Bu kadar mı gözünüz döndü'

Konak Belediye Başkanı ve DSP Belediye Başkan Adayı Hakan Tartan, yerel seçim öncesi parti flama, bayrak ve posterleri konusunda çifte standart uygulanarak propaganda yapma hakkının elinden alındığını belirtti, "Ben böyle şey ne duydum, ne gördüm. Bu kadar mı gözünüz döndü" dedi.

Ege Postası
10.03.2014 - 16:47

İZMİR - Hakan Tartan, yaşadığı sıkıntıları "Sevgili İzmirliler" diye başlayan açıklamasında, seçmenleriyle paylaştı. 30 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlerde DSP'nin Konak adayı olduğunu hatırlatan Tartan, "Sizinle yaşadığım sıkıntıları paylaşmak istiyorum. Çünkü ben böyle şey ne duydum, ne de gördüm" dedi. Tartan açıklamasında şöyle dedi:

"Malumunuz, seçimler demokrasinin olmazsa olmazıdır. Propoganda dönemi ise demokrasi yarışıdır. Ancak, bugün İzmir’de öyle şeyler yaşanıyor ve öyle kararlar alınıyor ki; Türkiye’de böylesi tutumlardan muzdarip olduğunu söyleyerek oy isteyenler; iktidar oldukları şehirde, aynı yoldan giderek, benim propaganda yapma hakkımı elimden alıyor. Tanıtım faaliyetlerime ket vuruluyor; posterlerim yırtılıyor, kurşunlanıyor ve nihayetinde kaldırılıyor.

İlçe Seçim Kurulu kararında tüm parti flama, bayrak ve posterlerinin kaldırılmasını istiyor, ama nasıl oluyorsa yalnızca tek bir adayın, benim posterlerim kaldırılıyor, pankartlarım toplatılıyor.

Konak ilçe sınırları içinde, adaylar tarafından yaptırılan 30’u aşkın bina giydirmeli dev poster varken ve hatta bu posterlerden bazıları Büyükşehir Belediyesi’ne ait binalara asılmışken, sadece tek bir adayın posteri parçalanarak alaşağı ediliyor. Peki, ya diğerleri… Diğerleri kaldırılmak şöyle dursun, yerine yenileri ekleniyor.

Demezler mi ki; bu nasıl adalet anlayışıdı? Bu nasıl demokrasi anlayışıdı? Bu ülkeye özgürlüğü, eşitliği bu yollarla mı getireceği? Demokrasi bu yollarla mı inşa edilecek'

Bu işi yapanlara soruyorum. Bu kadar mı gözünüz döndü' Bu kadar mı demokratik değerleri hiçe sayar hale geldini? Hani vicdan, hani adalet anlayışı, hani eşitlik…

Ben bu yola çıkarken; ‘Benim takdirimi seçmenim verir’ dedim. Ödüllendiren de, cezalandıran da seçmendir. Ama bırakın, kendimi ifade edebileyim. En temel insan haklarından biri, ifade özgürlüğüm kısıtlanırken; en temel demokrasi haklarından biri, propaganda hakkım gasp edilirken; bu yarışa eşit mi diyeceksiniz'

Çok üzgünüm. Büyük üzüntü duyuyorum. Kendim için değil, kentim için, ülkem için üzüntü duyuyorum. Yağmurdan kaçarken doluya tutulan İzmir için üzülüyorum.

Hukuku hiçe sayanların yarattığı hukuksuzluğa, hukuk çerçevesinde çözüm arıyorum. Ancak, çaresiz kalıyorum.

İzmir Valisini, İl Seçim Kurulu’nu, İlçe Seçim Kurulu’nu göreve davet ediyorum. İlçe Seçim Kurulu’nun aldığı kararın uygulanmasını istiyorum. İltimas istemiyorum, eşitlik istiyorum. Lütfen, bu ülke için… Çocuklarımız için… Demokrasi için… Cumhuriyet değerleri ve Atatürk için... İlçe Seçim Kurulu’nun kararı gecikmeden uygulansın. "