Dolar 34,1505
%0.04
Euro 37,9389
%0.06
Altın 2.886,640
%0.04
Bist-100 9.888,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Çelik: Emeğin hakkını savunacak sendikacı arıyorum

Çelik: Emeğin hakkını savunacak sendikacı arıyorum

İZMİR’e İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinliklerine katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron çalışan işçilerin tazminat sorununu çözmek için sendikalara çağrı yaptı. Çelik, "'Bir ay çalışan işçilerimize tazminat vermenin önünü açalım, fon sistemine geçelim' diyorum, cevap alamıyorum. Konuşacak, emeğin hakkını savunacak sendikacı arıyorum" dedi.

  • Ege Postası
  • 07.05.2013 - 19:04
İZMİR - Bu sene 27’ncisi düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinlikleri İzmir’de başladı. Swiss Otel’de düzenlenen etkinliğe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TİSK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tandoğan Tokgöz, Türk İş Eğitim Sekreteri Ramazan Ağır, İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Direktörü Ümit Deniz Efendioğlu ve AK Parti Milletvekili Rıfat Sait katıldı.

İki gün sürecek etkinliklerde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu öncesi ve sonrası, meslek hastalıklarının önlenmesi ve iş kazalarından korunma yolları masaya yatırılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik pek çok sorunun masaya yatırıldığını söyledi. Terör konusunda çözmek için önemli adımlar atıldığını belirten Bakan Çelik, "İnşallah bu süreç sağlıklı şekilde tamamlanır ve 50 bini bulan insan kayıpları, akan gözyaşları, yanan yürekler tekrar yanmaz" dedi.

Türkiye’de iş kazalarının büyük bir sorun olduğunu söyleyen Çelik, 2002 yılında yüz bin işçide 17 işçinin iş kazasında hayatını kaybettiğini belirterek, "Bu rakam şu an yüz bin işçide 9 işçi gerilemiştir. 10 yılda işçi sayısında yüzde 128'lik artış var ancak iş kazalarında kaybedilen insan sayısına gelindiğinde yarı yarıya düşüş var. Tabii bu rakamlar memnuniyet verici olsaydı bu haftaları düzenlemezdik. Bu tablo hoş bir tablo olsa burada buluşmazdık. Yüz bin işçide 9 rakamı önemlidir. Biz yüzümüzü Avrupa'ya döndük. Gelişmiş 15 Avrupa ülkesinde yüz bin işçide ölüm sayısı 1-2 işçi iken bizde 8-9 olması, kabul edilebilir bir durum değil. Bu altyapı çalışmalarını ve farkındalık çalışmalarını yaygınlaştırmalıyız" dedi.

YASA İÇİN GEÇ KALDIK

İş kazalarının önlenebilir olduğunu ancak kuralsızlığın hakim geldiğini söyleyen Bakan Çelik, iş kazalarının yüzde 98’nin kurallar hakim olursa önlenebileceğini belirtti. Kurallar hakim olursa iş kazalarının sayısında ciddi düşüş yaşanacağını belirten Bakan Çelik, "İş güvenliği kanunu, geç kaldığımız bir düzenlemedir. İkinci mevzuat dönemleri de başlıyor. İki ay içinde yürürlüğe koyacağız. Biz üçlü saç ayağıyız. Çalışanlarda işçi- memur ayrımı yok. Mevzuat açısından kamu, üzerine düşeni yerine getirecek. Bütün çalışma hayatımızda, çalışanlar kavramını anayasaya devredebilirsek bu sorunu kökten çözeceğiz. Kamu görevini yerine getirdi. Çalışan işçi kardeşim de iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgi sahibi olmalı. İşverenin önce insan diye yola çıkması gerekir. Bu işin istisnası olmasın. İşçi, işveren ve kamu büyük bir dayanışma içinde bu olumsuz tabloları ortadan kaldırabilir. Uygulamadaki muhtemel yanlışlıkları ikinci mevzuatta düzeltebiliriz. Burada bizi dinleyen sendikalar masada bize kök söktürüyorlar. Bazen 8 saatte bir cümlede takılı kalıyoruz. Diyalog önemlidir. 'Ben' merkezli bir anlayış, yasamada da sosyal hayatta da doğru değildir" diye konuştu.

