Sağlık-Sen iptal için dava açıyor
SAĞLIK ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanı Op. Dr. Recep Atçı, sağlıkta dönüşümün son adımı olarak nitelendirilen "Kamu Hastaneler Birliği" sisteminde, profesyonel yöneticiliğe amatör bir başlangıç yapıldığını söyledi.
- Ege Postası
- 23.11.2012 - 12:48
Atçı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, sağlıkta dönüşümün son adımı olan Kamu Hastaneler Birliği'nde, sözleşmeli personele ek ödeme yapılmasına dair yönergenin 20 Kasım 2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, bu yönergeye bakarak, "Sağlıkta profesyonel yönetim" sloganıyla çıkılan yolda gelinen noktanın sağlıkta profesyonel ayrım, profesyonel hüsran olduğunun görüleceğini belirtti.
Yönerge incelendiğinde aynı işi yapan personel arasında ayrıma gidilerek bazı personelin öz evlat, bazı personelin ise üvey evlat olarak konumlandırıldığını ifade eden Op. Dr. Atçı, "Bu yönerge ile eşit işe eşit ücret anlayışı terk edilip, eşit unvana eşit ücret anlayışıyla Orta Çağ'da kalmış sınıf ayrımı yeniden gündeme getirilmiştir" dedi.
Atçı, konuya ilişkin şu örnekleri verdi:
"Profesör veya doçent unvanlı bir genel sekreter şayet hekim olursa 10 bin 812 TL ek ödeme alırken, hekim olmayan profesör ya da doçent 3 bin 89 TL ek ödeme alacaktır. Genel sekreterlik makamı teşhis ya da tedavi makamı değil, evrensel ve global anlamda profesyonelce icra edilmesi gereken yönetim birimi ve makamıdır. Dünyanın en iyi üniversitelerinde, sağlık tesisleri yönetimi, hastane yönetimi üzerine çalışmalar yaparak doçent ya da profesör olan bir kişi, bilgilerini ve tecrübelerini en iyi uygulayabileceği makama, genel sekreterliğe geliyor, genel sekreter oluyor, aldığı ek ödeme, tüm teknik donanımına rağmen, aynı işi yapan eşdeğer unvanlı bir hekimin aldığı ek ödemenin üçte biri bile değil. Diğer tüm sözleşmeli yöneticiler için de geçerli olan bu çarpık yaklaşım, kabul edilebilir hiçbir değer yargısı ve anlayış ile açıklanamaz."
Aynı görev ve sorumluluğa getirilen kişilerin, eşit ek ödeme alamamasına sendika olarak tepki gösterdiklerini dile getiren Atçı, "Yönetimde profesyonellik isteniyorsa meslek kökeni ne olursa olsun, özellikle genel sekreterlik, başkanlıklar ve hastane yöneticiliği makamları, işi en iyi yapacak olana, ehline teslim edilmeli, görev verilen yöneticilere de hakkı hiçbir ayrıma gidilmeden teslim edilmelidir" dedi.
YÖNERGENİN 8'İNCİ MADDESİNİN İPTALİ İÇİN DAVA
Sağlık Bakanlığı'nın her platformda, sağlık hizmetlerinin yeni dönemde sürdürülebilir bir finansal yönetim, hasta ve çalışan memnuniyeti üzerine inşa edileceğini bildirdiğini dile getiren Atçı, "Ancak ilgili yönergenin 8'inci maddesinde finansal yönetimin ve hasta memnuniyetinin takibini yapacak olan müdürlerin katsayılarına bakıldığında ve ek ödemeleri hesaplandığında ciddi kayıplarının olduğu görülmektedir. Müdürlerin iş yüklerinin arttırılmasına karşın ek ödemelerinde yapılan eksiltme sonucu, müdür kadrolarında oluşturulan hüsran ve aldatılmışlık duygusuyla başarının sağlanamayacağı bir gerçektir. 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede eşit işe eşit ücret uygulamasının olmamasını eleştiriyorken, oradaki adaletsizliğe dikkat çekerken, şimdi Maliye Bakanlığı gerekçe gösterilerek ek ödeme katsayılarının daha da düşürülerek bu adaletsizliğin daha da derinleştirilmesini Sağlık-Sen olarak uygun bulmadığımızın bilinmesini isteriz."
Mali disiplinin hiçbir zaman emeğe karşı ücret adaletsizliğinin bir gerekçesi olamayacağını ifade eden Atçı, hakkaniyet ve yönetim değerlerini çiğneyen bu yönergenin değiştirilmesi için Sağlık-Sen Genel Merkezi'nin Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı nezdinde girişimlerinin devam ettiğini, yönergenin 8'inci Maddesinin iptali için de dava açılacağını sözlerine ekledi. (dha)
Yorum Yazın