Dolar 34,4761
%-0.01
Euro 36,2342
%0.01
Altın 2.962,400
%0.93
Bist-100 9.368,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

İyi, kötü, çirkin

Türk siyasal yaşamının en önemli seçimlerinden biri olan 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili seçimleri geride kaldı ancak yankıları sürüyor.

Parlamenter Sistemin son bulduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ilk sınavı olan seçim sürecinde ittifaklar kuruldu.

Ve MHP’nin de desteğiyle AK Parti 13. kez sandıktan zaferle ayrıldı.

Her parti şapkasını önüne koyup sonuçların muhasebesini yaparken İYİ Parti’den gelen açıklamalar vicdani açıdan pek ‘İYİ’ değil gibi…

Neden mi'

Dilimin döndüğünce anlatayım.

Seçim kararı alınmadan kısa süre önce teşkilatlanmasını tamamlayabilen ve bu nedenle 24 Haziran yarışına katılamama riskiyle karşı karşıya kalan İYİ Parti’ye sandığın yolunu kim açmıştı'

(YSK İYİ Parti seçime girsin mi, girmesin mi kararını vermeye çalışırken) haberlerin pek olumlu gelmeyeceğini tahmin eden İYİ Parti’de panik havası hakimken CHP 15 milletvekilini gönderip grup kurmalarını sağladı. Böylece İYİ Parti B,C,D,E… planlarına ihtiyaç duymadan seçime girme hakkı elde etti.

CHP’nin on beşlilerine o dönem İYİ Parti cephesinden methiyeler düzüldü. Parti yöneticileri o vekilleri siyasetin ve demokrasinin kahramanı ilan etti. 

Seçim bitti. 

İYİ Parti kurmayları bu kez kendilerine sandık yolunu açan CHP’ye başarısızlıklarının faturasını kesmeye başladı.

Ne mi dediler'

Birer cümleyle özetleyeyim;

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın: İrade bizde olsaydı, Millet İttifakı'nı kurmazdık. Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile ittifak kurardık.

Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ: Koyduğumuz hedeflere ulaşamadık. Bunun nedenleri var. Benim kişisel kararım CHP ile seçim ittifakı bize oy kaybettirdi.

İzmir cephesinde ise İl Başkanı ve milletvekili adaylarıyla yapılan değerlendirme toplantısında şu görüş hakim olmuş: Millet İttifakı İYİ Parti'ye oy kaybettirdi.

Yani anlayacağımız dünün kahraman CHP’si bugün İYİ’nin başarısızlığının baş aktörü…

Velev ki öyle; ahde vefa nerede' 

‘İyi’lik nerede'