Tanju Tosun’dan 'yeni anayasa' açıklaması: Asıl mesele ekonomi!

BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa için siyasi partileri ziyaretine bugün başladı. Kurtulmuş, ilk olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i Meclis'te ziyaret etti.
Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, vesayet tartışmasına dikkat çekerek, AK Parti’nin ilk cumhurbaşkanlığı seçimleri için hamle yaptığının altını çizdi.

İHTİYAÇ, TALEP VE UZLAŞI

3 faktöre dikkat çeken Tanju Tosun, “Yeni anayasalar toplumsal ihtiyacın, talebe dönüşmedi ve talep konusunda bir uzlaşı olması haline mümkün olur. Bu 3 faktör olmadan yeni bir anayasanın  gündeme getirilmesinin anlamı yok. İhtiyaç var mı ve hangi ihtiyaçtan kaynaklı? Sadece ‘vesayet’ tartışması üzerinden bir ihtiyaç arayışına yönelmek açıklayıcı değil. Türkiye’nin gündemi ekonomik sorunlar. Toplumda ekonominin düzelmesi talebi var. Bu talebin yanına yeni bir anayasa yapımını eklenirse destek gelmez” ifadelerini kullandı.

AK PARTİ’NİN GENEL SEÇİM HAMLESİ

Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa girişiminin amacına dikkat çeken Tosun, “AK Parti ekseninden bakıldığı zaman, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılan bir hamle. Cumhurbaşkanı seçilmek için geçerli oyların yüzde 50+1’inin alınması. Seçmen tercihlerindeki parçalanma, dağınıklık dikkate alındığında bir adayın bu çoğunluğa ulaşması mümkün görünmüyor. İlk turda sonuç almaya yönelik bir sayısal çoğunluk eşiği, bu da iktidar tarafından yüzde 40 olarak dillendiriliyor. Cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli olan çoğunlukla ilgili yeni anayasa ya da değişikliği tartışması olabilir” diye konuştu.

“VESAYET TARTIŞMASI ÜZERİNDEN ANAYASA HAZIRLIĞI MANTIKLI DEĞİL”

MHP hazırladığı anayasa taslağına ilişkin açıklamalarda bulunan Tanju Tosun, “ Taslakta ilk 4 maddenin değiştirilemeyeceği yönünde ifadeler var. Parlamentodaki çoğu parti de bu konuda mutabık. MHP’nin taslağında dikkat çeken öneri ise cumhurbaşkanı yardımcılarının halk tarafından seçilmesinin ön görülmesi. Halk tarafından seçilmesi daha uygun. Atama yoluyla gelen bir cumhurbaşkanı yardımcısı yürütmenin içinde tamamen siyasal figüre dönüşüyor. Oysa ki, bu demokratik temsil açısından, hesap verme-sorma anlamında sorunlu bir durum. Dünyadaki başkanlık sistemlerinde bir çoğunluğunda cumhurbaşkanı yardımcıları seçimle iş başına geliyor. MHP’nin taslağında özellikle yasamanın bir miktar etkinleştirilmesine yönelik düzenlemeler var. Denetimi yasama sürecine sivil toplumun gözlemci olarak katılması yönünde önerileri var. Bu önerilerin olumlu ve çağdaş olduğunu düşünüyorum. Yeni bir anayasa ihtiyacı Türkiye’deki vesayeti ortadan kaldırmaya yönelik inşa edilmez. Vesayet, askeri ve bürokratik vesayet olarak algılanıyor. Türkiye’de şu anda bürokratik vesayet yok. Tamamen parti devleti kurgusu nedeniyle bürokrasinin siyasal iktidar emrinde olduğunu dikkate aldığımızda bürokratik vesayet yok. Askeri vesayette Türkiye’de önemli ölçüde ve doğru olarak sona erdirilmiştir. Vesayet tartışması üzerinden yeni bir anayasa yapımına girişmek bana mantıklı gelmedi” ifadelerine yer verdi.

CUMHUR’UN SANDALYESİ YETMİYOR, DESTEK ARIYOR

Bugünden anayasa değişikliği içeriği gündeme gelirse referanduma gidecek sayısal çoğunluk oluşması kolay  olmadığına dikkat çeken Tosun, “ Mecliste referanduma gidilecek mecliste  sayısal sonuç yakalansa bile 31 Mart sonuçları, toplumsal desteğin yeterli olmayacağı izlenimini veriyor. Yeni bir anayasa oluşturulması zor görünüyor. Belki anayasa değişikliği ile yetinilebilir. Onun da içeriği önemli. İlk 4 madde üzerinden değişiklik talebi gelmedi. Çünkü CHP, MHP ve İYİ Parti’nin ilk 4 maddeye ilişkin tavrı net. Referanduma gidilecek çoğunluk iktidar ortaklarının sandalyesi yetmiyor. DEVA, Saadet Partisi, Gelecek ve İYİ Parti’den destek gerekiyor” dedi.

DAHA ÖNEMLİ SORUNLAR VAR

Türkiye’nin asıl sorunlarına dikkat çeken Tosun, “Türkiye’nin yeni anayasadan çok ekonomik krizin çözülmesi, siyasal rejimin demokratikleştirilmesi gibi öncelikli meseleler var. Tüm bunlar konusunda uzlaşı sağlanırsa, iktidar ve muhalefet yakınlaşabilirse ondan sonra anayasa için olmazsa olmaz toplumsal uzlaşı işlenerek yeni anayasa arayışları gerçekçi olabilir. Sadece parlamento içi aktörler değil toplumun geniş kesimlerinin görüşlerinin dikkate alınarak hazırlanacağı kapsayıcı ve katılımcı bir anayasa yapım sürecinin olması gerekiyor” dedi.