Dolar 34,1623
%0.08
Euro 38,1653
%-0.21
Altın 2.918,510
%-0.51
Bist-100 9.777,00
%-0.53

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Pekdaş: Siyaset çukur üzerinden olmaz

Pekdaş: Siyaset çukur üzerinden olmaz

Gün Ortası’nda programında Gazeteciler Mithat Umutoğulları ve Adem Nakçı’nın konuğu olan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, yerel seçime az bir süre kala AK Partili Belediye başkanlarının büyükşehir tarafından yapılan yol çalışmalarını eleştirip, çukurların kapatılmadığı yönündeki eleştirilerine yanıt verdi. Çukur siyaseti yapılmasına tepki gösteren Başkan Pekdaş,  “Siyaset çukur üzerinden olmaz. Siyaset şehirciliğe bakış,dünyaya ve insana bakış, insana saygı, kenti korumak, zenginleştirmek, çoğaltmak, kent kimliğinin önde olmasını sağlamak üzerinden olur. Hepsi seçime yönelik hamleler” değerlendirmesini yaptı.

  • Ege Postası
  • 30.03.2018 - 10:18

HAZIRLAYAN: HALİDE POLATLI/HABER MERKEZİ-İzmir’de birçok batı ülkesinde bile olmayan yağmur kanalı çalışmalarından başlayan çok önemli altyapı hizmetleri yapıldığını, eskiyen su borularının yenilendiğini dile getiren Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, “Bu kadar önemli altyapı yatırımları yapılıyor. Kanalizasyon bile değil. Su boruları yenileniyor. Bu şehir 150 yıldır belediyesi olan bir şehir. Elbet bu borular eskiyecek, teknolojisi eskiyecek, elbet yenilenecek. O nüfusa göre yeni teknolojiler yapılıyor. Kazdığı zaman oturup çöküyor mu, hatası var mı diye biraz bekleniyor. Velev ki hemen kapatılması gerekendir, sen kapat onu. Mevzu olacak konu değil. Ama bizde işin o noktası değil. Bunlar üzerinden siyaset yapma anlayışı gelişiyor” dedi.

CHİCAGO’YA İZMİR’DEKİ YAĞMUR KANALI MODELİ YENİ DÖŞENİYOR

Altyapı hizmetleri nedeniyle açılan çukurların üzerinin kapatılmadığı eleştirileri yapan AK Partili belediye başkanlarının da haksızlık yaptığını kaydeden Sema Pekdaş, İzmir’de yapılan yağmur kanallarının Chicago’da bile yeni yapıldığını söyledi:

“Biz hepimiz kamu hizmeti yapıyoruz. Belediye başkanları olarak, ufak kıldı, yündü uğraşmamak lazım. Çukur mu var, yapılamıyorsa sen yap. Çukurun örtülmesi olmuyor bazen. Bazen açık kalması gerekiyor. Borular döşeniyor. İzmir deniz kenarında yağmur alan bir şehir, nüfusu katlanıyor. Yabancı bir kanalda Chicago şehrinin kuruluş ve yenilenme aşamalarını seyrettim. Yağmurdan dolayı nehir kabarıyor, sular basıyor şehri. O şehrin yağmur kanallarına ilişkin bir model deniyorlar. Şimdi de bizim İzmir’de olan yağmur kanallarını yeni döşemeye başlıyorlar, kent bir sürü sıkıntı çekiyorlar. Bizim yaptığımızı onlar daha yeni yapıyor orada. Şehrin iklimini, topografyasını bilmek lazım. Yağmur kanalından bir çok insan haberdar değil. Gültepe’de döşendi. Ne yağmurlar yaşandı, taşma olmadı.”

EVET BAZEN AZİZ BEY’E HAKSIZLIK YAPILIYOR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun zaman zaman haksızca eleştirildiğini kaydeden Başkan Sema Pekdaş, “Bazen evet. Haksızlık yapıyor. Aziz Başkan eleştirsinler, konuşsunlar der. İzmir demokrasinin unutulmaması için çok gayret sarf ediyor. Başka yerlerde konuşamayan insanlar bu şehirde rahat konuşuyorlar. Konuşsunlar. Eleştirmeyi de bilsinler. Haksızlık da yapsalar konuşsunlar. Unutulmaması da değerli” değerlendirmesini yaptı.

