Başkan Yücel’den AK Partili Pehlivan’a ‘Meta-Su’ uyarısı: Keyfi davranamaz gerçekleri çarpıtamazsınız
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Menemen’de yaşanan sürece ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Belediye kasasında maaşları ödeyecek paranın olduğunu belirten Başkan Yücel, Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan’ın söylemleriyle CHP’yi kusurlu göstermeye çalıştığını söyledi. Pehlivan’ın kamu görevlisi olduğunu hatırlatan Başkan Yücel, “Siz kamu görevini yaparken keyfi davranamaz ve gerçekleri çarpıtamazsınız” dedi.
- Ege Postası
- 04.02.2021 - 21:05
EGEPOSTASI- Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, TV35 Ana Haber Bülteni’nde gündeme ve Menemen’de yaşananlara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bir süredir ülke gündeminde olan Boğaziçi eylemlerine değinen Başkan Yücel, öğrencilerin anayasal haklarını kullandıklarının altını çizerek uygulanan şiddetin baskı ve sindirme politikası olduğunu söyledi.
Menemen Belediye Başkanı iken “zimmet ve irtikap” suçlarıyla tutuklanan Serdar Aksoy’un görevden uzaklaştırılmasıyla başlayan ve son günlerde işçilerin maaşlarını alamamasıyla devam eden kriz sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Yücel, Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan’a ılımlı mesajlar verdi.
“GENÇLERLE UZLAŞI SAĞLAYAMAZSAK ÜLKENİN YÖNETİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Son gülerde ülke gündeminin en önemli konularından olan Boğaziçi eylemleri ve İzmir’deki yansımalarını değerlendiren Başkan Yücel, yaşanan şiddet olaylarının toplumsal kutuplaşmayı artıracağını söyledi ve “Bu sorunun bir tarafında Hükümet ve Cumhurbaşkanı var, diğer tarafında öğrenciler, gençler, akademisyenler yani toplumun daha demokratik yönetilmesi gerektiğini söyleyen milyonlardan oluşan bir kitle var. Boğaziçi Üniversitesi'ne bir rektör atandı. Yıllardır seçimle rektör gelen üniversitede böyle bir dayatma yapılması doğal olarak o üniversitedekilerin ve toplumun tepkisini çekti. İnsanların anayasal hakları, burada bir çağrı yapmaları ve seçimle gelecek bir rektör istemeleri en demokratik hakları. Ama bakıyoruz ki İzmir’de yaşanan olaylar, İstanbul’da yaşananların bir yansıması. İnsanlarımıza karşı polisin, kolluğun orantısız bir kuvvet kullanması ve işin şiddete kadar götürülmesi olumsuz sonuçlar doğurdu. Böyle bir toplumsal rahatsızlığı suiistimal eden kişiler varsa bununla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevini yapmasını anlıyoruz. Ama bakıyoruz ki bizim İzmir Milletvekilimiz Mahir Polat şiddete maruz kaldı. Orada bulunan arkadaşlarımız, polisin uyguladığı şiddeti yaşayan arkadaşlarımız var. Burada Cumhurbaşkanı'nın dayatması sonucunda gençlerimizle kolluk kuvvetlerinin karşı karşıya getirilmesi çok acı. Biz bunu Gezi olaylarında da yaşadık. Demokratik bir toplumsal hareketin çok ağır sonuçları olacağını göstermişti. Orada o orantısız gücü kullandıranların FETÖ terör örgütü mensupları olduğunu söylemişlerdi ama şimdi de benzer bir süreç yaşıyoruz. Tamamen barışçıl olan ve anayasal haklarını kullanan gençlerin orantısız kuvvetle bastırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu anlayışın topluma bir faydası yok. Bunlar toplumsal kutuplaşmayı artıran ve birtakım toplumsal olayları tetikleyebilecek bir durum. Dün 51 vatandaşımızın İzmir’de gözaltına alındığını ve haklarında işlem yapılıp serbest bırakıldıklarını biliyorum. Bu gözaltı işlemi sırasında kolluk kuvvetlerinin şiddet kullanması doğru değil. Umarız ki bu konuda dayatmada bulunanlar bu yanlışlardan geri dönerler. Baskıyla üniversiteli öğrencilerin susturulması mümkün değildir. Devam ettiği durumda daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Biz geleceğimiz olan gençlerle uzlaşı sağlayamazsak ülkenin yönetilmesi mümkün değil” dedi.
