Karşıyaka'yı bırak, Kemalpaşa'ya bak
İzmir’de her geçen gün siyasi arena ısınırken, CHP ve AK Parti arasında yaşanan rekabet tüm hızı ile devam ediyor…
Bu durum siyasetin doğasında var…
Siyasetçilerin kendi genel merkezlerine ve genel başkanlarına seslerini duyurmak için ellerinden geleni yaptığını görüyoruz…
Bu çekişme önümüzdeki günlerde daha hızlanarak artacaktır…
Genel merkeze “Ben buradayım” demek isteyen milletvekilleri ve aday olmak isteyen aday adayları, seslerini duyurmak isteyen siyasetçiler her türlü argümanı kullanacaktır.
Bir gazeteci ve yıllardır siyasetin içinde olan biri olarak, bunu çok iyi anlayabiliyorum…
Ancak; İzmir’de son dönemlerde İzmirli gazetecilerin de hiç alışık olmadığı şeyler oluyor…
İzmir her dönem özgürlüğüne düşkün olan bir kenttir. İzmir baskıya gelmez. Bunun en iyi örneğini, son yerel seçimlerde iktidar partisine gösterdi…
Dedim ya, İzmir’de son dönemlerde garip şeyler olmaya başladı…
İktidarın 12 yılda siyasi çalışma yaparak alamadığı illerden olan İzmir’de medya üzerinden özellikle İstanbul gazetelerinin içinde bulunduğu bir algı operasyonu yapılmaya başladı…
Başta CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve diğer CHP’li ilçe belediye başkanları üzerinde itibarsızlaştırma operasyonu yapılmaya çalışıyor…
İstanbul gazetelerinden bazılarının eklerinde CHP’li belediyeler aleyhinde yapılan taraflı haberler sanki bu belediyelerde büyük problemler varmış algısı oluşturulmak isteniyor…
Özellikle Yeni Asır ve Sabah Gazetesi’nin yayınlarına göre sanki bu kentte siyaset CHP’li belediyelerin etrafında dönüyor…
Kentte yaşanan problemler sadece belediye hizmetlerinde yaşanıyor… Bu kentte hükümetin yaptığı projelerde hiçbir sorun yok sadece ve sadece belediye başkanları ve onların yaptığı işlerde problem varmış gibi algı yaratılmaya çalışılıyor…
Ancak; yerel seçimlerde CHP’li belediyelerin aldığı oylara bakarsak İzmir halkı bu gazetelerin yaptığı haberlere itibar etmiyor…
Düşünebiliyor musunuz bu gazetelerden Yeni Asır’ın yazarlarından Hüseyin Kocabıyık, ahlak sınırlarını zorlayarak sadece ve sadece iktidara yaranabilmek için, CHP’nin üst düzey yöneticileri ve bu ülkede televizyon ve gazetelerde üst düzey görev yapmış kişiler, programda iktidarı eleştiriyorlar diye “Halk Tv adlı kanalda 4 tane puşt Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyor” diyerek hakaret ediyor…
Bu adamın yaptığı sadece bununla da sınırlı değil. Daha önce de Çağdaş Avukatlar Grubu'nun adayı, mevcut Başkan Ercan Demir'i PKK'lı olarak tanımladı. Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Konak Belediye Başkanı Sema Pakdaş’ın, Demir’e destek olduğunu yazarak hedef göstermişti.
Ve bugün Sabah gazetesi Karşıyaka Belediyesi’nden alacağı olan bir firmanın 37 bin 760 liralık alacağına karşılık icra işlemi başlattığını yazdı… Bu haberde bir problem yok ama aynı gazete belediyenin milyonlarca liralık taşınmaz malları varken Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın aracına haciz koyacaklarını yazarak Belediye Başkanı’nı halkın önünde küçük düşürmek ve itibarsızlaştırmak için hamle yaptı..
Oysa aynı gazeteler 37 bin 760 liralık borcu olan belediyeyi yazarken, Kemalpaşa Belediyesi bünyesinde bulunan Aquapark’ın, kişi başına 20 lira alınarak fiş kesmeden işletilmesine bir şey dmedi, paraların nereye gittiğini sormadı…
Bırak sormayı aynı gazetenin yöneticileri İstanbul'da bulunan ağabeyleri kulaklarını çekerler diye merak bile etmedi...
Oysa gazetecilerin görevi toplunum kirlenmesini engellemek, yaşanan hukuksuzlukları engellemek, bu kirli ilişkileri ortaya çıkarmak vs değil midir.
İşte bu nedenle Egeli Sabah gazetesinin İzmirli yöneticilerine bu görevlerini yapmak için çağrıda bulunuyorum...
Vatandaşın alacağını ödemeyen Karşıyaka Belediyesi’ni yazan Egeli Sabah, hadi gel vatandaşın parasını kayıt altına almayan Kemalpaşa Belediyesi’nin de peşine düş...
Aquapark kirişinde kişi başına 20 lira alan Kemalpaşa Belediyesi aylarca fiş kesmemiş ve bizim haberimiz üzerine panik yaparak hemen işletmeye kasa koymuşlardı…
Şimdi bir tarafta borcunu ödemeyen bir belediye, diğer tarafta ise aldığı paraların nereye gittiğini belgelemeyen bir belediye…
Bu gazetelere göre belediyelerin belediye Başkanlarının ne yaptığı değil, hangi partiye üye oldukları önemli…
Hadi bakalım Egeli Sabah bu haberi de yap…
Bu haberin bütün belgelerini ve Belediye Başkanı Arif Uğurlu'nun meclis toplantısında yaptığı itiraf gibi açıklamasını da size göndereceğim…
Bu haberi de yapın…
Bu haberi yazmazsanız işte o zaman ben de İzmir'e özel görevli olarak gelen "İSTANBUL GAZETELERİNİ İSTEMİYORUM".