İTTİFAK TABANDA GELİŞİRSE SONUÇ ALIR, MASA BAŞI İTTİFAKLARI UYGULANAMAZ

Yerel seçimlere bir yıl kala yapılan anketlerde İzmir’de ve Konak’ta partilerinin ardından AK Parti, İYİ Parti, HDP ve MHP’nin geldiğini dile getiren Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, “Konak ilçesinde CHP birinci, AKP ikinci, HDP, İYİ parti, MHP var. CHP’ye oy veren hemşehrilerimizin tamamı parlamenter demokrasiyi, laikliği önceliyor. Güvendiğim sağduyu işte bu sağduyu. Maceracı yaklaşımlara karşı teminatımız bu halktır. Köşe yazıları kamuoyu oluşturmaya yöneliktir. Kamuoyunun Türkiye’deki Cumhuriyet için oluşturulması gerektiğine inananlardanım. Tabanda ittifak gelişirse sonuç alır. Masa başı ittifakları tabana yansımıyorsa uygulanmaz. O yüzden bizim sizlerin, hepimizin işi bu ülkede parlamenter demokrasi, özgür ve bağımsız medya, bağımsız yargı için ittifak kurmak zorundayız. Ben demeyeceğimiz bir süreçteyiz. Halkın sağduyusuna güveniyorum. Yerel seçimlerde de bu amaçla oy kullanacaklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

HALK VE TABAN PARTİLERİ DEMOKRASİ İÇİN ZORLAYACAKTIR DİYE İNANIYORUM

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kamuoyu araştırmalarında İzmir’de yüzde 22’lere varan oyları çıkması nedeniyle kentte CHP’nin yerel seçimleri kaybedip AK Parti’nin kazanabileceği ihtimalinin doğduğu ve buna izin vermeyeceği şeklindeki sorumuzu da yanıtlayan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, halkın, seçmenlerin partileri Türkiye’nin demokrasi ve ittifak için zorlayacağına inandığını dile getirdi:

“O süreç geldiğinde değerlendirilecek işlerdir. O haberi okudum. Kamuoyu araştırma anketini okumadım. Geldiğimiz süreçte Türkiye’nin parlamenter demokrasiye dönme veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tek adam modelinin yerleşmesinin mümkün olabileceği sistemin olacağını düşünüyorum. Ya tek adam rejimi yerleşecek ya parlamenter sisteme dönülecek. Siyasilerin birtakım siyasi hırslar nedeniyle göremediği tabloyu insanların daha rahat görebildiğini düşünüyorum. Bu gidişin önlenmesi için makulde buluşmak gibi bir çabanın içinde olunması gerektiğini ifade ediyorlar. Hem İzmir’de hem Türkiye’de halk, taban demokrasi için partileri zorlayacaktır diye inanıyorum. Hem İzmir’de hem genel olarak Türkiye’de partiler de bu çıkışı bulmak zorundalar. Kişisel olarak kendimiz için değil ülkenin parlamenter sistemi için hukukun üstünlüğüne dayana Cumhuriyet için var olma mücadele etme dönemimiz var. Ben demek yerine Türkiye, parlamenter demokrasi dememiz gereken bir süreç.”

FAKÜLTENİN YANINDAKİ ALANIN  OTOPARK İÇİN AYRILDIĞI BİLGİSİ GELDİ, BAKACAĞIZ

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Alsancak Stadı’na ruhsat vermedikleri şeklinde yaratılmaya çalışılan algının da doğru olmadığını, projenin yönetmeliklere aykırı olması nedeniyle değerlendirilemediğini belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ruhsat vermesi durumunda ruhsat iptal davası açmayacağı sözünü tekrarladı ve yeni bir bilgiyi paylaştı:

“Stada yönetmelik gereği veremiyoruz zaten. Hukuken doğru olmaz. Onu imzalayan bizim imar müdürümüz, yargılanırlar. Yönetmeliğe aykırı bir proje geldi. Göztepe’yi verdik, yönetmeliğe uygundu. Bunu değerlendirmeye alamıyoruz, reddetmedik Alsancak Stadı’nın durumunu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı değerlendirecek. Aziz Başkan da ben de söyledim. Ruhsat verirse, ruhsat iptal davası da açmayacağım. O proje değerlendirilebilecek bir proje değil, yönetmelik gereklerini taşımıyor. Yanındaki otopark, güzel sanatlar fakültesi yerinin otopark için ayrılacağı bilgisi geldi. Bakacağız.”

