Dolar 34,1538
%0.17
Euro 38,0142
%-0.21
Altın 2.879,610
%0.16
Bist-100 9.898,00
%-0.02

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Biz bu saldırının altında kalmayız

Biz bu saldırının altında kalmayız

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor. Başbakan'ın konuşmaları "Esad şaşırma sabrımızı taşırma" sloganlarıyla sık sık kesiliyor.

  • Ege Postası
  • 14.05.2013 - 12:06
ANKARA- Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları şöyle:

DÜŞEN F-16 UÇAĞI
Konuşmamın hemen başında öğle saatlerinde Osmaniye'de düşen uçakta şehit düşen yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum. TSK'ya aziz milletimize baş sağlığı diliyorum.

REYHANLI
Vefat eden 41 kişinin kimliği tespit edildi. 39 kişinin cenazesi ailelerine teslim edildi. Hastanede 48 yaralı kardeşimiz var. 17 kişinin durumu ağır. Çok büyük miktarda patlayıcı kullanıldığı için evler binalar tahrip oldu. Önemli ölçüde mali hasar görüldü. Biz surratle valilik hesabına 7.5 trilyon gönderdik ve esnaflarımızla ilgili vergi ve sigorta noktasında 1 yıl erteleme talimatını verdik.

Reyhanlı'daki Hatay'daki tüm Türkiye'deki vatandaşlarımıza baş sağlığını bir kez de buradan söylemek istiyorum. Saldırı anından itibaren çevre iller başta olmak üzere devletin büyün gücü seferber edilmiştir. Bakanlarımız ve milletvekillerimiz hemen olay yerine ulaştı. Tabi bir yandan acil müdahaleler yapılırken bir yandan da sorumluların yakalanması için çalışma başlatıldı.

Kullanılan taşeronlar itibariyla olay büyük oranda aydınlatılmış durumda. Bu olayı gerçekleştirenlerin Suriye rejimiyle irtibatlı Türkiye içinden bir örgüt olduğu tespit edilmiştir. Tüm failleri ortaya çıkarmak için büyük bir hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz. BAşbakanlık teftiş kurulu da ayrıca ihmal varsa buradaki ihmalleri araştıracaktır.

Aklıselimin dışına çıkmadan infiale kapılmadan olayın üzerine gideceğiz. Daha önce de ifade ettiğim gibi büyük devletler bu tarz olaylar karşısında aklıselimle hareket edebilen devletlerdir. Biz bu saldırının altında kalmayız. Er ya da geç bu alçakça saldırıların bedelini misliyle ödetiriz. Bunu yapacak gücümüz de irademiz de var. Bizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz.

En başta bir hissiyatımı burada ekranları başında beni izleyen milletimle paylaşmak niyetindeyim; bazı kesimler terörle yaşayan bir ülke olduğumuz halde maalesef terörün tuzağına düşmekten kendilerini alamıyorlar. Terörün tek amacı bomba patlatmak değil, yaptığı eylemle ses getirmek ister. Korku kaos oluşturmak ister. Hedef aldığı canların üzerinden politikaları yönlendirmek ister. Onlarca cana kıymak terörün kullandığı sadece bir araçtır. Terör örgütleri asıl o saldırının arkasında çıkan manzaraya bakar.

MUHALEFET VE MEDYA
Terör örgütü saldırı sonrasında toplum dehşete düşerse o zaman amacına ulaşır. Toplum ikiye ayrılır soru işaretleri oluşursa terör işte o zaman hedefina ulaşmış olur. Bazıları terörün bı boyutu üzerinde hiç durmadılar. Bu tür acı hadiselerin ardından sorumluluk mevkiisindeki kişilerin tutumlarını inceleyin. Siyaset ve medya bunların yaptığı açıklamalar yayınlar.. Son derece hassas olan bu kesimlerin tuzağına nasıl düştüğünü göreceksiniz.

Maalesef bazı siyasiler ve medya bu alçakça tuzağının içinde yer aldılar. İnsanlar sokaklarda can mücadelesi veriyor birileri çıkıyor sanki o saldırıyı beklermiş gibi sorumsuzca açıklamalar yapıyorlar. Hele bir durum gözyaşlarımızı dindirelim ondan sonra herkes eteğindeki taşları döksün. Reyhanlı sokaklarında kara dumanlar yükselirken hemen ellerini ovuşturmak fırsatçılıktır.

Saldırganlar o aracı patlattıklarında 50 cana kıydıkları için değil Suriyeli mültecilere saldırılar olduğunda o zaman sevindiler. Bunu görmek için terör uzmanı olmaya gerek yok. Siyasetçisi de medyası da bunu görebilmeli.

SURİYE
Bizim Suriye halkıyla zerre kadar meselemiz yoktur, bizim Suriye'deki alçak gaddar diktatör rejimle meselemiz var. Kuzey Afrika'daki halk hareketleri başladığında Suriye'yi uyardık. Reformlar yapın dedik. Suriye'de olaylar başladığında bile Şam'la irtibatımızı kesmedik. Şam'a sürekli uyarılarımızı ilettik. Sabırla umutla uyarılarımızı yaptık. Tankla topla insanların üzerine saldırdıkları andan itibaren bizim tavrımız değişti. Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın biz kendi halkına zulmedenle bizim işimiz olmaz. Biz her zaman mazlumların yanında yer alan bir hükümetiz.

