CHP'nin kalesi İzmir yıkılıyor mu?
Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışını bir kez daha Erdoğan kazandı. Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olarak 5 yıl daha görev alacak…
İktidarın yeniden istediği sonucu almasını tek kelimeyle yorumlarsak, “Devletin bütün kaynaklarını sonuna kadar kullanarak ve acımasız bir seçim kampanyası ” ile seçimi kazanmayı başardı…
Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında ifade ettiği gibi bu seçimin kaybedeni olmadı…
“Kazanan Türkiye” oldu…
Gelelim ilimizde alınan sonuçlara…
Ön değerlendirme yaparsak, Millet İttifakı’nın bileşenleri sınıfta kaldı…
Başarılı bir dayanışma örneği sergileyemedi…
Birbirinden kopuk bir çalışma izlenimi verdiler…
Özellikle ittifakın lokomotifi olan CHP’nin İzmir İl Başkanı sınıfta kaldı…
Tabir-i caizse Millet İttifakı’nın karşısında çalıştı…
Neden mi?
Bütün seçim kampanyası boyunca örgütü ayağa kaldıracak çalışmalar yapmak yerine ittifakı ayrıştıran açıklamalar yaptı. Yani CHP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun toparlayıcı tavrının tersine ittifakı dağıtan kibirli bir il başkanı profili çizdi…
İttifakı toparlamak yerine yaptığı açıklamalarla ittifakın altına dinamit koydu…
Örneğin, ittifakta bulunan partiler için “ İYİ Parti dışında kalan partilerin oyu yüzde 1“ diyerek ittifak ortaklarını küçümseyen bir açıklama yaparak ittifak içinde ciddi anlamda kırılma yaşanmasına neden oldu…
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu’nun büyük emek ve çaba ile ittifaka İkinci turda dahil ettiği Zafer Partisi için seçimlere saatler kala katıldığı TV programında duyanları şaşkınlığa uğratan bir açıklama yaptı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ için “Bütün seçmenleri hiçkimsenin kaydıra bilmesi bir tarafa mümkün değil, bunu Kemal Kılıçdaroğlu da başaramaz” diyerek Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi hamlesi için “örtülü onaylamadığını” açıklamış oldu.
Bu açıklaması ile seçmenin umutlarını yerle bir etti desek yanlış olmaz.
Oysa Cumhur İttifakı yüzde bir dahi oyu olmayan ortaklarını bütün eleştirilere rağmen desteklerken, CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu’nun CHP liderine destek veren partileri yok sayması, küçümsemesi İzmir’de sandığa gelen seçmenin katılım oranının düşmesine neden olduğunu düşünüyorum.
Ve Aslanoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na son darbesiyse, “Biz ilk turda seçimin zaten ikinci tura kalacağını biliyorduk” açıklaması oldu.
CHP İzmir il Başkanı Aslanoğlu’nun bu açıklamasından sonra Millet İttifakı’na gönül veren seçmen “Demek ki bizi ‘ilk turda kazanıyoruz’ diyerek kandırmışlar” diyerek umutsuzluğa sevk etmiştir. Bu gibi etkenlerin İzmir’de seçmenin sandığa gelmemesi için önemli etken olduğunu düşünüyorum…
İkinci tur seçimlerinde kendi ittifak ortaklarını dağıtmak için böyle açıklama yapan CHP’nin İl Başkanı’nın seçim bölgesinden nasıl bir başarı sağlaması beklenebilir… Daha önce ifade ettiğim gibi burada alınan sonuçlarda CHP’li belediye başkanlarının katkısı büyüktür.
İlk turda İzmir’de alınan yüzde 63 oy oranını Aslanoğlu’nun minik dokunuşu ile “Erdoğan karşıtı oylar” yüzde 68 olarak güncellendi.
Güncellendi güncellemesine ama İzmir’de alınan oy oranlarının CHP Genel Merkezi’ni tatmin etmediğini yaptığım kulislerde gördüm. Bir genel başkan yardımcısı ile yaptığım görüşmede 2018 Muharrem İnce örneğini verdi.
Şimdi 2018’de CHP’nin aldığı seçim sonuçlarına bakmak lazım…
CHP’nin adayı olan İnce tek başına 1,527,269 oy almış ve CHP’ye her iki bölgede toplan 14 milletvekili kazandırmıştı.
En son yapılan iki seçim arasında yaptığım analizde şöyle:
2018 yılında sandığa katılım oranı: % 89.07
Kullanılan oy 2.880.900
Muharrem ince: 1,527,269
Meral Akşener: 178,186
Selahattin Demirtaş: 170,574
Temel Karamollaoğlu: 12.987
Muhalefetin aldığı toplam: 1.889.016
2023 yılında sandığa katılım oranı: % 87.23
Kullanılan oy: 3.004.764
Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy: 1.939.651
2018 seçimlerine göre seçmen sayısı 123.864 kişi artmasına rağmen Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce arasındaki oy farkı sadece 50.635’tir..
Bu sonuçların ortaya koyduğu gibi Türkiye’de Millet İttifakı’nın kurduğu çalışma birçok yerde sonuç verirken, CHP'nin kalesi İzmir’de beklenen artışı yapmaması Türkiye kamuoyundan ciddi şaşkınlık yaratmış durumda…
Oysa CHP tarihinde ilk defa örgütle birlikte uyumlu çalışan bir Büyükşehir Belediye Başkanı olmasına rağmen alınan sonucun Türkiye kamuoyunda bu kadar başarısız karşılanması kale olarak görünen İzmir’den de çıkacak oy oranının Batman, Şırnak, Diyarbakır, Hakkâri, Kırklareli ve Tunceli’nin aldıkları başarılı sonuçlar gibi olmalıydı…
Bu iller aldıkları oy yüzdesiyle CHP’nin kalesi olan İzmir’i de solladı…
Özellikle HDP’nin güçlü olduğu illerde Erdoğan’a karşı ezici bir başarı elde eden Kılıçdaroğlu'nun partisinin kalesi olan İzmir’de oyunu koruyan bir Erdoğan ile karşılaşmamalıydı…
Bu tablo ile karşı karşıya kalan bir CHP Genel Merkezi’nin İzmir’de alınan sonuç için başarı görmesi mümkün değildir.
İşte yukarıda saydığım birçok neden ve İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun kibirli ve üstten bakan bir anlayışla seçim kampanyasını sürdürmesi, hem alınan sonuç hem de çıkan tabloda bir özeleştiri yapması, başarısızlığını kabul ederek bu işi daha düzgün yapabilecek bir isme koltuğunu bırakması lazım…
Bu çalışma prensibiyle çalışan bir il başkanının yerel seçimlere giderken de başarılı olma şansının olmadığını düşünüyorum...
Atandığı günden beri İzmir’de CHP’yi bir türlü toparlayamayan ve karpuz gibi ikiye bölünen örgütü bir araya getirmeyi başaramamış bir kişinin yerel seçimlere giderken, parti içinde barış sağlayacağını düşünmüyorum…
Ve 9 ay sonra yapılacak seçimlere örgütü “ŞUCU, BUCU” diyerek ayrıştıracağını ve örgüt içinde ciddi tartışmalar ve kopuşların olacağını düşünüyorum…