CHP'li Devrim Barış Çelik’ten yerel seçim mesajları: Gökce ve Atila'ya övgü dolu sözler

EGEPOSTASI- CHP önceki dönem Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, TR35 TV’de yayınlanan 8. Gün programında Gazeteci Mithat Umutoğulları’nın sorularını yanıtladı. 

“HAYATIMIN EN UZUN 10 GÜNÜYDÜ”

28 Mayıs ikinci tur seçimlerinde sandık sonuçlarının hızlı ve güvenli bir şekilde Genel Merkez’e gönderilmesi için yapılan çalışmaları anlatan Devrim Barış Çelik, “14 Mayıs genel seçimde ben 1. bölge 8. sırada milletvekili adayıydım. Ben vekilliği küçük biro y ile kaçırdım. Seçimden sonraki 2. gün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu beni Ankara’ya davet etti. Ankara’ya gittiğimde Onursal Bey’den boşalan Bilişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini tebliğ etti. Biz de ikinci tur için yeni bir yazılım kazandırdık. Aynı zamanda CHP’nin mevcut yazılımı da kullandık. 2 yazılımı birden kullandık. İkinci turda verilerin hızlı alınması önceliğimizdir. İlk seçimde veriler hızlı değil güvenli şeklinde alınsın gibi bir karar vardı. Biz bu kararı önce hızlı sonra güvenli şekilde değiştirdik. CHP’de sanık verilerini toplama örgütlerin işidir. Sandık görevlileri sonuçları ilçe merkezine götürür. Bu arada geçen süre siyasi karar vericilerin önündeki bilgiyi güçlü almasını engelleyen bir süreçti. Okul bilişim sorumluları vardı. Biz bir call center kurduk. 200 gönüllü arkadaşımız sonuçları topladı. Saat 18,10 itibariyle yüzde 94 açılan sandık oranıyla CHP Genel Başkanına ve Sözcüsüne sonuçları vererek kamuoyunu bilgilendirmelerini sağladık. Benim hayatımın en uzun 10 günüydü. İkinci turun ardından yeniden Kemal Kılıçdaroğlu tarafından görevlendirildi” dedi.

NEDEN AKTİF ROL ALMADI?

CHP’nin 38. Olağan Kurultayını değerlendiren CHP’li Çelik, “ CHP’de bir dijital dönüşüm süreci başlatmıştık. CHP’de yapılması gereken çalışmaları tamamlamak için özel bir çaba sarf ettiğim için kurultayda aktif rol almadım. Kendi işimiz dışında örgütten gelen arkadaşlarımızı ağırlıyorum. Kurultayda CHP bir değişim yaşadı. CHP, tek partili sistemden çok partili sisteme geçen bir parti. Genel Başkanın demokratik yöntemlerle nasıl değişebileceğini kamuoyuna göstermiş oldu. Kavga ve gürültü olmadan irade ortaya kondu ve Genel Başkan değişimi yaşandı. Şimdi bir yerel seçim var önümüzde. CHP’nin bütün unsurlarıyla birlikte biz eski yöneticiler olarak yeni yönetime katkı koymak için elimizden geleni yapacağız” ifadelerine yer verdi.

ÖZEL SANDIK VERİLERİ İÇİN KURDUĞUMUZ SİSTEMİ YAKINDAN İZLEDİ

İkinci tur seçim verileri için kurulan sistemi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yakından takip ettiğini vurgulayan Devrim Barış Çelik, “Kemal Bey devlet bürokrasisinden gelen biri. Kendine göre bir yönetme biçimi var. Siz bir sorumluluk veriyor ve yerine getirmenizi bekliyor. Genel Başkan Yardımcısı olduğunuz zaman ise bütün sorumluluklar bize ait oluyor. Doğu Masası görevini de bana Kemal Kılıçdaroğlu tebliğ etmişti. Ama en yoğun süreci Genel Başkan Yardımcılığı sürecinde yaşadım. Ekibinizi ve yapıyı yönetiyorsunuz. Bizim Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden sorumlu gib birimi var. Bu birimde çalışan personeller var. Bu birim birçok birimin ortaklaştığı birim. Koordinasyonu çok iyi yapabilmeniz gerekiyor. Bunu sağladığınızda hem sandık güvenliğini hem de seçim ve hukuk işleri sürecini yönetmiş oluyorsunuz. Biz seçim başarısız elde edemedik ama seçim verisini toplama başarısını elde ettik. Biz veri güvenliği için seçim takip ekranlarını MYK toplantı odasına kurmuştuk. Genel Başkan kendi odasından izlemeyi tercih etti. Bizim kurduğumuz sistemi en yakından takip eden kişi Özgür Özel oldu. O işleyişin nasıl olduğunu, seçim sonrası simülasyonların nasıl çalıştığını bizim oradaki mühendis arkadaşlara sorup yakından takip etti” ifadelerini kullandı.

