Dolar 34,6442
%0.02
Euro 36,6078
%0.04
Altın 2.931,520
%-0.18
Bist-100 9.640,00
%-0.04

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Taşeron zirvesi başladı

Taşeron zirvesi başladı

DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), Haziran ve Temmuz ayında yayınlanan yeni genelgeler ve son düzenlemeler sonrasında değişen Kamu İhale Mevzuatı nedeniyle zorlu günlerin eşiğine gelen belediye işçisinin önümüzdeki dönemde izleyeceği yol haritasını belirlemek üzere kampsalı bir panel düzenledi. Yaklaşan hizmet alım ihaleleri öncesinde düzenlenen panelde uzmanların verdiği önemli bilgiler güne damga vururken, taşerona karşı yasal zeminde alınacak önlemler ve belediye personelinin izleyeceği mücadele süreci tartışıldı.

  • Ege Postası
  • 09.07.2014 - 17:07
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- DİSK Genel-İş Sendikası Şubeleri tarafından  Fuar İzmir Sanat bünyesinde düzenlenen panel organizasyonuna, sendikanın genel merkez yönetimi, iş yeri temsilcileri, Genel-İş Yönetim Kurulu üyeleri, TOBB Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Nihat Bayar ve Eski Kamu İhale Kurumu görevlisi Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Volkan Sırabaşı ve çeşitli belediye şirketlerinin temsilcileri katılım gösterdi. Toplam iki gün sürecek panel kapsamında yeni ihale mevzuatı, TBMM’de görüşülen yeni torba yasa ve taşerona yönelik son düzenlemeler masaya yatırılırken, belediyelerde başlayacak kritik hizmet alım ihaleleri süreci öncesinde personeli ilgilendiren süreçle ilgili kritik açıklamalar ve yeni yasanın detayları konusunda önemli bilgiler verildi.
 
 
“HİZMET ALIMLARI HUKUK DIŞI UYGULAMALARDIR”
Panel açılışında söz alan Genel-İş Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, son dönemde hayata geçen düzenlemelerle birlikte belediye çalışanlarının taşeron kıskacına girdiğini belirterek şunları kaydetti: “Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi, ESHOT ve ilçe belediyeleri olmak üzere, kamu hizmetleri kapsamında sayılan hizmetleri ağırlıklı olarak ihale yoluyla dışarıya gördürmektedirler. Mevzuat gereği açılan ihaleye mülkiyeti belediyeye ait şirketler de dışarıdan katılan firmalar gibi  işleme tabii tutulmaktadır. Taşeronlaştırmanın günümüzde neo-liberal öğretinin ucuz işçi çalıştırma aracı olarak kullanılmaktadır. Bu çerçevede belediyeler de norm kadro kısıtlaması altında devlet politikasıyla taşeron uygulamasına yöneltilmiştir. Güvenceli, örgütlü, geleneksel kamu istihdamı daraltılmış, taşeron uygulaması işçi çalıştırılmasında temel yol olmuştur. Açıkça hukuka aykırı olan hizmet alımı adı altındaki uygulamanın işçi temininden başka bir şey değildir. Bu durum işçinin temel haklarını kullanmaktan alıkoyan bir uygulamadır. Uzun uğraşlar sonucu İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerindeki belediye şirketlerinde zorlu mücadeleler sonrasında kazandığımız örgütlülüğümüz başta Kamu İhale Mevzuatı olmak üzere bazı yasal düzenleme ve zorunluluklar nedeniyle sıkıntılar yaşanmaktadır. Her yıl yapılan ve hukuk dışı olduğu açık olan hizmet alımı adı altındaki ihaleler nedeniyle belediye şirketi çalışanları gelecek endişesi yaşamakta ve işsiz kalma tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Uluslararası sözleşmeler ve anayasal hakkımız olan toplu iş sözleşmesi yapma hakkımızı değişen ihale şartları ile birlikte uygulaması imkansız olmaktadır. İhale mevzuatının getirdiği sınırlılıklar ve en düşük ücrete işçi çalıştırma işinin ihale edilmesi zorluğu bir noktada anayasal hak olan toplu iş sözleşmesi hakkını ortadan kaldırma riskini taşımaktadır.”
 