Bu durum siyasetin doğasında var…
Siyasetçilerin kendi genel merkezlerine ve genel başkanlarına seslerini duyurmak için ellerinden geleni yaptığını görüyoruz…
Bu çekişme önümüzdeki günlerde daha hızlanarak artacaktır…
Genel merkeze “Ben buradayım” demek isteyen milletvekilleri ve aday olmak isteyen aday adayları, seslerini duyurmak isteyen siyasetçiler her türlü argümanı kullanacaktır.
Bir gazeteci ve yıllardır siyasetin içinde olan biri olarak, bunu çok iyi anlayabiliyorum…
Ancak; İzmir’de son dönemlerde İzmirli gazetecilerin de hiç alışık olmadığı şeyler oluyor…
İzmir her dönem özgürlüğüne düşkün olan bir kenttir. İzmir baskıya gelmez. Bunun en iyi örneğini, son yerel seçimlerde iktidar partisine gösterdi…
Dedim ya, İzmir’de son dönemlerde garip şeyler olmaya başladı…
İktidarın 12 yılda siyasi çalışma yaparak alamadığı illerden olan İzmir’de medya üzerinden özellikle İstanbul gazetelerinin içinde bulunduğu bir algı operasyonu yapılmaya başladı…
Başta CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve diğer CHP’li ilçe belediye başkanları üzerinde itibarsızlaştırma operasyonu yapılmaya çalışıyor…
İstanbul gazetelerinden bazılarının eklerinde CHP’li belediyeler aleyhinde yapılan taraflı haberler sanki bu belediyelerde büyük problemler varmış algısı oluşturulmak isteniyor…
Özellikle Yeni Asır ve Sabah Gazetesi’nin yayınlarına göre sanki bu kentte siyaset CHP’li belediyelerin etrafında dönüyor…
Kentte yaşanan problemler sadece belediye hizmetlerinde yaşanıyor… Bu kentte hükümetin yaptığı projelerde hiçbir sorun yok sadece ve sadece belediye başkanları ve onların yaptığı işlerde problem varmış gibi algı yaratılmaya çalışılıyor…
Ancak; yerel seçimlerde CHP’li belediyelerin aldığı oylara bakarsak İzmir halkı bu gazetelerin yaptığı haberlere itibar etmiyor…
Düşünebiliyor musunuz bu gazetelerden Yeni Asır’ın yazarlarından Hüseyin Kocabıyık, ahlak sınırlarını zorlayarak sadece ve sadece iktidara yaranabilmek için, CHP’nin üst düzey yöneticileri ve bu ülkede televizyon ve gazetelerde üst düzey görev yapmış kişiler, programda iktidarı eleştiriyorlar diye “Halk Tv adlı kanalda 4 tane puşt Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyor” diyerek hakaret ediyor…
Bu adamın yaptığı sadece bununla da sınırlı değil. Daha önce de Çağdaş Avukatlar Grubu'nun adayı, mevcut Başkan Ercan Demir'i PKK'lı olarak tanımladı. Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Konak Belediye Başkanı Sema Pakdaş’ın, Demir’e destek olduğunu yazarak hedef göstermişti.
Ve bugün Sabah gazetesi Karşıyaka Belediyesi’nden alacağı olan bir firmanın 37 bin 760 liralık alacağına karşılık icra işlemi başlattığını yazdı… Bu haberde bir problem yok ama aynı gazete belediyenin milyonlarca liralık taşınmaz malları varken Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın aracına haciz koyacaklarını yazarak Belediye Başkanı’nı halkın önünde küçük düşürmek ve itibarsızlaştırmak için hamle yaptı..
Oysa aynı gazeteler 37 bin 760 liralık borcu olan belediyeyi yazarken, Kemalpaşa Belediyesi bünyesinde bulunan Aquapark’ın, kişi başına 20 lira alınarak fiş kesmeden işletilmesine bir şey dmedi, paraların nereye gittiğini sormadı…
Bırak sormayı aynı gazetenin yöneticileri İstanbul'da bulunan ağabeyleri kulaklarını çekerler diye merak bile etmedi...
Oysa gazetecilerin görevi toplunum kirlenmesini engellemek, yaşanan hukuksuzlukları engellemek, bu kirli ilişkileri ortaya çıkarmak vs değil midir.
İşte bu nedenle Egeli Sabah gazetesinin İzmirli yöneticilerine bu görevlerini yapmak için çağrıda bulunuyorum...
Vatandaşın alacağını ödemeyen Karşıyaka Belediyesi’ni yazan Egeli Sabah, hadi gel vatandaşın parasını kayıt altına almayan Kemalpaşa Belediyesi’nin de peşine düş...
Aquapark kirişinde kişi başına 20 lira alan Kemalpaşa Belediyesi aylarca fiş kesmemiş ve bizim haberimiz üzerine panik yaparak hemen işletmeye kasa koymuşlardı…
Şimdi bir tarafta borcunu ödemeyen bir belediye, diğer tarafta ise aldığı paraların nereye gittiğini belgelemeyen bir belediye…
Bu gazetelere göre belediyelerin belediye Başkanlarının ne yaptığı değil, hangi partiye üye oldukları önemli…
Hadi bakalım Egeli Sabah bu haberi de yap…
Bu haberin bütün belgelerini ve Belediye Başkanı Arif Uğurlu'nun meclis toplantısında yaptığı itiraf gibi açıklamasını da size göndereceğim…
Bu haberi de yapın…
Bu haberi yazmazsanız işte o zaman ben de İzmir'e özel görevli olarak gelen "İSTANBUL GAZETELERİNİ İSTEMİYORUM".