Delican yanlış yolda
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile ilgili daha önce defalarca yazdım çizdim, sanıyorum İzmir’de Sayın AK Parti İzmir İl Başkanı'nın yaptığı çalışmayı benden başka analiz eden yok…
Geçtiğimiz günlerde Delican açısından işlerin iyi gitmediğini ifade etmiştim.
Genel seçimlere gittiğimiz günlerde CHP’nin neredeyse bütün örgütlerinin harıl harıl çalıştığı bir dönemde AK Parti'nin sadece aday belirme yöntemine kilitlenmesi ve sokakta hiçbir çalışma yapmaması, AK Parti açısından önemli bir dezavantaj oluğunu düşünüyorum…
29 Mart tarihinde CHP’de ön seçim ile vekillerini belirleyecekken AK Parti’nin ince eleyip sık dokuyoruz diye lanse edilen aday belirleme sisteminin partiyi nereye taşıyacağını göreceğiz.
AK Parti’nin İzmir patronu olan İl Başkanı Bülent Delican’ın yönetim kurulunu rutin olarak toplamaması, yapılan iki-üç toplantının da tanışma faslı ile geçmesi, toplantılarda il yönetim kurulu üyeleri ile istişare edilmemesi ayyuka çıkmış durumda. Bunu söyleyen biz değiliz. Bizzat bazı yöneticilerin yakın çevrelerine isyanı…Üstelik bazı ilçe başkanlarının ‘Başkan’a ulaşamıyoruz’ isyanı var.
Ayrıca kadın kolları çok tecrübeli bir isimden sonra genç bir isme emanet edildi, gençlik kollarında kongre sürecinde sıkıntı oluştu. Her iki atamada da Delican'ın etkisi vardı.Genel seçimlerde kadın ve gençler önemli rol üstleniyor. Kadın kolları ve gençlik kollarında Kızılırmak ve Kırkpınar dönemlerindeki gibi randıman sağlaması zor gözüküyor.
İl Başkanı Delican partinin sadece Ankara ayağını sağlam tutmaya çalışıyor…
AK Parti'nin İzmir’de teşkilatın bu kadar başının boş bırakılması ve kimin ne yapacağı ya da nasıl bir görev alacağı belirsizliğini korurken, CHP’nin kalesi olan İzmir’de bu kadar plansız bir çalışma ile nasıl başarılı olacağını bende çok merak ediyorum…
Şimdi İl Başkanı Delican ile ilgili en çok gelen şikâyetleri sizinle paylaşmak istiyorum…
1- İl Başkanı Delican yeni yönetim kurulu seçildikten sonra 2,5-3 ay içinde iki-üç defa yönetim kurulu toplantısı yaptı.
2- Belediye Başkanlarını kaderine terk etmiş onların hiçbir sorunu ile ilgilenmediği yönünde şikayetler geliyor.
3- İlçe Başkanlarının telefonlarını açmadığı yönünde şikâyetler var…
4- İl Başkanlığında milletvekili hareketliliğinden başka bir şey yok..
5- Sadece Aziz Kocaoğlu'nu eleştirerek muhalefet yapmaya çalışıyor...
Şimdi teşkilatlardan bu kadar şikâyet alan bir İl Başkanı'nın nasıl başarılı olacağını bende merak ediyorum…
İzmir’de durum böyle iken, gelelim İl Başkanı Bülent Delican’ın Ankara çıkarmasına…
Delican teşkilatı seçimlere hazırlamak yerine Ankara’da hükümetin yapacağı yatırımları takip etmesi çok anlaşılır bir şey değil…
Sanki İzmir İl Başkanı değil, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı gibi projelerin ne olduğunu Başbakan’a anlatmış…
Ayrıca İl Başkanı Delican Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmede seçime katkı koyacak ya da seçim sürecinde partiyi sürükleyecek isimlerin de değerlendirildiği öğrenilirken, İzmir’in demografik ve toplumsal yapısının da masaya da yatırıldığı öğrenildi. Bu yapının seçmen ve sandık dağılımı konusunda analizler yaptığını ifade etmiş…
İzmir’de teşkilatlar ile bir görüşme yapmayan ve kendi yönetim kurulu ile bir araya gelmeyen Delican nasıl bir analiz yaptı inanın bende merak ediyorum… Yoksa bu analizi yönetimde görev alamayan ve AR-GE Başkanı'nın yerinde oturmaya devam eden İl koridorlarında il yöneticilerinden bile daha fazla boy gösteren Köksal Çakıcı’ya mı yaptırdı…
İl Başkanı Delican ile ilgili söylemek istediğim birkaç şey daha var...
1- Kendi teşkilatından uzak olan, Aylarca yönetim kurulu toplantısı yapmayan, İl Başkanlığı'nı yönetimde olan kişiler ile değil yönetimde olmayan (Köksal Çakıcı gibi) 3-5 kişi ile yönetmeye çalışan. İl Başkanı'nın Teşkilatı nasıl yönetecek ve nasıl başarılı olacak çok merak ediyorum…
Ayrıca kamu görevi yapan gazeteciler arasından bizden olan ve olmayan diyerek ayrım yapan bir İl Başkanı'nın bu tavrı hiç hoş değil.
Kendisi hakkında haber yapan gazetecilerin mali durumlarını araştıran ve onlarla ilgili bilgi toplayan İl Başkanı Bülent Delican yanlış yolda… Bu yazdıklarımın iki katı daha fazla yanlış olan ve yazılması gereken şeylerin olduğunu ifade etmek istiyorum…
8 Haziran sabahı AK Parti'nin alacağı başarıyı hep birlikte göreceğiz…
Geçtiğimiz günlerde Delican açısından işlerin iyi gitmediğini ifade etmiştim.