SORUNLARI TORUNLARA BIRAKMAYALIM

Taşeron sisteme yönelik eleştirileri yanıtlayan Bakan Çelik İzmir’den sendikacılara seslendi. Taşeron işçilerin en önemli mahrumiyetinin tazminat sorunu olduğunu belirten Çelik, "12 ay çalışmayan işçiye tazminat vermiyorsunuz. 'Bir ay çalışan işçilerimize tazminat vermenin önünü açalım, fon sistemine geçelim' diyorum, cevap alamıyorum. 'Kamudaki 380 bin işçinin mevcut konumlarını devam ettirelim ve haksız uygulamaya son verelim diyoruz' sendika arıyorum, sendikacı arıyorum. Bunu konuşacak, emeğin hakkını savunacak sendikacı arıyorum. Bunu dediğimde 'Ağır kaçıyor' diyorlar. Hayır efendim. Sorun çözelim. 'Sorunları, torunlara bırakmayalım' diyoruz. Sorunları, torunlara bırakanlar büyük fatura ödettiler. Sigortalı sayımız son on yılda yüzde 50 arttı. Kayıt dışılık yüzde 52'den yüzde 36- 37 aralığına geriledi. Bir puan kayıt dışılığın maliyeti 700 milyon lira. Sigortasız çalıştırmama ile ilgili yaygın denetimlerimiz devam etmektedir" dedi. Bakan Çelik, meslek hastalıklarının yeni yasayla bildirime tabi tutulduğunu bu konuda istatistiklerin sağlıklı şekilde oluşturulacağını söyledi.

VALİ KIRAÇ: İŞ KAZALARINDA İKİNCİ KENTİZ

İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, ülkede refahın artırılması için önemli çalışmaların yapıldığını söyleyerek, "Sosyal güvenlik reformu ve İş Sağlığı- Güvenliği Kanunu da bunların başında gelmektedir. Bu kanun, iş sağlığı açısından bir dönüm noktası. Dünyada her 15 saniyede bir işçi hayatını kaybediyor. Ülkemizde günde ortalama 4 işçimiz hayatını kaybetmektedir. İzmir olarak, İstanbul'dan sonra Türkiye'de en çok iş kazasının meydana geldiği il konumundayız. İş yerlerinin, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından sürekli olarak denetlenmesi gerekir" dedi.

TİSK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tandoğan Tokgöz, İş sağlığı ve güvenliği kanununun çıkarılmasına rağmen güvenlik konusunda olumlu bir mesafe alınamadığını belirtti. Güvenlik kültürü ve bilinç düzeyi istenen noktaya gelinmediğini anlatan Tokgöz, "Başta KOBİ'ler olmak üzere, tüm işyerlerine daha fazla destek verilmelidir" diye konuştu.

TAŞERON BÜYÜK SORUN

Türk- İş Eğitim Sekreteri Ramazan Ağır, taşeron işçilerin iş güvencesinin olmadığını söyledi. Taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenlik yönünde korumasız olduğunu belirten Ağır, "Kaçak işçi sayısı her geçen gün artmaktadır. Bir yıldır iş sağlığı ve iş güvenliği hakkında kanunumuz var. 6331 sayılı bu kanun, bizim açımızdan olumlu ve ileri bir adımdır" dedi.

Memur- Sen adına konuşan Enerji Birsen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, "Bugüne kadar yasal tedbirlerin alınması için verilen çabalar sonuçlandı ve yeni yasa ile yasal zemine kavuşturuldu. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yasalaşmadan önce tüm kesimlerin görüşlerinin alınması sorunların çözümü için paydaş olduğumuz anlamına gelir ve anlam taşır. Yasa bir takım eksiklikler ile hayata geçti. Her yıl dünyada 120 milyona yakın iş kazası meydana gelmektedir. Ülkemiz de Dünya ve Avrupa zirvesini kimseye bırakmamaktadır. Yasada eksiklikler olmasına rağmen yapılacak çalışmalarla bu eksiklikler giderilebilir" diye konuştu.

MESLEK HASTALIKLARI BÜYÜK SORUN

Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Temsilcisi Ümit Deniz Efendioğlu meslek hastalıklarının büyük bir sorun olduğunu söyledi. Efendioğlu, "İstatistiklere göre dünyada 2 milyon 340 bin insan meslek hastalığı sebebiyle hayatını kaybediyor. Dünyada ölümlerinin yüzde 86’sı meslek hastalıkları kaynaklıyken Türkiye bu rakam ise yüzde 0.6 olarak görülüyor. Veri eksikliği bu sorunun tespitini ve önlemlerin alınmasını engelliyor" dedi.

İş sağlığı güvenliğini yükselen bir değer olduğunu söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Türkiye’nin bu alanda yıldız gibi parladığını söyledi. Özer, iş kazası ve meslek hastalıklarını azalmasını temenni etti.

