Sessizliğini Baykal’lı açılışta bozdu!
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ı KSK 100. Yıl Meydanı açılışında ağırlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak sessizliğini bozdu.Adaylık sürecinde mevcut belediye başkanlarının hedef tahtasına konulduğunu söyleyen Durak, “Kişisel menfaat çatışmalarının çocuksu şımarıklığına seyirci kalınmıştır” dedi.Haksızlığa uğradığını ifade eden Durak, “Siz (Baykal) bize, şimdiki Genel Başkanın arkasında durmamızı ve partiye sahip çıkmamızı söylemiştiniz. Size yapılan tüm haksızlığa rağmen, “yine de Cumhuriyet Halk Partisi” dediniz. Biz de partimize sahip çıkıyoruz” dedi.
- Ege Postası
- 15.03.2014 - 16:56
KARAEGE İÇİN ŞOK İDDİA
Durak konuşmasının başında CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Ali Karaege’yi hedef aldı. Durak, mevcut ilçe başkanının açılışa katılmadığını belirttikten sonra ‘katılmak isteyen ilçe başkanlarını da engelledi ” iddiasında bulundu, “Beni yalnız bırakmayan eski iki ilçe başkanım Adnan Alabay ve Ertam Özen’e teşekkür ediyorum” dedi.
AKÇELİ İŞLE SUÇLANMADIK!
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak,CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ağırladığı KSK 100. Yıl Meydanı açılışında önemli mesajlar verdi. Üçüncü dönem adaylık için ‘vize’ alamayan Durak sürece yönelik sessizliğini açılışta bozdu. Bugüne kadar rekor yatırım gerçekleştirdiklerini ancak yaptıklarının, sıklıkla eleştirildiğini, görmezden gelinmek istendiğini öne süren Durak, “Eleştirildik ama kimse, ‘en fazla yatırım yapan belediye’ iddiamızı yok sayamadı.’Önce İnsan’ diyerek, yaşamdan alacaklı her bir yüz için çalıştık.31 Mart’ta görevimi bir başka arkadaşıma devredeceğim.Bunu da, alnım ak, başım dik yapacağım.Sayın Başkanım(Baykal), beni 2 kez tercih ederek, gösterdiğiniz güvenle, Karşıyaka’da, üst üste 2 dönem Belediye Başkanlığı görevini yapmış biri olarak; bugün bunu gururla söyleyebiliyorum.10 yıl içinde, tek bir akçeli işte adım geçmedi. İktidarın müfettiş baskılarıyla, yılın 365 günü denetlenmemize rağmen, yasal hiçbir merci tarafından, tek bir akçeli işle dahi suçlanmadık, soruşturulmadık. Bu koltuklarda, onurumuzla ve gururumuzla, sadece ve sadece “hizmet aşkıyla” görev yaptık. Ben, bir Cumhuriyet Halk Partiliyim… 37 yıldır, bu siyasi kültürle yoğruldum. 10 yılda, ne yakamda rozetini taşıdığım partime, ne bana güvenen siz parti yöneticilerime, ne de Karşıyakalılara ihanet etmedim. Gerçek bir Cumhuriyet Halk Partili olarak, partimin kurumsal kimliğine, parti hiyerarşisine, kültürüne, disiplinine ters düşecek, hiçbir davranışta bulunmadım. 37 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi rozetini, yakamda gururla ve de büyük bir onurla taşıdım. Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklar üzerinde yazılmış, büyük destanın kahramanlarının, bizlere bıraktığı mirastır” dedi.