“KİMLİK SİYASETİ ÜZERİNDEN KURGULAMAYIN”

CHP gibi kitle partilerinde toplumun çeşitli kesimlerinden temsiliyetlerin olduğuna dikkat çeken Çelik, “CHP’yi oluşturan yapıların arasında Alevi toplumun varlığı yadsınamaz. CHP’nin bel kemiği yapılarından bir tanesidir. Siz kimlik siyasetini öncüleyerek siyaset kurgulaması yaparsanız toplumu ayrıştırmaya başlarsınız. Bunun bilinçli ve özellikle manipüle edilen bir süreç olduğu kanaatindeyim. CHP’de çeşitli toplum kesimlerinden yöneticilerimiz olmuştur. Kemal Bey bu kimlikleri görünür kılmadı. CHP kimliği üzerinden siyaset yapmayı ve kitle partisi olarak konumlandırmayı daha uygun gördü. Özgür Özel’in kendi yönetme biçimi var ama daha görmedik. MYK’nın çok kucaklayıcı olduğunu görüyoruz . Çeşitli toplum kesimlerinden insanlar var. Cinsiyet  temsiliyeti eşit. Bunu da kamuoyunda göstermek için çaba sarf ediyor. Önümüzdeki yerel seçimin dinamikleri farklı. Biz ülke geneli siyaset ile yakından ilişkili konumu göremiyoruz. Yerel seçim sonrasında daha sağlıklı göreceğiz. CHP’nin gelenekleri var. Özel şöyle bir ifade kullandı, ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana CHP Genel Başkanların ne yapması gerektiği ile ilgili Kılıçdaroğlu ile istişarede bulunduk’ dedi. Demek ki, CHP’nin 100 yıllık bir geleneği var ve genel başkanların sorumlulukları var. Genel Başkanların bu sorumlulukları birbiriyle paylaştığını görüyoruz. O görüşmeyi biz kağıda yeni yönetim ile bekledik” diye konuştuk.

“ÇATIŞMA BEKLEYEN UNSURLAR VAR”

Özel ile İmamoğlu’nun yerel seçim öncesi aday belirlemede çatışabileceklerine ilişkin iddiaları değerlendiren CHP’li Devrim Barış Çelik, “CHP’de bir çatışma bekleyen başka siyasi partiler ve siyasi unsurlar var. Ülkeyi yönetenler CHP’de iç karışıklık olsun ve yerel yönetim seçimlerinde CHP’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. CHP böyle bir parti değil. CHP Genel Başkanları sorumluluk altında çalışırlar. CHP’nin belediye başkanları da geçmiş siyasi hikayeleriyle değerlendirildiğinde yeterli donanıma sahip kişilerdir. Genel Başkanımızın ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın siyasi geleceğine baktığımızda ikisinin de 13- 14 yıllık deneyime sahip. Herkes görevin sorumluluklarıyla hareket erder. CHP içinde bir çatışma CHP’ye zarar verir. İki aktör böyle bir çatışma içerisinde olmaz. Parti dışı yapılar bir beklenti oluşturdular. Bundan beslenmek istiyorlar. CHP’de olası bir çatışma olur mu beklentisi dün alınan ‘örgüt denetiminde ön seçim’ kararıyla ortadan kalkmış oldu” dedi.