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Mithat Umutoğulları:  Enerjik geldiniz. Müthiş bir enerjiniz var.

Sema Pekdaş: Toplum gergin. Yaşam o kadar zorlu geçiyor ki. Her tarafta kutuplaşma, iş yok, insanlar mutsuz, sıkıntı var, gelecek hayali kuramıyorlar. Bütün bunlar insanların normal davranışlarına yansıyor. Eskiden okuyan öğrencilerin hayali vardı. O kadar çok kurumu vardı ki Türkiye’nin. Okuyanlar hayal kurabiliyordu. Şimdi maalesef hayal kurma özgürlükleri elinden alındı. Bunun getirdiği umutsuzluk davranışlara da yansıyor. Şimdi ise maalesef kaynakları hazırdan yiyen, satan, yardımla geçinen, sosyal yardımın peşinde koşan bir millet haline geldik. İnsanın işinin olması, o işte çalışarak onuruyla para kazanması, emeğinin karşılığı ücreti alması kadar değerli bir şey yok. Böyle olursa yurttaş olur, kararını kendi verir, biat vermez, kul olmaz. Ama kendi ayakları üzerinde duran birey istenmiyor. Gel deyince gelen özgür iradesiyle karar veren yurttaş kötü yurttaş. Bu istenmediği için fabrikalar kapatılıyor, özelleştirmeler yapılıyor. Şehirler talan ediliyor. Varlık fonu kuruluyor. İnsanlara sirayet ediyor bu sorun.

Mithat Umutoğulları: 4 yıl geçti, Sema Pektaş neler yapt? Yapamadım dediğiniz neler var'

Sema Pekdaş: başımı huzur içinde yastığa koyuyorum. Yetiştiremediklerim var. Çok çalışıyorum ama yetiştirememenin de hukuki, bürokratik nedenleri de var. Biz burada kamu parasını harcıyoruz. Kamu parasının hesabını vermek zorundayız biz. Bu nedenle de zaten bütçenin tanzimi, hazırlanması sıkı kurallara tabi. Hadi buraya park yapın, buraya da şunu yapalım mantığıyla belediyecilik de kamu yöneticiliği de yapılmaz. Benim tek başıma tasarrufumla karara bağlanamayacak kadar önemli. Temsili demokrasi de yetmiyor, katılımcı demokrasi gerekiyor. Tek adam diktatörlüklerine heves ediliyorsa da yerelde demokrasinin en olduğunu göstermek zorundayız. Yatırım yapıldığında hemşehrilerimizi de dahil ediyoruz, ne istiyorsunuz diyoruz. Gültepe Ekmek Fabrikası’nın yerini tahsis aldığımızda ne istiyorsunuz dedik. Halı saha istediler. Onların istediği gibi projelendirdik. Plan değişikliği ihale süreçleri zaman alan süreçler. Bir taraftan da ödeneğini ayırmak zorundasınız. Bizim bu dönem hep altyapıya yönelik, hazırlığa yönelik işlerimiz oldu. Kamulaştırma yaptık 30 trilyonun üzerinde. 10 trilyonun üzerinde taşıt aldım. Kamucu belediye başkanı diyorum kendime. Kamulaştırmalar yapmak, kamusal mekanları çoğaltmak zorundasınız. Bütün bu yatırımların altını doldurduk. 22 merkezimizi, spor-kültür-semt merkezimizi 46’ya çıkardım. Bunları da daha da çoğaltmak arzusundayım. O merkezlerin hepsi dolup taşıyor. İnsan insana iyi geliyor. İnsanların bir arada olabileceği mekanların varlığı ülkenin bu mutsuz ortamında iyi geliyor. Hemşehrilerimizi mutlu yapmak gibi görevimiz de var. İş buluyorlar, kurs alıyorlar, çocukların sanatla, sporla buluşmalarını sağlıyoruz. Hemşehrilerimizi iş sahibi yapacak, sosyalleşmelerini sağlamak durumundayız. Bunlar da kamu yatırımlarıyla oluyor.

