AK Parti teşkilatlarında neler oluyor'
Seçimlerden hemen sonra AK Parti teşkilatlarında yaşanan huzursuzluğu daha önce defalarca dile getirdim…
AK Parti’de ciddi bir kriz var, bu konu hakkında hangi teşkilat üyesi ile konuşursak konuşalım bunu çok açık bir şekilde ifade ediyorlar.
Bu geminin kaptanı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican olduğuna göre yoldan çıkan gemiyi de yeniden rotaya koyacak olanda İl Başkanı'nın ta kendisidir…
Ancak; teşkilatlar içinde yaşanan huzursuzluklar farklı bir boyuta gelmiş durumda…
Dün Urla İlçe Teşkilat Başkanı Erdem Özdemir, AKP İlçe eski Başkan Yardımcısı Fevzi Dermenci’yi sol ayağından vurmuştu…
Bize gelen ihbarı değerlendirmek için harekete geçtik. Ve muhabirlerimiz AK Parti Urla İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’e sordu, Sayın Başkan böyle bir olayın olmadığını ve kendisine böyle bir bilginin gelmediğini ifade etmişti.
Burada iki tane şık var, ya İlçe Başkanı'nın haberi vardı muhabirlerimize doğruyu söylemedi, ya da İlçe Başkanı'nın gerçekten de haberi yoktu.
Bence her iki durumda vahim…
Eğer kendi Teşkilat Başkanı bir olaya karışıyor ve İlçe Başkanı'nın haberi yoksa o zaman ilçe başkanında bir sorun var demektir, diğer durumda eğer ilçe başkanının haberi var ve habercilere doğruyu söylememişse işte o zaman durum daha da vahim, siyasetçinin yalancısı çok daha tehlikeli…
Oysa siyaset samimiyet ve doğrulukla yapılması gereken bir iştir. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” derler ya işte İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’in de yalanı akşama kadar sürdü ve gazetecilere doğru söylemediği olay ortaya çıktı...
Bundan sonra İlçe Başkanı ne derse desin Urlalı vatandaşları nasıl söylediklerine inandıracak, ben olsam o koltuktan hemen istifa ederim…
Gazetecilere doğru söylemeyen İlçe Başkanı İl Başkanı'na, Teşkilat üyelerine ve vatandaşa da aynı şeyleri yapabilir…
Bunedenle AK Parti Urla İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’in bu davranışından sonra kamuoyu önünde itibarını yitirdiği ve kesinlikle o koltuktan ayrılması gerektiğini açık ve net bir şekilde ifade ediyorum…
Oysa İlçe Başkanı olayı saklamak yerine kendisini arayan gazetecilere “böyle bir olay yaşanmış ancak; ne olduğunu henüz bilmiyorum ”diyerek açıklama yaparak samimi olsaydı daha şık ve oturduğu koltuğa yakışan bir tavır olurdu.
İnkârcı bir tavırla olayı saklamaya çalışmak bir zafiyet durumudur, bundan başka bir şey çıkarmak lazım…
Oysa kendisi gazetecilere doğru bilgileri verip daha sonra “bu konuda haber yapmamaları konusunda ricacı olsaydı” daha doğru bir tavır olurdu…
Bununla ilgili bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz haftalarda Foça ilçe teşkilatında bir sıkıtının olduğu Gençlik Kolları Başkanı ve Kadın Kolları Başkanı arasında bir tartışma yaşandığı ve parti binasında bulunan bir vatandaşın da yaşanan tartışmada arada kalarak kolunun kırıldığını öğrendim…
Konuyu biraz araştırdım, olay yerine Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun ve Çiğli İlçe eski Başkanı Adnan Yılmaz’ın Foça’ya gittiğini öğrendim.
Bunun üzerine eski İlçe Başkanı Adnan Yılmaz’ı arayarak olayı anlattım ve bunun doğru olup olmadığını sordum. Yılmaz “ Olay doğru, biz buraya teşkilat Başkanımız ile birlikte geldik ve konuyu tatlıya bağladık. şimdi bir sorun yok, senden bir ricam var bu konuyu haber konusu yapmayalım” diyerek ricada bulundu. Biz de Yılmaz’ın samimi tavrından ve bir de olayın tatlıya bağlanmış olmasından dolayı haber konusu yapmadık.
Oysa hem Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun hem de Adnan Yılmaz’ın karakolda çekilmiş fotoğrafları tarafıma gönderilmiş ve ben bu olay tatlıya bağlandığı için konuyu kapattım.
Şimdi iki farklı örnek biri gazeteciye doğru söylemeyen bir teşkilat üyesi diğer ise, doğruyu söyleyen ve samimi davranan bir teşkilat üyesi sizce hangisi doğru…
Eeee atalarımız ne demiş "doğrunun kalesi yıkılmaz"
NOT; Sayın Delican teşkilatlardan inanılmaz şikayetler var ve bunları yakında köşemde yer vereceğim. Size önerim İl yöneticilerinizi il başkanlığı'nda oturtacağınıza ilçe başkanlıklarına göndererek buralarda yaşanan sorunları yerinde görüp çözün. Aksi taktirde ileride yaşanacak sorunlar sizi koltuğunuzda edebilir. Benden söylemesi…
AK Parti’de ciddi bir kriz var, bu konu hakkında hangi teşkilat üyesi ile konuşursak konuşalım bunu çok açık bir şekilde ifade ediyorlar.
