Dolar 34,2398
%0.28
Euro 37,6309
%-0.37
Altın 2.922,340
%0.22
Bist-100 9.109,00
%2.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Devletin zirvesi İzmir İktisat Kongresi'nde

Devletin zirvesi İzmir İktisat Kongresi'nde

Türkiye ekonomisinin tartışılacağı üç gün sürecek 5'inci İzmir İktisat Kongresi’nin açılışına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 5 bakan katıldı. Kongrenin yapıldığı otelde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Başbakan Erdoğan konuşmasında Cumhuriyet nutukla, kutuplaştırmayla, ayrışmayla değil, işle, yatırımla, kardeşlikle büyür' dedi

  • Ege Postası
  • 30.10.2013 - 15:00
İZMİR- Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen 5'inci İzmir İktisat Kongresi, Swissotel Grand Efes’te başladı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı otelin çevresindeki sokaklar güvenlik şeridi ile trafiğe kapatıldı, park halindeki araçlar çektirildi. Katılımcılar, X-ray kapılarından geçti, çantalar, X-ray cihazlarından geçirildi. Katılımcılara dedektörle üst araması yapıldı, çantaların içine bakıldı. Başbakan Erdoğan saat 11.00’de başlaması gereken kongreye saat 11.40’ta katıldı. Başbakan ve bakanlar protokole oturduktan sonra otele daha önce gelip dinlenmeye çekilen Cumhurbaşkanı Gül yaklaşık 10 dakika beklendi. O sırada Başbakan yanında oturan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile sohbet etti. Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan’dan 10 dakika sonra salona girdi.

5 BAKAN KATILDI

Kongreye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmek Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, MHP Grup Bşakanvekili Oktay Vural ile yaklaşık 800 kişi katıldı.

TÜRKİYE EKONOMİSİ TARTIŞILACAK

İzmir’de 1 Kasım’da sona erecek kongrenin ana teması 'Küresel Yeniden Yapılanma Sürecinde Türkiye Ekonomisi' olarak belirlendi. Kongrede, küresel ekonomik gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisi, yüksek ve istikrarlı büyüme, finans, sanayileşme, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilik, nitelikli insan kaynağı, bölgesel gelişme, rekabetçi ve yaşanabilir kentler, kapsayıcı kalkınma politikaları, işgücü piyasası ve istihdam, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyüme, tarım ve gıda, hizmetler sektörü, kamu ekonomisi, kamu yönetimi reformları, bilişim politikaları, uluslararası rekabet gücü, uluslararası ticaret ve benzeri konu başlıkları kapsamında ülkemizin önümüzdeki dönem politikalarına ışık tutacak tartışmalar yapılacak. Kongrede 34 oturumda 241 panelist konuşacak. Panelleri 151’i yabancı 3 bine yakın davetli izleyecek.



“TÜRKİYE EKONOMİSİNDE DÖNÜŞÜM ZORUNLU”


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, açılış konuşmasında kongrenin zamanlamasının doğru olduğuna dikkat çekerek, Türkiye ekonomisinde dönüşümün zorunlu olduğunu söyledi. Kocaoğlu, şöyle konuştu:

“İzmir, Türkiye’nin varoluşunda, uygarlığa yeniden katılmasında odak noktasıdır. Demokratik bir ülkenin ilk tohumları da bu kongrede atılmıştır. Mustafa Kemal böylece, çağının çok ötesinde görüşlere sahip öncü bir lider olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Dileğimiz, bu kongrenin ülkemiz ve insanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine cevap niteliğinde sonuçlar üretmesidir. Kongre zamanlaması, oldukça doğru belirlenmiştir. Bugün dünya ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu koşullar dikkatle incelendiğinde, bir dönüşüm zorunluluğu kendisini fazlasıyla hissettirmektedir. Aksi taktirde bu durağan ekonomik iklim 2020'lere kadar sürebilecektir. Türkiye'de, ülke potansiyellerini harekete geçirerek gelişmeyi hedefleyen, insanı ve üretimi referans alan, sürdürülebilir çevre anlayışına sahip yeni bir büyüme stratejisi ya da yeni bir kalkınma modeline ihtiyacımız vardır. Üretim mutlaka teşvik edilmelidir. Tarım ve hayvancılığımız mutlaka desteklenerek üretim ve ihracat potansiyeli artırılmalıdır.”