İYİ PARTİ’NİN ‘İŞBİRLİĞİ’ KARARINI DEĞERLENDİRDİ: BİR GÜN BİLE ÇOK UZUN

İYİ Parti’nin işbirliğine kapıları kapatma kararını değerlendiren Çelik, “İYİ Parti kendi teşkilat yapısı olan bir siyasi parti. Dün ayrı seçime girmekle ilgili bir karar aldılar. Siyasette alınan bu kararlar sürekli yoğunlaşıp seçime bu şekilde gidilecek anlamına gelmez. Siyasette bir gün bile çok uzundur. Biz İYİ Parti’nin aldığı karara saygılıyız. Halkın beklentisiyle bu karar örtüşmüyor. Bu değişmeyecek anlamına gelmez. Belki toplumsal kanaat belki İYİ Parti’nin aldığı karar değişir. Bu kararları verirken 1 gün düşünmek gerekir. İYİ Parti ile CHP’nin en azından yerel düzeyde işbirliği yapması ve yerel yapıların özelliğine göre bu kararları alması kanaati oluşmuş. Biz de bu durumu izleyip göreceğiz. CHP’de PM en büyük karar organı ise İYİ Parti’de GİK en büyük karar organıdır” diye konuştu.

GÖKCE’YE VE ATİLA’YA ÖVGÜ DOLU SÖZLER

31 Mart 2024 yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulunan Devrim Barış Çelik, “İzmir için çok önemli bir kazanım. Bu kadar nitelikli insanların Büyükşehir için başvurması CHP’nin elindeki en önemli olgu.  Hem Merkez yönetimini hem de örgütümüze bir seçenek sunuldu. Bir kurumu yönetmek için siyasi nüfus veya popülarite yetmez. Liyakat sahibi olması lazım ve yönetme becerisi olmalı. Liyakati biz geçmiş dönemdeki görevlerinden anlıyoruz. Yönetme becerisinin olup olmadığını idari görevde bulunduysa vatandaştaki memnuniyet düzeyine bakarak anlarız. İdari görevde bulunmadıysa geçmişteki beyanatlarıyla tahmin ediyoruz. Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanımız Seferihisar’da başkanlık yaptı. 40 bin nüfuslu yerden 4 milyon nüfuslu bir yere geldi. Seferihisar’da yöneticiliği mükemmel yapmıştır ama ölçek büyüdüğünde farklılaşabilir. Ölçeğe göre yöneticilik yetenekleriniz  sınırlanmış olabilir. 4 milyonluk bir yeri yönetirseniz biraz daha tecrübelenirsiniz. Sadece liyakat değil, geçmiş deneyiminden ve yöneticilik yetenekleri ile değerlendirmek gerekir. Ben bu dönem İzmir’in çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Olgun Atila, 400 bin ölçekli Bornova’yı yönetti. Buğra Gökce ise CHP’nin en uzun süre bürokratlık yapan bir deneyimli bir isim. Çankaya Belediye Başkan Yardımcılığından geldi, İzmir’de daire başkanlığının ardından genel sekreter yardımcılığı ve genel sekreterlik yaptı. İdari bazı uyuşmazlıklar nedeniyle Türkiye’nin en büyük belediyesi'ne Genel Sekreter Yardımcısı olarak gitmiş biri. Dünyanın en büyük trafik ağının genel müdürlüğünü yapmış biri. Diğer arkadaşlarda geçmişte yöneticilik yapmış kişiler. Hem İzmir’i yönetmiş hem de İstanbul’da bulunmuş Gökce’nin bu süreçte önemli kazanımlar elde edileceğini biliyorum. Göreve gelirse bu işi başarabileceği kanaatindeyim. Olgun Bey’e de ciddi bir örgütsel teveccüh var. CHP’nin bu sürece çok duyarlı olduğu ortada. Bir kişinin hangi görevleri yaptığından  çok , o görevleri nasıl yaptığı önemli. CHP’de ve İzmir’de değerlere sahip çıkan Atatürkçü kimliğiyle öne çıkan bir CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanının daha etkili olacağı kanaatindeyim. Bütün aday adaylarına başarılar diliyorum” ifadelerine yer verdi.

