Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar

Bu atasözünü oldum olası çok seviyorum... Kısacık iki cümle ile öyle etkili bir mesaj veriyor ki...
Neyse, neden böyle bir cümle kurdum onu da sizinle paylaşmak istiyorum... 
Öncelikle siyaset ciddiyet ve samimiyet isteyen bir iştir...

Bunu siyasetle uğraşan herkes iyi bilir. Geçtiğimiz yıllarda bu anlamda inandırıcılığını kaybeden siyasetçilerin şimdilerde neler yaptığını ve siyasi arenada nasıl kaybolduğunu hep birlikte gördük...

Bunu neden anlatıyorum, şimdi o konuya geleceğim...
Dün öğlen saatlerinde İzmir'in şirin ilçesi Dikili'de orman yangını çıkmış ve burada yaşayan vatandaşlar yaşanan çaresizliğe tepki göstermişlerdi...


Ve gelen haber metninin bir bölümünde vatandaşların Belediye Başkanı Mustafa Tosun'a tepki gösterdikleri ifade edilmişti. Aslına haberde çok büyütülecek bir durum yok... Haberi yapan muhabir ile Dikili Belediyesi basın bürosunda çalışan bazı kişiler arasında sorun yaşanıyordu... Durum böyle olunca iki taraf için hesaplaşma zamanı başlamış oldu.


Muhabir Oben Ulu'yu uzun zamandan beri tanırım, işini iyi yapmaya çalışan ve özellikle Dikili Belediyesi eski Belediye Başkanı Osman Özgüven'in tutuklanma sürecinde Dikili Belediyesi'nde meslektaşlarının sağlıklı bilgi alması için büyük çaba göstermiş isimdir... 

Ve yaptığı haberlerin büyük bir bölümün de kefil olacağım isimlerden biridir. Haber de ortaya attığı " Belediye Başkanına vatandaşlar tepki gösterdi" satırının ne kadar doğru olduğunun video görüntüsü ile patlatılmasından gazetecilik adına sevindirici bir şanstır...

Şimdi olayı biraz analiz ettiğinizde Belediye Başkanı Mustafa Tosun'un yangın sırasında olay yerine gitmesi aslında alkışlanması gereken bir durumdur. Buraya gelerek olayın içinde olması ve Dikili'de kendisine oy vermiş yada vermemiş vatandaşlar ile aynı ortamda olması ve soğukkanlı bir tutum takınması bir Belediye Başkanı için çök önemli ve alkışlanması gereken bir davranıştır.


Burada Belediye Başkanı Tosun'a tepki gösteren vatandaşların o anlık refleks ile tepkilerini ortaya koyması doğal bir durum olarak algılanabilir. Burada vatandaşlar Belediye Başkanı'na tepki gösterdi, aman ne oluyor endişesine kapılmaya gerek yok...

Vatandaş devletin ilgili kurumlarına ulaşmakta ciddi sıkıntı çekiyor ve ilk bulduğu kim olursa ona tepkisini gösteriyor.. Bu İzmir'de belediye başkanlarının kaderi olsa gerek...


Ancak; bundan sonra yaşananlar tam anlamı ile trajikomik bir durum... Burada yaşanan ve belediye başkanın hiç günahının olmadığı bir olayda vatandaşların saydığım bu gerekçeler ile anlık tepkisini yazan gazeteciyi ve onun haber ajansı ile bazı haber sitelerini hedef alan açıklaması, belediyenin basın bürosunun bu konuyu yalanlaması aslında tam anlamı ile bir fiyasko...

Ve Belediye Başkanı Mustafa Tosun'un bu güne kadar edindiği prestiji ayaklar altına almıştır.


Ve yapılan açıklama görüntülerin ortaya çıkmasından sonra Belediye Başkanı Mustafa Tosun'u "YALANCI" durumuna düşürmüştür. Dikili Belediyesi Basın Bürosu'nun yaptığı bu açıklamadan Başkan Tosun'un haberinin olup olmadığını bilmiyorum, ama Başkan Tosun'un bunu yapanlar ile ilgili gerekli araştırmayı yapıp bundan sonra kendisi adına yapılacak açıklamalara el atması gerekiyor...

Aksi taktirde, gelecek günlerde bu yapılan yanlışlar Başkan Tosun'un önüne çıkacaktır... Bu neden ile Başkan Tosun'un kendisini temsilen  yapılacak açıklamalara biraz daha özen göstermesi gerekiyor...


Yaşanan  duruma şöyle bir bakınca, konutların yanı başında çıkan yangının sebebini ve ortaya çıkan manzaranın nedenlerini de iyice irdelemek gerekiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'
ne bağlı itfaiye ekiplerinin ihbarın üzerinden yarım saat sonra bölgeye ulaştığını belirten halk, duruma tepki gösteriyor. Daha önceden ellerinde dilekçeler ile çeşitli resmi kurumlara başvurmuşlar. Belediyeden yapılan yazılı basın açıklamasının aksine bu başvurular, daha önceden çıkan yangınlarla ilgili ve burada önlem alınmasını istiyorlar. Haklılar da...

Haberin videosunda sıkıntılarını aktaran halk her yaz burada yangın çıktığını söylüyor. Emniyeti, itfaiyeyi, Büyükşehir Belediyesi'ni, Orman Bölge Müdürlüğü'nü ve ilçe belediyesini sorumluluk almaya davet ediyor. Ama haberleri yalanlayan belediye basın bürosu tüm gerçekliği ile orada olan olayları aktaran ve kamuoyuna haber yapan basın yayın kuruluşunu yalanlıyor.

Ayrıca adeta "Çıkmayan yangın için dilekçe vermişler" anlamına gelen ifadelerle halkı da dikkate almadan orada yaşananların "üretilen hayali bir senaryo" olduğunu belirtiyorlar.

Daha önce defalarca yangın çıkan bölgedeki vatandaşların uyarısını dikkate almayan belediye basın birimi yetkilileri, "Hangi ülkede ve hangi zamanda bir orman yangının önceden tahmin edileceği görülmüş ve bu konuda bir dilekçenin verildiği iddiası ne kadar gerçeği yansıtabilir" şeklindeki açıklaması ile sadece haber kuruluşunu değil, halkı da görmezden gelmektedir.

Sormadan edemeyeceğim, acaba bu yalanlama metnini basına servis eden belediye basın birimi yetkilileri, olay anında orada mıydı ve bizzat o sıkıntılara şahit oldular mı'