"DEVLETİN ZİRVESİ İZMİR'DE"HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

“TÜRKİYE BU HASTALIKTAN KURTULMALIDIR”

Kocaoğlu, ülkenin sahip olduğu potansiyeli kullanamadığını belirterek, “Bu sadece bugünün sorunu değildir; geçmişten gelen bir hastalıktır. Türkiye, artık bu hastalıktan kurtulmalıdır. Bunun yolu üretimdir, işçilerin verimliliğini artırmaktır, ücret politikalarının yeniden gözden geçirilmesidir, taşeronlaşma mutlaka kaldırılmalı, bir kısmı evine asgari ücreti bile götüremeyen milyonlarca işçimiz insanca yaşam koşullarına kavuşturulmalıdır. Ama bu arada, asgari ücret gibi azami ücret de belirlenmelidir” dedi.

İZMİR KABUĞUNU KIRMA NOKTASINA GELDİ

İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, İktisat Kongresi’nin İzmir için ayrı bir önemi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda ekonomi ve sosyal politikaların belirlenmesinde önemi açık ve net. İzmir payını alıyor. İzmir geneline baktığımızda yürütülmekte olan önemli projeler var. Çandarlı Limanı, İzmir- İstanbul Otoyolu çalışmaları devam ediyor. Sabuncubeli Tüneli, Konak Tüneli trafiğin rahatlaması açısından önemli. Lojistik yatırımları sürüyor. Eğitim ve sağlık kampusleri olmak üzere köye köylüye önemli katkılar sağlıyor. İzmir bunlarla önemli ivme kazanıyor. İzmir kabuğunu kırma noktasına geldi. Hükümet’e İzmir’e verdiği destekler, katkılar ve oluşturulan yeni projelerle İzmir’i mevcut durumundan daha iyi noktaya gelmesi için katkı sağlanıyor. İzmir’in EXPO 2020 adaylığı, 27 Kasım oylaması öncesinde bu kongrenin düzenlenmesi önemli katkı sağladı.”



BABACAN’DAN KÜRESEL KRİZİN ETKİLERİ UYARISI

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2023 hedeflerinin ulaşılmasında küresel ekonominin değerlendirme açısından İktisat Kongresi’nin çok önemli olduğunu belirtti. 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizin 5 yıl geçmesine rağmen etkilerinin devam ettiğini söyleyen Babacan, “Gelişmiş ülkelerde finans sektöründe belirsizlik biraz azaldı, ama zayıf yapı hala devam ediyor. Gelişmiş ülkelerde toparlanma hala söz konusu değil. OECD’nin yaptığı açıklamada halkın devlete güveni düşük seviyededir. Ancak buna rağmen gelişmekte olan ülkelerde ise ciddi bir gelişim söz konusudur. Bu yüzden dünyadaki ekonomik güç dengeleri değişiyor. Bu durum ileriki dönemde siyasi güç dengesinin de değişeceğini işaret ediyor. Biz reformlarımızı güven üzerine oluşturduk. Tabi bu güven kendiliğinden oluşmadı. Asla tutamayacağız sözler vermedik. Programlar açıkladık ve samimi bir şekilde o hedeflere doğru ilerledik. Ülkeler arasında ürünlerin, insanların ve sermayenin serbestçe dolaşabildiği bir sistem için çalıştık. Dışa açık bir ekonomik yapının halkın refahını artıracağını söyledik. Son 10 yılda milli gelirimiz 3 kattan daha fazla arttı. Bu çizgimiz tutarlı vizyonumuz sebebiyle arttı. Ekonomik reformların kararlılık ile devam etmesi bizi daha iyi başarılara taşıyacak” dedi.

KATMA DEĞER KATARAK GELİŞEBİLİRİZ

2023 hedeflerine ulaşmak için eğitim alanında reformlar önem kazanacağını belirten Babacan, “Gelişimimiz genç nüfusumuzu daha iyi eğiterek olacaktır. Önemli olan katma değerlerin toplamıdır. Daha fazla katma değer üreterek gelişmiş bir ülke olabiliriz. Tabii yargı reformları sağlanamazsa gelişmiş bir ülke olamayız. Büyümenin sürdürülebilir olması çok önemlidir. Gelecek yıla değil, orta ve uzun vadeli büyümeye odaklanılmış programlar gerekiyor. Ekonomimiz büyürken kamu gelir dengesinin bozulmaması ve finans sektörünün sağlam kalması önemlidir. Eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik gibi altyapılarının düzelmesi gerekiyor. Bütün bunlar Türkiye için önemli olduğu gibi gelişmekte olan ülkeler için önemlidir. Enerjide dış bağımlılığın azaltılması gibi konular önümüzdeki reformların önemli konuları arasındadır. Bu kongrede, tartışmalar da ekonomik reformlarımızı etkileyecektir” diye konuştu.