ARKAMIZDA GÜVENDİĞİMİZ SİZ VARDINIZ
“1992 yılında, yeniden açıldığında da, yakamda, bu partinin rozeti vardı” diyen Durak şöyle devam etti; “1994’de, 1995’de, kimse dönüp bakmazken de, ben bu partideydim. Sizin verdiğiniz görevleri layıkıyla yerine getirdim. Bir avuç insanla, tırnaklarımızla kazıyarak, Karşıyaka’da, İzmir’de, tüm Türkiye’de bu partiyi var ettik. Çünkü arkamızda, güvendiğimiz liderimiz, yani siz vardınız.Cumhuriyetimizin geleceğinden endişe duyulan zamanlarda, yüz binlerce Karşıyakalıyı altı oklu bayrak altında topladık. Arkamızdaki manevi güç yine sizdiniz.Ülkemizin içinden geçmekte olduğu, bu karanlık günlerde de, gerçek bir Cumhuriyet Halk Partili olma sorumluluğunu taşımak zorundayız”
HAKSIZLIKLARA RAĞMEN!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kimliğine, felsefesine, kuruluş esaslarına taban tabana zıt bir dönemden geçildiğini ifade eden Durak, “ Ülkeyi yönetenlerin, 12 yıllık performanslarıdır, bizi bugünlere getiren… Sayın Başkanım siz, bugünleri çok önceden öngörmüş ve uyarmıştınız. Ve siz, bir kez daha, haklı çıktınız. 3 Ekim 2006 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin 22. Dönem 5. Yasama yılı açılışında şunları söylemiştiniz: ‘Gerçekten büyük güçlüklerimiz var, ama en büyük güçlüğümüz, Türkiye’nin haklarını, yararını sahiplenip savunacak bir iktidarın işbaşında olmamasıdır. En temel sorunumuz, en büyük sıkıntımız, bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun devam etmesi, Türkiye’nin çok büyük sıkıntılar yaşaması sonucunu doğuracaktır.’ Ve Sayın Başkanım, 8 yıl sonra, işte biz bu tabloyu yaşıyoruz.Laik, demokratik Cumhuriyet değerleriyle oynanarak, Ulusal duyarlılıkları törpüleyerek, kurumları birbirleriyle çatıştırarak, yolsuzluğu legalleştirerek, parsel parsel Türkiye Cumhuriyeti’ni satmaya çalışıyorlar. Bugün ise, “haramın” bölüşümünde anlaşmazlığa düştükleri için, Türkiye’yi daha da büyük bir karanlığa doğru çekmeye çalışıyorlar.Bu gidişat karşısında, bizlere düşen görev ise, Cumhuriyet Halk Partisi’ni; bu “kara kuşatma karşısında, ülkenin geleceğinden kaygı duyan vatandaşlarımız için, doğru bir alternatif haline getirmektir.Siz, bize, şimdiki Genel Başkanın arkasında durmamızı ve partiye sahip çıkmamızı söylemiştiniz. Size yapılan tüm haksızlığa rağmen, “yine de Cumhuriyet Halk Partisi” dediniz. Biz de, bunu yaptık ve yapıyoruz. Yaşadığımız tüm haksızlıklara rağmen, “Cumhuriyet Halk Partisi” diyor ve partimize sahip çıkıyoruz. Hata yapma, yanılma gibi bir lüksümüz yok. Çünkü, ülkemizin çıkarları ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin idealleri şahsi beklentilerimizin üzerindedir.Önümüzdeki yerel seçimde partimize tarihsel bir görev daha düşmektedir” dedi.
ÇOCUKSU ŞIMARIKLIK!
Yerel seçim öncesinde adaylık sürecinde parti içinde çizilen tablo ve yaşanan gelişmeleri ‘hayal kırıklığı’ olarak nitelendiren Durak,şunları söyledi, “8 ay önceden başlatılan aday adaylığı sürecinde, parti adeta, birbirine düşürülmüştür. Mevcut belediye başkanları hedef tahtasına konmuştur. Aday belirleme yöntemine ilişkin, bazı kararlar alındığı açıklanarak, kriterler öne sürülmüş, ancak, sıra aday belirlemeye geldiğinde, bütün bunlar, bir tarafa itilmiştir.Tamamen ciddiyetten uzak gelişen aday belirleme toplantısında, birkaç kişinin, kişisel menfaat çatışmalarının “çocuksu” şımarıklığına seyirci kalınmıştır. Böylesine tarihi önemi olan bir seçim öncesinde, iktidar partisi için psikolojik kırılma noktası, ülkemizin içine çekilmek istendiği karanlığa karşı kaygı duyan vatandaşlarımız içinse, “umut” olma niteliği taşıyan İzmir’de de traji-komik olaylar yaşanmıştır. Partimizin örgütleri, 90 yıllık şanlı tarihinde, hiç bu kadar örselenmemiş, yıpratılmamıştır. Partimizin genel siyasetinde “kimseyi ötekileştirmeyeceğiz” söylemlerinin kullanıldığı bu dönemde, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Örgütü’nün, yönetim kademelerinden, ciddiyetten uzak, “Devir benim devrim” seslerinin yükseliyor olması, bizleri üzüyor.Bütün bu yaşananlar karşısında endişeliyiz. Beklentimiz, bu tablonun mimarlarının, 31 Mart sabahı, İzmir için koyduğumuz 30’da 30 hedefine ulaşmalarıdır. Aksi takdirde, üzülen hepimiz olacağız”
Yorum Yazın