Şakran Çocuk ve Gençlik Cezaevi'nde işkence iddialarına yalanlama
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Aliağa ilçesindeki Şakran Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde işkence iddialarına cevap verdi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tarafından ortaya atılan iddiaların tamamen...
- Ege Postası
- 28.05.2013 - 15:14
ÇHD İzmir Şubesi'nin, Şakran Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde kalan mahkumlara işkence yapıldığı iddiaları yalanlandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada hortumla dövülme, tecrit ve tedavi haklarının engellenmesi gibi şikayetlerin asılsız olduğunu belirtildi. Söz konusu haberlerde adı geçen çocuklardan İ.A. ve S.B.'nin, Mersin'den 1 Ocak 2013 tarihinde İzmir'e sevk edildiği, yağma suçundan toplam 15 yıl 18 ay 60 gün hükümlü oldukları açıklandı.
'CEZAEVİ 283 KAMERAYLA İZLENİYOR'
Çocukların hortumla dövüldüğü iddiası ile ilgili incelemede, adı geçenlerin bugüne kadar cezaevi idaresine bu yönde herhangi bir müracaatı olmadığı, 283 kamera ile gözetlenen kurumda herhangi bir çocuğun belirtildiği şekilde şiddete maruz kalmasının mümkün olmadığı, bu türden bir davranış tespit edilmesi halinde derhal kanuni gereğinin yerine getirildiği vurgulandı. Başsavcılık, ÇHD tarafından açıklanan tecrit odası iddialarını da yalanladı. Tutuklu çocuklardan İ.A.'nın toplam 20, S.B'nin ise 11 kez çoğunluğu disiplinsiz hareketleri sebebiyle müşahadeye alındığı kaydedilerek, kısa süre tutulduktan sonra ünitelere verildikleri, disiplinsiz davranışlarından dolayı tutuklu İ.A.'nın 28, hükümlü S.B.'nin ise 10 kez disiplin cezası aldığı vurgulandı. Hekime erişim ve tedavi haklarının engellendiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığı vurgulandı. Hükümlü S.B.'nin altı kez dış hastane olmak üzere toplam 25, tutuklu İ.A.'nın ise dört kez dış hastane olmak üzere toplam 17 kez muayene edildiği, İ.A.'nın göz hastalığı sebebiyle Aliağa Devlet Hastanesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hastanesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Polikliniği'ne sevk edilerek tedavi sürecinin halen devam ettiği vurgulandı. Başvuru ve şikayet hakkının engellendiği iddiasının da gerçekdışı ve soyut ifadeler içerdiği belirtilerek, tutukluların bütün dilekçelerinin bir deftere kaydedildiği, adı geçenlerin bugüne kadar herhangi bir şikayette bulunmadığı, ayrıca bütün ünitelerde birer şikayet kutusu yer aldığı, onlardan da herhangi bir şikayet çıkmadığı kaydedildi. Söz konusu haberlerde S.B. isimli mahkumun, cezaevinde yaşadığı işkenceler sebebiyle yaklaşık bir ay önce çamaşır deterjanı içerek intihara teşebbüs ettiği, Aliağa Devlet Hastanesi'nde dört gün kaldıktan sonra tekrar cezaevine getirildiği iddiasının yer aldığı hatırlatılarak, "Yapılan incelemede, adı geçen tutuklunun 29 Nisan 2013 günü saat 16.45 sularında deterjan içtiğinin tespit edilmesi üzerine acilen Aliağa Devlet Hastanesi'ne, oradan da İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'ne sevk edildiği, burada gerekli tedavisi tamamlandıktan sonra 2 Mayıs 2013 tarihinde tekrar kuruma geldiği belirlenmiştir." denildi. S.B.'nin ise ifadesinde, psikolojisinin bozulması sebebiyle canının sıkıldığını, bu yüzden kantinden aldığı deterjanı suyla karıştırıp içtiği ve yaptığından dolayı utandığını söylediği, Psiko-Sosyal Servis'e yönlendirildiği vurgulandı. Fıtık hastası olan S.B.'nin, ameliyat olması gerekirken götürüldüğü Aliağa Devlet Hastanesi'nde ilgili doktor bulunmadığı için geri getirildiği, hastane çıkışında jandarma tarafından önce kolunun kıvrıldığı, ardından da dövüldüğü, sorumlular hakkında kanuni işlem yapılmadığı iddialarına da cevap verildi. S.B.'nin aile hekimliği tarafından 15 Nisan 2013 tarihinde Aliağa Devlet Hastanesi Üroloji Polikliniği'ne sevk edildiği, 17 Mayıs 2013 tarihinde hastaneye götürülerek tedavisinin yapıldığı, ameliyat günü verildiği, 21 Mayıs tarihinde ameliyat amacıyla hastaneye götürüldüğü ancak doktorun ertelediği, 28 Mayıs tarihinde yeniden hastaneye götürüldüğü ve hastalığın fıtık değil, sol testiste varikosel olduğu açıklandı. Hükümlü S.B.'ye, hastane sevkinden sonra askerin kolunu büktüğü iddiası üzerine genel adli muayene raporu aldırıldığı ve işlem başlatıldığı, evrakın tamamlanmasının ardından Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.
'170 ÇOCUK HER GÜN 300 FAALİYETE KATILIYOR'
Alınan cezalar sebebiyle spor, sinema ve diğer sosyal faaliyetlerden yararlanamayan çocukların bu mağduriyetini de anlattıkları iddialarının da gerçeği yansıtmadığının altı çizildi. Kanun gereği, bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası alanlar dışındaki bütün hükümlü ve tutukluların sosyal ve kültürel faaliyetlere çıkarıldığı, kurumda günlük ortalama 170 çocuğun ortalama 300 kez sosyal ve kültürel faaliyete katıldığı, İ.A. ve S.B.'nin halen bilgisayar kursuna devam ettiği, S.B.'nin son 20 gündür disiplinsiz davranışları sebebiyle kursu aksattığı bildirildi.
'İDDİALARIN TAMAMIM ASILSIZ'
Açıklamanın sonunda da şunlar kaydedildi: "Sonuç olarak Ceza İnfaz Kurumumuz, yasayla ihtilafa düşmüş çocukların çağdaş infaz normlarına göre rehabilite edilmeleri, bedensel ve zihinsel sağlıklarını sürdürmeleri, yapıcı, üretken ve sorumluluk sahibi bireyler olarak topluma kazandırılmaları, gelişmelerine ve geleceklerine katkı sağlayacak bilgi, beceri, tutum ve davranışları edinmeleri amacıyla son derece yoğun çalışmaların yürütüldüğü bir kurumdur. Basına intikal eden, kurumumuzla ilgili iddiaların tamamı asılsız olup konuyla ilgili adli ve idari soruşturma başlatılmıştır.”
Yorum Yazın