“CHP’NİN KUSURU VARMIŞ GİBİ BİR ALGI YARATILIYOR”
Bir süredir maaşları ödenmeyen ve yetki devrinin yapılmaması sonucunda Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan’ın talimatı ile şantiyeye alınmayan Meta-Su işçileri ile ilgili süreç hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başkan Yücel, Pehlivan’ın gerçekleri çarpıttığını ve işçileri mağdur ettiğini ifade ederek, “Her şeyden önce bir siyasetçinin gerçeği çarpıtmaması gerekiyor. Menemen’de de bir dayatma yapılmak isteniyor. Hukuki süreci biliyorsunuz. Şu anki fiili durum şu: Belediyenin 2 şirketi var. Meta-Su ve Menaş. Belediye bu şirketlerden hizmet alımı yapıyor ve maaşlarını ödüyor. Bu iş yıllardır böyle. Meta-Su’nun yüzde 99’u Menemen Belediyesi'nde. ‘Bu şirketlerle bağımız yok’ cümleleri gerçeği yansıtmıyor. İşçi, işine geliyor, hizmet üretiyor. Bunda hiçbir tereddüt yok. Ancak geçtiğimiz günlerde bir önerge verip şirketlerin yönetim kurulu başkanının değiştirilmesini istiyorlar ama bu önerge meclisten geçmiyor. O yüzden Deniz Karakurt, şu anda şirket yönetim kurulu başkanlığı görevine devam ediyor. Şirket yönetim kurulu başkanlığı görevi de belediye başkan vekili görevi de kamu görevidir. Siz kamu görevini yaparken keyfi davranamaz ve gerçekleri çarpıtamazsınız belediyenin kasasında şu anda maaşları ödeyecek para var. Nereden biliyoru? Daha düne kadar Belediye Başkan Vekili Deniz Karakurt olduğu ve gerekli birimlerden sağlıklı ve doğru bilgileri aldığı için oradan biliyoruz. Ancak Sayın Aydın Pehlivan göreve geldikten sonra bir talimat veriyor ve ‘Bu maaşlar ödenmeyecek’ diyor. Önerge de meclisten geçmediği için sanki burada Deniz Karakurt'un ya da CHP’nin kusuru varmış gibi bir algı yaratılıyor. Şunu da hatırlatmak isterim. Normalde belediye şirketlerinin yönetimini belirleme yetkisi belediye başkanındadır. Ancak 31 Mart yerel seçimleri sonrasında İstanbul ve Ankara gibi büyük iller kaybedilince bakanlık bir genelge çıkardı ve bu yetki belediye meclislerine verildi. Çünkü bu illerde çoğunluk AKP’deydi. Belediye şirketlerinin yönetim kurulu atama yetkisi Ticaret Bakanlığının genelgesiyle belediye meclisine verilince oradaki inisiyatifi almaya çalıştılar. Menemen Belediyesi’nin de hiçbir farkı yok. Deniz Karakurt ve Aydın Pehlivan kamu görevi görüyor. Bunların keyfi davranma hakkı yok. Buradaki uygulama keyfi bir uygulamadır. Belediyenin iş yerlerindeki çalışma huzurunu bozan bir uygulama bu. Çalışanların mağdur eden bir uygulamadır ve Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Biz bu işin daha kötü noktalara gitmesini istemiyoruz CHP olarak bu konuda uzlaşı sağlanabileceğine inanıyoruz. Neticede belediye başkan vekili AK Partili'dir. Şirketin yönetim kurulu başkanı CHP’lidir. Her ikisini de yasalar ve hukuk kuralları bağlar. Hukuk dışına çıkılamaz. Ama ilçeye ve kamuoyuna bu olay farklı yansıtılarak belediye başkan vekilinin görevi bırakmaya zorlaması hem etik değildir hem de somut gerçeklerle bağdaşmaz. Burada zorlama yapılmaya çalışılıyor. Gerçekler çarpıtılarak işçilerin alın teri üzerinden siyaset devşirilmeye çalışılıyor. Biz buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
“ORTAK ADIMLAR ATILABİLİR”