AÇILIŞ YAPTI


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, '27nci İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası' etkinlikleri kapsamında geldiği İzmir'de, 8 yeni SGM Ofisi'nin de toplu açılışını yaptı. Bornova Naci Şahin SGM Müdürlüğü Binası'ndaki toplu açılış töreninde, Aliağa, Balçova, Buca, Bornova, Çeşme, Gaziemir, Menderes ve Ödemiş merkezlerinin kurdelesi eş zamanlı kesildi. Bakan Faruk Çelik, 'vatandaş odaklı hizmet anlayışı' kapsamında çalıştıklarını söyledi. İzmir’in 30 ilçesinin 24’ünde SGM merkezlerinin hizmet verdiğini belirten Çelik, şöyle dedi:

"Sadece İzmir’de değil 81 ilimizde bu böyle. Son yapılan araştırmalarda SGK hizmetlerinden memnuniyet yüzde 75'i aştı. Doğumdan ölüme tüm hizmetleri kapsamaktadır bu hizmetler. Memnuniyetsizlik demek, vatandaşların ciddi problemler yaşadığı anlamına gelir. Bunları yaparken vefalı olmak durumundayız. Bu ülkeye. İzmir'e kim bir çivi çakmışsa hangi siyasi anlayışta olursa olsun müteşekkir olmalıyız. Bu ülke bizim. Maksadı hizmet olan herkese teşekkür etmek en önemli meziyetlerimizdendir."

MAAŞLARI ENFLASYONA EZDİRMEDİK

Dünyada ekonomik anlamda sıkıntılar olduğunu belirten Bakan Çelik, şöyle devam etti:

"Yakın zamanda Oslo'da ve Norveç'teydim. 25 ülkenin Çalışma Bakanları ile değerlendirmeler yaptık. Litvanya Cumhurbaşkanı çıktı, ücretleri ve emekli aylıklarını aşağı çektiklerini söylediler. Portekiz, İspanya ve İtalya adına konuşan bakanlar, yaşadıkları süreçlerin hangi boyutta olduğunu ortaya koydular. Maaşlar aşağıya çekiliyor. Vatandaş, geri gidişin durması için mücadele veriyor. Türkiye'de, çalışanlarımızın ücretlerini enflasyona ezdirmedik. Bir vatandaş, maaşının yeterli olmadığını söyleyebilir ama biz 76 milyondan toplamadığımızı, 76 milyona dağıtırken adil bir dağıtım içindeyiz. Hazineden borçlan, vatandaşa dağıt, yarın biri bunu temizler anlayışı artık demode oldu. Siz sorumlu olduğunuz dönemde, gelecek nesilleri borçlandırmayacaksınız. Sosyal devletiz dedik, özel bakanlık kurduk ve krizin yaşandığı dönemde sosyal yardımları artırdık. Uluslararası toplantılarda bu başarımızı, ilgili devletler bize ifade ediyorlar."

"ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR"

Kriz döneminde yatırım, açılış ve sosyal yardımların devam ettiğine dikkat çeken Bakan Çelik, bu sürecin 'sihirli formülü' bulunduğunu ifade ederken, şöyle konuştu:

"6 yıldır bakanım. 6 yılda 4 saat uyku uyuduğumu hatırlamıyorum. En verimli çalışmaları akşam 18.00'den sonra başlatıyoruz. Türkiye'den, krizde çok olumsuz rakam bekleyenleri yanılttı. Çok zaman kaybettik ve çok çalışmamız gerekiyor. 10 yılda SGK'nın yıllık geliri 20 milyar lira iken, bugün 102 milyar lira. Bu çalışmalar olmasa bu sonuç çıkabilir m? Sağlık hizmeti alamadığını söyleyen varsa, çıksın neden alamadığını söylesin."

Her bütçeye uygun sağlık hizmeti düzenlemesini getirdiklerin anlatan Bakan Çelik, sağlıkta SGK, Bağkur, Emekli Sandığı gibi ayrımcılığı kaldırdıklarının altını çizdi.

Sözleşmeli personelin kadroya alınması sürecinin sorulması üzerine Bakan Çelik, Bakan Çelik, "Bakanlık olarak çalışmalarımızı tamamladık. Alternatiflerimizi sunacağız. Sayın Başbakan'da şuanda. Sendikaların talepleri ortaya kondu. Ayrıntılı bilgileri takdim edeceğiz. Kadroya alınıp alınmayacakları işin kolay tarafı. Yüzbinlerce insanı ilgilendiren konuyla ilgili alternatifli çözümlerimiz, personel statüleri ile ilgili çalışmalarımız hazır. Hangisinin uygulanmasına karar verilirse gereğini yerine getireceğiz" dedi.

"TAŞERONA ÇEKİ DÜZEN VERECEĞİZ"

Belediyelerin kendi şirketlerine ihalesiz hizmet vermek yönündeki taleplerinin olduğunu hatırlatılması üzerine ise Bakan Çelik, "Emeğin sömürüsüne dönük bir çalışma içindeyiz. Hizmet alımlarının hangi koşullarda yapıldığı önemli. Bu işe çekidüzen vermeliyiz. Hizmetlerin hangilerinin kamu ihale kurumu bünyesinde olacağı belli. Belediyeler zaten hizmet alıyor. İhalesiz hizmeti nasıl alacaklar. Ben eğer, belediye firmasından 5 lira düşük fiyat vereceksem, nasıl kamu kaynağını böyle kullanabilirsini? 1,5 yıldır işçisiyle, belediyesiyle, KİK'li bu konuyu tartışıyoruz ama henüz sonlandıramadık. Taşeron uygulamasına çekidüzen vermek konusunda kararlıyız" ifadelerini kullandı.