YILMAZ: HEDEF 1 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bugüne kadar dört kez yapılan İktisat Kongresi’nin hep dönüm noktalarında gerçekleştirildiğini, 5'inci İktisat Kongresi’nin de dünyayı kapsayın kırılma noktasında düzenlediklerini söyledi. Yılmaz, Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir Paşa’nın askeri ve siyasi başarıların ekonomik başarılar olmadan bir anlam ifade etmeyeceğini 1923 yılında yapılan ilk İktisat Kongresi’ne net şekilde ortaya koyduklarını söyledi. İktisat Kongresi için İzmir’in tercih edilmesinin tesadüf olmadığın belirten Yılmaz “Doğunun batısı, batının doğusu bir ilimiz. Tarihe baktığımızda dünya ekonomisi ile Türkiye ekonomisinin kesişim noktasındaki en önemli illerden biridir. O tarihlerde dünya ekonomisi ile ilişki olmadan kalkınma olmayacağı kongrede ortaya konmuş. Daha liberal bir yapı tercih edilmiş. O dönemde sosyalist düzen de söz konusu olduğu halde tercih etmediler. Günün koşullarında daha piyasa düzenine yakın politikayı belirlediler. Dünyadan sermaye gelmesi için çağrıda bulunmuşlar” dedi.

İktisat Kongreleri’nin hep dönem noktalarında gerçekleştirildiğine dikkat çeken Yılmaz, “1923’teki ilk kongrenin ardından 1981 yılında Türkiye’nin dışı açılma politikalarının başladığı yılda ikinci kongre gerçekleşti. Kapalı ekonomiden açık ekonomiye geçişte yapıldı. Üçüncü kongre soğuk savaşın bittiği 1992 yılında yapıldı. Dördüncü kongre ise Türkiye’nin AB sürecinde önemli aşamaya geldiği 2004 yılına denk geldi. Beşinci Kongre’yi ise dünyanın önemli kırılma noktasında yapıyoruz. Küresel kriz bir süredir tüm dünyayı etkiliyor. Önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Üretim eksenin ağırlık merkezi Asya’ya kaydığı dönemdeyiz. Gelişmekte olan ülkelerin söz sahibi olduğu evredeyiz. Biz de ‘Yeniden yapılanma sürecinde Türkiye ekonomisi’ başlığı ile 5'inci İktisat Kongresini yapıyoruz” dedi.

Cumhuriyet kurulduğunda 579 milyon dolarlık ekonomiye sahip olunduğunu tarımın ekonomideki payının yüzde 40 olduğunu dile getiren Yılmaz. İthalatın 87 milyon dolar, İhracatın ise 51 milyon dolar olduğunu söyledi. 1930’lu yıllarda okuma yazma oranının yüzde 20 seviyesinde bulunduğunu belirten Yılmaz “90 yılda önemli mesafe alındı. Son 10 yıldaki reformlar büyük ivme katarak ekonomimizi önemli yere getirdi. Geçen yıl 786 milyar dolarlık ekonomimiz vardı. İhracat 152,5 milyar dolar. 500 milyar dolar ihracat hedefledik. 2023’ de 1 trilyon dolarlık ekonomiyi hedefledik” dedi.