Belediye hizmet binasını yapmak ilk hedeflerimden birisiydi. Yerini çok tartıştık. Konak İzmir’in merkezinde yer alan, tarihsel mekanları içinde barındıran bir yer. 3 binin üzerinde tescilli yapımız var bizim. Kentin kimliğini kültürünü ortaya çıkarmak. Kent tarihi gezileri yaparak, kentin girilmeyen, şehir efsanesi olan bölgelerine girilmesini sağlamak istedik. O ruhu isteyen, kentin parçası olan insanlar kenti korumayı da geliştirmeyi de öğrenecekler. İnsanlar şehirde yaşayan insanlar mı olmalı sadece. İşin felsefi tarafı da var. Kenti sadece bir marka kent, pazarlanacak bir ürün olarak değerlendirmeyi kente yapılmış ihanet olarak değerlendiriyorum. Yeni kent merkezi de bizde. Hizmet binasını yaparken de buna uygun bir yer seçmeliyiz dedik. Elimizde olan yeni şehir Pazar yerinin olduğu yer. Onun önündeki benzinliğin olduğu bölge. Gelişmesini beklediğimiz bölge de o bölge. Biz oraya hizmet binasını yapalım dedik. Planda o alan belediye hizmet alanı olarak gözükmüyordu. Plan değişikliğine davalar açıldı, kesinleşti. Benzinliğin tahliyesi davası açtık. Tahliyeyi kazandık ama Yargıtay’da süreç uzadı. O bölgenin gelişmesi için orada bir kamu yatırımının olması gerektiğini düşünüyorum. Yanında hemen Kemer istasyonu var, metro istasyonu var. Tüm otobüslerin geçtiği yer. Onu başlatamadım. Onda bir sıkıntı var. Daha kamulaştıramadığım birkaç bölge var. TOKİ’nin Yağhaneler’deki yerini aldık. Orayı aslında biz sosyal vadi istiyoruz. Spor-Pazar-sosyal donatı alanı olmasını istiyoruz oranın. Eski jandarmanın olduğu yer. Kamusal alana ihtiyacımız var. 17-18 trilyon sadece oraya kamulaştırma parası ödeyeceğim. Ödeyeceklerim de var. Gültepe ıslah planlarıyla yönetilen bir yerdi. 1985’ten bu yana ıslah planları revize edilerek geldi. Oysa imar planlamasının yapılması gerekiyordu. 13 mahalle ölçeğinde imar planı hazırladık. Meclisimizde bekliyor. İmar affından kaynaklanan tapu sorunları vardı Kadifekale, Tepecik, Gürçeşme, Gültepe’de. Yoğun bir çalışma yaptık. Mecliste dönem dönem aldığımız kararlarla bu satışları yaptık. Çok fazla sayıdaki hemşehrimizin mülkiyet sorununu çözdük. Parklarımızı yeniliyoruz. Temizliğin iyi yapılması için 24 saat çalışan temizlik ordusu kurduk. Eski kent merkezinde eski evlerin yıkılmasıyla oluşan apartmanlar ve dar sokaklar yapısal bir sorun.

Bu kadar tarihsel kimliği olan bir kentte trafik problemi ve otopark problemi sorunu ortaya çıkıyor. Bunlar da aşılması gereken sorunlar. Bunları aşama aşama nasıl çözeceğimiz bilinci de oluşuyor. Kamusal bilincin de yükselmesini de gerektiriyor. Sadece maddi anlamda park, yol yaptım değil. 24 km alanla bütün çevresi diğer ilçelerle çevrili, arsa üretme imkanı olmayan, önü deniz olan, her tarafı sınırlanmış olan ilçede yapmamız gereken kent kimliğini korumak. Yıpranma ve eskimenin çok fazla olması nedeniyle sürekli yenileme faaliyeti yapmak zorunda olduğumuz bir ilçede yaşıyoruz. İzmirlilik ruhunun bilincinin de önemli olduğunu bu anlamda, nitelikli kültür ve sanat çalışmalarıyla bunu yükseltme görevimiz var. Bütün bunları yapıyoruz.