“YENİ DÜZENLEME KİRALIK İŞÇİ ALIMI VE TAŞERONLAŞMANIN ÖNÜNÜ AÇTI”
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde başlayacak hizmet alım ihaleleri sürecinde yeni yasal düzenlemeler ile birlikte işçiyi olası taşeron krizlerinin de beklediğini vurgulayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Geçtiğimiz aylarda Çiğli, Aliağa, Konak’ta sorunlar yaşandı. Hizmet alım ihalelerinde yaşanan bu sorunlar Konak ve Çiğli’de kısmen çözüldü. Önümüzdeki günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZELMAN ve İZENERJİ’de çalışan yaklaşık 9 bin 500 üyemiz aynı ihale süreçlerini yaşayacak. Asıl büyük tehlike ayın 11’inde İZSU’da 1000 kişi ve 16’sında da ESHOT’ta 6 bin 300 çalışanın kaderi çizilecek. Eylül ayının başına kadar da İZENERJİ ve İZELMAN’da ihale süreci başlıyor. Kamu ihale kanununda gerçekleşen değişiklikler sonrasında ve 7 Haziran genelgesi kapsamında işçiyi zorlu günler bekliyor. Yeni mevzuatla birlikte kamu hizmeti yapan belediye şirketleri geri plana düşecek ve ihalelere girmeme durumları yaşanacak. Kiralık işçi hizmet alımı düzeni haline gelen ve taşeronlaşmayı kolaylaştıran bu yeni mevzuat karşısında, güvenceli gelecek, güvenceli iş için,  ücretlerimiz, toplu sözleşme ve sendikal örgütlenme haklarımızın devamı için mücadele etmek zorundayız. Biz hangi kamu kurum ve kuruluşunun işini yapıyorsak oranın daimi işçisi olmak istiyoruz. Her çalışan kendi kurumunun kadrolu elemanı olsun diyoruz. Önümüzdeki aylarda mücadele gerekçemiz de bu olacaktır” diye konuştu. 
 
“BELEDİYENİN KENDİ İSTİHDAMI BİLE YOK”
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Genel-İş Eğitim Dairesi Başkanı Faruk Özdemir, hizmet alım ihalelerinin işçi kiralanması anlamına geldiğini belirterek, “Kamu kurumları her sene ihaleye çıkıyor. Burada temel yanlış, hizmet alımının kendisi ve işçi kiralanmasıdır. Kamunun bu noktada belirsiz biçimde ihaleye gitmesi ve kamu istihdamının olmaması söz konusu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kadrolu 500 işçi ya var ya yok. İhaleye giren firma kazandığı takdirde kendi işçisini çalıştıracak ve haliyle yıllarca belediye hizmet etmiş arkadaşlarımız işsiz kalma tehlikesi yaşayacak. Hizmet alım ihalesinin kendisi yanlış. Bizim için tehlikeli olan ana işverenin sorumluluklarının azalması ve kanunla taşeronla ana işveren arasında sorumluluk bağını kırılması, taşeron firma için de şartların yumuşatılmasıdır. İşçilerin sorunu un çuvalı gibi vurdun mu toz çıkıyor” dedi.

 
“KANUNDA VAR, AMA UYGULAYAN YOK”
Düzenlenen panel programı kapsamında değişen 4734 sayılı Kamu İhale Yasası hakkında bilgiler veren TOBB Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Nihat Bayar, ihalelerde en düşük tekliflerin değerlendirilmesi konusunda hayata geçen düzenlemenin belediye personelinin lehine olabileceğini dile getirdi ve şöyle konuştu: “Bir ihalede ekonomik açıdan en düşük teklifler değerlendirmeye alınırken, fiyatla birlikte işletme bakım maliyeti, verim ve kalite gibi fiyat dışı unsurlar da dikkate alınmakla birlikte bunlar yasada net şekilde çizilmiş değil. Bu maddeler kanunda var ve uygulayan idare yok. Bu kriteri ortaya koyacak nokta yok. Fiyat dışı unsurun objektif şekilde şartnamede belirtilmesi gerekiyor. Bugün bu tam ortaya konulmadığı ve idareler sorumluluk almak ve riske girmek istemediği için en düşük teklif değerlendirmeye alınıyor.”