ÇELİK’TEN SOYER YORUMU: TOPLUMSAL MEMNUNİYET VURGUSU

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in aday adaylık başvurusunu sessizce yapması dikkat çekmişti. Soyer’in sessizliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, “Tunç Soyer’in takdirindedir. Neden böyle bir tercihte bulundu bilmiyorum. Ancak 5 yılda yaptığı çalışmaları kamuoyuna göstermeye çalışıyor. Toplumsal bir memnuniyetsizlik kamuoyu yoklamasıyla ortaya çıkacaktır. Neden bu kadar sessiz başvuru yaptı bilemiyorum. Mevcut Başkanın bir tercihi olabilir. Bunu mütevazı bir şekilde yapmış olabilir. Belediye hizmetleriyle ilgili HİM’e sık şikayetler geldiğini ve bu şikayetlerin hızlıca çözülüyor. Sorunlar hiç bitmez ama hızlı çözüm arayan ve hayata geçiren başkanlar toplumsal memnuniyet özelinde üst düzeyde teveccüh görüyor. Toplumsal memnuniyeti karşılayabilirseniz tartışılmayan bir başkan oluyorsunuz. Tartışmalar varsa bu kimi zaman siyasi manipülasyondur kimi zamanda aksaklıklardır.  Belediye Başkanının yapması gereken sorunu en hızlı şekilde çözmeli. Aziz Başkan ve Tunç Başkan  birbirinden çok farklıydı. Aziz Kocaoğlu döneminde belediye bürokrasisini görünür kılınmaz ve siyasete bulaştırılmazdı. Tunç Başkan ise tam tersine belediye bürokrasini siyasetin içinde görünür kıldı. İki başkan arasında bakış açısı farklılığı vardı” diye konuştu.

“İZMİR’İ BÜYÜK BİR FARKLA KAZANACAĞIZ”

CHP’nin İzmir’de fark atacağını vurgulayan Çelik, “CHP Genel Merkez’e gelen ve kamuoyunda anketlerde CHP’li belediyelerin başarılı olduklarını görüyoruz. CHP İzmir’i yeniden büyük bir farkla kazanacak. CHP örgütü için yapı içerisinde seçimi kazanmak değil bir tuğla daha nasıl koyarız onun derdindeyiz. Adaylık başvurularında da gözle görülüyor, Soyer’den daha iyisini yapacaklardır mesajı verdiler. CHP’de İzmir Büyükşehir’i kazanmakla ilgili bir sorun yok. İzmir’i kazandıktan sonra hizmetlerin üzerine ne koyulur tartışması var. CHP tarihi bir farkla seçimi alacak. 14-28 Mayıs aldığımız siyasi yenilginin ardından yereldeki iktidarımızı güçlendirmek için örgüt sahada. CHP’nin elinde olmayan belediyeleri de kazanacağımız kanaatindeyim. Liyakat sahibi, yönetsel tecrübesi olan arkadaşların başkan adayı yapılması ve bu süreci örgüt heyecanıyla sandığa  taşımak. Sandıktan sonra tuğlanın üstüne nasıl tuğla koyarız diye hareket edilecek. 2019 yılında yerel yönetimleri kazandıktan sonra bir karar aldılar. İller Bankasından alınan pay düşürüldü. Belediyeler bu sebeple ellerindeki bütçenin yarısı kadar bir bütçeyle sorunlara çözüm arar hale geldi. Personellerin maaşlarını ödeyemez duruma getirdiler. Bilinçli olarak CHP’li belediyeleri temel belediyecilik hizmetleri halka sunmakta zorlanması için bilinçli bir politika uyguladılar. Kendi öz kaynaklarıyla yatırım yapmaya çalışan belediyelerimiz var. CHP belediyelerinin sayısının artmasıyla merkezi hükümet bütçe kısıtladı” diye konuştu.

“AKTİF SİYASETE DEVAM"

Devrim Barış Çelik açıklamasının devamında, “Ben CHP’de gençlik örgütlerinden bu yana siyaset yapıyorum. Çok uzun süre sıfatsız siyaset yaptım. Herhangi bir idarecilik görevim olmadı, unvan ile siyaset yapmadım. CHP’de görevler gelir ve geçer. Önemli olan bu görevi layıkıyla yapıyor musunuz? Siyaset uzun soluklu bir şey. Siyasete girilir ama çıkılmaz. 26 yıldır CHP’nin bir neferi olarak yapmaya devam edeceğiz. Esas olan üyeliktir. Üye olmak en kıymetli şeydir. Partimin bana verdiği herhangi bir görevde bulunmaya hazırım. Siyasetten kopmayacağız. Zaman zaman kenarda yeni görevlerin gelmesini beklersiniz. Biz CHP’nin uzun yıllar emek vermiş ve emekleri sonucunda belli yerlere gelmiş insanlarız. Ne görev verilirse onları yapmaya her zaman hazırız” ifadelerini kullandı.