Adem Nakçı: Yaşayan nüfus 450 bin. Bu kadar sıkıntı arasında iş üretip de bu kadar eleştirilmek'

Sema Pekdaş: Bir milyon küsur yaşayan nüfus sayısı. Seçmenimiz olmayan nüfusa da hizmet veriyoruz. Gündemde iseniz çok konuşulursunuz. Demek ki iş yapıyorsunuz. Demek ki burada hareket var. Meyve veren ağaç taşlanır. Konuşmak ve eleştirmek iyi bir şeydir. Yeter ki içinde hainlik ve kötü niyet olmasın. Kimse karnından da arkadan da konuşmasın. Eleştirsin, bize ayna tutsun. 2 binin üzerinde personeli olan bir belediyeyi yönetiyorum. 365 bin nüfus var ama 1 milyon 300 binin altına düşmüyor. Eleştiri mekanizması doğru bir şeydir. Eksik yaptığımızı, yanlış yaptığımızı, vatandaşın farklı talebi olan konuları medya da bize göstersin ki kendimizi düzeltelim. Ya da yanlış anlaşılma varsa düzeltelim. İletişim çağındayız. Her eve her dükkana konuk olmak mümkün olamadığına göre, sizler aracılığıyla, o kadar değerli ki medya, sizler aracılığıyla evlere, ofislere, dükkanlara girelim. Siz bize yanlış yapıyorsunuz diyin, doğrusunu anlatalım.  

Mithat Umutoğulları: Havuz medyasının hedefindesiniz. Aziz Bey 3. dönem büyükşehir belediye başkanı ama en çok eleştirilen isimlerden biri. Seçimlerde de en fazla teveccüh gösterilen isim de Aziz Bey.'

Sema Pekdaş: Duruş gösteriyoruz, omurgalıyız demektir. Suya sabuna dokunmayan silik bir insan olmadım hayatımda. Hep görüşlerimi açıkladım. Politikacı kin tutmaz, böyle bir hakkı yoktur. Belediye başkanlarının kamu görevi olarak yaptıkları bu iş onun siyasi kimliğiyle yaptığı bir iş. Vatandaşlara eşit davranacak. Herkesin siyasi görüşüne saygı duyacak ama kendi siyasi kimliğini de gizlemeyecek. Burası hizmet makamı. Bu görevleri yerine getirirken herkese eşit hizmet vermeliyiz. Kötü niyetli ise kötü niyetiyle baş başa kalsın. Banane. Bu kentte yapılacak o kadar iş var ki. Ne diye kötü niyetli insanla vakit harcayayım. Gençlerden mesela o kadar çok şey öğrendim ki. Polemiğe girmiyorum ama iyi polemik yaparım. Avukatlık yaptım. Ama benim siyaseten görevim lüzumsuz insan ve işlere vakit ayırmamak. Çünkü ülkenin sağduyuya ihtiyacı var.

Mithat Umutoğulları: Çukur siyaseti var. AK Partili belediyeler birçok yerde büyükşehir belediyesini eleştiriyor. Kazı yapıp üstünü kapatmadığını söylüyor. Aziz bey de kendileri kazıyorlar dedi. AK Partinin sürekli il yöneticisinden vekiline kadar sürekli üzerinde siyaset yaptığı büyükşehir belediye başkanınız. Parti içinde de eleştiriliyor sürekli Aziz Bey. Aziz Bey’e haksızlık ediliyor mu sizce'