DÜNYA BANKASI BAŞKANI KİM TÜRKİYE’Yİ ÖVDÜ

Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, Türkiye’nin 1 yılda küresel liderlikte önemli rol oynayacağını ve G-20 Başkanlığı’nı üstleneceğini söyledi. Türkiye’nin pek çok sektörde önemli başarılar elde ettiğini sağlık reformu başta olmak üzere pek çok konuda diğer ülkelerin örnek alması gerektiğini belirtti. Kim, Türkiye’de İzmir İktisat Kongresi’nde konuşma yapmanın kendisi için onur olduğunu söyledi. Kore kökenli olduğunu belirten Kim, “İki ülke yakın bağlar taşımaktıdır. 1950 yılında Türkiye BM’in çağrısına yanıt veren ikinci ülke olarak Kore Savaşı’nda ön saflarda yeraldı. Üç yıl içinde Anadolu’dan dağlardan, küçük kasabalardan Kore’de çarpışmak üzere 15 bin gönüllü Kore savunmasına katkı sağladı. Müthiş kahramanlıklar yaptılar. Koreli bir ABD’li olarak 1959’da doğduğumda Türk askerlerin çok şeyler borçlu olarak doğduğumu biliyordum. Ayrıca 2002 yılında Türkiye-Kore maçında maç bittiğinde 3-2 kazanan Türk futbolcular Koreli arkadaşlarını teselli ettiler. Seyirciler Türk ve Kore bayraklarını beraber salladılar. Ülkeler arasında gerçek dostluğun ne olacağı mesajını verdi” dedi.

Kim, Doğu Akdeniz’in önemli kenti olan İzmir’de Kongre’yi yapmanın önemli olduğunu söyledi. Kim, “Dünya ekonomik sistemi dönüşürken Türkiye’de aynı şekilde değişiyor dönüşüyor. Takdire şayan şekilde. Kurucu Atatürk bunu da vurgulamış ‘Türkiye daha refah içinde bağımsız ve güçlü yapabilmenin önemli noktalarından birisinin ekonomik kalkınmanın belkemiği olarak tesis etmektir’ demiştir. Başbakan Erdoğan’ın 2023 yılı için ortaya koyduğu son derece önemli hedeflerle bu yolda yürüdüğün göstermektedir. Makro ekonomi ve yapılan reformlarda gelişme kaydettiler. Dünya Bankası olarak elimizden gelen katkıyı veriyoruz. 2030 yılı itibariyle dünya üzerinden yoksulluğu ortadan kaldırmak ve refahın en yoksul yüzde 40 tarafından paylaşılması için ilave tedbirler alacağız” dedi.

Dünya Bankası Başkanı Kim, ciddi hamlelerde Türkiye’nin önemli rol oynacağını, Türk Hükümeti’nin kendi başarılarını dünya politiklarıyla paylaşmasının önemli olduğunu belirtti. Malezya, Kosova, Moritanya gibi ülkelerle Türkiye deneyimini paylaşmak için çalıştıkların belirten Kim, “Türkiye özellikle son 10 yıl için sağlık reformunu başardı. Bebek ölümlere üçte iki, anne ölümlere yüzde 80 azaldı” dedi.

Türkiye’nin mali olarak enerji verimliliğinin üzerinde ihtiyaç duyulan tüm yatırımları doğru şekilde yönlendirdiğini belirten Kim, ayrıca Türkiye’nin 1999 Marmara depreminde çok şeyler öğrendiğini ve şoklara karşı nasıl direnç göstereceğini, doğal afet riskine yanıt vereceği acil eylem planında başarı kaydettiğini söyledi. Dünya Bankası’nın bu planı örnek gösterdiğini belirten Kim, bankacılık sektöründe de önemli adımlar atıldığını belirtti. Dünyada gelişmekte olan piyasaların payını beşte birden üçte bire çıktığına dikkat çeken Kim, Türkiye’nin de bu başarıda payı olduğunu söyledi. Ancak kazanımların hassas ve kırılgan olduğuna dikkat çeken Kim, “Dünyanın 2007 öncesi büyüme oranlarının yakalanması lazım. Türkiye krizden çabuk toparlandı. ABD’deki mali durum ve Avrupa’da kriz sonrası hayalet kriz olarak tabir edilecek etkiler iddialı hedefleri aşağıya çekebiliyor. Suriye gibi çatışma bölgelerinin yaratığı olumsuzluklar var. Türkiye 500 bin mülteciye kucak açtı. Her şey hızlı değişmekte. Yeni bir program işlemesi gerektiğini düşünüyorum Daha iddialı hedefler ortaya koyarak, esnek olunması ve dünya bankası olarak müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt verecek yapı için çalışıyoruz. İstanbul’da İslam finans merkezin açacağız. İslam finansmanı 1.5 trilyon dolarlık küresel varlığı temsil ediyor. Dünya üzerinde daha fazla iş yaratılacak” dedi.

Kim, 90'ıncı kuruluşunu kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1 yılda küresel liderlikte önemli rol oynayacağını söyledi. Türkiye’nin G 20 Başkanlığı’nı gerçekleştireceğini belirten Kim, İktisat Kongresi’den de önemli sonuçlar çıkacağını söyledi.


Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.