Pehlivan, şirketlerde bankamatik memurlarının olduğunu söylemiş ve bu konuda Deniz Karakurt’u zan altında bırakmıştı. Başkan Yücel, ‘bankamatik memurları’ konusunda daha önce Karakurt’un sunduğu öneriyi hatırlattı. Maaşların ödenmemesi halinde hukuki yollara başvuracaklarını söyleyen Başkan Yücel, şunları söyledi; “Böyle bir iddia varsa oturulur bir komisyon kurulur. Gerekirse bu komisyonda tüm siyasi partilerden gelen meclis üyeleri yer alır. Bu iddialar incelenir. Eğer iddialar doğru çıkarsa ve bir kişinin bankamatik memuru olduğu tespit edilirse hukuken gereği yapılır. Düzenli olarak işine gelip gitmeyen kendine verilen görevleri yapmayan bir işçi varsa bununla ilgili gereken her türlü adımın arkasında CHP olur. Bu rahatsızlıklar samimiyse bunun giderilmesi için ortak bir adım atılabilir ama ‘Belediye şirketinin yönetimi bize geçmezse maaş ödeyemeyiz’ gibi söylemlerle orada meclis iradesiyle seçilmiş bir kişinin görevi bırakmasını sağlamaya çakışmak etik ve hukuki değildir. Sayın Karakurt meclis iradesiyle seçilmiştir. Ve belediyenin de şirket çalışanlarının da Menemen’in de hakkını korumak için kamu görevi ifa etmektedir. Burada keyfi bir uygulama yapılıyor. İşçinin bu stresi daha fazla yaşamaması ve maaşların bir an önce ödenmesi gerekiyor. Ben buradan AK Parti’ye ve sayın Aydın Pehlivan’a çağrı yapıyorum. İşçinin ve emekçinin mağdur olmaması için maaşların ödenmesi gerekiyor. Biz bunun için her türlü uzlaşıya açığız. Maaşlar ödenmezse bunun hukuki yaptırımları var. Biz bu konularda iş çözülmezse gerekli adımlar atacağız. İşçi ve emekçi arkadaşlarımızı yalnız bırak ayacağız.”
“HAKSIZLIK ER YA DA GEÇ SON BULACAK”
Devam eden yargı süreci hakkında da bilgi veren Başkan Yücel, “2 ayrı dava var. Biri Aydın Pehliva'nın açtığı dava. Ondan zaten yürütmeyi durdurma kararı verildi. Biz hukuken haklı olduğumuza inanıyoruz. Çünkü yapılan kura işlemine hile, şaibe ya da farklı bir müdahale olduğuna dair tespit ya da iddia yok. Deniz Karakurt’un seçildiği 1. kura işlemi tamamen şeffaf ve yasaya uygun. Tabii meclis çalışma yönetmeliğindeki bir hükme atfen mahkeme burada, geçmişte emsali görülmemiş bir şekilde hem jet hızıyla hem de nokta atışı bir yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Neden nokta atışı diyoru? Burada kura tekrarı diye bir şey olmaz. Burada idari işlem başkan vekili seçimidir. Eğer bu seçim sakatlandıysa seçim tekrarlanır. Hukuken de sakatlanma yoktur. İkinci davaya gelirsek… Bu 2. kuranın çekilmesi zaten başından beri yanlış. Yürütmeyi durdurma kararının bu şekilde uygulanması yani sanki mahkeme esas hakkında nihai kararını vermiş gibi yürütmeyi durdurma kararıyla ‘kurayı tekrarlayacaksın’ diye bir karar verilmesi hem hukuken doğru değil hem de emsali yok. Biz bu konuda akademisyenlerden mütalaalar aldık. Yani Menemen'le ilgili İdare Mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuki dayanağı ve emsali yok. Yani 2. kura belediye kanunun vermiş olduğu yetkiye istinaden Valilik tarafından yapılan bir görevlendirme sonucunda çekildi. Bizim arkadaşlarımız da bu karar itiraz ettiler. Ayrı bir dava konusu yaptılar her iki davayı da takip ediyoruz İnanıyorum ki bu hukuksuzluk ve haksızlık er ya da geç son bulacak” dedi.
“MASUM OLDUĞUNA İNANMAK İSTİYORUZ”
Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı, “zimmet ve irtikap” suçlarıyla yargılanan Serdar Aksoy hakkında hazırladığı fezlekeyi Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Fezlekede “hurdalık” konusu üzerinde durulurken olayın başlama ve gelişme aşamalarına ilişkin şüphelilerin ayrıntılı ifadelerine yer verilmişti.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Yücel, “Hakkındaki yargılama süreci başlamamış bir kişiyle ilgili yorum yapmak doğru değil. Birtakım iddialar var. Sayın Serdar Aksoy’un da hukukçularının da bununla ilgili savunmaları olacaktır Biz diliyoruz ki bu iddiaların hepsinden aklansın. Ancak basına yansıdığı ve incelediğimiz kadarıyla bir dönem basına yansıyan haberlerde usulsüz bir hurda satışı yapıldığı iddiaları yer almıştı. Diliyoruz ki bu iddialardan aklanır. Biz masum olduğuna inanmak istiyoruz ve yargılanma sonucunda aklanmasını istiyoruz” diye konuştu.
Yorum Yazın