Zeybekçi'den referandum açıklaması
EKONOMİ Bakanı Nihat Zeybekci, AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan Türkiye'nin ABD-AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIB) anlaşmasının dışında kalmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Bu durumun ekonomik anlamda ABD'nin Türkiye üzerinde istilası olacağını belirten Zeybekci, Türkiye'nin demokratik, hukuk sistemi, özgürlükler ve ekonomi alanlarında AB'ye üyelik sürecini tamamlamasının ardından gelecekte üyeliği referanduma götüreceğini söyledi.
- Ege Postası
- 18.09.2014 - 15:21
Konferansın açılış konuşmasını yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, hiçbir karar mekanizmasında Türkiye'nin olmadığı, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının bugünkü koşullarda hiçbir egemen ülkenin imzalamaması gereken bir anlaşma olduğunu ancak Türkiye'nin bu anlaşmadan çok faydalandığını söyledi. Zeybekci, “Kurumsal anlamda, kalite anlamında uluslararası rekabet anlamında devlet yapımızın, değişmesinde, evrimleşmesinde çok önemli etkisi olmuştur. Kazançlı çıkmışızdır. Belki acele edilmiş, kısa vadeli, nasıl olsa 4-5 yılda tam üye olunur anlayışıyla imzalanmış bir anlaşmadır. Bunun üzerinden bile 20 yıl geçti. AB kapısı önünde 53 yıldır bekliyoruz" dedi.
TÜRKİYE GELECEKTE AB'YE GİRMEYİ REFERANDUMA GÖTÜRECEK
AB'ye girme hedefinin Türkiye'nin bir politikası olduğunu, tam üyeliğin önemli olduğunu ama bundan daha çok AB tam üyelik sürecini tamamlamanın stratejik anlamda daha önemli olduğunu söyleyen Zeybekci, “Ekonomi, bürokrasi, hukuk sistemiz, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler anlamında AB sürecini önemsiyoruz. Bu süreci tamamladıktan sonra AB'ye tam üye olup olmamamız göz ardı edebileceğimiz kadar basit bir detay haline gelecektir. O gün 'Olmasak da olur' diyebiliriz. Fransa ve Avusturya işi referanduma götürdü. O gün geldiğinde Türkiye de AB üyeliğini referanduruma götürebilir. Biz Fransa ve Avusturya'da referanduma gidilmesini adaletsizlik, eşitsizlik olarak görüyoruz. Bir ülkenin katılmasını kendi halkına refaranduma götürmek hukuk dışılıktır. Götürecek olan Türkiye'dir. Günü geldiği zaman yapacaktır. Siyasi olarak söylemiyorum. Türkiye'nin Avrupa'nın ekonomik büyüklük sıralamasında altıncılıktan üçüncülüğe yükseldiği, dünyada ilk 10'a girdiği zaman, Türkiye'nin o günkü iradesi ve kamuoyu baskısı Türkiye'yi refaranduruma götürecektir" dedi.
ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK TÜRKİYE'YE GİRECEKLER
Türkiye'nin Avrupalı olacağını iradesini 1957-58-59'lu yıllarda ortaya koyduğunu belirten Nihat Zeybekci, ancak 1,5 yıl önce üyelik sürecini başlatan Karadağ'ın Türkiye'den önce üye olacağını söyledi. Makedonya'nın da süreç içine girdiğini görüşmelere başlamasalar bile Türkiye'den önce üye olacağını dile getiren Zeybekci, Türkiye AB arasındaki 14 faslında da rezervli olan Güney Kıbrıs'ın da tam üye yapıldığını belirtti. Zeybekci “Bu resime karşın olumsuz yorum çıkarmıyoruz. AB tam üyeliği bizim için vazgeçilmezdir. Gümrük Birliği bizim için bugün itibariyle bizi çok rahatsız eden anlaşmadır. Mutlaka yeni düzenlemelerle güncellenmelidir. Karar mekanizmasında yokuz. Ama AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı tüm anlaşmalara otomatik tabiyiz. Örneğin Meksika veya Cezayir AB ile anlaşma imzalayacak. Bu ülkeler elini kolunu sallayarak Türkiye'ye girecekler. Türkiye ise aynı hakkı elde edemeyecek" dedi.
AB'NİN SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI TÜRKİYE'Yİ İNCİTMEYE BAŞLADI
Dünya Ticaret Örgütü hedeflerini bir kenara bırakan ülkelerin birbirleriyle serbest ticaret anlaşmaları yapmaya yöneldiğine dikkat çeken Zeybekci, AB'nin de iştahlı biçimde üçüncü dünya ülkeleriyle bu anlaşmalara imza attığını söyledi. Zeybekci, “Bu durum AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmamız nedeniyle bizi incitmeye rahatsız etmeye başladı. Biz de kendi şartlarımızı oluşturmaya başladık. Bizimle serbest ticaret anlaşması imzalamaya yanaşmayan ülkeleri gümrüklerde tek tek kontrol ediyoruz. Türkiye de boş durmuyor. Toplam 21 tane imzalanmış serbest ticaret anlaşmamız var. Bunların 17'si uygulamada, dördü parlamento onayı bekliyor. Birisi ise yeni imzalandı" dedi.