Sema Pekdaş: Bazen evet. Haksızlık yapıyor. Aziz Başkan eleştirsinler konuşsunlar der. İzmir demokrasinin unutulmaması için çok gayret sarf ediyor. Başka yerlerde konuşamayan insanlar bu şehirde rahat konuşuyorlar. Konuşsunlar. Eleştirmeyi de bilsinler. Haksızlık da yapsalar konuşsunlar. Unutulmaması da değerli. Biz hepimiz kamu hizmeti yapıyoruz. Belediye başkanları olarak, ufak kıldı, yündü uğraşmamak lazım. Çukur mu var, yapılamıyorsa sen yap. Çukurun örtülmesi olmuyor bazen. Bazen açık kalması gerekiyor. Borular döşeniyor. İzmir deniz kenarında yağmur alan bir şehir, nüfusu katlanıyor. Yabancı bir kanalda Chicago şehrinin kuruluş ve yenilenme aşamalarını seyrettim. Yağmurdan dolayı nehir kabarıyor, sular basıyor şehri. O şehrin yağmur kanallarına ilişkin bir model deniyorlar. Şimdi de bizim İzmir’de olan yağmur kanallarını yeni döşemeye başlıyorlar, kent bir sürü sıkıntı çekiyorlar. Bizim yaptığımızı onlar daha yeni yapıyor orada. Şehrin iklimini, topografyasını bilmek lazım. Yağmur kanalından bir çok insan haberdar değil. Gültepe’de döşendi. Ne yağmurlar yaşandı, taşma olmadı. Bu kadar önemli altyapı yatırımları yapılıyor. Kanalizasyon bile değil. Su boruları yenileniyor. Bu şehir 150 yıldır belediyesi olan bir şehir. Elbet bu borular eskiyecek, teknolojisi eskiyecek, elbet yenilecek. O nüfusa göre yeni teknolojiler yapılıyor. Kazdığı zaman oturup çöküyor mu, hatası var mı diye biraz bekleniyor. Velev ki hemen kapatılması gerekendir, sen kapat onu. Mevzu olacak konu değil. Ama bizde işin o noktası değil. Bunlar üzerinden siyaset yapma anlayışı gelişiyor. Büyükşehirde 20 bin insan var. İşini eksik yapan da var. Bunları uyum içinde düzeltmek zorundayız. Evimizde tadilat oluyor, burnumuzdan soluyoruz. Evde yaşayan kaç kişiyiz, üç beş kişi. Kent merkezinde 3-4 milyon insan akıyor. Siyaset çukur üzerinden olmaz. Siyaset şehirciliğe bakış,dünyaya ve insana bakış, insana saygı, kenti korumak, zenginleştirmek, çoğaltmak, kent kimliğinin önde olmasını sağlamak üzerinden olur. Türkiye o kadar çok seçimle haşır neşir oldu ki. Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi. Arkasından kurultay yaşadık. 2015 seçimi yaşadık sonra. O yıllar hep kayıp. Seçim yılarlı ülke ve kentler için kayıp yıllardır. Herkes seçimi düşünür. 15 Temmuz darbe girişimi, khk’lar dönemi başladı. İstifa ettirilen, alınan belediye başkanları oldu. 2017 referandumu oldu. Hep seçimi düşünüyor insanlar. Hepsi seçime yönelik hamlelerdir. Bir kent bu kadar seçimi kaldıramaz, bir ülkede. İnsanların ruh sağlığı da bozulur.

Adem Nakçı: Aziz Bey, eleştirilirken vekillerin, il ve ilçe başkanlarının suskun kalmasını nasıl değerlendiriyorsunu? Kayyum atanması konuşulan dört beş belediyeden birisiniz aynı zamanda'

Mithat Umutoğulları: Belediye başkanları çok savunmasız görünüyor. Seçim hesaplaşması kendi örgütünüz içinde de oluyor.

Sema Pekdaş: Demokrasiden kaçış var. Atamayla yönetme anlayışı var. Çok sayıda Sayıştay dönemi geçirdim. Herkesin kafasında yarışmak ve bir yere aday olmak olunca. Bizim çevrelerimizden çıkmış bir laf olduğunu düşünüyorum.

Mithat Umutoğulları: Temel Yıldırım görevinden alındı. İl yönetimine gireceği düşünülüyor. Onun size yönelik muhalefeti karşılık bulmadı sanırım. AK Parti bile onların muhalefetinden mutlu değil anlaşılan'

Sema Pekdaş: Bir başka partinin işine karışmam. Onların takdiridir. Siyasal partiler değerli. Keşke özgürce kendi yapılarını oluştursalar. Dileğim de o. İnsanlar hangi görüşe inanıyorlarsa, kendilerini hangi ideolojiye yakın buluyorlarsa, özgürce ve demokratik yollardan siyaset yapmalılar. Bizlerin burnunu sokmak hakkı yok başka partilere.

Adem Nakçı: Sait Baştaş geldi Temel Yıldırım’ın yerine. Temel Yıldırım muhalefet etmek için muhalefet yaptı. Sait ile de mecliste tartışıyorsunuz.

Sema Pekdaş: Sait Beyi telefonla aradım, tebrik ettim kendisini. O da kent için nezaketle elimizden geleni yapacağız dedi. Ben onun sözüne inanıyorum.