Genel seçimlere gittiğimiz günlerde CHP’nin neredeyse bütün örgütlerinin harıl harıl çalıştığı bir dönemde AK Parti'nin sadece aday belirme yöntemine kilitlenmesi ve sokakta hiçbir çalışma yapmaması, AK Parti açısından önemli bir dezavantaj oluğunu düşünüyorum…
29 Mart tarihinde CHP’de ön seçim ile vekillerini belirleyecekken AK Parti’nin ince eleyip sık dokuyoruz diye lanse edilen aday belirleme sisteminin partiyi nereye taşıyacağını göreceğiz.
AK Parti’nin İzmir patronu olan İl Başkanı Bülent Delican’ın yönetim kurulunu rutin olarak toplamaması, yapılan iki-üç toplantının da tanışma faslı ile geçmesi, toplantılarda il yönetim kurulu üyeleri ile istişare edilmemesi ayyuka çıkmış durumda. Bunu söyleyen biz değiliz. Bizzat bazı yöneticilerin yakın çevrelerine isyanı…Üstelik bazı ilçe başkanlarının ‘Başkan’a ulaşamıyoruz’ isyanı var.
Ayrıca kadın kolları çok tecrübeli bir isimden sonra genç bir isme emanet edildi, gençlik kollarında kongre sürecinde sıkıntı oluştu. Her iki atamada da Delican'ın etkisi vardı.Genel seçimlerde kadın ve gençler önemli rol üstleniyor. Kadın kolları ve gençlik kollarında Kızılırmak ve Kırkpınar dönemlerindeki gibi randıman sağlaması zor gözüküyor.
İl Başkanı Delican partinin sadece Ankara ayağını sağlam tutmaya çalışıyor…
AK Parti'nin İzmir’de teşkilatın bu kadar başının boş bırakılması ve kimin ne yapacağı ya da nasıl bir görev alacağı belirsizliğini korurken, CHP’nin kalesi olan İzmir’de bu kadar plansız bir çalışma ile nasıl başarılı olacağını bende çok merak ediyorum…
Şimdi İl Başkanı Delican ile ilgili en çok gelen şikâyetleri sizinle paylaşmak istiyorum…
1- İl Başkanı Delican yeni yönetim kurulu seçildikten sonra 2,5-3 ay içinde iki-üç defa yönetim kurulu toplantısı yaptı.
2- Belediye Başkanlarını kaderine terk etmiş onların hiçbir sorunu ile ilgilenmediği yönünde şikayetler geliyor.
3- İlçe Başkanlarının telefonlarını açmadığı yönünde şikâyetler var…
4- İl Başkanlığında milletvekili hareketliliğinden başka bir şey yok..
5- Sadece Aziz Kocaoğlu'nu eleştirerek muhalefet yapmaya çalışıyor...
Şimdi teşkilatlardan bu kadar şikâyet alan bir İl Başkanı'nın nasıl başarılı olacağını bende merak ediyorum…
İzmir’de durum böyle iken, gelelim İl Başkanı Bülent Delican’ın Ankara çıkarmasına…
Delican teşkilatı seçimlere hazırlamak yerine Ankara’da hükümetin yapacağı yatırımları takip etmesi çok anlaşılır bir şey değil…
Sanki İzmir İl Başkanı değil, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı gibi projelerin ne olduğunu Başbakan’a anlatmış…
Ayrıca İl Başkanı Delican Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmede seçime katkı koyacak ya da seçim sürecinde partiyi sürükleyecek isimlerin de değerlendirildiği öğrenilirken, İzmir’in demografik ve toplumsal yapısının da masaya da yatırıldığı öğrenildi. Bu yapının seçmen ve sandık dağılımı konusunda analizler yaptığını ifade etmiş…
İzmir’de teşkilatlar ile bir görüşme yapmayan ve kendi yönetim kurulu ile bir araya gelmeyen Delican nasıl bir analiz yaptı inanın bende merak ediyorum… Yoksa bu analizi yönetimde görev alamayan ve AR-GE Başkanı'nın yerinde oturmaya devam eden İl koridorlarında il yöneticilerinden bile daha fazla boy gösteren Köksal Çakıcı’ya mı yaptırdı…
İl Başkanı Delican ile ilgili söylemek istediğim birkaç şey daha var...
1- Kendi teşkilatından uzak olan, Aylarca yönetim kurulu toplantısı yapmayan, İl Başkanlığı'nı yönetimde olan kişiler ile değil yönetimde olmayan (Köksal Çakıcı gibi) 3-5 kişi ile yönetmeye çalışan. İl Başkanı'nın Teşkilatı nasıl yönetecek ve nasıl başarılı olacak çok merak ediyorum…
Ayrıca kamu görevi yapan gazeteciler arasından bizden olan ve olmayan diyerek ayrım yapan bir İl Başkanı'nın bu tavrı hiç hoş değil.
Kendisi hakkında haber yapan gazetecilerin mali durumlarını araştıran ve onlarla ilgili bilgi toplayan İl Başkanı Bülent Delican yanlış yolda… Bu yazdıklarımın iki katı daha fazla yanlış olan ve yazılması gereken şeylerin olduğunu ifade etmek istiyorum…
8 Haziran sabahı AK Parti'nin alacağı başarıyı hep birlikte göreceğiz…