Yeni düzende dünyanın ekonomik haritasının yeniden çizilmeye başladığını belirten Zeybekci, “Üç, beş yıl içinde olacak. Bunun en önemli araçlarında biri TTIP olacak. Bunun yanı sıra Şangay Asya Gümrük Biriliği, Körfez Arap İşbirliği gibi yeni anlaşmalar da var. AB ile ABD'nin sürdürdüğü TTIP görüşmeleri 2015 sonunda bitebilir. 2016 değerlendirme, 2017 uygulamaya geçiş yılı olacak. Basit bir anlaşma değildir. Ticaret, ekonomi, siyasi işbirliğini de içine alacak kapsamlı anlaşma dünya ticaretinin parasal anlamda yüzde 50'sini içine alacak. Meksika ve Kanada'nın katılmasıyla oran daha da artabilir. ABD, ayrıca Japonya ve Yeni Zelanda başta olmak üzere 15 ülkeyle daha görüşüyor. Bunlar da dahil olursa dünya ticaretinin üçte ikisine ulaşacak" dedi. Türkiye'nin yeni ekonomik düzende yerini mutlaka alacağını belirten Zeybekci, İsmet İnönü'nün 'Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır' sözünü hatırlattı.
TTIB, AMERİKA'NI TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ İSTİLASI DEMEKTİR
Türkiye'nin yeni dünya ekonomik düzenindeki bu oluşumların dışında kalma şansı olmadığını dikkat çeken Zeybekci, “Böyle bir tercihi asla kabul edemeyiz. AB ile gümrük birliği olan tek ülkeyiz. Bu organizasyonun içinde olmalıyız. Bu siyaset üstü bir durumdur. AB'nin ABD anlaşmaya varması halinde yeni birlik ekonomi ve siyaseti kapsayacak. ABD, AB üzerinde elde ettiği hak ve imkanları gümrük birliği anlaşması nedeniyle Türkiye üzerinde otomatik olarak elde edecek. Türkiye ise ABD üzerinde bu haklarla ilgili hiçbir şey elde edemeyecek. Sözüm belki ileri gitmiş olabilir. Ancak bu ticari ve ekonomik anlamda Türkiye üzerinde ABD istilası demektir. İstila kelimesi yanlış anlaşılmasın, biz aynı takım içinde olmak istiyoruz. Biz de ABD üzerinde aynı hakları elde etmek istiyoruz. Eşit rekabet imkanı istiyoruz. ABD ürünlerinin, hizmetlerin bize gelmesine asla 'hayır' demiyoruz. Biz diyoruz ki biz de gelelim. Kendimize güveniyoruz. Rekabet edeceğimize inanıyoruz" dedi.
ANLAŞMADA OTOMATİK OLARAK TARAF OLALIM
AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi için görüşmeler yaptıklarını açıklayan Zeybekci, eski koşullardaki Gümrük Birliği'nin kabul edilemez olduğu, yeni düzenlemeler yapılması hakkında fikir birliğine vardıklarını söyledi. Zeybekci, “Gümrük birliği güncellenmelidir. İki öneride bulunduk. Birincisi Gümrük Birliği'nin karar alma süreçlerinde Türkiye'nin de olmasını istedik. Türkiye'nin AB'ye tam üye olmaması nedeni karar mekanizmasında yeralması mümkün olmayabilir. Bu olmazsa ikinci önerimiz ise bu ve benzeri anlaşmalara otomatik olarak Türkiye de taraf olsun. Yaptıkları anlaşmaları kabul edelim. Sonuçlarına da katlanma önerisinde bulunduk. Bu iki öneri üzerinde görüşmelerimiz sürüyor" dedi.
Zeybekci, TTIB'ın Türkiye'nin dışında imzalanması ve yürürlüğe konması durumunda AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmasının da sürdürülebilir olmaktan çıkacağını AB yetkililerine ilettiklerini söyledi. Türkiye'nin kendi dünyasını kurmak için de çeşitli anlaşmalara imza attığını belirten Zeybekci, “Kore ile serbest ticaret anlaşması imzalandı. Tarım ve Hizmeti dahil edeceğiz. Japonya ile anlaşma için görüşmelere başladık. Singapur'la görüşmeler sürüyor, Malezya ile imzaladık. Türkiyle birilerine tabi olacak, çaresiz bekleyecek bir genetik yapıya sahip değildir. İstesek de duramayız. Bu dönemde AB ile gümrük birliğini güncelleyerek, kadim müttefik ABD ile TTIB içinde mutlaka yer alacağız. Bunun tersini asla kabul etmiyoruz" dedi.