İkinci nokta ise insani boyuttur. Bosna Hersek'te çok acı katliamlar yaşanırken Türkiye bana ne deseydi bugün Bosna Hersek'in yüzüne bakabilir miyd? Halepçe Katliamı sonrası Kuzey Irak'tan kaçan Kürt kardeşlerimize kucak açmasaydık Erbil'in yüzüne bakabilir miydi? Lefkoşe'den bana ne deme hakkına sahip miyi? Türkiye'nin sınırında Rusya'nın kurşuna dizdiği Azeri askerlerin acılarını hala kalbimizde taşıyoruz. AK Parti teşkilatının 76 milyon aziz milletimin şunu bilmesini istiyoruz. Dünyanın Türkiye'nin çocukları için sorumluluk yüklenmiş bir iktidarız.

Çocuklar katledilirken susacaksak o zaman AK Parti'ye ne gerek var. Bunu CHP yapabilir MHP yapabilir bunu BDP yapabilir ama AK Parti asla yapmaz. Kapımızı çalan misafirlere kapımızı kapatacaksak bu harekete ne gerek var. Bakın CHP orada '25 bin kişi buradan gitsin' diye propoganda yapıyorlar. Ama onlar bizim kardeşimiz diyen Reyhanlılar var. Suriye'de her gün onlarca bebek katlediliyor. İşte Banyas'ı izlediniz. Annesinin kucağında onların nasıl katlediliğini gördünüz. Suriye'de her gün onlarca masum kadın katlediliyor tecavüze uğruyor. Suriyeli mülteciler gitsin diyenler acaba komşularının yüzüne nasıl bakabiliyor. Katledilen bebekleri görmezden geleceğimize siyaseti bırakır gideriz.

CHP
Burada ülkemiz adına çok önemli bir hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum, çok partili döneme geçtiğimiz andan itibaren CHP egemenliğin kaynağını başka yerlerden aramıştır. CHP hep fırsatı kriz durumlarında aramıştır. Seçim sandığında başarı gösteremeyen CHP kaostan medet umarak fırsat devşirmenin gayretinde olduğunu gördük. Sokak sokak direniş çağrısı yapan çözüm sürecini bir ayrışma olarak adlandırılan ve sürekli Alevi vatandaşlarımızı tahrik ederek Esad'a destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP Türkiye'nin düşmanlarıyla aynı fotoğrafta bulunmak gibi bir hata yapıyor. En kanlı terör örgütlerinin ekmeğine yağ süren açıklamalar yapıyorlar. Saldırıları çok başka yerlere çekmeye çalışan bir tavıra büründüler.

Gerek bana gerek partime ahlaksızca saldırıyorlar. Buna en güzel cevabı milletim sandıkta veriyor. Kime gönül vermiş olursa olsun 76 milyonun tamamına sesleniyorum, muhalefet tarafından tırmandırılan gerilime prim vermeyin. Bölücü dile asla aldanmayın. Terörün ekmeğine yağ sürecek açıklamalara yorumlara itibar etmeyin. 63 akil insan Türkiye'yi dolaşıyor. Onları provoke etmek için 10 kişilik hep aynı tipler.. CHP MHP diğer marjinal tipler. Ama ne yazık ki bunların yanında da yazılı ve görsel medya yer alıyor. Sanki halk böyle düşünüyor. Bu olayı böyle gösterme gayretindeler.

Halkımızın çoğunluğu bu çözüm sürecine her şeye rağmen desteğini sunuyor. Bu tuzaklara benim milletim düşmeyecek. Meclis'in dışına çıkarılan her mesele Türkiye'nin de demokrasinin de aleyhinedir. Bu gerilim tuzağına düşmeyin. Soğukkanlılıktan asla ayrılmayın. Biz bir olacağız diri olacağız Allah'ın izniyle her zamankinden fazla iri olarak bu işi halledeceğiz. Amerika ziyaretim sonrası oraları dolaşacağım. Reyhanlı'yı çok daha güçlü inşaa edeceğiz. Düşmanı değl dostlarımızı sevindireceğiz.


Demokrasilerde her meselenin çözüm yeri Meclis'tir. Sokağa taşınan her eylem demokrasi aleyhinedir. ABD dönüşü ilk işim Hatay, Reyhanlı ve diğer bazı ilçeleri ziyaret etmek olacak. Reyhanlı'yı madden ve manen yeniden ayağa kaldıracağız.

IMF
Acımız ve hüznümüz ne kadar yüksek olsa da milletçe buruk bir mutluluğu da yaşıyoruz. Büyüyen Türkiye yolunda çok önemli bir adımı atıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hazinesi IMF'ye olan 410 milyon TL'lik borcun ödenmesi için talimat verildi ve borç IMF hesaplarına aktarılmaya başlandı devam ediliyor. Böylece Türkiye uzun bir aranın ardından uluslarası para fonuna olan borcu ödedi sıfırladı borcu kapattı. Bu sevindirici haberin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. 11 Mart 1947'de IMF'den 43 milyon dolarla üye olmuştu. Cemal Gürsel hükümeti ilk borcu aldı. 1961'den bugüne 19 Stand By anlaşması yapıldı. Türkiye'nin borcu 2001 krizi sonrasında rekor bir düzeye ulaştı. O günün rakamlarıyla biz 23.5 milyar dolarla biz devraldık. Her ay heyet Türkiye'ye geliyor o görüşmeler olay oluyordu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.