Mithat Umutoğulları: İYİ Parti’nin Konak’taki etkisi ne olur'

Sema Pekdaş: o süreç geldiğinde değerlendirilecek işlerdir. O haberi okudum. Kamuoyu araştırma anketini okumadım. Geldiğimiz süreçte Türkiye’nin parlamenter demokrasiye dönme veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tek adam modelinin yerleşmesinin mümkün olabileceği sistemin olacağını düşünüyorum. Ya tek adam rejimi yerleşecek ya parlamenter sisteme dönülecek. Siyasilerin birtakım siyasi hırslar nedeniyle göremediği tabloyu insanların daha rahat görebildiğini düşünüyorum. Bu gidişin önlenmesi için makulde buluşmak gibi bir çabanın içinde olunması gerektiğini ifade ediyorlar. Hem İzmir’de hem Türkiye’de halk, taban demokrasi için partileri zorlayacaktır diye inanıyorum. Hem İzmir’de hem genel olarak Türkiye’de partiler de bu çıkışı bulmak zorundalar. Kişisel olarak kendimiz için değil ülkenin parlamenter sistemi için hukukun üstünlüğüne dayana Cumhuriyet için var olma mücadele etme dönemimiz var. Ben demek yerine Türkiye, parlamenter demokrasi dememiz gereken bir süreç.

Adem Nakçı: CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, şu partiyle bu partiyle ittifak açıklamaları yapıyor'

Sema Pekdaş: Siyasette kin olmaz demiştim. Doğrultu tutarlılığı önemlidir siyasette. Tutarlılık da ne için tutarlılık, Cumhuriyet için tutarlılık. Bunda kimsenin bu olmaz, o olmaz deme lüksü yoktur. Gerekirse ben olmayayım deme zorunluluğu vardır.

Konak ilçesinde CHP birinci, AKP ikinci, HDP, İYİ parti, MHP var. CHP’ye oy veren hemşehrilerimizin tamamı parlamenter demokrasiyi, laikliği önceliyor. Güvendiğim sağduyu işte bu sağduyu. Maceracı yaklaşımlara karşı teminatımız bu halktır. Köşe yazıları kamuoyu oluşturmaya yöneliktir. Kamuoyunun Türkiye’deki Cumhuriyet için oluşturulması gerektiğine inananlardanım. Tabanda ittifak gelişirse sonuç alır. Masa başı ittifakları tabana yansımıyorsa uygulanmaz. O yüzden bizim sizlerin, hepimizin işi bu ülkede parlamenter demokrasi, özgür ve bağımsız medya, bağımsız yargı için ittifak kurmak zorundayız. Ben demeyeceğimiz bir süreçteyiz. Halkın sağduyusuna güveniyorum. Yerel seçimlerde de bu amaçla oy kullanacaklarını düşünüyorum.

Stada yönetmelik gereği veremiyoruz zaten. Hukuken doğru olmaz. Onu imzalayan bizim imar müdürümüz, yargılanırlar. Yönetmeliğe aykırı bir proje geldi. Göztepe’yi verdik, yönetmeliğe uygundu. Bunu değerlendirmeye alamıyoruz, reddetmedik Alsancak Stadı’nın durumunu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı değerlendirecek. Aziz Başkan da ben de söyledim. Ruhsat verirse, ruhsat iptal davası da açmayacağım. O proje değerlendirilebilecek bir proje değil, yönetmelik gereklerini taşımıyor. Yanındaki otopark, güzel sanatlar fakültesi yerinin otopark için ayrılacağı bilgisi geldi. Bakacağız.

Mithat Umutoğulları: Tramvay başladı. Arada kazalar oluyor. Tepkiler nasıl tramvaya'

Sema Pekdaş: Tramvay kazası değildi son kaza.  Araba kırmızı ışıkta geçmiş, başka araç geçse ona da çarpacak. Tramvay gerçekten yaşamı kolaylaştıran modern bir ulaşım aracı. Çevre için de temiz. Karbon tarafı da var işin. Bütün dünyada karbon borsaları kuruldu. Kent merkezlerinde karbon salınımını arttırmak gerekiyor deniyor artık dünyada. Kanser vakaları artıyor. Toplu ulaşımla, lastik ve teker izini, karbon salınımını azaltarak. Bir kişinin olduğu özel araçlarla kent merkezine gelmeyeceğiz. Çağdaş yaşamın gereği bu. Sıkıntıları aşmanın tek yolu araç trafiğini azaltmaktır. İnsanlar gördükçe, bindikçe ne kadar normal ve iyi bir şey olduğunu anlarlar. Kadın yönetmenlerimiz geldi geçen gün. 15 tane. Sinemacı bakışıyla dediler ki Mustafa Kemal Salih Bulvarı’ndan tramvayın geçişinin sinemadaki değeri o kadar değerli ki dediler.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.