ESBAŞ BAŞKANI GÜLER: YENİ ANLAŞMANIN DIŞINDA KALMAMALIYIZ
ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, ESBAŞ olarak asıl görevlerinin Türkiye'de yatırımı arttırmak, özellikle yabancı yatırımcıya Türkiye'yi tanıtmak ve ülkeye daha fazla yapancı yatırımcıyı çekmek olduğunu söyledi. ABD ve AB arasında görüşülmekte olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nın sıradan bir ticari anlaşma olmadığını belirten Güler “Bu anlaşma küresel ticareti yeniden şekillendirecektir. Dünya ticaretinin yüzde 60'ı yeniden düzenlenecektir. Türkiye, AB üyesi olmadığı için, fakat AB ile olan gümrük birliği anlaşması hiç dikkate alınmadan bugüne kadar dahil edilmedi" dedi.
Güler, Gümrük birliği anlaşmasına göre AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı ticari anlaşmalarda AB'nin sorumluluklarını otomatik olarak Türkiye'nin de sorumluluğu haline geldiğini, ancak üçüncü ülkelerin AB'ye verdiği avantajları Türkiye'ye vermek gibi sorumluluğu olmadığını söyledi. Bu durumda Türkiye'nin üçüncü ülkelerle ayrı bir anlaşma yapmak zorunda kaldığını belirten Güler, “Çok kapsamlı ABD ve AB arasındaki anlaşmanın dışında kalmak Türkiye'yi derinden etkileyecektir. Özellikle ABD ile olan ticaret ve yatırım ortamını tümden değiştirecektir. Konu hayatidir. Ülkemiz anlaşma katılabilmek için lobi faaliyetleri yürütüyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yaptığı girişimlerle teknik görüşme sözü aldı. Görüşmenin olumlu sonuçlanmasın bekliyoruz. Konferansımızla da sesimizi dünyaya duyurmak istiyoruz" dedi.
TOBB Başkan Yardımcısı ve EBSA Başkanı Ender Yorgancılar ise yaptığı konuşmada küresel ekonomik kriz sonrası güç dengeleri bozulan ABD ve AB'nin yeni anlaşmaya gerek duyduğunu söyledi. Türkiye ve ABD güçlü siyasi iletişime sahip olduğunu ancak ekonomik ilişkilerin yetersiz olduğunu belirten Yorgancılar, Türkiye'nin ABD-AB anlaşmasının dınşında kalmasının ABD ile ilişkisinde olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Yorgancılar, “Türkiye son yıllardaki performansıyla küresel ekonominin vazgeçilmez oyuncusu olduğunu ispatladı. ABD ile serbest ticaret anlaşması riskleri fırsatlara dönüştürebilir" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Türkiye'nin AB ile yaptığı karşılıksız gümrük birliği anlaşmasının bugün önüne engeller çıkardığını söyledi. Kocaoğlu “Bugünkü siyaset ve iktidarla alakası olmadan genel süreç üzerinden konuşuyorum; Bir türlü AB'ye dahil olmayı beceremedik. İnişler çıkışlar müdehaleler, Türkiye'nin ve bölgenin özgün koşulları, ülkenin büyüklüğü etken olduğu kadar gümrük birliğine ödün vererek girmemiz, elimizdeki pazarlık gücünü teslim etmemizin payı olduğu gerçekir. Olan oldu. Bugün böyle bir durumla karşılaştık. Türkiye cumhuriyet siyasi coğrafyası dış politikası son derece zor bir ülkedir. Coğrafyanın getirdiği siyasi yükler var. Çok önemli görevlerimiz var. Bunların bedellerini TC yıllardan beri ödüyor. Resmi makamlara göre 1,5 milyon söylentilere göre daha yüksek, Bursa ili kadar Suriyeli ülkemizde barındırılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve bakanımıza düşen en önemli görev, ya AB'ye ya da ABD'yle çok kapsalı bir ticaret anlaşması ile bu ortaklığın Türkiye'ye vereceği zararların güçlü, hızlı bir diplomasiyle Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı tarafından dünya kamuoyuna duyurup kopartmamız gerekir. Ülke menfaat buradadır" dedi.
İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, ABD-AB ortaklığına dahil olmak için temasların yapıldığını belirterek İzmir'e gelen firmaların konuyla yakından ilgilendiğini söyledi. Konuşmaların ardından, ESBAŞ tarafından katılımcılara plaket verildi.
BORSA'DA KORBEY'A KATILDI
Bakan Zeybekci, ESBAŞ'tan sora İzmir Ticaret Borsa'sında pamuk fiyatının oluştuğu KORBEY ve Üzüm seansına katıldı. İTB Başkanı Işınsu Kestelli, tarım ürünlerinin borsa dışında satışının engellenmesini istedi. Bakan Zeybekci ise Korbey'de sözün senet olduğu, ahilik geleniğini devam ettiren KORBEY'de olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Üreticilere ve tacirlere hayırlı işler diledi. Daha sonra pamuk fiyatının belirlenmesiyle ilgili konuşmaları dinleyen Bakan Zeybekci, İTB'nin sürpriz konseriyle karşılaştı. KORBEY'de işlemler sürerken iki sanatçı gitarıyla türkü seslendirdi, bazı tüccarların da yerlerinde oynadığı görüldü. Kısa süreli etkinlik yüzleri güldürdü. (DHA)
Yorum Yazın