 
EMEĞİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNDE ÇİN VE KORE ÖRNEĞİ
9 sene Kamu İhale Kurumu’nda görev yapan  görevlisi Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Volkan Sırabaşı ise, kanunda yapılan değişikliklerin belediye  hizmetlerinin piyasa açılması anlamına geldiğini kaydederek, “Türkiye’nin yeni kalkınma modeli gereği, özelleştirme, ucuz emek ve ucuz iş gücü ile dünya yatırımlarını ülkemize davet ettik. Tıpkı Çin ve Kore örnekleri gibi. Devlettin yani kamu kurumlarının yürüttüğü asli hizmetler, artık özel şirketler tarafından kar gözeterek yapılmaya başlandı. Yaşanan bu özelleştirme furyasına belediyeler de dahil oldu. Ancak 5393 sayılı belediye kanunu buna hazır değildi. Diğer yandan, işçiler bakımından avantajlı bir durum değil. karşınızda direk olarak belediye değil, dolaylı yoldan özel şirketler var. Bu yapı, çok sürdürülebilir bir yapı değil. Bir yandan piyasadaki diğer şirketler de rekabet etmek istiyor, diğer yandan da belediye şirketleri kendi yaptığı bu hizmet işini alamazsa başka yapabileceği iş yok. Belediye şirketleri ya büyümeliyiz, başka alanlara da girmeliyiz diyecek, ya da o ihaleyi kaybetmenin tedirginliğini, gerginliği işçilere yansıyacak. İdarenin bu hizmetleri ihalesiz sunması mümkün değil. Teknik ve hukuki olarak bu işleri ihalesiz olarak bir başkasının yapması mümkün değildir. Aksi takdirde uygulama şikayet ve dava konusu olacaktır” dedi.

 

BÜYÜK OLAN KAZANACAK
Yenilenen Kamu İhale Yasası kapsamında daha fazla vergi ödeyen ve daha fazla iş yapan firmalar, kamu hizmeti yürüten belediye firmalarının önüne geçebilecek. İhale komisyonları geçmişte eşit teklifler geldiğinde inceleme kıstası olan iş yeterliliği ve iş bitirme gibi unsurların yerine, öncelikle şirketlerin kar-zarar oranlarına ve vergi matrahlarına göre ihaleyi sonuçlandıracak. Yapılan bu değişiklikle birlikte, kendi bünyesinde işçi çalıştıran belediye şirketleri yurt çapında personel hizmetleri veren büyük kuruluşların gerisinde kalacak. Diğer yandan, ihale mevzuatı gereği hizmet alım ihalelerinde işçiler hakkını doğrudan arayamayacak. İtiraz için hukuki aykırılık olduğunu ileri sürerek itiraz edebilmek ve dava açabilmek için şartname satın almak ve tüzel bir şirket sahibi olmak şartı aranacak.
 
CAN DÜNDAR’IN BELGESELİ İLE DEVAM EDECEK
Genel-İş Sendikası tarafından düzenlenen ve uzmanların katıldığı panel etkinliği yarın 10:00’da Fuar İzmir Sanat’ta Can Dündar’ın “Gözdağı” isimli belgesel yapımının gösterimi ile devam edecek. İhale mevzuatı kapsamında haya geçen değişikliklerin ele alındığı organizasyonun ikinci bölümünde hukuki mevzuat ve olası krizlere karşı alınabilecek yasal önlemler masaya yatırılacak. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.