydın’ın ne özelliği vardı da getirildi diye sorma ihtiyacı hissettim. Bayraklı Belediyesi için şans oldu.

UMUTOĞULLARI “ULAŞ AYDIN BAYRAKLI BELEDİYESİ İÇİN KAYIP”

Nakı’dan sonra söz alan Umutoğulları ise, “ Bayraklı Belediyesi’nde hemen yeni isim geldi. Tunceli Milletvekilinin yeğeni, gelini jet hızıyla başkan yardımcısı yaptılar. Kemal Beyden kaynaklı Tuncelilere yoğun hizmet alanı açıldığı eleştirilerinin yapıldığı bir yerde hakikaten Bayraklı Belediye Başkanı, kendisi Tuncelili, kendi hemşehrisini başkan yardımcısı yapması doğru bir şey değil. Öğretim üyesi, hakkediyor olabilir. Tabi Tuncelili olması bence etik değil. O nedenle ben çok yanlış buluyorum. Ulaş Aydın Bayraklı Belediyesi için kayıp. Cemre toplantılarını düzenleyen isimlerden bir tanesi kendisi. Soyer çok iyi tanıyor. Bizim için çok önemli bir kazanç oldu, ciddi katkıları olacağını düşünüyoruz dedi büyükşehir bürokratları. Başkanın Ulaş Aydın’ı nasıl verdiğine şaşırdık dediler.

NAKÇI; “ULAŞ AYDIN'IN BAYRAKLI’DA BİR ŞEYİNİ GÖRMEDİK”

 Biz de sosyal medyada bol miktarda Soyer paylaşımları yapıyordu, Bayraklı’da bir şeyini görmedik biz diyor Bayraklı’daki bürokratlar da. Bunlar etkili oldu. Burada etkili değildi, bir şey kaybetmedik diyorlar. 

 Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’in 1 yılda yaptıkaları yorumlayan Umutoğuları; "Yeraltına alınmayı Hasan Karabağ yedi yüz kez söylemiştir. Kentsel dönüşüm diyor. Her mahallede spor salonu demiş. Zaten her mahallede var. Meslek edindirme ve beceri kursları diyor. Sayın Karabağ, göreve geldiği günden beri yapıyor ve satıyorlardı zaten. Cami ve okulların bakım ve temizliğini de belki de Türkiye’de ilk kez Bayraklı yaptı. Bir buçuk yıldır kültür sanat etkinliği göremedik Bayraklı’da. Sürdürülebilir enerji diyor. Herhalde belediye binasında enerji üretiyor. İzmir sinema destek ağı.

SAYIN BAŞKAN HERHALDE KARŞIYAKA BELEDİYE BAŞKANI

Sayın başkan herhalde Karşıyaka belediye başkanı. Cami yapacağız diyor ama nerede yapacak, merkezde öyle bir arazi bence yok. Masal evi diyor. Bu proje büyükşehir belediyesinin projesi. 24 mahallede kreş açacağız diyor. Başarırsa büyük iş. Yapacağı en büyük proje bu olur. Yurt imkanı demiş. Nene hatun kız yurdu var, Hasan Karabağ döneminde yapılmıştı. Dünya çocuk ve gençlik köyü diyor. Bilim ve teknoloji merkezi diyor. Kütüphaneleri kullanıyor. Bu kütüphaneler de eski başkan döneminde kuruldu. Başka da bir şey bulamadım. Bir buçuk yılda maalesef Bayraklı Belediyesi’nin..

HAYALİ PROJELERİ İNSANLARA SATMAKLA OLMUYOR

Marka kent diyor. Zaten Bayraklı bir markaydı o koltuğa oturmadan önce. Önceki dönem çok güzel işler yapıldı, bence ona baksın, devam ettirsin. Bayraklı’nın çok temiz olmasına ihtiyacı var. Bu işler ekip işi. Naçizane önerim bir ekip oluştursun. Hazırladığı vizyon ne. Önümüzdeki dönem ne yapacağını bilmiyor. Hayali projeleri insanlara satmakla olmuyor. Biraz daha iyi ekip kurarsa ..

Nakçı;  “Bence kendine bir ekip oluşturması gerekiyor. Tuncelili başkan yardımcısı diyorsun ama belki de ilk adımı odur. Kendine yakın görmüştür.”

Umutoğuları; Önceki dönemlerde başkanlar başka bir ilçeden deneyimli isimleri getirirdi. Belediyeciliği bilmeyen isimleri getirip belediyeye koyarsan, ya da önceki dönem başkanının kızağa çektiği isimleri getirirsen yanılırsın. Belediyecilikte şöyle bir hikaye var bir belediye personeli, ister memur ister müdür olsun bir başkan yardımcısı 20 yıldır o görevdeyse o adamın heyecanı bitmiş demektir.

“ÇALIŞANLARIN YEMEK VE YOL PARALARI KESİLİYOR”

Aynı adamı alıp sahaya sürüyorsun. Adamın yürüyecek mecali kalmamış. Skoru değiştiremez. Sayın Sandal’ın kriz yönetiminde bu işi organize edecek adamı yok, siyaseten yok. Belediyede organizasyon yapacak adamı yok. Hiçbir personel başkanını sevmiyor düşünün. Bunun bir tek gerekçesi var. Sandal aslında ikili diyalogları iyi olan adam. Ama etrafındaki insanlar yaptığı işlerden kaynaklı, o kadar çok yanlış iş yapmış ki, çalışanlar… Çalışanların yemek ve yol paraları kesiliyor mesela. Niye kesiyorsu? Sosyal demokrat devrimci değil miyd? Çalışandan ne istiyorsun se? Niye kesti? Geçen ay kesilmiş mesela. 2 bin 500 alıyorum, 500 yol parasıydı. Şimdi bu kesildi. Ne yapaca? İdari izinli de olsa kesemezsin sen. Genelgede öyle bir şey yok.

MECLİS ÜYELERİ CİDDİ SIKINTI YAŞIYOR

Ulaş Aydın meselesi hafife alınacak bir şey değil. Sizin getirdiğiniz birisi sizi yarı yolda bırakıyorsa bence kendinizi sorgulamalısınız. Bence bu çok ciddi bir sorun. Özel kalem müdürü canı sıkıldıkça gidiyor istifa ediyor. Böyle belediyecilik, belediye başkanlığı olmaz. Meclis üyeleri ciddi sıkıntı yaşıyor. Kendi getirdiği üyelerle sorun yaşıyor. Herkesle aran bozuk.

BORNOVA BELEDİYE BAŞKANININ YAPTIĞI GİBİ TASARRUF YAPILIR

Sen bu belediyeyi nasıl yöneteceksin y? 80 milyon tasarruf yaptık diyor. Neye göre tasarruf yapıyorsun. Tasarruf öyle yapılmaz. Bornova Belediye başkanının yaptığı gibi yapılır tasarruf. Bir şey kazandırdı. Sen hizmetleri kısarak, yatırımları durdurarak, borç ödeyerek tasarruf yapılmaz. Hükümet de her şeyi durdursun her ay tasarruf yapar. Bir belediyenin görevi hizmet üretmektir. Yatırımları keserek ben tasarruf yapacağım. Kimse kusura bakmasın. Umarım sayın belediye başkanı bizi yanıltır. Ama gördüğüm şu 5 yıl sonra aynı şeyi konuşacağız sanırım.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.