Programına Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü ziyaretiyle devam eden Bakan Çelik, bina girişinde bulanan çay ocağına uğramayı ihmal etmedi. Çay ocağının sahibi Necdet Ecevit’le sohbet bir süre sohbet eden Çelik, ziyaret programına devam etti.

AK PARTİ İL BAŞKANLIĞI'NI ZİYARET ETTİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İzmir’de olmaktan gurur ve onur duyduğunu söyledi. İzmir’in Türkiye ve bölge için çok önemli olduğunu söyleyen Bakan Çelik, "İzmir teşkilatı büyük sorumluluk üstlenmiştir. Bu sorumluluk beklenen neticeyi doğurmalıdır. Sorumluluk fiilen neticeye dönüşmelidir. Ak Parti sıradan bir parti değildir. Ak parti Genel Başkanı düşününüz ki hiç bir şey olma şansı olmamasına rağmen partiyi kuruyor ve partiye devam ediyor. Bu ne demek benim aktif olmam yerine milletin aktif olması demektir. İşte bu süreç bu samimi yola çıkış bu içtenlikli yola çıkış bütün kapıları açtı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde akşam seçim sonuçlarını beklerken 310 milletvekili çıkaracağımızı bekliyordruk. Çıkış samimi olduğu için milletin derdi ile dertlenmek olduğu için gece bize gelen rakam 360 milletvekili oldu. Büyük bir oy büyük bir milletvekili sayısı. Bunu şöyle izah edebelirsiniz. Bunun altında yatan maya samimiyettir. Samimi çizgi devam ettiği içindir ki oylarımız üç dönemdir artarak devam ediyor. İnşallah dördüncü dönemde de artacak. Çünkü Türkiye’nin kuruluşunun 100’ncü yıl dönümü siyasi istikrarla geçmelidir. Kim yapacak bun? Samimi kadrolar yapacaktır. Laf Cumhuriyetçisi değil icraat Cumhuriyetçisiyiz” dedi.

2023 gençliğinin geçmişi değil geleceği konuşan nesil olacağını söyleyen Bakan Çelik, "Geçmişe takılıp kalmayacağız. Bazı alanlarda geçtik geçemediğimiz alanlarda nasıl o başarıyı elde edebiliriz diye çalışıyoruz. Ben merkezli siyaset bu partiye yakışmaz. Biz merkezli siyaset bize yakışır. Biz merkezli oluşturduğumuz kadronun tümünün İzmir’i kucaklaması gerekiyor. Bunuda en iyi şekilde yapıyor. Ama nerede ayrıntılarda nüanslarda eksikliklerimiz var onları değerlendirmemiz gerekiyor. Bunu da yaptığımız zaman başarı kendiliğinden gelecektir. Her ilin farklı bir yapısı vardır. İşin mayası samimiyettir. Biz samimi çalışırsak İzmir’de başarıyı elde edemeyeceğimize inanmıyorum. Bize de bakanlık olarak ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Kapı kapı dolaşmaya el birliği ile çalışmaları sergilemeye hazırız. Bazı partiler genel başkanlarını akredite etmeye çalışıyor. Benim genel başkanım öyle demedi böyle demedi diye uğraşıp duruyorlar. Biz ise genel başkanımızın hızına yetişmeye çalışıyoruz. Herkes genel başkanımızı çok seviyor” diye konuştu.

Ak Parti’nin yerel seçimlerdeki iddiasının sorulması üzerine Bakan Çelik, 81 ilde iddialı olduklarını söyledi. Bakan Çelik, "Biz hangi ilde çıkamayız diye hesap yapmıyoruz. Ak Parti’nin böyle hesapları yok. Biz her ilde belediyelere talibiz. İzmir diyorsanız 30 ilçeye talibiz. Hedefimiz bellidir. Neden bunu söylüyorum. Geriye dönüp bakılsın. 10 yıllık dönemler mukayese edilsin. Bu parti ne yapt? Milletin değer yargıları için neler yaptıla? Bu iki kademeden bakılsın. Hangi dönemle mukayese edilirse edilsin hepsinin önündeyiz. Çağdaş değerlere sahip çıkan bir parti , İzmir gibi bir ilde de başarı elde edilmeyecek gibi bir düşünceyi düşünmek istemiyorum” dedi.

(DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.