Bu geminin kaptanı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican olduğuna göre yoldan çıkan gemiyi de yeniden rotaya koyacak olanda İl Başkanı'nın ta kendisidir…
Ancak; teşkilatlar içinde yaşanan huzursuzluklar farklı bir boyuta gelmiş durumda…
Dün Urla İlçe Teşkilat Başkanı Erdem Özdemir, AKP İlçe eski Başkan Yardımcısı Fevzi Dermenci’yi sol ayağından vurmuştu…
Bize gelen ihbarı değerlendirmek için harekete geçtik. Ve muhabirlerimiz AK Parti Urla İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’e sordu, Sayın Başkan böyle bir olayın olmadığını ve kendisine böyle bir bilginin gelmediğini ifade etmişti.
Burada iki tane şık var, ya İlçe Başkanı'nın haberi vardı muhabirlerimize doğruyu söylemedi, ya da İlçe Başkanı'nın gerçekten de haberi yoktu.
Bence her iki durumda vahim…
Eğer kendi Teşkilat Başkanı bir olaya karışıyor ve İlçe Başkanı'nın haberi yoksa o zaman ilçe başkanında bir sorun var demektir, diğer durumda eğer ilçe başkanının haberi var ve habercilere doğruyu söylememişse işte o zaman durum daha da vahim, siyasetçinin yalancısı çok daha tehlikeli…
Oysa siyaset samimiyet ve doğrulukla yapılması gereken bir iştir. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” derler ya işte İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’in de yalanı akşama kadar sürdü ve gazetecilere doğru söylemediği olay ortaya çıktı...
Bundan sonra İlçe Başkanı ne derse desin Urlalı vatandaşları nasıl söylediklerine inandıracak, ben olsam o koltuktan hemen istifa ederim…
Gazetecilere doğru söylemeyen İlçe Başkanı İl Başkanı'na, Teşkilat üyelerine ve vatandaşa da aynı şeyleri yapabilir…
Bunedenle AK Parti Urla İlçe Başkanı Safiye Özcan Çiçek’in bu davranışından sonra kamuoyu önünde itibarını yitirdiği ve kesinlikle o koltuktan ayrılması gerektiğini açık ve net bir şekilde ifade ediyorum…
Oysa İlçe Başkanı olayı saklamak yerine kendisini arayan gazetecilere “böyle bir olay yaşanmış ancak; ne olduğunu henüz bilmiyorum ”diyerek açıklama yaparak samimi olsaydı daha şık ve oturduğu koltuğa yakışan bir tavır olurdu.
İnkârcı bir tavırla olayı saklamaya çalışmak bir zafiyet durumudur, bundan başka bir şey çıkarmak lazım…
Oysa kendisi gazetecilere doğru bilgileri verip daha sonra “bu konuda haber yapmamaları konusunda ricacı olsaydı” daha doğru bir tavır olurdu…
Bununla ilgili bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz haftalarda Foça ilçe teşkilatında bir sıkıtının olduğu Gençlik Kolları Başkanı ve Kadın Kolları Başkanı arasında bir tartışma yaşandığı ve parti binasında bulunan bir vatandaşın da yaşanan tartışmada arada kalarak kolunun kırıldığını öğrendim…
Konuyu biraz araştırdım, olay yerine Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun ve Çiğli İlçe eski Başkanı Adnan Yılmaz’ın Foça’ya gittiğini öğrendim.
Bunun üzerine eski İlçe Başkanı Adnan Yılmaz’ı arayarak olayı anlattım ve bunun doğru olup olmadığını sordum. Yılmaz “ Olay doğru, biz buraya teşkilat Başkanımız ile birlikte geldik ve konuyu tatlıya bağladık. şimdi bir sorun yok, senden bir ricam var bu konuyu haber konusu yapmayalım” diyerek ricada bulundu. Biz de Yılmaz’ın samimi tavrından ve bir de olayın tatlıya bağlanmış olmasından dolayı haber konusu yapmadık.
Oysa hem Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun hem de Adnan Yılmaz’ın karakolda çekilmiş fotoğrafları tarafıma gönderilmiş ve ben bu olay tatlıya bağlandığı için konuyu kapattım.
Şimdi iki farklı örnek biri gazeteciye doğru söylemeyen bir teşkilat üyesi diğer ise, doğruyu söyleyen ve samimi davranan bir teşkilat üyesi sizce hangisi doğru…
Eeee atalarımız ne demiş "doğrunun kalesi yıkılmaz"
NOT; Sayın Delican teşkilatlardan inanılmaz şikayetler var ve bunları yakında köşemde yer vereceğim. Size önerim İl yöneticilerinizi il başkanlığı'nda oturtacağınıza ilçe başkanlıklarına göndererek buralarda yaşanan sorunları yerinde görüp çözün. Aksi taktirde ileride yaşanacak sorunlar sizi koltuğunuzda edebilir. Benden söylemesi…